2
bu konu hakkında benim 2 teorim var. biri bu sene bir diğeri daha önceki seneler için.
önce daha önceki seneler hakkındaki teorimi yazmak isterim ki çok tahmin edilebilir.
avrupanın son durağı neresi? bir düşünelim. belçika, hollanda, portekiz,kuzey avrupa falan değil, belli. bu ülkeler paralrı olmadığı için alt yapıdan genç oyuncularla takım kurmaya mahkumlar. 3 büyükler batmaz diyoruz ama oralarda öyle bir şey yok. aynı zamanda normal maaşları verirler. yani kimse selçuk ile melo'ya oralarda ortalama 3 milyon vermez. (maç başı vs hariç) benim aklıma 2, 3 yer geliyor. birazcık çökmüş italya (futbol olarak), belki yunanistan ama asıl türkiye ve rusya. burdan sonrası qatar,çin falan.aslında biz bu durumdayız. son avrupa durağı. menajerler de bunun farkında. biraz sıkıntı yaşamış oyuncularını yüksek mebladan pazarlamak için rusya ve biz tam aranan ülkeleriz. çünkü sistem yok. normalde uefa'dan önce tff'nin denetleme yapması gerekirken kara mizah dolu bir yapı var. daha kötüsü bireylere kızıyoruz. oysa her birey sistemin bir sonucu.
gerek fiyat artırmak, gerek yüksek kontratlar yapmak için çok iyi bir ülkeyiz. düşünsenize bir menajer oyuncusunu ederinin 3 katı üstüne avrupada oynayan bir kulübe satmış oluyor. bir de ülkemizden bir takım biraz ismini avrupada duyursa menajerlerin nasıl mutlu olacağını düşünün. harika bir iş sahasıyız. (menajerleri suçlamıyorum, böyle bir şey anlaşılmasın.)
bu seneki durum bence biraz daha farklı. daha önce çok yazdım.
hamza hoca nereden geldi? milli takımdan. uzun bir süre tek gözlemlediği oyuncular türklerdi. bir de 1 sene boyunca galatasaray'ın başında ligde oynayan rakipleri. bu sene çok yoğun geçtiği için zaten oyuncu inceleyemez. yani hocanın eski portföyü şu an çöp. yeni portföy hazırlamaya zaman yok.
scout ekibimiz çok dengesiz. aslında ne kadar iyi olup olmadıklarını anlayabileceğimiz kadar buldukları oyuncuları bile izlemedik. onlara çok ihtiyacımız var bu sene.
kulübümüzün -ne yazıkki- transfer vs gibi konularda bir üst aklı yok. (galatasaray'ın orta vadede yapması gereken en önemli konu bence bu. divan kuruluna mı bağlı olur başka bir şeye mi bilmem ama kesinlikle profesyonel bir üst akıl olmalı.)
yönetim acemi. (ki ben her zaman daha önce yönetimlerde görevler almamış insanların başkan olmasına karşı olmuşumdur. ünal aysal'dan beri böyle.) burada önemli bir nokta var. yönetimin acemi olması gidip oyuncu izleyecek başkan yok demek değil. (sen kimsin fiko, futboldan ne anlarsın benden, serpil hamdi tüzün'den ve ya şenol hocadan fazla. taraftarsın işte karışma, oyuncu izleme o senin işin değil.) deneyimli yönetimlerin güvendiği başarılı olduğu menajerler yok şuanda. yani güvenemezsiniz.
bu şartlar altında elimizdeki havuz çok düşük. hamza hocanın elindeki türk havuzu, eski oyuncuları ve geçen sene mücadele ettiği oyuncular var. scout ekibi var. bir de eskiden ilgilenilmiş ve incelenmiş oyuncular. bence bu yüzden özellikle bu sene daha çok daha önce adı bizimle anılmış oyuncuları duyuyoruz.
önce daha önceki seneler hakkındaki teorimi yazmak isterim ki çok tahmin edilebilir.
avrupanın son durağı neresi? bir düşünelim. belçika, hollanda, portekiz,kuzey avrupa falan değil, belli. bu ülkeler paralrı olmadığı için alt yapıdan genç oyuncularla takım kurmaya mahkumlar. 3 büyükler batmaz diyoruz ama oralarda öyle bir şey yok. aynı zamanda normal maaşları verirler. yani kimse selçuk ile melo'ya oralarda ortalama 3 milyon vermez. (maç başı vs hariç) benim aklıma 2, 3 yer geliyor. birazcık çökmüş italya (futbol olarak), belki yunanistan ama asıl türkiye ve rusya. burdan sonrası qatar,çin falan.aslında biz bu durumdayız. son avrupa durağı. menajerler de bunun farkında. biraz sıkıntı yaşamış oyuncularını yüksek mebladan pazarlamak için rusya ve biz tam aranan ülkeleriz. çünkü sistem yok. normalde uefa'dan önce tff'nin denetleme yapması gerekirken kara mizah dolu bir yapı var. daha kötüsü bireylere kızıyoruz. oysa her birey sistemin bir sonucu.
gerek fiyat artırmak, gerek yüksek kontratlar yapmak için çok iyi bir ülkeyiz. düşünsenize bir menajer oyuncusunu ederinin 3 katı üstüne avrupada oynayan bir kulübe satmış oluyor. bir de ülkemizden bir takım biraz ismini avrupada duyursa menajerlerin nasıl mutlu olacağını düşünün. harika bir iş sahasıyız. (menajerleri suçlamıyorum, böyle bir şey anlaşılmasın.)
bu seneki durum bence biraz daha farklı. daha önce çok yazdım.
hamza hoca nereden geldi? milli takımdan. uzun bir süre tek gözlemlediği oyuncular türklerdi. bir de 1 sene boyunca galatasaray'ın başında ligde oynayan rakipleri. bu sene çok yoğun geçtiği için zaten oyuncu inceleyemez. yani hocanın eski portföyü şu an çöp. yeni portföy hazırlamaya zaman yok.
scout ekibimiz çok dengesiz. aslında ne kadar iyi olup olmadıklarını anlayabileceğimiz kadar buldukları oyuncuları bile izlemedik. onlara çok ihtiyacımız var bu sene.
kulübümüzün -ne yazıkki- transfer vs gibi konularda bir üst aklı yok. (galatasaray'ın orta vadede yapması gereken en önemli konu bence bu. divan kuruluna mı bağlı olur başka bir şeye mi bilmem ama kesinlikle profesyonel bir üst akıl olmalı.)
yönetim acemi. (ki ben her zaman daha önce yönetimlerde görevler almamış insanların başkan olmasına karşı olmuşumdur. ünal aysal'dan beri böyle.) burada önemli bir nokta var. yönetimin acemi olması gidip oyuncu izleyecek başkan yok demek değil. (sen kimsin fiko, futboldan ne anlarsın benden, serpil hamdi tüzün'den ve ya şenol hocadan fazla. taraftarsın işte karışma, oyuncu izleme o senin işin değil.) deneyimli yönetimlerin güvendiği başarılı olduğu menajerler yok şuanda. yani güvenemezsiniz.
bu şartlar altında elimizdeki havuz çok düşük. hamza hocanın elindeki türk havuzu, eski oyuncuları ve geçen sene mücadele ettiği oyuncular var. scout ekibi var. bir de eskiden ilgilenilmiş ve incelenmiş oyuncular. bence bu yüzden özellikle bu sene daha çok daha önce adı bizimle anılmış oyuncuları duyuyoruz.
