• 31
    şimdi bu yazdıklarım için tepki görebilirim ama yine de yazmak istiyorum.

    fenerbahçe'den her galatasaraylı kadar nefret ederim. ama asla nefretim, galatasaray sevgimin önüne geçmez. biz sevmeyi bilmiyoruz. cidden bu sadece etrafa yaptığım bir eleştiri değil, kendim de bu grubun içerisindeyim. bir şeye olan sevgimiz, eğer onun karşısında nefret edecek bir şey varsa, daha çok körükleniyor. bizim toplum olarak sevgi anlayışımız bu.
    bu ülkeyi bile sevdiğinde, azınlıklardan ne kadar nefret ettiğinle alakalı oluyor genellikle. siyasete girmek istemiyorum ama bu ülkeyi en çok sevdiğini söyleyenler, genellikle diğerlerinden nefret edenler.
    rekabet ile doğru orantılı bir sinir olma durumu doğaldır. ama bir insanın ölmesini isteyecek kadar nefret duymak. sizce de garip değil mi bu ? yani emre'ye bakıyorum, cristian'a bakıyorum, ulan bacağı kopsa gram üzülmem. sonra düşünüyorum, bu kadar nefret edilecek ne var. tiyatro var orada, toplumları eğlendirmek için. hayatın boktanlığından uzaklaşıp, 90 dakika senin için sahada olan çocuklar var. yani kimse izlemese futbol oynanır mı ? demek ki asıl olan, bizim eğlenmemiz.
    mesela emre'ye maç içinde bir sürü sövdükten sonra, güzel bir gol attığında ''vallahi güzel attı çocuk'' diyorum. çünkü her şeyden önce şu zalim oyunu seviyorum ben.
    cidden 22 tane adamın o topun peşinde koşmasına hayranım. 3. lig maçlarını bile izlerken buluyorum kendimi. o yüzden kim maç ederse etsin, hakkaniyetli olmaya çalışıyorum.
    bilmiyorum benim galatasaray ahlakım bunu gerektiriyor diye düşünüyorum. diğer takımlardan en büyük farkımız bu olmalı. yani açık ve mert şekilde ''sivas maçında fenerin penaltısı verilmedi'' denilebilmeli. bu fenerbahçe'yi desteklemek değil. tabi o penaltıdan dolayı ''fenere oyun oynanıyor '' demek bambaşka. kesinlikle öyle bir şey demiyorum. bu hafta maçta bruno alves ve emre'ye çıkmayan kartları da söylemeli. beşiktaş maçında bursa'nın penaltısını yediler ama aynı zamanda ersan'ın pozisyonu çok ağırdı. bunları söylemek gerekiyor. söyleyebilmek gerekiyor. yani gördüğünü inkar etmek, taraftarlık değil. o zaman tatlı bir tartışma sırasında, biz sizi ''6-0 yendik eheehe'' diyen fenerliden ne farkımız kalır ?

    yani benim önceliğim birilerinden nefret etmek olmamalı. benim önceliğim galatasaray sevdasıdır. evet rakiplerimizi hiç ama hiç sevmiyorum. ama bu sevgi denen duygunun önüne geçmemeli. sağolsun aziz yıldırım başkan olduğundan beri, bu nefreti körüklemek için elinden geleni ardına koymuyor.

    mesela benim için dostluk içinde geçen derbi sıkıcıdır. derbi dediğin kavga dövüş olmalı. o ezeli rekabeti hissetmelisin. ama o kodumunu derbisi yüzünden de kimse ölmemeli. savaş saha içinde verilmeli.
    ne kadar nefret edebilirim ki fenerbahçe'den, taraftarından... bir kere babam, amcalarım, hatta baba tarafım komple fenerli. sağolsun akil adam dayım çıkmış da bizi galatasaraylı yapmış. e evde de derbi izliyoruz. bağrışıyoruz, çağrışıyoruz, maç bitiyor, dalga geçiliyor... eee sonra ? sonra yine o tartışığım insan babam, dalga geçtiğim adam babam. ne kadar nefret edebilirim ? cidden maç izlerken çıldırtacak yorumlar yapıyor, gördüğünü inkar ediyor. hatta belki sırf bu yüzden galatasaraylı oldum. sırf babam gibi gördüğünü inkar eden bir adam olmamak için.

    neyse ya bölük pörçük oldu, anlatamadım tam olarak istediğimi. ama şu hayatta önceliğiniz her zaman sevgi olsun dostlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın