resim
Claudio Cesare Prandelli
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:67
Uyruk:İtalya
  • 2742
    takımımız için hayatımda gördüğüm en kötü, en vasıfsız, en boş teknik direktör performansını sergileyen italyan. abartısız söylüyorum, o sezonki hazırlık maçları da dahil olmak üzere 1 tane güzel futbol oynadığımızı görmedim o dönemde. şampiyonlar liginde tarihimizin en kötü performansı, bütün itibarımızı, istatistiğimizi sıçıp sıvayan bir enkaz bıraktı arkasında da. kalkıp şimdi bu adama, bizi alaşağı ettirdiği için tazminat ödeyeceğiz öyle mi? yemin ederim haram zıkkım olsun eğer gerçekleşirse. ulan hem gelip ağzımıza ediyorlar, hem de zaten maddi kriz içindeyken tazminat alıp bir darbe daha varıyorlar, bıktım vallahi bıktım.
  • 1530
    kafasına sıkan teknik adam. kafasına sıkmaya devam edecek. çünkü geçen haftalar, oynanan maçlar onu gösteriyor. neden sabır edilmemesi, gönderilmesi gerektiği de bu yüzden.

    mancini kendi bacağına sıkmıştı mesela. ligi bıraktı. türkiye kupasını aldı. şampiyonlar liginde çok zor bir gruptan çıktı. kafası yerinde kaldı yani. o da yerinde kalan kafasını kullandı ve gitti. bacağına sıkmasa ligi de alacaktı.

    şimdi sizin aklınızdaki soru şu; peki bu iki teknik adam neden kendine ateş ediyor ? fok balıkları neden köpek balıkları tarafından yeniyor ?

    yazar kankiler. okur panpalar. haklısınız. tek suçlu olan prandelli değil. sahada dolaşan zibidilerin de suçu var. başrol onların zaten. peki bu oyunculara bu rolleri ben mi veriyorum ? ben mi diyorum abi selçuk'u oynat, ben mi diyorum burak'ı oynat. ben mi veriyorum veysel'e formayı.

    oynatma abim oynatma. ''ben delikanlıyım, ben buraya başarı için geldim, ben takım kuracağım bana sabredin.'' demek kolay. kes kardeşim oynamayan adamları o zaman. biri sana ihanet ediyorsa oynatma. allah allah. ne kadar basit ya. ''abi futbolcu oynamıyor.'' halı sahada mıyız ? teknik adamı neden diktik oraya o zaman amk.

    abi kendinizi bu adamın yerine koyun. 4-5 oyuncun var salak salak dolanıyor. senenin başından beri dolanıyor. bir boka yaradıkları yok sahada. ama sen ısrarla oynatıyorsun. böyle bir şey yapar mısın ? yapmazsın herhalde amk. alırsın kenara oyuncunu yerine yenilerini denersin. bende derim ki, ''abi adama helal olsun. çekti oynamayanları kulübeye. kendine takım kurmaya çalışıyor. bu adam takımını kurarsa başarılı olur.'' ama yok böyle bir durum. neden prandelli'ye dayanayım ki o zaman. takım makım kurmayacak ki. her maç aynı boku yiyecek takım 5. 6. sırada ligi bitirecek. sonra beyimiz dönecek evine yurduna. ee abi ?

    yahu ben kalli görmek istiyorum. bir derbi maçı öncesi 9 ve 10 numaralı oyuncusunu kadro dışı bırakmasını istiyorum. ulan şu selçuk ile burak kadro dışı kalsın bir allah'ın kulu sesini çıkarmayacak. ama beyimiz yapmıyor, yapamıyor. yağ yoksa bal da yok amk. sikerler o işi. sen bunu yapamayacaksan neden para veriyoruz sana.

    yukarıda anlatılanların hiç biri taktik, dizilim ve oyun anlayışı ile ilgili değildir. tamamen oyuncu seçimiyle ilgilidir. adı geçen şahsiyet ise daha kendi takımından oyuncu seçememektedir ve ne hikmet ise biz buna dayanmak zorundaymışız. çünkü taraftar çok rerererörörö.
  • 559
    öncelikle kendisine teşekkür ederek başlamak istiyorum. çok fazla saygı duyuyordum kendisine ancak bugün galatasaray başında çıktığı 2.resmi maçla beraber bu saygıyı ikiye katladı kendisi.

    maça gelecek olursak her deplasmanda kırılgan orta sahamızdan şikayet ediyorduk oyuncuların formsuzluğu,deplasman olması vs gibi nedenlerle. bugün baktığımızda gerçekten rakibini iyi analiz etmiş bir prandelli vardı. orta sahayı kalabalık tutarak rakibe oyunu oynattırmamak. kanatlara açıldığında stoperlerin ters kademe anlayışıyla oyunun genelini istediğimiz gibi geçirdiğimizi düşünüyorum.

    ayrıca prandelli kendi kafasında bir sistemle bize transfer olmamış bu çok açık belli. her oyuncudan maksimum verim almaya çalışıyor. sistem uğruna futbolcuların mevkilerini değiştirerek futbolcuları zor durumda bırakmıyor. tamamiyle egolarından sıyrılmış bir adam kendisi. maçı çok daha erken bitirebilirdik bugün belki ancak gerek rakibin bursa olması gerek ikinci kez takımın başında resmi maça çıkıyor olması maçı erken bitirmemizi engelledi diye düşünüyorum.

    kendisine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. bu takım prandelli'nin sayesinde istediğimiz başarıları yakalayacak. sonsuz güveniyoruz sana hocam.

    (bkz: bütün zaferler gökyüzüne)
  • 1868
    galatasaray'ın oynadığı oyunun otoriteler tarafından beğenilmemesi hakkında kendisinden yorum yapılması istenince kendisi aynen şu cevabı vermiştir.

    "fiorentina'da ve italya milli takımı'nda avrupa'nın en iyi defans kurgusunu oluşturmuştuk. bloklar arası bağlantıyı sıkı tutup birbirine daha yakın oynayan bir savunma anlayışı aşılamaya başladık.
    eleştirilere kulak asabilirim işimizin bir parçası ancak yorumculara buradan soruyorum türkiye'de hangi takım iyi oynuyor?"
  • 2726
    selçuk inan'ın en sevmediği hoca kendisidir heralde. hasta diye arsenal deplasmanında oynatmamış, anderlecht maçında da kırmızı görünce selçuk hocaya "bravo" der gibi alkışlamıştı. hele ki dörtlük olduğumuz son başakşehir maçında selçuk kasten koşmuyordu artık, hala gözümün önündedir.

    türk medyasının komik bir haberine konu olmuş. selçuk'la falan ne işi olur prandelli'nin aq.
  • 2552
    bu kadar berbat bir hoca olduğunu bilmiyordum ama bir şeyi gözden kaçırmamak lazım. abdurrahim albayrak'a futbolcular prandelli'yi şikayet ettiğinde çok fazla fiziksel antrenman yaptırdığını ve video kaset izlettirdiğini söylemişler. video izlediklerinde oyuncuları da sert bir şekilde azarlıyormuş. böyle bir yapıdaki teknik direktörden bizimkilerin hoşlanmayacağı çok açıktı. ve maalesef bazı futbolcular kulübe ihanet etme pahasına hocayı bir şekilde gönderdiler.

    prandelli basiretsiz, loser ve kötü bir teknik direktördü. ama futbolcular tarafından bu şekilde gönderilmemeliydi. trabzonspor'a arena'da 3, başakşehir'den 4 yedi bu takım. şampiyonlar ligi'nde bate borisov gibi 19 gol yedi. bu takımdaki futbolcu lobisi çok güçlü, yoksa yemişim prandelli'yi. yarın eli yüzü düzgün bir teknik direktör geldiğinde yine yapacaklar yeniçeriliklerini, asıl sıkıntı bu.
  • 2304
    2010-2011 sezonunda beri her sezon tokatladığımız trabzon'dan evinde gol dahi atamadan 3 tane yemiş, küme düşecek takımlar arasında en büyük adaylardan balıkesirspor'dan deplasmanda yine atamadan 2 yemiş ve adeta taşşak geçer gibi başakşehir'den yine, yeniden gol bile atamadan tam 4 tane yemiştir. ayrıca avrupa kupaları tarihi başarılarla dolu galatasaray futbol takımına 2014-15 sezonunda şampiyonlar ligi'nde en fazla gol yiyen türk takımı rekorunu kırdırmıştır. şu durumda olmamızın en büyük sorumlusu kendisi olup büyük bir yönetim zaafiyeti, daha doğrusu rezilliği sonucu sözleşmesi dahi fesh edilememiştir.

    galatasaray taraftarının her daim güzel* anacağı teknik traktör. sivas maçının 11'iyle emirates deplasmanına çıkacak kadar ne içmişti hala araştırılıyor.
  • 1657
    şimdi herkes dışarı çıksın, bu adam ilk geldiğinde taktik deha, usta hoca diyen arkadaşlar kalsın sadece. onlarla özel olarak konuşacağım. 5-6 senedir galatasaray dışında dünya futboluyla pek ilglenemiyorum işler yüzünden. o yüzden pek bilgim yoktu kendisi hakkında. galatasaraylı eş dost bu takıma olan aşkımı bildikleri ve futbol bilgime güvendikleri için hep soruyordu nasıl diye. ben de sözlükten aldığım izlenim ve gaz ile taktik deha, bizim için en ideal seçim falan dedim. şimdi hepsi benden hesap soruyor. ben mi getirdim ulan bu adamı? şimdi boşaltın burayı. sadece o arkadaşlar kalsın, konuşacağız.
  • 1857
    bunu tam olarak nereye yazsam bilemiyorum çünkü birçok konuyu kapsıyor.

    sabri sarıoğlu başlığında sormuştum geçenlerde; (bkz: #1594842)

    sabri neden kesildi, neden geri geldi, geri gelir gelmez nasıl kadroya girdi; hepsi muallaktı.
    doğru düzgün hiçbir açıklama yapılmamıştı ve bütün galatasaraylılar aptal yerine konuluyordu.
    ben bu "karaltı"lardan nefret ediyorum işte.
    basında üzerine en çok gidilen, en çok açığı aranan takım biziz; buna rağmen şeffaf olmayı, ellerine koz vermemeyi beceremiyoruz.
    buna rağmen bunca milyon dolarlık adamlardan biri bile akıl edip de şeffaflığı birinci öncelik haline getirmiyor.

    neyse.
    daha yeni, lütfetmiş ikinci başkanımız da "sabri, mancini'nin raporuyla kadro dışı bırakıldı. şu andaki durumumuzda sabri ihtiyacımız olan futbolcudur. kadroya çağırılmıştır. zaten bir suç işlememişti ki affedilsin" gibi bir beyanat verebilmiş.
    bu da biraz şöyle, hani açıklama yapmayacaktık da, siz aç zavallılara, marabalara lütfettik, alın idare edin der gibi.

    bu ne lan?
    1) sabri, mancini'nin raporuyla kadro dışı bırakıldı. (prandelli? o bi' soluklansın hele. kim lan prandelli?)
    2) şu andaki durumumuzda sabri ihtiyacımız olan futbolcudur. (prandelli? o kim la? ihtiyacımız diyorum olm. biz biliyoruz ihtiyacı)
    3) kadroya çağrılmıştır. (prandelli? olm mal mısın? biz çağırdık tabii ki)
    4) zaten bir suç işlememişti ki affedilsin (prandelli? olm yönetim cezalandırır yönetim affeder)

    ya dede, harbiden, sende nasıl bir gurur var ya?
    bir kulübe imza atıyorsun, o kulübün bir oyuncusu (sabri özelinde cereyan etmekle birlikte olaylar; sabri için kişiselleştirip de başka yere çekmemeye çalışacağım) kadro dışı bırakılmış, sözleşmesinin uzamasını borçlu olduğu eski hocası, senin de tanışık olduğun mancini'nin raporuyla kadro dışı bırakılmış hem de. hem de eboue ile birlikte, sonuç itibariyle ilgili pozisyonda seçeneksiz bırakarak.
    birincisi, mancini'nin raporu doğrultusunda sabri'nin kadro dışı bırakıldığına inanmıyorum. bence ikinci başkan yalan söylüyor.

    bakın 3 eylül 2014 tarihinde prandelli, röportajında ne demiş?

    --- alıntı ---
    - sabri’nin gönderiliş kararını mancini’nin raporuna göre mi aldınız? bu konuyu açabilir misiniz?
    - hiçbir zaman kişisel bir karar almadım sabri konusunda. zaten nasıl bir insan olduğunu da bilmiyorum sabri’nin. sadece sportif amaçlı bir proje vardır. bizim sportif projemizde maalesef kendisi yer almıyor. yani biz hiçbir zaman kimsenin raporunu dinlemedik. önceden kim vardı, onu dinlemedik.
    - kısaca sabri konusunda bu mancini’nin tasarrufu değil. mancini ile bu konuyu konuşmadık. mancini’den rapor almadım. bazen değişiklikler şok edici olabilir. futbolun içinde bunlar var
    --- alıntı ---

    prandelli diyor ki "ben kadro dışı bıraktım", iki ay sonra ikinci başkan diyor ki "mancini kadro dışı bıraktı".

    lan siz insanla dalga mı geçiyorsunuz?
    hiç mi utanmanız yok?
    bu kadar arsızlık olur mu?

    varan 1.
    sana rağmen, istemediğini söylediğin bir oyuncuyu, yeni yönetim geri çağrıyor ve "oynatacaksın" diyor besbelli.
    sen de oynatıyorsun!
    ilk maçında hem de!
    haftalardır takımınla antreman yapmamış bir adamı, 2 ay önce açıkça istemediğini söylediğin adamı çat diye takıma alıyorsun.
    hiçbir isim özeline girmeyeceğim, değil sabri, messi bile olsa, azıcık karakter sahibi olsaydın, ya baştan kabul etmezdin sabri'nin kadro dışı kalmasını diyeceğim ama kendin demişsin "istemiyorum" diye; ya da madem sen istemedin, sen kadro dışı bıraktın; geri döndürüldüğünde ve sana "oynatacaksın" denildiğinde hadi ordan lan!oynatmıyorum! oynatacak hoca istiyorsanız sözleşmemi yerine getirin, beni kovun, yerime oynatacak hocayı getirirsiniz! diye koyardın masaya.

    sen ne yaptın?
    tıpış tıpış oynattın sabri'yi.
    bakın bu, aynı zamanda, kadroyu prandelli'nin hazırlamadığının, prandelli'nin artık sadece bir kukla olduğunun da açık bir kanıtıdır.

    varan 2.
    senin açıkça istemediğini söylediğin adam için, 2 ay sonra "ihtiyacımız var" diyor ikinci başkan :)
    ve dönüyorum başa, sen paşa paşa sabri'yi alıyorsun 11'e.
    iki ay önce ne demişsin?
    "sportif amaçlı bir proje vardır. bizim sportif projemizde maalesef kendisi yer almıyor"
    arkadaş o zaman ya iki ayda bir sportif proje değiştiriyorsun,
    ya o zamanlar yönetimi korumak için böyle bir beyanat verdin,
    ya mancini'yi korumak için böyle bir beyanat verdin,
    ya da hiç sportif projen falan yoktu, aklınca hava yapıyordun takıma.

    her türlü sonuçta, bu kutsal renklerin hocası olmayı haketmediğini gösterdin.

    varan 3.

    sabri kadroya çağrılmıştır.
    sabri'yi istemediğini söylemiş prandelli 3 eylül 2014 tarihinde değil mi? evet söylemiş.
    bugün ikinci başkan ne diyor?
    sabri kadroya çağrılmıştır.
    bariz olan nedir?
    kadronun kontrolü prandelli'de değildir.
    kimde olduğunu bulmak için ayrıca tartışırız.
    ama kesin olan şu ki, kadronun kontrolü prandelli'de değildir.

    varan 4.
    zaten bir suç işlememişti ki affedilsin.
    burda ikinci başkanın yalanını ortaya koyacağız.
    bir oyuncu bir suç işlememesine karşın kadro dışı bırakılıyorsa bunun sebebi formsuzluğu ve/veya disiplinsizliğidir.
    ikinci başkan ne demiş? koşarak bakınız madde 1'e: sabri, mancini'nin raporuyla kadro dışı bırakıldı.
    hani şu, son yıllarda sabri'ye en çok şans veren, yere-göğe sığdıramayan, sayesinde sözleşmesindeki x maç oynarsa 1 yıl uzar (unuttum şimdi x'i kusura bakmayın) maddesini kullanmasına vesile olan, kaptanlığı veya formu veya disiplini ile ilgili tek bir söz bile etmemiş, tek bir eyleme bile imza atmamış mancini'nin raporuyla :)
    velhasıl (bunu da kullanmayı sevmiyorum; uzun sözün kısası daha iyi) sabri'nin formsuz-disiplinsiz olduğuna dair en ufak bir işaret yok. bu kesin. bunu koyun cebe.
    suç da işlememiş diyorsun.
    e kardeşim bu adam neden kesik yedi?
    demek ki ikinci başkan yalan söylüyor.
    bu net.
    peki devam edelim.

    ikinci başkan neden yalan söyler?
    sabri'nin kadro dışı kalmasıyla ilgili iki seçenek kalıyor geriye;
    ya prandelli, söylediği gibi kendi kararıyla sabri'yi kesti, ya da eski yönetim prandelli'ye "bu adamı keseceksin" dedi.
    aysal'ın sabri'nin kesilmesini istediğine yönelik iddialara bakalım.
    diyorlar ki "terim'le arası çok iyi. bilgi uçuruyor. o yüzden aysal, sabri'yi kestirdi".
    lan :)
    ahahajsfnakjdsn
    böyle boş argüman, böyle aptalca iddia olmaz :)
    aynı aysal, terim'in gülleri selçuk inan ve burak yılmaz'la bildiğin emeklilik planı yapıp kucağımıza bıraktı gitti :)
    biz hâlâ daha bu bir halta yaramaz qanqalarla 4-5 yıl daha ne halt edeceğimizi düşünüyoruz :)

    ya arkadaş, bunu hakaret olarak söylemiyorum, sakın yanlış anlaşılmasın ama sabri'nin ne çapı böyle "ajanlık" yapmaya uygundur; ne de karakteri.
    istese de yapamaz bu herif.
    desen ki selçuk inan. desen ki burak yılmaz.
    hele selçuk inan.
    yılanın önde koşanı.
    çakalın dünya markası.
    yapar mı yapar.

    sabri'ye kötü futbolcu de. sabri için galatasaray'a yakışmıyor de. sabri için kendini bir gram geliştirmedi de ama sabri'ye ajan diyemezsin abi.
    olmaz sabri'den ajan.

    geriye ne kaldı?
    kaldı mı dohuz?
    kaldı tek bir olasılık kalıyor; prandelli sabri'yi kendi kesti.

    tamam.
    kes.
    kararındır.
    bakın arkadaşlar, yukarda kendisinin neden kukla olduğunu, neden kadroyu kendisinin kurmadığını somut olarak anlattım.
    kimin kurduğu, söylediğim gibi ayrı bir tartışma konusudur.
    bunun için örneğin bir galatasaray maçının ardından canımız ciğerimiz her şeyimiz hagi'mize ağzına geleni söylemekten geri kalmayan bir emekçi düşmanının, bir ihale avcısının, neden şimdi inatla "hocamızın arkasındayız" diye debelendiğine bakabilirsiniz.
    benim özellikle takıldığım, galatasaray'ın tarihinde sanırım kendisi ilk kukla hoca olmuştur.

    bakın saha içinde yaptıklarımız ve yapamadıklarımızı tartışmıyorum.
    zaten bu aşamada bunları tartışmamız anlamsız.
    takım başında kenara iteklenmiş bir hoca var.
    istifa edecek kadar bile de karakteri yok.
    zaten bitmişiz biz.
    bu sezon şampiyon olsak ne olur olmasak ne olur?
    bugün bir ilkesinden vazgeçen yarın 10 ilkesinden vazgeçer.
  • 2692
    bu adam aldığı 4 galibiyet 1 beraberlik için eleştirilmedi. 4-0'lık başakşehir maçı için eleştirildi, içerde 3-0 biten trabzon maçı için eleştirildi, anderlecht gibi bir takıma kendi sahanda 90 dakika rezil olduğun için eleştirildi, arsenal deplasmanına çıktığı saçma sapan 3-5-2 için eleştirildi.

    riekerink'e sallamak için yazarlarımız komik duruma düşüyor artık. prandelli'nin takımıyla dünkü takım maç yapsa dünkü takım 4 atar. riekerink başarısız olursa gider zaten korkmayın bu kadar başarılı olacak diye.
  • 731
    sözlükte ne zaman somut bir eleştiri gelse birisiyle ilgili, o somut eleştirilere yanıt aranmak yerine hep başka taraflara çekiliyor konu.
    şimdi peşinen söyleyeyim, daha bu adam gelmeden kendisi ile ilgili yazdıklarıma bakabilirsiniz, hani "erken eleştiriliyor" veya "x'ci y'ciler eleştiriyor" diye yaftalama imkânı yok yani.
    basit bakın, formsuzluk ve formsuzlukta istikrar konularında çığır açmış selçuk inan dururken, neden her tarafta "kampın en çalışkanı", "formayı giymek için en çok can atan" diye anlatılan, şans bulduğunda da bunu kanıtladığını hep birlikte gördüğümüz olcan adın, kamp kadrosunda bile değil?
    yahu bu adam, daha gelmeden, adı bile geçmeden yazmışız, oyuncularla iyi geçinen, tüm oyuncuları tarafından sevilmiş ve sevilen bir adam, e olcan da sosyal anlamda problemli atarlı bir tip değil, bugüne kadar bir tane acaiplikte bile adı geçmiş bir adam değil.
    mevzu çalışmamak falan da olamaz yani şimdi geçelim o işi de. çalışan adam sahada da iyi olur az biraz yeteneği varsa.
    mevzu çalışmak olsa, aha di maria, aha messi, aha kroos, ahanda bir dolu adam, aynı ağırlıkta dünya kupası geçirip gelip çatır çatır top oynarken uzunca bir tatile rağmen (ki onun testisleri sağolsun yapsın elbette) kondisyonu sıçık dönen wesley sneijder'i neden kesmedi derler.
    e arkadaş makul bir açıklama bekliyoruz.
    bu yani.
    amk futbolcu ıslıklamayın; bebeler üzülüyor.
    hocayı aman ha sorgulamayın dayağı yersiniz hepiniz terimcisiniz veya mancinicisiniz ondan sorguluyorsunuz.
    başkanı eleştirmeyin, başkanı eleştiren terimcidir cahildir.

    e eleştirilere yanıt?
    yok.
    sonuç?
    eleştirenler kaka. eleştirenler bok. islıkçılar aptal. zaten taraftar değil.

    olcan?
    o da bok.
    ya arkadaş bi açıklama beklemek de mi ayıp?
    şu sözlükte iki karşıt görüş sizin bu garabet anlayışınız yüzünden asla sağlıklı bir biçimde çarpışamıyor ve gerginlik de asla dinmiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın