• 176
    son 32 yılda 16 defa şampiyon olmuş bir galatasaray futbol takımı var.

    yani aslında farkında olmadan türkiye ligi için mini bir bayern münih olmuşuz. hatta 15 yıl öncesine kadar sanırım bayern münih de bundesliga'da %50'ye yakın belki biraz daha fazla benzer bir dominasyon içindeydi. 2008'den sonra arayı iyice açtı.

    biz aslında sandığımızdan da güçlüyüz. şimdi buradan daha da güçlenerek çıkmalıyız.
  • 181
    galatasaray taraftarında bunu takan var, takmayan var ama şunu bilin ki bu algı operasyonu en çok fenerbahçe taraftarına yapılıyor. fenerbahçe taraftarı da bunu satın alıyor. diğer takım taraftarları da düz mantık bunu kabul edebiliyor. ama tutup da biz tottenham'ı oyun olarak da ezerek yenince, adamlar az alkmaar'ın bebelerine yenilince bu yapı muhabbeti komediye dönüşüyor. fenerbahçe taraftarında bile karşılığı kalmıyor. sonra o gün ağzını açmayan fenerbahçe yöneticileri yendikleri sıradan bir lig maçında tekrar bunu ileri sürüyor. satılmış basın sayesinde tekrar bu gündeme düşüyor. ve o döngü devam ediyor. bu arada galatasaray katledilirken fenerbahçe hala kollanırken bu yapılıyor. yani gerçeklerin en ufak bir önemi de yok.

    bu sezon galatasaray ne yaparsa yapsın iftiraya uğrayıp olası şampiyonluğuna leke sürülmeye çalışılacak. ama galatasaray avrupa liginde çok başarılı olursa bu algı operasyonlarının fenerbahçe taraftarında bile karşılığı olmayacak. bu da bir gerçek. garip bir düzlem ama işleyiş bu şekilde.
  • 183
    galatasaray türkiye'deki diğer rakipleriyle arayı açtıkça artan operasyon çeşidi. ilginçtir ki fark miktarı açıldıkça gerçeklik kavramı ile algı kavramı arasındaki fark da açılıyor. beyinlere yeterli oksijen gitmiyor, loblar kapanıyor, ondan herhalde.

    sene başında ligde en az kart gören takım diye ilan ettiler, bugün ligde kart sayısında galatasaray ve fenerbahçe eşit durumda, bjk ise bizden 3 fazla kart görmüş.

    şimdi de galatasaray'ın son maçlarını evinde oynaması diye istatistik çıkarttılar.

    yakında "galatasaray'ın evinde oynadığı maçların ilk yarısında batı tribününü hep sağına alması istatistiği" gibi saçmalık sınırlarını zorlayan istatistikler bekliyorum.

    nitekim, algılar değişir, gerçekler değişmez, o da galatasaray'ın uzun vadede hep sizden üstün olacağı.
  • 184
    asla karşılık veremiyoruz ve her yerden üzerimize oynanıyor. samsun maçında olanlar artık pik noktası olmalıydı. doğru tepkiyi kazanmamıza rağmen vermeliydik ama vermedik. zaten bizi takan yok da iki gün sonra puan kaybedersek konuşmamızın da bir anlamı kalmayacak. her zaman çok iyi futbol oynayamayacağız. her zaman iyi olamayız. algılara karşılık vermezsek ligi elimizden alacaklar. osimhen falan anlatır dururuz sonra. bir şeyler yapılmalı ama fos.
  • 185
    2024-2025 sezonunda en büyük rakibimiz. fenerbahçe ve beşiktaş oyun olarak kötü durumdalar. bizi ancak ve ancak müdahaleler ile durdurabilirler. bunun karşısında durması ve bu algıları yok etmesi gereken yönetimimize ise zerre güvenim yok. bu nedenle şimdi bugünden itibaren yönetime küslük vs vs konularını bir kenara bırakarak her bir galatasaraylının bu operasyon ile mücadele etmesi şarttır.
    şimdi bugün itibariyle konsantrasyon
  • 186
    dursun aydın özbek yönetimi böyle devam ederse maalesef başarıya ulaşacak operasyondur. internette hangi siteye baksam bir grup troll istisnasız sürekli; ama sürekli buna devam ediyor. cevap vermeye kalktığınız zaman o kadar kalabalık şekilde aynı şeyleri yazıyorlar ki sesiniz boşlukta kayboluyor, duyulmuyor. tek duyulan onların sesi oluyor. troll ordusu yanında da medya olsun, aktif zamanlarında kitleler halinde laf atılan eski hakemlerin şuan otorite kabul edilmesi olsun, futbol camiasındaki kişilerin açıklamaları olsun yine hız kesmeden bu operasyona devam ediyor. kimi bilinçlidir belki; ama kimisi de bu operasyonun sonucu oluyor. örnek olarak tff başkanı, diğer kulüp başkanları verilebilir. en son da samsunspor bir açıklama yayınlamıştı. sanırım yüksel yıldırım'ın bizim maçtan önceki çıkışının bedeliydi. bu operasyonun devamı hiç iyi durmuyor. buna sadece taraftar olarak karşılık vermemiz; maalesef mümkün değil. zamanında fatih terim'in dediği organize ve profesyonel bir kötülük var karşımızda. bununla savaşmak için de topyekün olmak gerekir, galatasaray gibi büyük bir markanın, bayrağın altında cevap vermek gerekir. maalesef ki bizim yönetim kulağının üstüne yatmaya devam ediyor.
  • 187
    dursun aydın özbek yönetiminin umrunda olmayan operasyon. galatasaray spor kulübünde tüm algılarla tek başına mücadele edebilecek güç var. ancak yönetim gereken çalışmayı yapmıyor. maalesef büyük bir zarar görmemiz kaçınılmaz olan operasyon. bizim için öncelik yönetimin değişmesi olmalı. düzgün bir yönetim gelmezse işimiz yaş.

    geç olmadan, galatasaray'ın geleceği yok olmadan yönetim istifa!
  • 188
    günümüzde politikanın diğer adı. politika, ekonominin ve teknik gerçekliklerin gölgesi altında bir tepinmeden ibaret kaldı. gerçekte bunları yönlendirmek ve yönetmek için var olması gerekirdi. tam tersi bunlara tabi oldu.

    futboldaki algı operasyonları da buna benziyor. futbol ekonomisi ve saha içi tekniğine tabi bir şey. bunları yönetemiyor, bunlara tabi, boş bir tepinme, kendi kendine oyalanma.
  • 189
    ya burada şöyle bir durum var ne yazık ki bunu söyleyeceğim aklıma gelmezdi ama yönetim doğru olanı yapıyor.

    saha dışına çıkmak yerine "sklemiyoruz" durumu onları daha da çıldırtıyor. sadece kendi hakkımızı korusalar yeterli. örneğin samsun maçı sonrası çıkıp "biz her maç hakemleri yenmek zorunda değiliz." çıkışı çok yerindeydi. bu şekilde devam edilse kafi.

    zaten öyle bir durumdayız ki tottenham maçı sonrası bataklıktan bir ayağımızı çıkarttık şimdi öbür paçamizdan daha sıkı asılıyorlar aynı bataklığa. bizim bu oyuna gelmeden işimize bakmaya devam etmemiz lazım.
  • 192
    ekşi sözlük isimli sitede organize bir şekilde, her gün yapılan şey.
    öyle üç beş post da değil, yüzlerce yazı yazılıyor ve galatasaray aşağı çekilmek üzere kodlanıyor zihinlere.

    en son şöyle manyakça bir başlık açmışlar "galatasaray'ın bol faullü zorba-pres taktiği
    321"
    https://ibb.co/Rb7TQpm 321

    galatasaray'ın kart almadığını sürekli yayarak bir anda galatasaray'ın ucuz, saçma sapan kartlar almaya başlamasında da öncülük etmişlerdi.

    galatasaray yönetimi kırmızı elmayı yiyen pamuk prenses gibi uykuda olduğu için her türlü manipülasyonu yapıp sonuç alıyorlar. ali koç ne demişti: "bu ülkede algı her şeydir" bunu da sonuna kadar kullanıyorlar.

    algı operasyonu ile mücadele etmenin tek yolu teker teker karşılaştırmalı pozisyonları her yerde, her maç ifşa edeceksiniz. onların oluşturduğu baskının aynısını, hatta daha fazlasını siz yapacaksınız ki eşit şartlar altında yarış olsun. türkiye'deki futbol ortamında susanın ağzından lokmayı alırlar.
  • 193
    orta ve uzun vadede, neticeye bir etkisi olmadığı için; bizim taraftan üzerine o kadar da düşülmeyen hadise. kısa vadede hele ki karşılık görebileceği bir ortam oluşmuşsa işe yarar, neticeye değil ama haticeye ufak tefek etkileri olur. "aralık ayının şampiyonuyuz, mayıs ayında kös kös evimize gidiyoruz" tarzı, taraftarın eline oyalanacak oyuncak vermelik olaylar için iyidir. zaten bazı kulüplerin, bıkmadan usanmadan bu işlerle uğraşması hatta ciddi kaynak israfı yapmasının altında yatan asıl sebep budur.

    algı operasyonuyla belki bir hakemi yiyebilirsin, bir maçta bir hakemin vereceği kararı etkileyebilirsin. belki hande sümertaş olayında olduğu gibi saçma sapan bir yerdeki saçma sapan birini işinden edebilirsin. algı operasyonuyla şampiyon olamazsın.

    ama işte nedir, o algı operasyonu sayesinde alamadığın ya da rakibin olduğu puanla şampiyon olabilirsin. o algı operasyonunun etkilediği hakemin çaldığı ya da çalmadığı bir düdüğün kelebek etkisiyle şampiyon olabilirsin. ya da tam tersi olabilir.

    bu algı işinin taraftarda karşılık görmesinin temel sebebi bu. algı yapan tarafın taraftarı az da olsa bir avantaj olur bir yerde işimize gelir diye bu işi körüklüyor. karşı tarafta kalan da ulan sezon sonu bu iş 1-2 puana kalırsa çok ararız diye refleks olarak savunmaya geçiyor.

    bu işin bu kadar tutmasının, bu kadar köpürmesinin temel sebebi bu taraftarlık refleksleri aslında. ama öte yandan futbolumuz doğru düzgün idare edilen bir futbol olsa, kurallar doğru düzgün uygulansa, cezalar adil olarak verilse, sahada oynanan şey sadece futbol olsa; muhatabı olan kitle ne kadar düşük zekalı olursa olsun bu saçmalıklar dayanak bulamaz.
  • 194
    barış alper yılmaz'a yapılmaya başlanan operasyon.

    bunun galatasaray görünümlü fenerbahçe troll ordusunun yaptığını düşünüyorum. daha önce bunu kerem aktürkoğlu için yapmışlardı. sıra barış alper'e geldi. akıl almaz bir şekilde "geçen seneki kondisyonundan eser yok, koşmuyor" falan deniyor. daha ne yapsın adam allah aşkına...

    ayık olmak lazım. her yapılan algıya düşmemek lazım çünkü bu algılar bizim içimizden çıkmıyor. "eleştirel taraftar" diye şımaran güruh da bu söylemlere tuzla koşuyor.
  • 196
    galatasaray aleyhine olan versiyonuna karşı bir noktaya kadar doğru bertaraf yöntemi olan "iplememek" içinde olduğumuz sezon itibarıyla maalesef geçerliliğini yitirmiş vaziyettedir. zira organize ve profesyonel bir kötülük odağı malum camia yapı sözcüğü üzerinden kompakt hale getirilmiş iftira niyetli bir ima ile vites artırmıştır.

    sonunda iyiler mutlaka kazanır lakin önümüze gelene 5 atsak da futbol takımımıza çekilecek operasyonlara karşı anti-propaganda olarak klasik bir söyleme dönmemiz şart olmuştur: fenerbahçe'yi şampiyon yapacaklar.
  • 197
    hakem desteği filan tarzı muhabbetler çok önemli değil bence ama fetö ile kulübümüzün ilişkilendirildiği algıları çok tehlikeli buluyorum. bu algılar sayesinde 30-40 yıl sonra yeni doğan çocukların galatasarayı fetö desteği ile başarılı olmuş bir takımdır şeklinde kodlaması ihtimali beni sinirlendiriyor.

    yönetimin bu konuda pasif kalması beni inanılmaz üzüyor. normal şartlarda bir terör örgütü ile bir kurumu yan yana getirememesi lazım bir kişinin. olm ben ne yapıyorum ağzıma sıçarlar demesi lazım, yönetimin bunu dedirtmesi lazım. galatasaray'ı fetöcülük ile itham edenlerin her bir zerresi ile mücadele edilmesi gerekiyor ama yönetimin umurunda değil.

    dediğim gibi korkum yeni nesillerin, galatasaray ile fetönün rahat rahat aynı cümlede kullanılması ve 3 temmuz sosuyla algı operasyonu yapılması sonucunda galatasarayı hak ederek başarı elde etmeyen, rakiplerinin olası başarılarını gasp eden bir takım olarak düşünmesi.

    umarım bu konuların üzerine gidilir ve topyekun mücadele edilir.
  • 198
    fb ve bjk'nin kansız satılık hesapları bolu'da meydana gelen yangından bile galatasaray'a pay biçerek algının kralını yapmaktadır.
    sadece taraftar hesapları da değil, bugün bjk gol attıktan sonra "golden sonra beşiktaşlı duruşu" adı altında aklınca laf atıyor.
    neymiş?
    21 ocak 2025 galatasaray dinamo kiev maçındaki gollere sevinmişiz de, kiev oyuncuları sevinmemiş falan!

    yemin ederim bunlar da bir gram ar, namus, şeref kalmamış ya. ülkece etkilendiğimiz durumlarda bile fanatizm'i öne katarak halkı kin ve düşmanlığa itiyorlar.

    perşembenin gelişi, çarşambadan belliydi ama bizim yönetim gram takmadı ve sonuç ortada. halen daha en ufak bir aksiyon bile almayıp her türlü manipülasyona kurban ediyorlar.
  • 199
    fenerliler ve özellikle bjkli taraftarların en iyi bildiği pislik türü.

    galatasaray'a her ne olursa oradan vurmaya çalışırlar. yangın oldu futbolcu neden sevindi, şu galatasaraylı, bu olunca şu oldu vs... resmi kayıtlara göre 50 bin vatandaşımızın hayatını kaybettiği günden 72 saat sonra puan dilenen adilerin duyarlı olalım lafları tam da babası belirsiz tiplere yaraşır. pandemi patladığında evimizdeki maç seyircisiz olsun diye ortalığı yangına çevirenler de bunlardı. umurlarında mıydı insan sağlığı.

    bu leşlere alıştık zaten de dünkü kiev maçı sonrası burada da epey yapılıyor bu iş. hangi başlığa tıklarsanız görüyorsunuz. okan buruk savunma konusunda demeç vermiş, allayıp pullayıp adamın hocalığını sorgulayanlar mi dersin, 1 maçta kötü yönetti diye 3 yıldır kötü hoca diyen mi dersin, eli şeyinde bir şekilde gelen atletic sayesinde 80 sene sonra avrupa'da maç kazandı diye bjk maç başlığında yazılanlar mı dersin ne ararsan var.

    bunlar eleştiriden çok fırsat bulunca hadsiz ve alaycı şekilde yazılan boş yazılar. niyet okumuyorum ama çoğu algı işine hizmet ediyor. şu gün şurada yazılanları okuyan ve hiçbir şeyden haberi olmayan birisi galatasaray'ın lige havlu attığını, ölüp bittiğini sanır. bu sanrı olmasın diye kimsenin fikrine ket vurulmaz ama maç özelinde eleştiri yapılırsa doğrusu olur.

    ne yapacağız şimdi kiev'i, hatay'ı yenemedik diye okan buruk hoca değil mi diyeceğiz? yoksa bu maçlarda hamleleri yanlıştı mı diyeceğiz? bjk atletic'i yenince lideri yendiği için kupanın favorisi mi oldu? 1 puan arkamızda bitirince bizden iyi bir takım mı olacak? yazılanlardan bu anlamlar çıkıyor, e buna da algının kralı denilir. genele değil anlık şeylere göre yorum yapılırsa bu algı olur.
  • 200
    galatasaray'ı sürekli savunma pozisyonunda bırakan, fenerbahçe tarafından profeyonel ekiplerce, maaşlı çalışanlarla yürütülen süreç. galatasaray bu çarkı tersine çevirmek zorunda. biraz uzun olacak ama, dilim döndüğünce.

    fb tarafından gündemler belirlenip, sırası geldikçe aynı yoğunlukta dile getiriliyor. hatırlayın, sürekli bir şeyleri savunmak zorunda kalıyoruz. sarı kart, son 5-10 yılın puan durumu, kırmızı kart, torreria. aslında burada galatasaray'ı savunmada bırakmak dışında çok önemli bir işlevi daha var bu operasyonun, galatasaray enerjisini bunları savunmaya harcıyor ve fenerbahçe'nin alenen yaptığı durumlara karşı sesini çıkartacak, gündemi oluşturacak enerjiyi bulamıyor, çünkü sürekli savunuyor.

    evet sistemli, profesyonel ekiplerle ve maaşlı yorumcu/muhabir/duyumcu ve trollerle bunu yapıyorlar ancak çözümü zor değil. bu gibi durumlarda sürekli savunan, pasif pozisyonda kalmak istemiyorsanız yapmanız gereken en önemli şey: soruları siz yönelteceksiniz, basit. soru soran, gündemi yaratan siz olacaksınız. bu kadar. bu siyasette de , kurumsal hayatta da, sporda da böyledir. roket bilimi değil, iletişim harikası değil.

    hatırlayın geçen seneyi, terör örgütü imalarıyla, yapı imalarıyla nasıl üstümüze geldiklerini. sonrasında galatasaray, başkanının sarf ettiği sadece tek bir kelime ile üste giden taraf oldu: ananas. bu işler böyledir. google aramaları, haber siteleri, sosyal medya yorumları her yer bununla doldu. yine bu kadar sarı kart, kırmızı kart, faul, torreria denen yerde haftalar önce erden timur çıktı yine çok doğru bir starteji ile fenerbahçe'nin bir başka açığı olan kap açıklamarına vurgu yaptı. galatasaray'ın yapması gereken budur. "ama biz 50 faulde 5 sarı gördük, siz 7 gördünüz" girmek fenerbahçe'nin topuyla, fenerbahçe'nin sahasında, fenerbaheçe'nin istediği koşullarda maça çıkmak demek. zaten onlar bunu istiyor. hayır, galatasaray iletişim stratejisi değiştirmek zorunda.

    evet medyada her köşe başı tutulmuş olabilir ama galatasaray her koşulda güçlü. ve fenerbahçe'nin çok açığı var. mümkünse bizler burada bu açıkların listesini tutmalı, sosyal medyada yüksek takipçili hesaplar ile gündeme getirmeliyiz. fenerbahçe'nin savunması gereken ve aynı zamanda fenerbahçe'nin çok fazla açıklayamayacağı şey var. ilk aklıma gelenler:

    1. fenerbahçe'nin rizespor karşısındaki acayip galibiyet serisi.

    son 10 maç 10 galibiyet. son 20 maçta da 17 galibiyet 1 mağlubiyet (okan buruk rize'de) 2 beraberlik. örneğin bu hafta bizim antep maçımız var ve bu algı mekanizması selçuk inan-galatasaray üzerinden yürüyecek. galatasaray'ın yapması gereken fenerbahçe'nin bu haftaki rakibi olan rizespor'a karşı olan galibiyet serisini dile getirmek olmalı. daha bu verinin kasımpaşa, hatay versiyonu var. evet büyük takımlar seri galibiyetler kazanır, "madrid x takıma karşı seri galibiyet" diyen olabilir ama ülke dinamiklerini bilen herkes fenerbahçe-rize ilişkisini bilir, o yüzden istatistiğin yanında bunlar da önemlidir.

    2. fenerbahçe'nin uzun devre araları.

    fenerbahçe'nin sürekli yaptığı, ligdeki göztepe maçında artık ayyuka çıkan ama tabii ki karşılıksız kalan durum. ama bilin ne oldu? mourinho aynısını lyon karşısında yaptığı için uefa'dan 1 maç ceza yedi daha yeni. buyrun, size müthiş bir savunmaya geçirecek olay, bundan öte veri, örnek mi var? hesaplayın getirin gündeme. mourinho gibi oyunun her anını en pis oyanayan bir hoca olarak 5-6 dakikayı bilr yaşlı takımını dinlendirmekte fayda görüyor.

    3. fenerbahçe'nin transfer maliyetlerini kap'a bildirmemesi.

    fenerbahçe borsa'da işlem görmüyor mu? neden hiçbir maliyeti göremiyoruz? bu konuda o kadar sıkılar ki, uçan kuşu haber verdikleri duyumcu çocuk bile tek rakam yazmıyor. yukarıda bahsettiğim gibi erden timur bu konularda çok zeki ve soruyu da sordu: "kap'ın polisi kim? fenerbahçe mi?"

    4. ali şansalan'ın fenerbahçe maçına verilmemesi.

    yanlış yaparsan galatasaray'a karşı görev alamazsın bitersin diyenler onlar değil mi? hatta, o hakem orada görev alamaz diye bir şey yok diyen tff başkanı değil mi? nerede ali şansalan'ın kadıköy maçı? buyrun bir konu daha.

    sadece bir çırpıda aklıma gelenler bunlar. bunlar hakkında grafikler hazırlanabilir, yetenekli arkadaşlarımız var. buradan paylaşılabilir, sosyal medyalarda paylaşılabilir. galatasaray'ı yönetenler bunları dillendirebilir. evet belki bunu dediniz diye rizespor puan almayacak, belki kap'a bildirmemeye devam edecekler bilemeyiz ama kesin olan tek bir şey var: soruyu biz soracağız. onlar cevaplayacak.

    galatasaray her koldan üstüne gelinen bu ortamda, iletişimini değiştirmeli, soruları o sormalı, hücuma geçmelidir. yoksa bitmek tükenmek bilmeyen soruları cevaplayarak bu işin içinden çıkamaz. fenerbahçe'nin yönelttiği sorulara cevap vererek, çözüme ulaşamayacağı gibi, fenerbahçe'nin istediği tuzağa da düşerek, soruları meşrulaştırmış olur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın