• 102
    transferlerden dolayı ibrahim hatipoğlu gece gündüz eleştirilirken unutulan pr gülü. halbuki bu, sesini sadece 1 kez duyduğumuz yöneticimiz de transferlerden sorumluydu. hatta isimli ama yaşlı morata transferi yapıldığında fabrizio romano'ya "vice president" diye tweet attırdı. ülke sınırları içinde pr yaptırdığı kişiler de galatasaray ile sorunu olan kişiler. serdar ali çelikler "osimhen transferinin yıldızı abdullah kavukcu" diyor, candaş tolga ışık "abdullah ile konuştum" diyor, sinan engin ve sergen yalçın "apo" diyor. hem pr için seçilen kişiler kötü hem pr şekli kötü hem de pr yapsın istenen kişiler saygısızlık yapıyor hitap şekilleriyle. işin özü; eleştiri yaparken bu sevgili yöneticimizi atlamamak lazım.
  • 104
    kendi primi için galatasaray'ı kullandığını o kadar gözlere gözlere sokuyor ki bu kadar olur. taraftarın ve camianın erden timur'a olan müthiş sevgisi kavukcu'yu da "ben de onun gibi olabilir miyim taraftarın gözünde" diye tetiklemiş çok belli. her şeyden önce dünya görüşü engel buna. geçen yazdan iş bitiriciliği de sınıfta kaldı. bakalım bu yazı nasıl geçirecek?
  • 110
    ibrahim beyin yaptığı transferlerde yaşanan sorunların bir daha yaşanmaması için net bir şekilde ya bırakın ben tek başıma yapayım ya da ne yaparsanız yapın ben yokum, yapacağınız işe ... demiş.

    bence okan hoca ve gardi ile olan ilişkisi sayesinde çok daha başarılı bir transfer sezonu geçirebiliriz. ikisi arasında ben kesinlikle kendisinin başta olmasını isterim.
  • 211
    ibrahim hatipoğlu ile sidik yarıştıracak diye 75 milyon euroluk transfer yapması ileride fıkralara konu olacak olan yöneticimiz.

    dursun aydın özbek öyle bir yönetim kurdu ki tamamı kaybedenler kulübü. bu müthiş koalisyonun her bir ferdi hayatı boyunca galatasaray yöneticiliği hedefine ulaşamayacakken bir şekilde tarihi başarı sağlamış bir futbol takımının yöneticileri oluverince böyle şeyler çok şaşırtmıyor...
  • 216
    söylemleri gereksiz bir yükseklikten olan; maddi strateji geliştirmekte başarılı gözüken bir operasyonu yöneten ancak bunun iletişimi konusunda büyük falsolar yapan yönetici.
    anladığım kadarıyla kendisi böyle zorlu bir operasyonu yürütürken kendisine yöneltilen hafif olumsuz yorumlardan bile alınganlık yapmış ve o yorumları yapanlara kendini kanıtlamaya çalışıyor.

    ancak burada yalnızca kendi işine odaklanan ve olumsuz yorum yapanlara kendi fikridir konuşmuştur diyip geçse çok daha büyürdü taraftarın gözünde.
  • 22
    abdullah kavukçu ile ilgili iddialar dikkatimi çekti. yağız sabuncuoğlu’na haber mi uçuruyor yoksa yem mi atıyor bilemiyorum. yani, dybala ismini yem olsun diye mi attı yoksa kendi pr’ı için mi üfürdü? hangisi olursa olsun yanlış. kendi pr’ı içinse sonuçta ters teper ve harcanan nice başkan ve yöneticilerden biri olur. yok yem olarak atmışsa o da zarardan başka bir şey getirmez.

    bu vesileyle türk spor dünyasında aptallık olarak nitelediğim üç konuyu yazmak isterim. belki birileri duyar ve bu aptallıklardan vazgeçer.

    birincisi, transfer sezonunda takımların birbirlerinin oyuncularına saldırması ve transfer çalımı attım, bak onlar istedi biz aldık, hurraaaaa demek için akıl dışı paralar harcamaları. bu tür transferin öznesi olmuş oyuncuların verimli olamadığı, hatta sırf zarara yol açtığı gün gibi aşikar. her mevkide onlarca alternatifi olan oyuncular için böyle zevzeklik yapmanın, paraları çöpe atmanın, taraftardan övgü alacağım, pr kasacağım diye yırtınmanın hiçbir gerçek getirisi yok-tur. 1975 yılından beri türk futbolunu takip ediyorum hepsinin hüsranla sonuçlanmış aptallıklar olduğuna tanık oldum. çünkü aklı, mantığı ve yüreği ile değil para ile tercih yapanın verimi düşük olur. yani bu çocukluktan başka bir şey değil.

    ikincisi, bir veya iki futbolcunun sakat olmadığı halde kulüp tarafından sakatlık rolüne konu edilmesi. neymiş efendim, böylece rakip takımın motivasyonu düşermiş. biraz daha açayım; bir hafta sonra oynayacağınız maçta, en iyi oyuncunuzun sakat olduğu ve oynayamayacağı haberini üfürüyorsun ve böylece rakip takımın motivasyonunu düşürdüğünü sanıyorsun. bu da aptalca bir tutum ve hiçbir faydası yoktur. çünkü o haber önce senin taraftarının enerjisini düşürüyor. üstelik rakip takıma da enerji transferine yol açıyor. sonuçta yapılan sahtekarlık ve hile ortaya çıkınca tüm taraftarlar ığğğğğh oluyor. şahsen ben öyle oluyorum ve enerjim düşüyor.

    üçüncüsü, bir takıma karşı aşırı motive olup gereğinden fazla gerilmek ve sonraki beş haftada nal toplamak. şöyle; genellikle küçük takımlar, büyük takımlara karşı olağanüstü motive olurlar. bunun iki nedeni olur. ya oyuncular transfer olmak için yaparlar ya da galibiyet primi vadedilmiştir. ya da ikisi birden. bu da çok aptalca bir tutumdur. bunun ne oyunculara ne de kulübe hiçbir faydası olmaz. çünkü takım kaybettiği enerji dolayısıyla sonraki beş hafta sahada yürür ve tokat üstüne tokat yer. oyuncular da sonraki haftalardaki kötü oyunları nedeniyle iyice gözden düşer. halbuki, oyun istikrarını yakalayıp motivasyonlarını da doğal seviyelerinde tutsalar orta ve uzun vadede hep kazanacaklar.

    para önemlidir ama sadece para ile saadet ve başarı olmaz. işte yaşayan örneği, ali koç. :)))
  • 155
    galatasaray spor kulübü yöneticisi. karşısında medyayı çok iyi kullanan ve yöneten bir kulüple ve çatlak bir başkanla transfer masasında. her ne kadar osimhen’in tavrı bizden yana da olsa konuşulan paraların bizim için absürt oluşu, ilk defa böyle bir denize giriyor ve bunun napoli gibi sıkıntılı bir takıma denk gelmesi süreci uzatan faktörler gibi geliyor. duyumcuların hep bir ağızdan olumlu haberler girmeleri vs durumları bizden mi çıkıyor yoksa napoli kaynaklı isteyerek sızdırılan haberlere bizin duyumcuların balıklama atlaması mı bilemiyorum. onun dışında davulla zurnayla gitme olayını ben kaçırmış olabilirim. ben ilk önce kendisini sky yayınında gördüm. bu da bana napoli’nin medya yoluyla süreci dizayn etmesini çağrıştırdı. tabi benim kaçırdığım başka bir şey olmuş olabilir. benim takıldığım tek konu 70 m€. 75m, 5 taksit ve teminat anlaşması yapıldığı kulübe yakın gazetecilerden de yapılmışken bizim güncel 70 m teklif kafa bulandırdı. yine de sakin kalıp süreci böyle değerlendirmekte fayda var.
  • 68
    son dönemde çıkan söylentiler yüzünden kendisine şüpheli yaklaştığım yönetici. ancak şu tivit mevzusunda kendisini masum çıkartan ince bir detay var. şimdi olay şöyle.

    12 mayıs 2012 günü 21.11'de "cincon cim bom" tivitini atmış. hemen ardından 21.13'te "cincon deyil cim bom ama fb de tebrik etmek lazim" yazmış. yukarıda bir arkadaşın da belirttiği gibi, ilk tivitte yazmaya çalıştığı "cincon değil cimbom" iken hemen sonrasında attığı düzeltme tivitinde ama bağlacı ile devam ettirdiği ve cümleyi anlamca kaosa sokan dil katliamını yapmış. yani kağıtla kalemle arasının pek olmadığı belli olan bu arkadaşımız ilk tiviti muhtemelen o zamanın aptal jargonuyla bize cincon diyen ergenlere atıyor. sonrasında düzeltme tivitini beceremiyor. yani durum çıkartılmaya çalışılan anlamın tam tersini işaret ediyor.

    yalnız şuncacık açıklama ve alıntılama bile bana fenalık getirdi. galatasaray yöneticisi olmayı da geçiyorum, ana dilini bilmeden konuşamadan yazamadan nasıl yaşayabiliyor insanlar? ben arkadaşıma mesaj yazarken bile virgül kullanıyorum.
  • 142
    osimhen konusunda güzel açıklama yapmış yönetici.

    https://x.com/.../1935642180132941850

    sabrının taştığını ama başkandan dolayı bir şey demediğini anlayabiliyoruz. osimhen'i çok seviyoruz fakat burası da galatasaray kulübü. eğer olmayacaksa önümüze bakmalı ve kendisine emekleri için teşekkür etmeli, bağları da sıkı tutmaya devam etmeliyiz. abdullah kavukcu'nun da aynı fikirde olduğunu düşünüyorum.
  • 158
    osimhen bizim saflarımızdayken napoli başkanı’nın bileğini bükememiş ve finalde tamamen teslim olmuş. napoli tarafının tüm isteklerinin kabul edildiği haberleri geliyor. 40 milyon peşinatlı, kalanı 2 taksitli, teminatlı bir transferi şu sözlükte okuma yazması olan herhangi biri de başarırdı muhtemelen.

    hep söylüyorum. uluslararası herhangi bir network’ü olmayan adamlarla bu kadarı olabiliyor işte. erden timur’un çok ama çok daha az paralarla neleri başardığı en net kanıtı bu işin.
  • 116
    kibar konuşan abdürrahim albayrak. populist, girdiğin kabın şeklini alan, güvenilmez bir imajı var. erden timur'un gördüğü ilgiden sonra transfer üzerinden prim kasıp kişisel işlerinde kullanmaya çalışan biri olduğunu düşünüyorum. insan sarrafı biriyimdir, bu hayatta yaramaz dediğim hemen herkes için nokta atışı tespit yapmışımdır diyebilirim. kavukcu da bu yaramaz adamlardan. mbappe ve yamal da getirse sempati duyabileceğim biri değil. erden timur sadece transfer yaptığı için girmedi kalbimize.
  • 122
    siyasetin çok içinde olan ve bu işin rahatsızlık verdiği yönetici. next regen abdurrahim albayrak gibi duruyor. https://velev.news/...anktan-kutsal-sefer/ burada okunabileceği üzere özel uçağı ile siyasi kişilerin seyahatleri söz konusu olduğu haberleri medya içerisinde çok sık yer alıyor hakeza bu şahsın şirketi bir kesim tarafından boykot edilmekte, boykot ya da farklı siyasi tutum beni ya da benim gibi düşünenleri ilgilendirir ben kendisinin şirketinden değil su, susam tanesi almam fakat işin galatasaray boyutunda kendisi nerede duruyor, kimin nereye gelişinde ve nereye gidişinde faydalı ve kulüp içerisinde nasıl bir rol alıyor bunları bilemeyecek olsak dahi tahmin edilebilirliği çok mühim. anlaşıldı bu ülke artık siyasetin hayatın her alanında adamlarının ve herifçioğullarının olduğu ve borusunu en çok öttürenin, kimliği ve nüfusu en çok olanın işini gördüğü bir ülke ve biz kendimize, kulübümüze en çok faydayı sağlayacak olanın yanında durmak zorunda bırakılmaktayız fakat sevgili galatasaray taraftarının unutmaması gereken yegane bir şey var ki; bugün abdullah'ın arası bir takım siyasi kesim ile bozulursa, önümüzde kapı gibi hakan şükür örneği var kendisine de bir kulp takar, terörist ilan ederler sonra artıkları ile biz uğraşırız o yüzden çok dikkatli olmamız gereken bir dönem içindeyiz.
  • 180
    osimhen konusunda hatayı sürecin en başında yapan kişi.

    napoli ile pazarlıklarını sağır sultan bile duydu. twitter'de (x'de) yazılanlar aynen şöyle idi;

    "kavukçu 8'de kalktı. elini yüzünü yıkadı."
    "kavukçu kahvaltısını yaptı, evden çıktı."
    "kavukçu arabasına bindi, havaalanına gitmek üzere otobana girdi."
    "kavukçu özel jetine bindi, kule ile bağlantı kurup uçuş izni aldı..."

    sürer gider yani.
  • 172
    hatipoğlu için de aynısını söylemiştim. ne zannediliyor ben anlayabilmiş değilim? adam oraya gidiyor ve kulüpten, başkandan, yapılan toplantılar sonucu yapılacak/yapılabilecek tekliflerin dışına çıkıp, meşhur kurtlar vadisi ihale sahnesi gibi, ''1 milyar. yanlış yok, alın.'' filan mı dediğini sanıyor insanlar gerçekten anlamakta zorlanıyorum. bu kişi belirlenen bütçe ve ödeme planları dahilinde milano'ya gönderilen galatasaray spor kulübünün elçisidir. limit, bütçe, uefa, kurulacak takımın diğer transfer maliyetleri vs gibi kısıtlamaları düşünmeden kendi başına hareket etmesine imkan yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın