66
o söz söylendiğinde rakibin başakşehir idi. ve anadolu kulüpleri sana oynadığı gibi oynamıyordu basaksehire karşı ta ki artık yumurta çıkışa gelene kadar. yumurta çıkışa geldiğinde artık küme düşmeme, avrupaya gitme olayları olduğundan rakipler de artık karşısında kim olduğuna bakmadan saldırmaya başlamış, başakşehir de kendince hesaba katmadığı puanlar kaybediyordu. şimdi rakibin basaksehir değil, beşiktaş ve fenerbahçe. başakşehir'e göre çok daha fazla gücü olan takımlar yani.
yine de kapanabilir mi fark? kapanabilir ama o zamanki kadar kolay değil.
72
bünyenin artık kendisine ve türevlerine doyduğu slogan.
insan sahada izlediği şeyin bir şeye benzemesini istemiyor değil bir noktadan sonra. hep bir zorlama hep bir ittirme kaktırma var kazanılan tüm maçlarda ve hatta kazanılan son 2-3 şampiyonlukta neredeyse. rahat rahat gümbür gümbür aldığımız maç bir elin parmağını geçmez, öyle bir şampiyonluk da en son ne zaman gördük bilmiyorum.
87
18 kısmı sırf uyak olsun diye söylenmişti bence...
73
fatih terim'in bu döneminde kullandığı bir slogan. ancak, biz sürekli kovalayan takım olmaktan yorulduk. (en azından ben) madem hoca böyle düşünüyor, ilk dönem açsın farkı. keyfimize bakalım. o sözün söylendiği takım siyasi lobisi dışında bir olayı olmayan başakşehirdi. başakşehire karşı kapatmak ile, fener/bjk'a karşı kapatmak aynı değil maalesef.
takımın 3 sene boyunca oynamaya çalıştığı futbolu açıkçası ben anlayamıyorum. çok iyi futbol bilen birisi değilimdir, yani maç başına oturduğumda sistemler, kayma vs. çok bilmem. ama bu sezon ne zaman galatasaray maçı izlesem şunu görüyorum. golü yersek maçı kaybediyoruz, 1-0 olunca 85'den sonra ölüp ölüp diriliyoruz, yarısında golü yiyoruz. adamlar 1-0 öne geçince, hemen forveti ikileyip orta sahayı boşaltıyoruz, o zaman da 1-1 yakalasak bile 2-1 geriye düşüyoruz. bizim bu sene rahatlamamız için gereken skor min 2-0 olmalı gibi geliyor bana. onu da bir türlü halledemiyoruz. 30. haftada 4-4-2'ye dönüyoruz. papatya falı gibi ortasaha değişiyor vs.
hocaya laf etmek haddime değil, dediğim gibi ben ortalama bir seyirciyim. ama geriye düşülen her maçta puan kaybı oluyorsa (sivas maçına kadar geriye düşülen her maç kaybedilmişti) burada tff, mhk, fb, yönetim şu bu değil, bizde sıkıntı var.
102
bugün astroloji saçmalığından korkanlara hatırlatılması gereken söz. saha dışına çıkınca diğer takımlardan fark kalmıyor. o kazanır bu kazanır kartlarım şunu diyor gibi işlerle ilgilenmeyin.
117
aradaki fark 8 puan değil. aradaki fark, birinin kazandıkça daha fazla kazanmak istemesi, diğerinin kaybettikçe "hakem" diye bağırması. 8 puan, skor değil. 8 puan, planla kaos arasındaki mesafe. şampiyonluk yarışında hızlı koşan değil, doğru yolda yürüyen kazanır. fenerbahçe yine kayboldu.
23
sanırım bu sezon 18 olan bölümünü deneyeceğiz. gazamız mübarek olsun.
68
galatasaray bu slogan ortaya atıldıktan sonraki on maçın üçünde puan kaybetmiştir. anlayacağınız bu sekiz puanın kapatılıp şampiyon oluşumuz bizden çok başakşehir'in patlamasıyla alakalıydı. başakşehir son on maçta tam 7 kez puan kaybetti. yanlış duymadınız "yedi" kez. sadece 3 tane maç kazanabilmişlerdi.
evet, çok özel bir şampiyonluktur bizim için. çok zor bir dönüş gerçekleştirdik ama ben bu şampiyonluğu bize değil başakşehir'e yazarım kimse kusura bakmasın.
2020-2021 sezonunda ise yeniden ortaya çıktı bu slogan. kalan on maçın hepsini kazandığımız durumda beşiktaş'ı geçerek şampiyon olacağımız düşünülüyor. böyle bir şeyin olması mümkün değil. beşiktaş da başakşehir gibi patlar, sezonu şampiyon tamamlarız bilemem ama artık iplerin bizim elimizde olmadığını kabul etmemiz gerek. biz kendi işimizi kendimiz bozduk. dolayısıyla olası 6, maç eksiğiyle 3 puanlık mevcut farkı kapatmamız için beşiktaş'ın birçok maçta puan kaybetmesi gerekiyor. ederler mi? zor. bizim kalan süreçte beşiktaş'tan daha iyi bir performans göstermemiz de öyle.
ilk yarıdaki oyunumuzu geliştirmek yerine saçma sapan bir oyun anlayışına yönelmek bize çok acıya mal oldu. geriye kalan umut, ümit, rakipten gelecek başarısızlık beklentisinden ibaret.
92
yeter ki biz kazanalım diye devam eden cümle.
işin o kısmı zor işte. ne üst sıra, ne küme düşmeye oynayan hiçbir takıma üstünlük kuramıyoruz. güle oynaya kazandığımız hiçbir maç yok. her maç kabir azabı.
70
sarfedildigi sezon basaksehir’in sirazesini kaydirip, arka arkaya puan kaybetmesine neden olmus terim sözu.
sözlugun neden karamsar oldugunu anlayabiliyorum. umut veren bir futbol ve takim ruhu göremiyoruz ancak besiktas bizden 1 mac eksikle 3 puan önde. defalarca bala-göte galip gelmis bir ekip. bizde ise onun bunun götune carpip kaleye giren, adamimizin eline carpan, dograndigimiz ve salak geri pasindan dolayi yenildigimiz bir cok mac oldu. besiktas bunlarin hicbirini yasamadi bu sezon. 90’nci dakikada kacan pozisyonlar, direkten dönen sutlar ile ucuz kurtulduklari bir suru mac izledik.
o nedenle eksik maclarini kazanacaklarinin garantisi yok. keza galatasaray ile maclari var yani sampiyon olacaksak evire cevire sami yen’e gömmemiz lazim bunlari. her turlu kötu kosulda aradaki fark 3 puan. yani suni. an itibariyle ıki macta ust uste alacaklari beraberlik paniklemelerine ve matematiksel olarak bizim öne gecmemize neden olur. her iki takimin da 10’da 10 yapacagini sanmiyorum. akilli, sabirli ve sonuc odakli oynayan ipi gögusler.
ıciniz rahat olsun. önemli olan o kivilcimi terim’in ateslemesi. 3-5 maclik seri ve ivme filmin sonunu degistirir.
114
2024-2025 sezonunda okan hoca'yla devam etmemiz durumda maruz kalacağımız olası rezillik.
97
rize ile karşılaştırıldığında gayet de normal olan bir söz.
anlaşılan son 4 sırada olan takımlar ile maçlarimiz, özellikle malum takım için intikam macindan çıkıp küme düşme potasına yaklasmamak için bir maç moduna dönüşecek.
emeği geçenlerden bir istifa beklentimiz var ama. pardon aklımda çıkmış ocak transfer dönemi var. olmazsa mayıs ayında başkanı degistiririz.
82
2018-2019 sezonunda şampiyonluk yolundaki rakibimiz başakşehir’e karşı söylenmiş sözdür. utanmak yerine gurur duymak garip. sorulması gereken soru neden senelerdir puan farkını kapatmaya çalışıyor olduğumuzdur.
41
en büyük psikolojik üstünlüğümüz. tanıdığım kim varsa rakibi destekleyen herkes, galatasaray’ın liderlik koltuğuna en az 10 puan geride olaması gerektiğini olmazsa şampiyonluğun hayal olduğunun farkında. korkmayın olum en fazla ağlatıcaz...
43
yapılmaması için hiç bir neden yok. yeter ki kenetlenelim.
10
mesele 8'in veya 18'in kapanması değil sürdürülebilir bir başarı için doğru sistemi oluşturup üstünde yıllarca durmak.
bu sene ben yine şampiyon olacağımızı düşünüyorum ama ne değişecek allah aşkına? tamam ffp dolayısıyla bazı şeyleri yapamıyoruz ama hem ffp var deyip hem de 58 milyon euro maaş vermek neyin nesidir birisi bana açıklasın. bu seneki lig ve avrupa performansından bağımsız konuşuyorum bu arada. hatta kişilerden de bağımsız konuşuyorum. fatih terim'e sonuna kadar inanıyorum ama hocam 21 aralık 2017'den beri ne değişti şu takımda allah aşkına. yarın kendisi gitse yine bir şey değişmeyecek bunu da çok iyi biliyorum. 2013'de ayrıldı da ne değişti 2017'ye kadar? 2000'de de ayrıldı ne değişti? galatasaray daha mı iyiye gitti? tabii ki hayır. hatta sürekli kötüye giden bir galatasaray oluştu. velhasıl meselenin özü kişilerden ve futbolculardan bağımsız bir sistem kuramamakta yatıyor ve biz bu doğru sistemi galatasaray kulübü olarak yıllardır kuramıyoruz maalesef...