• 426
    maç sonu:

    50 dereceye yakın hissedilen, aşil koparan zemin. avrupa maçları var diye ezeli rakiplerinin maçı ertelenmiş. bunlar olurken haksız rekabet diye tüm sosyal medyacılarının kulağına üfürülmüş, galatasaray’ın ekonomisinin iyi olması kendi problemiymiş gibi lanse ettiriliyor. böyle bir ortamda soğukkanlılığını koruyarak futbola konsantre olmaya çalışan tüm galatasaray camiasına teşekkürlerimi borç bilirim.

    ön alan presini 1.vitesten 2’ye çekmemiz rakipten topu kazanmamıza yetiyor zaten. öyle dandik takımlar kuruluyor ve oyunlar tercih ediliyor ki…

    barış, sara, lemina, torreira, davinson… orta 2-2-2’nin 5’i dinamizm ve mental olarak birebir baskı denince türkiye koşullarında elit üstü seviyeler zaten. dolayısıyla rakibe nefes aldırmıyorsun. topu istediğinde kontrolüne alıyorsun. atak sürekliliği demek, gol demek…

    top ayağımızdayken de işi erken bitirmeye çalıştık zira berbat zemin ve sıcak birleştikçe gelmeyen gol strese sokacaktı takımı.

    2 gol geldikten sonra rölantiye dönen maç, kırmızı karttan sonra “aman sakatlanmayalım” maçına döndü doğal olarak.

    bu vesileyle bu zeminde ve hatta bu sıcaklıkta bu maçı oynatmaya izin veren tüm yetkililere selamlar…
  • 427
    malum ligin ilk maçları hep zordur, hele ki son şampiyon unvanı ile çıkıyor ve maçı ağustos'ta antalya, izmir veya antep sıcağı altında oynuyorsanız. buna rağmen takım maça çok istekli başladı ve erken bulduğumuz gollerle ve rakibin direncinin kırılmasıyla da nispeten rahat bir oyun ortaya koyduk.

    barış alper her geçen gün hem kişilik hem oyun olarak biraz daha büyüyor ve futbolu da artık olgunlaşma evresinde. leroy sane'nin alıştığı almanya'daki kusursuz zeminden sonra antep'teki patates tarlasından hallice zeminde birkaç pozisyonda dağlara taşlara vurduğu bir ortamda, barış alper yıldızlaşabiliyor. türkiye ligi'nin dinamiklerini şu cümleden bile anlayabilirsiniz (elbette sane de buna adapte olacak veya iç saha maçlarında yıldızlaşacak).

    maça dair canımı sıkan tek konu, hakemin bize çok kolay sarı kart çıkarması oldu. hatta lemina bir pozisyonda "daha ilk faulüm bu" dercesine baktı hakeme. davinson, torreira, lemina gibi önemli isimlerin 3-0 gibi rahat kazanılan bir maçta sarı kart görmüş olmalarını istemezdim.

    okan hoca'ya ve tüm takıma tebrikler.
  • 428
    maçtan yirmi gün önce işimizin zor olduğunu, puan kaybı yaşayabileceğimizi düşünüyordum. sane bile takıma katılmamış, osimhen transferi belirsizliklerle doluydu. maça forvet ve sağ bek olmadan çıktık. ancak takımın omurgası, oturmuş oyun karakteri ve duran top becerisi kolay galibiyeti getirdi.
    şükür üç puanı üç golle aldık. ancak benim yangınım hala sürecek. bu kadro lig için fazla olsa dahi yarın okan hoca istifa sesleri duymamak için takımın eksikleri giderilmek zorunda. bu maçta bile yer yer gösterdi kendini eksikler.
    bir de böyle bir zeminde rakibin oyuncusu sakatlandı. keşke olmasaydı ancak resmen göz göre göre geldi bu sakatlık. bu bizde de olmayacak anlamına gelmez. çok dikkatli olmalıyız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın