*

  • 901
    40 yasindayim, kendimi bildim bileli izledigim fenerbahce maclarinda en buyuk ustunlugu kurdugumuz mac.
    ikincisi de herhalde bu macin kadikoy'de oynanan ve 2-2 biten rovansidir. hatta ayni sezon sonu play-off sacmaliginda iceride 1-2 kaybettigimiz macta da benzer bir hakimiyetimiz vardi. ancak skorlar gercekten enterasan.

    ote yandan ayni mac tersten yasansaydi fenerbahce 8-9 tane atmisti sanirim. bu kadar buyuk ustunluk, bu kadar dominasyon ve su mac 3-0 bile bitmiyor anasini satayim. nedense boyle yakaladigimiz da bile kolay kolay farka gidemiyoruz fenerbahce maclarinda.
  • 519
    tekniği ve taktiği artık olmayacak olan maçtır.

    gol pozisyonuna girmek konusunda galatasaray takımının kadro ve yedek kulübesi eksikliğinin dahi önemi yoktur.

    7 kişi ile 7 gol atan takımın formalarındaki ruhtur bize bu maçı aldıracak olan şey.

    bu ruhu adnan sezgin ve adnan polatveremediği için takım 4 senedir komposto gibi gelene gidene puanlar vermiştir.

    maç içinde kriz filan çıkmayacak fatih terimve aslanları ilk dakikadan itibaren gereğini yapacaktır.

    ancak bir kriz çıkarsa görev bize düşmektedir. taraftar olarak oradaki 50.000 yürek tek yumruk olacak ve gitmiş maçı geri getiren taraftar şahlanışı ile krizi çıktığı yere geri gönderecektir.

    maçın skoru tarihe geçecektir. hala bilet almayan varsa acilen alsın.
  • 741
    maçın her anı unutulmazdı. hatta o kadar unutulmazdı ki heyecandan sadece kare kare bazı bölümlerini hatırlıyorum. yine de özellikle fenerlilerin unutamayacağı anları yazmak istedim.

    1- bank asya 1. lig, 1.lig bank asya tezahuratı
    2- fener gol gol gol şampiyonluk geliyor tezahuratı
    3- maçın bitiş düdüğü çaldığı an "mini mini bir kuş donmuştu pencereme konmuştu..." şarkısının duyulması.
    4- tabii ki poposu ile top tutan volkan'a felipe melo'nun tersten cevabı.

    ekleme: bekocan'ın katkısı.

    5- 3-0'dan sonra her pasta oley çekilmesi.
  • 1050
    galatasaray çağını yeniden başlatan maç.

    2000-2010 arasını fenerbahçe’nin psikolojik üstünlüğü ile geçtik. 2 defa mallık yapmasalar (2006-2008) 2000-2010 arasını sadece 1 şampiyonluk ile geçecektik. sadece biz değil, futbolcular bile kadıköy’e gitmeye korkardı.

    bu maçta yeniden yapılanan galatasaray, fenerbahçe’yi öyle ezmiştir ki 2011’den günümüze dek süren galatasaray’ın psikolojik üstünlüğünü başlatmıştır. milattır bi nevi.
  • 276
    türk telekom arena'da bugüne kadar izlediğim tüm maçları * * * farkla biz kazandığımız için, bunu bir totem kabul ettim. ve bu totemi derbiye saklamak için aylardır arenaya gitmiyorum. çok fazla inanıyorum biz kazanacağız. aksi olacak olsa bile, herkes gibi, 7 aralıkta arenada sesimi bırakacağım.
    öğrenci halimle, bütçemi, devam zorunluluğu olan derslerimi zora koşarak ve totemlerimi kucağıma alarak edirne'den gelip izleyeceğim karşılaşmadır.
    fenerasyona ve şikecilere hak ettikleri cevabı vereceğimiz gündür.

    edit: aynı durum hala devam ediyor. zıt bir örnek vermek gerekirse, kupa maçına gitmekten vazgeçtim ve elendik.
  • 863
    elmander'in bu maçta bilica'dan kaptığı topta kaleye yalnızca bir kez kısaca bakıp sonrasında adeta salağa yatarak sürekli olarak sanki içeride pas verecek arkadaş arıyormuş gibi yapması, bu esnada da götüm götüm yanaşması, en sonda kalçadan yabıştırıp ayıyı avlaması efsanedir.

    yobo bu numarayı yemiş, koşup elmander'in önünü kapatacağına son ana kadar içeriyi tutmakla elmander'e basmak arasında kalmıştır. komik olan şu ki, değil içeride bizden birinin olması, lütfedip de ciddi ciddi koşan bile yok ama elmander'in o hareketler efsane ya sanki hayali birine kaşıya gözüyle işaret veriyormuş gibi böyle, yobo da tam bir mavi ekran veriyor. artık top çizgiyi geçerken koftiden milan baros altı pasa yanaşmış oluyor o kadar ama pas alacağından falan değil ha, zaten yanında iki tane de fenerbahçeli var, maksat aksiyon olsun...
  • 500
    az önce kaskodan aradılar, çalarken dinlet sağolsun adam en sonunda dayanamayıp, "afedersiniz galiba galatasaraylısınız beyefendi, akşama feneri ne yapacağız?" diye soruverdi. "fenerin amına koyacağız abicim 1 tane baros'tan banko var sen gönlünü rahat tut." dedim. gülüştük. normalde 5 gibi arayacaklarına, 1 saat içinde de dönecek olmaları cabası tabii.
  • 106
    şimdiye kadarkiler fasa fisoydu, hatta önümüzdeki beşiktaş maçı da olsa olsa en fazla gerçek mermilerin kullanıldığı bir tatbikat olur. türkiye'de maç dedin mi esas duruşa geçeceksin. ak koyunun, kara koyundan ayırt edileceği, edile geldiği anamaç'a bakacaksın. fenerbahçe'yi yenmeyen takımın aldığı zaferler hep bir tarafımı eksik bırakır benim. sayıyorum günleri, kamptayım ara verdiğim tribünlere o maç için bir kereliğine yeniden dönüyorum.

    kalbimin turuncudan iz taşıyan sarısı mecidiyeköy'de kaldı benim. hepimizin bir hatırası var dı orada elbette. bizim emeğimiz belki de hepinizden çok daha fazla olduğundan, en geç biz alışacağız yeni dünya düzeni'ne. arena; vestfealen'i, barnabeu'yu, san siro'yu, stamford köprüsü'nü görmüş gözler için söylüyorum ki, bu stadyumlar yanımıza bile yaklaşamazlar. ne var ki ali sami yen ruhuna da o kadar uzakta. aslında olmayabilirdi, eski sabık başkan kendi egosunu tatmin peşinde olmasaydı, bütün stadyumlardan önce alacaktı arena'da büyük galatasaray taraftarının tüylerini diken diken eden cehennem namını. tarihin en kötü takımıyla, en berbat sezonunda apar topar taşıdılar bizi daha aslan olamamış, seyrantepe'ye. yarım sezon 15.000 kişi olan taraftarı, bellli belirsiz 15-2000 kişiyle takviye yoluna gittiler. gel kim olursan gel, kombineni al, sığır gibi maç seyret. halbu ki takım kurmaktan çok daha zordur taraftarı kurmak. biz o 15.000 öncü birliği, en kemik, en aktif, taraftar taburunu oluşturabilmek için ne maçlar, ne savaşlar verdik. sen bastır parayı, caf caflı koltuklarda galatasaray'ı seyret adına taraftar densin. aslantepe'ye zebani diksen gelenleri korkutsa, aşağıdan su sıksan, metro da sabaha kadar nefessiz bıraksan, geçen seneden daha kötü bir takım kursan, tınaz tırpan'ı hoca olarak getirsen bile o 15.000 kişi o tribünlerde olacaktır. iş nitelikli diğer 30.000 kişinin seçimidir.

    olmazdı, o takımın futbolcuları o stadyumda galatasaray formasıyla çıkamazdı. çıktılar en ufak bir katkı yapamadan, tek bir taraftar daha yaratamadan kaybolup gittiler. beklenecekti, başında terim'in olacağı bir takım beklenecekti. yeni bir gaz yeni bir ivmeyle o yiğit 15.000 kişinin harmanlayacağı bir 30.000 kişi daha bulunacaktı. bize kalsa yapardık, bize kalsa en az 5 sınavdan geçirirdik kart alacakları. gerekirse yine 15.000 kişiyle oynardık, ama taraftar olmayanı o muhteşem mabede sokmazdık.

    taraftar denince, içinde bulunmaktan onur duyduğum ilkeli ve gönüllü birlik gelir aklıma. forma seyretmeye giden, tabelaya asla bakmayan, yenilmemek için önlem almayan, en umutsuz anlarda bile asla pes etmeyen, yenildiğinde, yenen takımı anasından doğduğuna pişman eden bir büyük takımın taraftarıyım ben. muslera'nın kurtaracağı penaltıyı seyretmeye gitmem ben, ağlaya ağlaya, küfür ede ede takıma koyduğumuz semih kaya'nın yatarak top kesmesini de, ufo'nun fuleli saçlarını savura savura topu ön cephelere götürmesini de. ligin sıradan bir takımına karşı bile bariz bir üstünlük kuramayan, lanet olası 3 puan peşinde olan, 2. bir golcüyü sahaya süremeyen takımı da. kendisi coşan ardından taraftarı coşturan futbolcular arıyorum. sezon başında gelen yabancı futbolcuların melo dahil hiç birini tanımıyordum. yani beni galatasaray kombine satıcısının masasına koşturacak bir futbolcu yoktu. yine yok, şu geçen fasa fiso maçlarında da melo oldu biraz. onu da dedim ya ben fenerbahçe maçında seyredeceğim olanca coşkumla.

    arena dolmuyor, dolmaz. ne biletler pahalı diye, ne ulaşım sorunu var diye değil. takımda büyük futbolcu yok diye dolmaz. bir lincoln, bir hagi, hatta bir misimoviç olsa şimdikinden en az 5.000 kişi daha fazla taraftar olurdu. turgay şeren 10 çocuğu galatasaraylı yapabilir, ama metin oktay doğan bütün çocuklara metin ismi koydurur. hiç kimse çocuğuna simoviç adını koymadı, ama hepimizin oğlunun adı bir zamanlar prekazi'ydi. elmander belki çok büyük futbolcudur, ama son senelerde doğan küçük galatasaraylı çocukların adı baros'dur.

    biz zaten vardık,15-2000 galatasaraylı, yarın fenerbahçe maçında bize ilave 30.000 kişi daha gelecek. kaçının taraftar kalacağını göreceğiz. taraftarı çoğaltan alınan kupalardan çok, büyük futbolcularıdır. en azından ben bu sene arda gitmeseydi, tribünlerde olacaktım yine de. taraftarlık için yaşım geçti, eskisi gibi bağıramıyorum, sevinemiyor, üzülemiyorum. son senelerde 2 futbolcu beni maçlardan soğuttu. takımın büyük futbolcusu olmadığı için de sıradan maçlara gidemiyorum. başta dedim ben bunlara maç diye bakmıyorum. real madrid'e geçiren formayı, mersin'e bile geçirmesi garanti olmayan formayla değiştiler, her sene milan'a geçirdik diye bağıranları, gaziantep'e yenilirken arena'da hakeme küfür ettirdiler.

    fırtına yaklaşıyor, fener maçı ben o maça kadar izinliyim. o maçtan sonra da izine çıkacağım. kadıköy'deki fener maçına kadar. fenerbahçe maçında hagi'yi bekliyorum. ekstra bir taraftar motivasyonu sağlanır, maç hafta içi, saat erken, nevizade yasak, hava muhtemelen kötü. yani bir anamaç için ev sahibi takım adına işler iyi gitmiyor. yapılacak iş o maça gelecek diğer 30.000 kişiyi iyi seçmek. ben derim ki hepimiz başka şehirlerden azılı galatasaray taraftarı avına çıkalım. kendi payıma 2 kişi getiriyorum kayseri'den, parken'e götürdüğüm adam ve o maça götürmediği için 2 sene babasıyla konuşmayan oğlu.

    arena'nın cehennem olmak için sami yen gibi senelerce beklemesini istemiyorsanız paçaları sıvayın. istanbul dışındaki deli taraftarlar size de lafım. birilerine ulaşın en az bizim gibi taraftarsanız ne yapın yapın maça gelin. gelenler işin keyif tarafını başka maça saklasınlar, maça erken girsinler. mutlaka ilan edilecek olan parçalı formayla maça gelsinler. uyarına gelirse ufaktan da çakır keyif olsunlar. maçın başlama vuruşuyla birlikte sahaya çöksünler. görceksiniz, böyle bir ortamdan hiç bir takım sağ selamet çıkamayacak. derdim o maçta fenerbahçe'nin sağ selamet çıkamamasından çok, taraftar parametresini en az 40.000 kişilere çıkartmak.

    şanlı şerefli geçmişimiz asla tükenmeyecek. çok daha beter sezonlar geçirsek bile galatasaray büyümeye devam edecektir. geçse de yolumuz bazen bozkırlardan, adımız galatasaray olduğu sürece zaferlere çıkacak bütün yollar.
  • 986
    izlerken en çok eğlendiğim galatasaray maçıdır.

    üniversiteye gidiyordum o zaman. maça kardeşim diyebileceğim, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen 2 fenerli dostumla gitmiştik. tabi maç öncesinde gergindim. hem maçın ağırlığı, hem de ikiye tek oluşum hafif bir tedirgin etmedi değil.

    her neyse maç başladı. gümbür gümbür gidiyoruz. kazım, emre çolak, elmander falan net fırsatlar kaçıyor, volkan yine derbi modunu açmış. biz bastırdıkça ben hem gaza gelmeye başlıyorum hem ulan yoksa yine mi diye içimden geçiriyorum. derken eboue attı. ben o an kendimi kaybettim. yanımdaki çocuğun kolunu yumrukluyorum gol ulan gol diye. yanımdaki çocuk dediğim de 120 kilo var, üflese yıkar beni. çok babacan bir arkadaşımdı. neyse o anki üzüntüyle çok üstünde durmadı, maç kaldığı yerden başladı. daha sonra elmander attı. golde hem bilica’nın hem volkan’ın hatası vardı. ben hem ikisine de antipati beslediğim için, hem de iki farklı galibiyetin getirdiği rahatlıkla daha bir abartarak arkadaşı hem hırpalıyorum hem yumrukluyorum bu sefer. bu bir bozuldu tabi oğlum bak git moduna girdi. ben bulmuşum fırsatı kaçırır mıyım? arada provoke ediyorum bunları playoff mu kurtaracak ulan sizi diye. bunlar bin pişman geldiğine. sonra üç geldi işte. ben arkadaşa baktım elini yumruk yapmış. o an yemedi tabi fiziksel temas kurarak sevinmek. zaaaa yine soktuk tadında sevindim, bunlarda reaksiyon gösterecek hal falan kalmamıştı zaten. maç bitmeye yakın bunlar salladı bir tane. fenerli topçular bile sevinmedi, bunlar alkışlıyor. hadi dedim biraz amatör eğlendireyim, show olsun diye alkışladım yalandan. bunların da gönlü olmuş oldu işte. daha sonra izlediğim hiç bir maçta bu kadar eğlenmedim.
  • 731
    galatasarayın özellikle ilk yarı muhteşem oynadığı, 2.yarının 15 dakikalık bölümü haricinde yine çok güzel oynadığı ama buna rağmen tarihi bir fark yerine 3 golle yetinip 3-1 galip geldiği, 3 puanı ve liderliği aldığı maç.

    -öncelikle staddaki o muhteşem taraftara, 55 bin kişiyi arkasına alıp aslanlar gibi oynayan bütün oyunculara, ünal başkana, grande terime sonsuz teşekkürler.

    -maç öncesinde süper bir kareografi vardı. trübünler hem gözlerimizin pasını sildi hem kulaklarımızı sağır etti ki maç boyunca da böyleydi. helal olsun diyorum. millet kareografi görsün, taraftarlık görsün!

    -terim maça semih, emre çolak ve çift forvet başladı. çok cesurcaydı bu. bu dörtlüden baros haricindekiler çok iyi oynadı. yani terimin tercihleri çok doğruydu.

    -maçta galatasarayın en büyük avantajlarından birisi de sahada yer alan neredeyse hiçbir oyuncunun fenerbahçe fobisinin bulunmamasıydı. ebue, melo, ujfa vs. sadece hakan balta vardı sanırım. bir de sonlarda giren ayhan, servet vs. bu da galatasarayın dominasyonunda önemli etkendi.

    -melo namahrem yeriyle mi gol attı bana mı öyle geldi. neresiyle attı anlamadım ama iyi ki de attı. helal pitbull'a.

    -daha önceden de söylediğim üzere fenerbahçe pres yapan takımları sevmiyor ve galatasaray sürekli olarak pres yaptı fenere. sayısız top kazandı ve orta saha ile fenerin yobo haricinde berbat olan savunmasını yerle yeksan etti.

    -terim (ki kendisinin o olduğunu anlamadım ilkin kapşonu yüzünden) ile alex'in tokalaştığı an süperdi.

    -galatasarayın 2 büyük de kazancı oldu derbi galibiyeti ve 3 puan haricinde ; emre çolak ve semih. bu iki genci kazanmak çok ama çok anlamlıydı.

    -maçın bir diğer özelliğiyse taraftarlar bir gs-fb derbisinde uzun zaman sonra ilk futbol izlediler. cidden uzun zamandır bu kadar iyi bir galatasaray ve derbi futbolu görmüyordum. kavga gürültü değil futbol izledik.

    -fırat aydunus şaşırtıcı şekilde iyi bir maç yönetti. kartlar ve düdükler hep doğruydu.

    -lamı cimi yok. galatasaray bu sene türk takımlarının yaptığı maçlardaki en mükemmel futbolu oynadı. sonuçtan bile daha değerli olan buydu benim için. ilk yarı ağlattılar resmen. zaten markus merk'in nette gördüğüm bir sözü de bunu anlatır özellikte ;

    --alıntı--
    ilk defa böyle bir maçta bir tarafın bu kadar ezildiğini ve diğer tarafın maçı bu kadar domine ettigini gördum! - markus merk
    --alıntı--

    maçtan güzel fotolar :
    http://www.facebook.com/...p;type=1&theater
    https://fbcdn-sphotos-a.akamaihd.net/...509_2115522747_n.jpg

    dip not :
    --alıntı--
    eboue’nin bakkala gönderdiği yobo’dan haber alınamıyor!
    --alıntı--*
    *

    (bkz: koyduk mu)
  • 750
    henüz kendime gelebildim sözlük. * madem kendime geldim bir şeyler yazayım bari. önce maçın öncesine gideyim. tabi derbilerde genel olarak heyecanlardım maç öncelerinde. ama dün bir tuhaftı benim için. yerimde duramadım 5e kadar. sonra birden kendimi dışarda buldum galatasaray formasıyla. gez gez. sonra arkadaşlarımla maçı izleyeceğim yere geldim 2 saat önceden. in cin top atıyordu haliyle. tek başıma oturdum. içtim biraz ama içim kıpır kıpır. son 1-1.5 saatin nası geçtiğini anlamadım...

    kadroları gördüğümde şok oldum. kafamda çakma teknik adam edasıyla maçı oynamaya çalıştım. 4-5-1 beklerken terim'in cesur 4-4-2'si mantıklı gelmeye başlamıştı. kocamanın saçma kadrosu derbinin tansiyonunu düşürebilecek top yapma becerisinde değildi. ayrıca sağ kanatlarında neredeyse sadece gökhan gönül vardı, forvetteyse ujfalisi ile semih arasında kalacak bir alex.

    maç başladı. üst üste ataklar, kaçan goller. çok endişelendim o anda sözlük. fener balı tutar da yine saçma sapan bir gol yeriz diye. ama tarih silik fener kalemize şut atmayı geçtim yaklaşamıyordu bile. sonunda goller de geldi ve ilk yarı 2-0 önde kapattık. maç aslında orada bitmişti. ikinci yarı kontrolümüz altında geçti ve enfes bir derbi oldu.

    fernando muslera: kendisine hiç iş düşmese de insana verdiği güven bile yeterdi. sevinçleri ve gülen yüzü ile gönlümü fethetti. 8/10*

    emmanuel eboue: geldiği günlerde oynatıldığı tuhaf pozisyonlarda veriminin ne kadar düştüğünü bir kez daha gördük. bu adam tam bir sağ bek. dün de kiliti açan adamdı. defansta yaptığı müdahaleler, hücuma verdiği destek ve girdiği verkaçlar enfesti. 9.5/10*

    semih kaya: kendisinin değerini servet girdiğinde bir kere daha anladım. * sen ne kadar soğuk kanlı, zeki, ayaklarına hakim, ilk müdahalelerde başarılı, hava toplarında hata yapmayan, hızlı, pozisyon bilgisi yüksek bir adamsın. sanki yıllardır oynuyorsun. seni altyapıda yetiştiren her antrenöre kurban olayım emi. 10/10*

    tomas ujfalusi: tam bir profesyonel. her tarafından tecrübe akıyor. böyle büyük maçları oynadığı o kadar belliydi ki... fakat bir o kadar da rahattı, sanki türkiye kupasında giresunsporla oynuyormuşcasına sakindi adam. :o 9/10

    hakan balta: her ne kadar bu maçtaki formu kocamanın saçma kadrosuna bağlı olsa da günün iyilerindedi. hücuma hiç olmadığı kadar destek verdi. defansta bir kaç pozisyon haricinde de iyiydi. maçı izlerken kendi içimde geçen sene flashbackler ile gözümün önüne geldi. bir oyuncu 1 sene içinde bu kadar mı evrim geçirir sözlük. 7.5/10

    colin kazım-richards: günün idare edenlerinden biriydi. ama en azından hırslıydı. elinden geldiğini yaptı. maçın sonunda her ne kadar saçmalasa da skora verdik biz onları. 6/10

    selçuk inan: onu beğenmeyen galatasaray taraftarına inat takımı yönlendirmeye devam ediyor. meloya golü attırarak da bu maçtaki görevini fazlasıyla yerine getirdi. ah bir de şutları biraz isabetli olsa demedik değil. 8/10

    felipe melo: adeta duvar ördü galatasaray kalesine. onun galataray için ne anlama geldiğini olmadığı maçlarda göreceğiz.* 30 kişilik fener ortasahasını durdurdu. golünü de attı. birtanesin pitbull. 9/10

    emre çolak: kimse onun ilk 11de oynayacağını beklemiyordu. fakat imparator ona güvendi ve görevini fazlasıyla yerine getirdi. kendisini eskiye göre çok daha diri ve kuvvetli buldum. attığı paslar isabetliydi,defansına yardım etti,top kaptı, diğer maçlarına göre topu ezmedi. * tabi en önemlisi gururlandırdı. iyi yoldasın çocuk çalışmaya devam. 8/10

    johan elmander: yine çok etkiliydi. tam bir modern forvet. hücumun bütün gereklerini yaptığı gibi bir de defansına pres yaparak rahatlattı. bu maçta yine enerjisi, pas kabiliyeti, zekası ile dikkati çekti. sonuç olarak 1 gol, 1 asist. 9.5/10

    milan baros: aslında çok çabaladı fakat girdiği pozisyonları hoyratça harcadı. müsait pozisyonlarda her zaman ki bitiriciliğini göremedik. ama çapraz koşuları fener defansının başını döndürmeye yetti. ama bana göre maçın kötülerindendi. 6.5/10

    sonuç olarak koyduk mu?!
  • 379
    sirket ust yonetiminin izin talebime olumsuz cevap vererek ali sami yen'de izlememi engelledigi musabakadir. * yurt disinda calisiyor olmanin zorluklari boyle malesef.

    musabakaya gelince, siradan bir galatasaray-fb maci olmadigi ortada. hos, hic bir galatasaray-fb maci siradan degildir. gerek arada bulunan puan farki, gerek fb'nin şikeciligi, gerek uzun suren fb'ye karsi kazanamama durumu bu maci bu sezonun simdilik en onemli musabakasi konumuna getirdi.

    ne oynayacak futbolculari sececek ne de taktik verecek kadar bilgiliyim. zaten oyle bir yetkim de yok. ben taraftarim, her zaman galibiyet istiyorum. kenar yonetimimiz ve futbolcularimiz bu maci kazanacak deneyim ve yetenege sahipler. taraftarimiz ilk dakikadan son dakikaya kadar destekleyecek.

    son sozum sudur: n.k.f.v.a.s.
App Store'dan indirin Google Play'den alın