afad gönüllü otobüsleri ve diğer yardım araçları konya ladik yolunda tıkandık. karşı şerit boş ama yönlendirme olmadığı için ilerleyemiyoruz. duyurma imkanı olan sosyal medya hesaplarından yardım istiyoruz.
177
türkiye cumhuriyeti tarihinin en kara günü. dünden beri bir şey yazmadım, içimden de gelmedi. bu felaketi yaşayan insanlara sadece dua edebiliyor, eşya ulaştırabiliyoruz. başka da yapacak bir şeyimiz maalesef yok.
dün gece yatağa girip uyurken utanarak yaptım bunu. enkaz altında kurtarılmayı bekleyen insanların çaresizliğini düşününce ben de boğuldum.
çok üzgünüm.
178
saatler geçiyor, asker hala kışlada. bu millet öz vatanında hala parya.
keşke deprem olunca muhalefet tamam seçim sizin olsun, askeri gönderin deseydi. bu kadar düştüklerini kabul etmek istemedik sadece.
179
34 yaşımda beni hiç ağlamadığım kadar ağlatmış depremdir.
en yakın arkadaşlarımdan birinin anne ve babası enkaz altında kaldı, elimizden hiçbirşey gelmiyor. enkazın başında beklemek dışında hiçbirşey gelmiyor. bir yerlere ulaşmaya çalışıyoruz ulaşamıyoruz.
ülkede kendi kendimize yaşadığımızın özetidir bu deprem. devlet yok, güçlü bir kurum yok, sadece biz bizeyiz.
allah herkese sabır versin.
180
yazılanları, paylaşılanları gördükçe vahameti daha da ortaya çıkan deprem. bunca km uzaktayken yardım göndermek dışında elimizden bir şey gelmiyor, elimizde telefon mal gibi ekrana bakıyoruz 2 güzel haber almak için.
allah'ım bir daha böyle felaketler yaşatmasın, zorda olanların yardımcısı olsun.
181
dünden beri kendimde değilim. olanları gördükçe, okudukça her seferinde kahroluyorum. gençler, yaşlılar, bebekler, anneler, babalar... söyleyemiyorum, konuşamıyorum, yazamıyorum. gözümün önünden gitmiyorlar. kurtarılan çocukları, bebekleri görünce ağlıyorum, yardım isteyen insanları görünce ağlıyorum. psikolojim bozuldu. çaresizce bekliyorum. birileri duysun, görsün de kurtarsın onları diye yalvarıyorum. elimden birşey gelmiyor, oturamıyorum, uyuyamıyorum, birşey yiyip içemiyorum. yardım kolileri hazırlamaya çalışıyorum çaresizce. ne yaptığımı bile bilmiyorum. insanlar enkazın altında, yaşıyorlarsa bile aç, susuz, soğuktan donmak üzereler. ben kendimi rahatsız hissediyorum. sağlıklı düşünemiyorum. üstüne bir de saçma sapan açıklamalar, şov peşinde olanları görünce deliriyorum. çıkıp yeteeeer diye bağırmak, haykırmak istiyorum ama onu bile yapamıyorum. içim yanıyor ve soğumuyor. yoruldum artık. bıktım.
182
binlerce insan göçük altında, hala her yerden yardım çığlığı yükseliyor devlet erkanı iki kuru açıklamayla yetiniyor kafayı sıyırmak üzereyim. insanlar kendi başlarına bir şeyler yapmaya çalışıyor, bazı yerler kaderine terk edilmiş ama sorsan her yere ulaştık deniyor. eleştiriyorsun nerede yardım diyorsun siyaset yapma diyorlar, ayan beyan yalan söyleyenler değil sen suçlu oluyorsun. canlar kurtulsun ben suçlu olayım ama benim yakınlarım istanbul'dan hatay'a kendi araçlarıyla ulaşabildiyse neden yeterli profesyonel yardımın gidemediğini sormak zorundayım. allah aşkına siyaseti, adamcılığı, hemşehriciliği bir gün olsun kenara bırakıp askeriye dahil tüm imkanları seferber edin.
183
ülkemizde paypal'in olmamasi cok kötü. eger paypal olsaydi yurtdisindan saniyeler icerisinde para gönderilebilirdi.
paypal olmayinca ne yazik ki banka hesabindan para gönderilmesi gerekiyor ve bu islem bir kac gün sürüyor.
184
gölcük depreminde halkın sevgisini kazanmış asker hala kışlada neden acaba? nedenini herkes çok iyi biliyor ama susuyor. gerçekten çok üzgünüm. askerlik yapmış her birey bilir ki malatya kolordusu ve iskenderun deniz üs komutanlığı bölgenin en kuvvetli askeri birlikleridir ama birileri ısrarla onları sahaya sürmeyip afad afad diye ortada geziyor ama afad'ın özellikle hatay'da ulaşamadığı çok sayıda ev var. allah korusun büyük istanbul depremi olursa ne yapacak bu insanlar???
185
tarihimizin en acı trajedilerinden biri. herkese sabırlar diliyorum, hepimize geçmiş olsun.
şimdi elimizden geleni yapma zamanı. birçoğumuz fiziki olarak bir yardımda bulunamıyoruz. hem trendyol hem de ahbap üzerinden elimizden geldiğince, imkanımızın elverdiği oranda destek olmalıyız. her manada büyük bir zaafiyet yaşanırken sivil toplum olarak yaramızı sarmamız gerekiyor.
sözlüğümüzde de ayrıntılı paylaşıldığı üzere ahbap ve trendyol üzerinden madden destek olmaya davet ediyorum sizleri.
186
içim yanıyor içim. fıtratımız, kaderimiz bu olmamalı. buz gibi havada, enkaz altında çaresizce kurtarılmayı bekleyen bebekler, çocuklar, yaşlısı genci tüm o insanları her 20-25 senede bir neden acı içinde çaresizce izlemek zorundayız biz? neden kimseden hesap soramıyoruz? ve en kötüsü de birkaç ay sonra yaşanan her şeyi unutup, hiç olmamış gibi hayatımıza devam edeceğiz ta ki bir sonrakine kadar. 1999,2020,2023..... 20..? evet oturduk sıranın bize gelmesini bekliyoruz öylece.
187
deprem bölgesinde yaralı bebekler tedavi için ankara bilkent şehir hastanesine gelmektedir. malesef aileleri olmadığı için tedavi sonrası bebek bezi iç çamaşır çorap ve kıyafet olmadığı için sıkıntılar yaşanmaktadır. elinde bebek ihtiyaçlarını karşılayacak malzemesi, temiz kıyafeti olanlar bilkent sehir hastanesi ile iletisime gecerek yapilacak yonlendirmelerle yardimlarini aktarabilir. en azindan aramizda bu tarz ihtiyaclari tedarik ederek goturebilecek birileri varsa duyulsun istedim. zira butun yardimlar deprem bolgesine aktariliyor ama tedavi ihtiyaci bulunan kisiler de cevre illere ya da buyuk sehirlerdeki hastanelere sevkediliyor. herkes bulundugu bölgedeki buyuk hastanelerle irtibata gecebilirler. ihtiyac olup olmadigiyla ilgili. ihtiyaclari olan insanlar var özellikle bebekler. aileleri de yanlarinda degil. lutfen ilgisi, imkani olanlar dikkate alsinlar. oturduğum sitede o hastanede calisan bir komsumuz duyuru yapmis. ben de ona istinaden duyurmak istedim.
cok uzgunuz cok. aglamaktan bitap dusup uyuyabiliyoruz ancak, esim hamile ve kendisini zor zaptediyorum. herkes yardima kosmak icin hazir. milletimizin basi sagolsun, milleti bu zor durumda yalniz birakanlarin allah belasini versin. and olsun ki unutmayacagiz.
bakın arkadaşlar, bu ülkede bir terör örgütü 10 bina yıkan bir saldırı düzenlese ülkede olağanüstü hal ilan edilir, terörün kökünü kazıma nidaları atılır. şu anda 7000 bina yıkıldığından bahsediliyor ve biliyoruz ki gerçek sayı çok daha fazla. ortada ne olağanüstü hal var ne de seferberlik. enkazın altında donarak kurtarılmayı bekleyen binlerce vatandaşımız var. bunun adı yetersizlik falan değil, bunun adı ihmalkarlık da değil. bunun adı cinayet, bunun adı katliam, bunun adı ihanet.
insanlarımız, dostlarımız, akrabalarımız ya da hiç tanımasak bile aynı ekmeği, suyu paylaştığımız kardeşlerimiz ölüme terk edildi. şu veya bu sebepten askeri kim sahaya sürmediyse, yardım ekiplerini kim saatlerce havaalanında beklettiyse, elinde avucunda ne varsa gerekirse özel şirketlerin vincine, kepçesine, dozerine el koyarak kim enkaz alanlarına göndermediyse bu işin suçlusu onlardır. bu suçlular bugün cezalarını çekmezse biz bu felaketleri yaşamaya devam edeceğiz. lanet olsun hepsine.
192
tüm milletimizin başı sağ olsun, 30 yaşındayım, en son ne zaman bu kadar ağladım hüngür hüngür bilmiyorum gerçekten çok acı, insan empati yaptıkça aglıyor dayanamıyor elden bir şey gelmiyor. bu mesajı bile gözyaşlarımı silerek yazıyorum. sözlüğün bir işlevi de bu, bu acı anları ömrümüz boyunca unutmayacağız ama unutulmaması adına birde yazıyla not düşüyoruz. allah yardımcımız olsun.
mersin'de yaşıyoruz 2 büyük depremi de çok net hissettik. hissettiklerimiz ve korkumuz izah edilemez. şükür atlattık canımıza zarar gelmedi. yalnız içinde olmadığımız halde bizi bu kadar perişan eden deprem maraş'ı, hatay'ı, antep'i, adıyaman'ı, diyarbakır'ı ve oradakileri ne hale getirdi. yakınlarımızdan neler neler duyuyoruz. ağlıyorum, öfkeliyim, kızgınım hislerimi de ifade edemiyorum. elimizden geleni yapıyoruz ama o kadar yetersiz ki... olmuyor abi, neler neler var nasıl katlanılır buna çıldırcam. öfkeden delircem. neyse ülkeme, vatandaşına, halkıma bunları razı gören jer kim var ise rahat nasip olmasın.
195
özellikle hatay'a yardımların ulaşamadığına dair yüzlerce video ve tweet gördük. seferberlik ilan edilip orduyu teyakkuza geçirmek yerine milli yas ilan edildi. kendini kurtarmaya çalışan insanlar, kurtartılmayı bekleyen insanların arkasından yas tutmaya başlamak, selalar okutmak gibi çıldırtıcı bir umarsızlık ve başı boş bırakılmışlıkla kaderine terk edildi güzel insanlarımız; vatanımızı vatan yapan değerlerin canı denizden bir amfibi çıkarmayla bile kurtarılamadı. aynı geçen seneki yangınlarda, depremlerde, sellerde olduğu gibi ciğerimiz dağlandı. müteahhitlerle el ele hanutçuluk yapan, imar veren, kıyak bir hayat yaşamak için onbinlerce insanın canına kıyanlara ne diyeceğimi bilmiyorum. küçük bir eleştiri yapan insanlar, seküler avına çıkmış insan müsveddelerinin ''din düşmanı'' ''terör sevicisi'' yaftalamalarına maruz kalıyor. biraz ar edin! bari bu kez komplekslerinizi içinize çekip insanları kurtarmak için ne yapabileceğinizi düşünseydiniz. bu kez geçmesin. unutulmasın. gözünü rant hırsı bürümüş bu ruhsuzlar unutulmasın.
196
afetten etkilenen 10 ilde, 3 ay geçerli olan bir olağanüstü hal ilan edildi.
197
53.317 kişi enkaz bölgesinde olduğunu söyleniyor. buna sivil dahil değil.
bilhassa çocuklar için büyük bir üzüntü içerisindeyim. onlar hırsızlara oy atmadılar, onlar yapı denetçilerine rüşvet vermediler, onlar deprem geliyor diyen bilimadamlarına kulak tıkamadılar. sadece oyun oynuyor ve okullarına kreşlerine gidiyorlardı, şimdi o enkazların altında belki sağ belki ölü vaziyette çıkarılmayı bekliyorlar. bu alışverişin tarafı değillerdi.
istanbul depremi çok uzak değil. eğer türk halkı olarak gereken dersi çıkarmazsak bundan daha büyük felaketlere düçar oluruz. deprem riski olan bütün şehirlerde topyekün bir bina kontrol seferberliği başlatmalı ve güçlendirilebilecek durumdaki binaları güçlendirmeli, yüksek riskli binaları bütünüyle boşaltıp yıkmalıyız. deprem toplanma alanlarına inşa edilen binaların yıkılması için kamuoyu baskısı yaratmalıyız, davalar açmalıyız. elbette bu işler için maddi bir fon oluşturmalı ve devletin de bu seferberliğe destek vermesi için yöneticileri köşeye sıkıştırmalıyız. başka mevzuların araya girmesine, gündelik kavgaların zihnimizi doldurmasına, deprem riskinin unutulup gitmesine fırsat vermemeliyiz.
eğer biz uğraşmazsak devlet kendiliğinden böyle bir şeye kalkışmaz, çünkü devlet adamları depremde ölmezler. ölecek olan biziz. kendi kaderimizi değiştirecek olan da biziz. 1999 depreminden 24 yıl sonra, 2023'teki bir depremde de hala aynı acı tablolar karşımıza çıkıyorsa bir şeyleri yanlış yapmışız demektir. bu konudaki tavrımızı değiştireceğiz, "bize bir şey olmaz" demeyeceğiz. evsiz kalmamak ve ölmemek için kendi ülkemizde bir savaş vereceğiz.
199
devletin tüm kurumlarıyla, stk'larla ve yurtdışından gelen ekiplerle birlikte on binlerce kişinin topluca mücadele verdiği bir çok avrupa ülkesinden daha büyük alanda yaşanan ve tarihte sayılı olan felaket.
deprem uzmanları yaşanan depremin onlarca atom bombasından daha büyük olduğunu belirtiyorlar. ki 10 saat içinde iki defa aynı şiddette deprem olayların çok daha vahim duruma gelmesine sebep oldu.
depremin olduğu ilk anda 4. seviyede alarm ile tüm dünyadan yardım talep eden devlet, türk silahlı kuvvetlerini tepkilerden sonra bölgeye sevkedecek değildir. askerlerimiz, polislerimiz ilk andan itibaren olay yerine intikal ederek çalışmalara destek veriyorlardı zaten (bunu gerek tvler'den gerek sosyal medyadan gördük).
ama deprem bölgesinin büyük olması, hava şartlarından ve yolların (otoyol, havalimanı) yıkılmasından dolayı her türlü ulaşımın sıkıntılı olması ve binlerce binanın enkaza dönmesi sebebiyle ekipler çalışmak için yetersiz kaldı. bugün itibariyle hava şartları ulaşıma elverdiği anda daha fazla ve daha hızlı şekilde deprem bölgesine gitmeye devam ediyorlar.
allah herkese güç kuvvet versin, inşallah mümkün olan en kısa sürede enkazdaki herkes sağ salim kurtarılır. şehitlere rabbim rahmet etsin, yaralılar şifa bulsun.
200
bir arkadaş hastanelerde olan yaralı listesini online olarak düzenlemiş, kaybını bulamayan belki listeden bulabilir.