herkesin aksine takımı beğendim; pres kabiliyetimiz lig ortalamasının üzerindeydi. genelde ligde rölantide oynuyoruz, malum. iyi pozisyonlar da üretmeye çalıştık, fena olmayan şekilde rakip kaleye yüklendik. bazı sekanslarda gayet tempolu ve hızlı paylaştık. ancak net pozisyonumuz yoktu, doğrudur. rakibe de zaman zaman riskli pozisyonlar verdik.
bunu biraz da dizilişlere yormak lazım. 3-5-2 ile çıkan bir rakip var ve bu kadar hücumcu bir takım olan bizim için çift forvet çok tehlikeli aslında. bizde bekler bile ileri gidiyor, ileriye bir top şişirdiklerinde 2 forvete 2 stoper adam sayısı olarak eşit sayıda kalabiliyorlar. yine bu dizilişle defansta da çok adamla durup organize atak geliştirmemizi engelliyorlar. dikkat ederseniz en büyük, hangar, gibi boşluklar hep kanatlarda mevcuttu. rakibin kanat bekleri de kötü oynuyor, bu maçı kaldıramadılar bu dizilişte. nitekim kanat bekler yüzünden sağ stoper gitti bize asist yaptı, sol stoper de kırmızı yedi.
şu an rakibin 3-5-2'si çökmüş durumda. ne yaparlar bilemem bu saatten sonra, zaten eksik bir 45 dakika geçirecekler. bize dönelim biraz da.
barış alper yılmaz'a son zamanlarda bol bol negatif yorum yapmışımdır ancak bugün eski barış sahadaydı.
victor osimhen bildiğimiz gibi.
leroy sane ve
yunus akgün maça yeterince giremediler. böyle teknik oyuncular aşırı defansa karşı kaybolabiliyorlar. ikinci yarıda da görmek lazım bu ikisini.
orta alanda
mario lemina yine fena olmayan bir oyun oynarken
gabriel sara kişisel şovu için mi çıktı maça anlamadım. 8 numarasın sen arkadaş, en önemli yapman gereken şey top kaybetmemek. onun dışında sara'yı biraz daha fiziğini toparlamış gördüm; daha atik, hareketli vs. defansa ve kaleye çok iş düşmedi açıkçası. zaten yiyeceğimizi yedik, onun dışında da %70 topla oynama yüzdesiyle geçen maç zaten.