• 57
    galibiyet alma ihtimalim olmayan maç. ayaklar yere bassın. bir kere rakibimiz türk takimlarina ters gelen yüksek hızda tek pas yapabilen bir takım. aynı zamanda sane, coman, ganbry ve musiala gibi fuleli oyunculari da var. durdurmak son derece zor özellikle sane'yi.

    avantajımız bayern'in kötü savunması. bu sene herhangi bir kulvarda oynadıkları dişli hemen her takım bayern karşısında gol bulmuş. bizim de iç sahada gol bulmamamiz için bir neden yok.

    en büyük zaafları kalecileri ulreich. upamecano ve kim min jae tandemi de asilmayacak tandem değil. davies form olarak düşüşte, mazroui ise zaha karşısında ecel terleri döker.

    en gerçekçi hedef beraberlik kurtarmak gibi duruyor. defansta sağlam kalıp 1-2 gol bulursak maçtan 1 puan çıkarabiliriz.
  • 790
    okan buruk içinde tecrübe olan maç, üzerinde fazla baskı hissetmeden kendisine güvenildiğini unutmaması lazım.

    bu tarz maçlar daha fazla doğru karar, daha az hata istiyor. her şeye rağmen ilk yarı ise futbol şansı bayern’den yanaydı.

    3 puan talep etmek rasyonel değil ama almanyadaki maçta sonuçtan ziyade takımın direncini merak ediyorum, bizim için ciddi bir test olacak önümüzdeki süreçler için.

    çünkü bu takımın kendisinden kötü veya kendisine yakın takımlara karşı vasat oynadığı maçlarda bile sonuca gittiğini izledik. iyi takımlara karşı sezonda 4-5 maç karşılaştığımız için vereceğimiz reaksiyon merak uyandırıyor.
  • 105
    top tüfek saldırmayıp disiplinden kopmadan rakibi geride karşılayıp hızlı oyuncular ile kontratak kovalamamız gereken maç.kontratak ve duran toplar bizim adımıza bu maçtan puan almamız için tek çözüm gibi duruyor. rakibin kopenhag ile oynadığı maç bizim için örnek olmalı. bu şekilde oynarsak 1 puan çıkarmamız hiç de zor olmaz. bu sezon ankaragücü takımından bile kontratak golü yedik. bayern’in üstüne gidersek kaybettiğimiz tek topta 2 pasla kalemize gelirler santra ile maça başlarız.
  • 770
    öncelikle, bayern münih karşısında sergilediğimiz muazzam performansla dolu olan bu maçın bize yaşattığı gururu ve duygusal anları paylaşmak istiyorum. son yıllarda bayern münih'e karşı bu kadar etkili oynayabilen bir takımın varlığına şahit olmak gerçekten inanılmaz bir deneyimdi. bugün bile bayern münih taraftarları, takımlarının karşılarında böyle bir direnişle karşılaşacaklarını düşünmemişlerdi. galatasaray, adeta futbol sahnesinde bir resital sundu ve bu performans tüylerimizi diken diken yaptı.

    şimdi, maça odaklanalım ve özellikle saha içi analizi yapalım.

    öncelikle, bayern münih'i iyi analiz edip, bu analizleri sahada cesurca uygulayabilen takımımızı ve başarılı teknik direktörümüzü tebrik etmek gerekiyor. değişikliklerin ötesinde, maç öncesinde dünyanın en iyi takımlarından birine karşı böyle bir hazırlık ve uygulama gerçekten büyük bir takdiri hak ediyor.

    oyuncularımız gerçekten de sonuna kadar mücadele etti ve 70. dk'ya kadar ikili mücadelelerde üstünlük sağladı. özellikle sahanın ön bölgesinde uyguladığımız pres, bayern münih'i çaresiz bıraktı. geriden oyun kurarak çıkmak istediklerinde önde bastık, ileri uzun vurduklarında ya topu aldık ya topu indirdikleri alana doğru pres yaptık. her anlamda çok başarılı uygulanmış önde baskılı, rakibi domine eden bir press. resmen ağzımın suyu aktı 70. dk'ya kadar.

    torreira'nın bu pres anlayışına katkısı ise inanılmaz bir güç kaynağı oldu. kaan ayhan, temiz ve doğru futbol anlayışıyla takıma büyük destek verdi. zaha, kerem ve tete ise bu pres oyununda önemli roller üstlendiler.

    zaha ve tete'yi eleştirenlerin, bu oyuncuların defansif katkısının göz ardı edildiğini düşünüyorum. evet, bu oyunculardan daha fazlasını bekliyoruz, ancak özellikle zaha, dünkü pres şemasında önemli bir rol oynadı.

    kerem, sürekli pozisyonlar yaratmaya çalışan ve rakibi zorlayan yapısıyla yine dikkat çekti. takıma verdiği enerji son derece kıymetliydi. ancak son dönemdeki bitiricilik sıkıntısı bu maçta da devam etti. eğer o pozisyonlardan birini atabilseydi, bu maçın kahramanlarından biri olabilirdi. atamadığı için de en çok eleştirilenlerden. evet futbol böyle bir oyun.

    şimdi, okan hoca'nın eleştirildiği konuya gelelim: değişiklikler.

    öncelikle vurgulamamız gereken şey, maça hazırlık süreci, uygulanan oyun planı ve bunu başarıyla gerçekleştirebilmek büyük bir başarıdır. değişiklikler noktasında ise iki ana konu öne çıkıyor:

    1) press anlayışından daha dengeli bir oyun tarzına geçmek.
    2) yorulan oyuncuları oyundan çıkarmak.

    ben birinci seçeneği desteklemiyorum. okan hoca, bayern münih karşısında 70 dakika boyunca çalışan bir taktikle hareket etti. bayern münih'e karşı bir oyun planı oluşturmak zaten zor. e biz de bir anlayış bulmuş ve rakibi domine ederken, golü buluna kadar bu plana devam etmek alınması mantıklı olan bir riskti. ancak maalesef bu risk sonuçsuz kaldı ve golü bulamadık, takım yorulunca oyundan düştü ve golü yedik. yine de benim görüşüme göre bu bir tercihti ve bu tercih hatalı değildi.

    öte yandan, yorulan oyuncuların yerine daha dinç oyuncuları sahaya sürmek, bu pressing oyun planımızı daha uzun süre sürdürebilirdi. ancak bu uygulamaya gelince oyuna giren oyuncuların aynı taktiği başarıyla uygulayamadığını gördük. golden sonra oyuna giren oyuncular farklı bir atmosferde mücadele ettiler, ancak ziyech, barış alper, ndombele gibi oyuncuların aynı pres anlayışını devam ettiremedikleri görüldü. belki de kerem demirbay, bu noktada direnç katkısı sağlayabilirdi.

    bu da bizi diğer önemli bir konuya götürüyor: kadro planlaması ve transferler.

    maalesef, birçok platformda herkes 8 numara konusunda yoğunlaşırken, asıl ihtiyacımız olanın 6 numara olduğunu dile getiriyorduk. ancak mali şartlar nedeniyle 6 numarayı transfer edemedik ve yönetim, ndombele'yi 8 numarada ve torreira'yı 6 numarada kullanma alternatifini geliştirmek zorunda kaldı. bu, maalesef bize olumsuz sonuçlar getiren tercihlerden biriydi. çünkü 6 numarayı kaan ayhan gibi bir oyuncudan yaratmak zorunda kaldı okan hoca ve ndombele de form tutamadı. bugün kenarda aynı planı uygulayabiecegine inandığımız, form ve fizik olarak daha üst seviyede oyuncular olsa farklı bir senaryo izleyebilirdik.

    diğer bir konu ise zaha, ziyech ve tete.

    zaha'nın hala takıma uyum sağlayamadığını düşünüyorum. fiziksel durumun ötesinde (oyuncu takıma katılalı 3 ayı geçti, fiziksel olarak üst seviyede olması zaten gerekir), uzun süre aynı takımda oynamış ve premier lig'de büyük bir oyuncu haline gelmiş birinin bu kadar hızlı uyum sağlaması kolay değil. ancak zaha'nın karakterine ve hırsına güvenerek, zaman içinde daha iyi performans sergileyeceğine hala inanıyorum.

    ziyech, yaşadığı sakatlıklar nedeniyle hala takıma katılamadı. ayrıca, sahada kerem-zaha-tete yerine ziyech, mertens gibi oyuncuların olduğu bir kadro görmek, ilerde bize daha sete dayalı oyun oynama fırsatı verecek. heyecanla ziyech'in geri dönmesini bekliyorum ve umarım umutlarımızı boşa çıkarmaz.

    son konu, taraftar.

    resmen ilk 70 dk sahada fazla kişiyle oynadık. inanılmaz bir taraftar presi vardı. destek olan herkese bir teşekkür gerek. bugün maç sonrası kane'nin yaptığı açıklamalar bunu destekliyor. fakat, yediğimiz golden sonra taraftarın düşmemesi gerek. tabiki büyük bir hayal kırıklıgı oldu, fakat o anda traftarın oyuncuları ittirdigi bir senaryo cok daha katkı saglayabilirdi.
  • 693
    maalesef hiç isteyen bir şekilde döndü maç. çok kolay goller yedik. bizim takımın bu kadar eforu kaldırmayacağını tuchel’de tahmin etmiş ki herhalde biz çözülene takımını kompakt tuttu. şahsi kanaatim mertens değişikliği de oldukça bozdu bizim takımın ritmini. kerem zaha mertens ve icardı’yi aynı anda taşımak mümkün değildi. bu dörtlüye skora ihtiyacımızın olmadığını bir süre de gerek var mıydı bilmiyorum, biraz fanteziye kaçtı okan hoca. ilk yarıdaki oyun herhalde okan hocanın çok gözünü boyadı ki biz bu bayern’i yeneriz diye gaza geldi de bu dörtlüye geçti, halbuki almışsın puanı öldür oyunu ama nerede. neyse geçmiş olsun hayırlı mağlubiyet diyelim
App Store'dan indirin Google Play'den alın