137
dün oynanan inter-barcelona maçını gördükten sonra bir kez daha kabak gibi ortaya çıktı ki galatasaray’ın mutlaka ama mutlaka ucl’nin fiziksel temposunu düşünerek geçirmesi gereken dönem. fizikten düşmüş oyunculara hiçbir şekilde itibar edilmemesi lazım geçmişi veya adı var diye.
dün inter’de barella 14.5 km koşmuş mesela. bunlar korkunç mesafeler. 8 tane adam başı minimum 12 km koşman gereken maç oynayacaksın lig etabında. hiçkimseye fiziksel üstünlük kurdurmaman lazım yoksa helva olup gidiyorsun. okan buruk’un kafasına balyoz gibi inmiş olmasını umuyorum dünkü maçın. bu yaz hem eleme oynamayacağız hem de turnuva yok, en boş en rahat yaz. mükemmel değerlendirmemiz lazım.
138
osimhen'in bonservisini alırsak başka alamazsak başka işleyecek dönem. 2000-2001 döneminde hakan gidip jardel gelmişti ve takımın çoğu korunmuştu. ancak o sene şampiyon olamadık. sonrasında takımı neredeyse komple yeniledik. 2001-2002 de jardel, okan, emre, hagi kim varsa gitti. ancak takım oyununu çok iyi oynayan oyuncular, mücadeleden kaçmayan oyuncular ve oyuncuya göre şablon çizen teknik adam ile çok zor bir şampiyonluk aldık ve yıldız taktık. üstüne şampiyonlar liginde ikinci grup aşamasında 1 mağlubiyet ile elendik. o zamanlar 2 grup atlıyorduk. yani diyeceğim o ki osimhen'in gidişi bizi doğru takım olmaya da yönlendirebilir, karanlığa da gömebilir. çok akıllı davranmalıyız. eğer osimhen'i alıp arkasını boş bırakacaksak ve rezillik olacaksa o adama da yazık, bize de.
çok kritik bir eşik.
kaleci
sağ bek
stoper
orta saha
kanat forvet
elindeki değerleri tutarsan en az 5 transfer lazım. osimhen giderse 6 transfer lazım. bizim yönetimden umudu olan varsa beri gelsin.
osimhen'i aldık ya ne istersiniz başka diyecek potansiyeldeler.
139
planlamadaki en büyük problemimizin mauro icardi olduğunu düşünüyorum.
osimhen hariç forvet rotasyonunu yenilememiz gerek. osimhen'i kadroda tutabilirsek, arkasına daha uygun maliyetlere ve yedek kalmayı sorun etmeyecek romulo gibi bir isim getirebiliriz.
osimhen'i kadroda tutamazsak morata ve icardi'nin bizi istediğimiz hedeflere taşıyacağını düşünmüyorum. mauro 32 yaşında ve ağır bir sakatlıktan çıkmış olacak. bu sakatlık özellikle bu yaşlarda performanstan çok şeyler götüren bir sakatlık. zihnimizdeki mauro ile sahadaki arasında büyük farklar görebiliriz. misal fırtına gibi esen radamel falcao da çaprazı kopardıktan sonra ritmini kaybetmişti. tek forvetli sistemde mauro'ya güvenerek yola çıkarsak yolda kalırız.
morata'yı gönderip osimhen dışında iyi bir forvet getirirsek, mauro'yu ilk 11'e koyabilmek için 4-4-2 gibi çağdışı bir dizilişle veya beceremediğimiz 3-5-2 dizilişiyle oynamak zorunda kalacağız. ki 3-5-2 oynadığımız takdirde frankie, jelert, kaan ayhan, jakobs, eren, frankowski, barış, yunus, sallai gibi kenar oyuncularından yalnızca 2'sini oynatıp geri kalanını yedek kulübesinde oturtacağız.
duygusal değil, profesyonel bir karar vermemiz gerek. ''mauro bu, koşmasına etmesine gerek yok gelen topa vursa yeter'' düşüncesine kapılmak hata olur. aynı mauro young boys eşleşmesinde ve beşiktaş ile oynadığımız finalde de sahadaydı ve neredeyse hiç etkinlik gösteremedi.
140
kaleci hariç kimi alırsak alalım dinamik ve ısıran tipte oyuncu olması elzem olan dönem. şampiyonlar liginde ne kadar atletsen o kadar ileri gidebiliyorsun tabii ki teknik kalite olmadan bir hiçsin. eli belinde gezecek transfer istemediğim dönem.