*

  • 55
    türk futbolundaki mentaliteyle benzer bir kaderin sonucudr. liyakatsizlik, tüketim kültürü ve yolsuzluk...

    sen 20 sene boyunca globaldeki sıcak para bolluğundan yakaldığın suni refahla ülken için değer üreteceğine gidip menajerlerle komisyon kırışmak ve rant için falcao, nani, van persie gibi içi geçmiş adamlara dök; kendi öz kaynaklarından ozan kabak dışında bir tane adam çıkarama, hatta çıkan yetenekleri de yolsuzluklarla çar çur et; sonra bir bakmışsın ülkenin ve kulübün kasası tam takır kuru bakır.

    o suni refahı hepimiz değerlendirdik arkadaşlar. en yeni telefonları aldık, bol bol ülkelerimizi gezdik, en marka kıyafetleri biz giyip en yıldız futbolcuları biz transfer ettik. bu sırada birileri bizi uyutup ceplerini doldurmaya devam etti.

    şimdi seve seve yazın yediğimiz hurmalar tarafından tırmalanacağız. bu ülke halkı ne yaptıysa kendine yaptı. cellat-millet muhabbetine girmek istemiyorum ama durum o malesef. yetkileri çok yanlış insanlara devrettik, çok yanlış poltiikalar güdülmesine uzun süre seyirci kaldık, bırakıldık. bazıları alkış tuttu hatta, hala tutuyor.

    fenerbahçe aynı kafayla devam ediyor. ülke, umarım sandıkta bir değişiklik yapar artık. köprüden önce son çıkış bu.

    hala malum tercihi yapmayı düşünen arkadaşlar, bana sebeplerini özel mesajla anlatabilirse sevinirim. ben anlayamıyorum çünkü gerçekten ve anlamak istiyorum. bu sizin de geleceğiniz, sizin de çocuklarınızın, torunlarınızın geleceği.
  • 40
    halihazırda olan krizdir ancak ne hikmetse herkes yokmuş gibi davranmaktadır. krizi yok sayınca yok olmuyor, aksine ilerideki etkisi çok daha büyük olacak * şu anki durumumuzu; titanic batarken çalan müziğin devam etmesine benzetebiliriz *

    şahsen beni çok mu etkiledi, hayır ancak vatandaşlarımıza üzülüyorum. 2015 mezunu bir mühendisim. millet mezun olup maaş almaya başlar başlamaz ev / araba kredisi çekip borca girer. evliliği hiç saymıyorum bile. bunlardan hiçbirisini yapmadım. yapanları da uyardım; bakın ülkenin geleceği gelecek değil dedim. işlerin o zamanlar bile sarpa saracağı belliydi. iş seçimimi de bu minvalde yapmaya çalıştım, daha çok yabancıların sahip olduğu şirketlerde iş bulmaya ya da döviz artışından etkilenmeyecek alanlarda işe girmeye çalıştım. benim iş bulmaya çalıştığım zamanlar özellikle inşaat sektörüne giren ihya oluyordu bilindiği üzere. ben mütevazi bir maaşa iş bulup çalışmaya başladım. hala da maaşım öyle ahım şahım bir şey değil.

    neyse, bugün gelinen noktada herhangi bir kredi borcum yok * * aile geçindirmiyorum vs. patronlarım döviz artışıyla göbek atacak seviyedeler. şirket kar açıklasa ve biz de haklı olarak zam istesek bile 'isterseniz gidin, ülkenin hali ortada' deyip bize bile zam vermeme niyetindeler zaten. kendimi mutlu edecek hiçbir şey alamıyorum neredeyse * sadece yaşıyorum; krizin bitmesini umut ediyorum. hayat bu işte.

    şimdi diyeceksiniz ki insanlar ev almasın mı araba almasın mı evlenmesin mi? alsın, evlensin; bunları yapanlara da lafım yok. ancak biraz da ülke gerçeklerini göz önünde bulundurun. bir akrabam evlendi ve birkaç yıldır hala anne babasından yardım almadan geçinemeyecek durumda. madem ekonomik olarak maaşınızı falan biliyorsunuz ne diye maaşınızın katlarca yükseğinde bir düğüne girişiyorsunuz? ya da maaşının bilmem kaç katını bir telefona bir bilgisayara gömmek? giysiyi falan bir nebze anlıyorum, orayı geçelim ancak teknolojik aletlere ciddi paralar sayılması! maaşımın tamamı değil belli bir bölümüyle ps 4 alabilecek konumdayım ben bile yıllardır alsam mı diye kritik yapıyorum. millet maaşının tamamını gömüp alıyor. bunları direkt insanların yüzüne söyleyince kırılıyorlar ya da kıskandığımı falan düşünüyorlar. artık söylemiyorum. burada yazmama bile kırılanlar olmuştur belki. kusura bakmayın arkadaşlar. niyetim sizi ayıplamak falan değil, en iyi arabalara, evlere, düğünlere layıksınız. ancak ülke şartları şu an bunu yapabileceğiniz bir durumda değil. biraz da çevre şartlarına göre kendinizi konumlandırmanız gerek. yarın faizlerin nereye fırlayacağı ya da elinizdeki paranın pul olup olamayacağı belli değil.

    en kısa sürede düzelmemizi temenni ederim ancak yapılanlar hala gösteriş. naçizane olarak ciddi bir şey yapıldığını düşünmüyorum. en az hasarla bu günleri atlatırız umarım.
  • 39
    heryerde uzun uzun yazıldığından ben tekrar aynısını yazmama taraftarıyım. renktaşlarımızdan thebankmanager ile biz herhalde 4-5 ay önce mesajlaşmıştık. kendisi finans sektörü çalışanı, ben sağlık ikimizde bütçe kontrol politikalarına 2017 civarı ile başlamışız bireysel çekirdek ünite olarak.

    şu çok övülen sıra beklenmeyen hastanelerin durumunu anlatmayayım ama şu kadar söyleyeyim bir devlet hastanesinin ödemesi fatura tarihi itibariyle herşey yolunda giderse 360 gün, bir üniversite hastanesi(çok uğraştılar bu hale getirmek için yönetenler) 1440 gün ve üzeridir. (3000 tl altı ödemelerde 60 gün esastır ama o bile şaşıyor artık bütçesizlikten)

    bu arada sgk'nın hastanelere verdiği tedavi karşılığı ödeme listesindeki fiyatlar 2007eden beri aynıdır hatta bazı branşlar düşürülmüştür ödenek olarak . sut u bir araştırın.

    artık hastanede size bir alışveriş listesi verip yollayacakları günler normalleşecek mecburlar çünkü. kaliteli üretim için döviz girdisi, kaliteli ithal ürün için döviz girdisi şartı varken ve kurlar ortadayken sen ilaçlarda 2,68 tl = 1 euro dersen sonra soramazsın bu ilaçlara ne oldu diye...

    en büyük zenginlik sağlığınız renktaşlar.

    alternatif huzur önerileri olarak dün yazdığım giri silindiğinden ekliyorum: paylaşım ekosistemleri - alın harici bellekleri birbirinizden arşivleri kopyalayın, kitap değiştokuşu yapın. beceriniz doğrultusunda yarattığınız değere karşı başka bir dostunuzun beceri değerini değiştirin , üretiminizin sonuçlarını çeşitlendirin.
    balkon saksınıza domates biber ekin benim gibi - tırtıllara ve kelebeklere kaybettik domates mahsülünü ama olsun :)
    üretmek keyiflidir.
  • 26
    şu an için herhangi bir transfer beklentim yok. böyle bir kriz var ortada. bizler bile kendi harcamalarımızı kısıtlıyoruz. peynir bile alırken artık en ucuz seçeneği alıyoruz bakkaldan. benzin, mazot dersen kol gibi zamları bugün gene geçirdiler. açlıktan thata kemireceğimiz günler yakındır.

    şu aşamada galatasaray şunu alsın, bunu alsın diye bir talebim olamaz.
  • 56
    6 yil sonra derinleserek devam eden kriz. yillarca bu baslikta degerli pek cok entry girildi. konuyu daha detayli bir sekilde hem spora hem de reel sektore dokunarak ayri bir entryde degerlendirecegim.

    fakat, simdilik gozlemledigimiz:

    - 6 senede orta sinif tamamen kayboldu. isci sinifi orta sinif ile ic ice gecti
    - tek maasla gecinen bir kisinin aclik siniri 25,000 tl
    - resmi kaynaklara gore enflasyon yuzde 67 civarinda
  • 52
    ağustos 2018 ayında açılarak henüz daha derinleşmemiş bir krizin etkileri ile açılan başlık.

    gelinecek nokta belliydi fakat bu sefillik günden güne hissedildi.

    koronavirüs salgını bile daha başlamamıştı.

    2023'e girmek üzere olduğumuz günlerde türkiye enflasyon, düşük faiz ve işsizlik sorunları ile cebelleşiyor.

    orta sınıf tamamen yok oldu.

    ülkede ya alım gücü yerlerde gezenler ya da mercedes'e binip lüks dairelerde oturan yeni zenginler var.

    futbol bu hengamenin yanında tamamen lüks bir spor haline geldi stadyumda izlemek için.

    düşen bilet satışları sadece oynanan top ile alakalı değil.

    şu an bir bilete verilecek 200 tl'yi çocuklarına ayırıyor insanlar.

    kriz yok, ben hep 50lik alıyorum diyen kişilerin aldığı ekmekten suya kadar marka değiştirmek zorunda kalarak hayat kalitesinin düştüğünü, dışarda yemek yemenin sadece turistlerin ulaşabildiğini ve arabası olanın bile yakıta verdiği ücretle borçlanmak zorunda kaldığını birilerinin söylemesi gerekiyor.

    daha türkiye avrupa'nın yaşadığı enerji fiyat artışlarını hissetmediğini de söylemek gerekiyor. avrupa şu an kazak battaniye kombi açmadan oturmak zorunda evinde, ödenemiyor.
  • 15
    bana göre de siyasi krizdir. ancak şurada payını verelim iktidar 2002'den bu yana hiç ama hiçbir şey üretmedi, olanı satıp bıraktı. bu krizin ağır geçmesinin sebebi budur. kamudaki israf hiçbir yerde yok, belediyelerde bilmem ne işleri müdürünün bile makam arabası ve şoförü var.

    mesela millet(!)vekilleri, bu adamların sadece tbmm giderleri milyonları buluyor yılda, peki devlete, millete ne faydaları var ? koca bir 0. 16 yılda tüketim toplumu olduk çıktık krizin bu kadar konuşulmasının sebebi bu. elimizde bir şey kalmadı çünkü.

    bir de madalyonun öteki yüzü var, çoğu kimse dış mihrak deyip işi dalgaya vursa da bu işin hiç de azımsanmayacak kısmı. adam senden dibindeki ülkenle ticareti keseceksin diyor allah aşkına bu saçmalığı kim niye kabul etsin ? bizim oradaki ihracat payımızı kim karşılayacak ? gelip ırak ve suriye'yi işgal ettiler(bizim de suçumuz var) zaten oradan bir ticari darbe yedik ki biz bu ülkelerle sağlam ihracat-ithalat yapıyorduk.

    öte yandan güneyinde terör devleti kurmak istiyor, doğu akdeniz'de seni istemiyor. kısaca olay abd'nin istediklerini yapıp yapmamakta. gelene ağam gidene paşam dersen dolar da düşer ülkeye yatırımcı da gelir. zamanında bunlar yapıldığı için elimizi verdik kolumuzu alamıyoruz, inşallah yine yapmayız.

    gelelim işin futbol tarafına tüm kulüplerin borcu 1 gecede arttı, temennim ülkede üretim anlamında bunu fırsata çevirirken futbolda da öyle olması. artık şişik maaşlar devri bitti çok şükür.
  • 21
    tek bildiğimiz şey betonarme yapılar olan ve böylece uzun yıllardır paramızın çoğunu garip bu yapılara gömdüğümüzden dolayı içinde olduğumuz ekonomik krizdir. çünkü konutlaşmayı beceremedik. alt yapısı kaliteli, planlı, trafik sorunu olmayan, nüfusu ülkeye dengeli dağıtılmış olan, iyi, güzel ve estetik şehirler yapmak ve bunları ekonomiye olumlu şekilde kazandırmak yerine; vahşi, plansız, çirkin, beton bloklara para ödeyerek plansızlık üstüne plansızlık bina ettiğimiz için ekonomik krize girdik.
    bitmedi 4 milyon suriyeli ve daha birçok kaçağa 40 milyar dolar para yedirdiğimiz için bu krize girdik. yanlış dış politika hamlelerinden dolayı bu krize girdik.
    yıllardır yok edemediğimiz pkk gibi örgütlerden dolayı bu kriz tetiklendi.
    üretmediğimiz için, çiftçiliği aşağılık bir iş olarak, köyde yaşamayı ise cehalet olarak nitelendirdiğimiz için, tarımı ve hayvancılığı ayrıca üretimin her alanını küçümsediğimiz ve teknolojik olarak geri kaldığımız için bu krize girdik.
    halkımız siyasi partileri yönetim aracı olarak değil de futbol takımı gibi gördüğü için bu krize girdik.
    özel şirketlerin insan odaklı değilde vahşi canavar odaklı çalışma anlayışlarından dolayı bu krize girdik.
    araştırıp geliştirmek ve yetiştirmek yerine her şeyin hazırını beklediğimiz için bu krize girdik.
    güzel ülkemin ulaşımından, doğa ve tarihi güzelliklerine ve beşeri yatırımına yatırım yapmadığımız için bu krize girdik. bunun neticesinde de beyin göçü yaşadık.
    tarikatları ve hdp-pkk gibi yapıları bitirmediğimiz için bu krize girdik. popülist siyaset ve sadaka ekonomisi anlayışı yüzünden bu krize girdik.
    bu kadar madde sıraladım ama en önemlisi de liyakat ve adalet kavramı öldüğü için bu krize girdik.

    bu kriz kısa sürede bitmeyecek. büyük bir kitle acı çekecek. fakat ne olursa olsun türkiye bu krizi fırsata dönüştürecek adımlarını zaman içinde atacaktır. tüm bu sorunları yok edecektir. unutmayın ki bizler yok olmak üzere olan bir memleketten bu günlere geldik. kendi hatalarımızı göreceğiz, düzelteceğiz, doğruyu yapacağız ve bu krizden çıkacağız. buna inancım tamdır.
  • 3
    damadın bakan yapılmasının etkisi vardır. yani illa yapacaksan spor bakanı yap, çevre şehircilik yap, o da olmadı turizm falan yap. ekonomi iş bilmeyene teslim edilmez. sadece yaptığı ya da yapmadığı icraatlerden olabilecek bir durum değil bu tabiki. ancak ben dış ülkeden bir yatırımcı olsam ekonomi bakanının cumhurbaşkanının damadı olduğunu gördüğüm anda o ülkeye yatırım yapmam.
    tanım: alvaro negredo’nun net maaşını 10 ağustos itibariyle yıllık 30 milyon tlye yaklaşmasına sebep olan kriz.
  • 11
    söz konusu kriz siyasidir. öncek krizlerin bir yansımasıdır. önceki krizleri belli başlı görüşmeler yapıp, belli başlı taahhüt ve tavizler vererek atlattık. fabrika açmıyor, şunu sattı, bunu sattı, sadece inşaat yapıyor. çünkü önceki krizden bunların taahhütünü vererek çıktı. taviz verilerek aşılan her kriz bizi biraz daha dışa bağımlı hale getirdi.

    2018 ekonomik krizinde gerekirse en dibi görelim, ama sakın bu krizden de taviz vererek çıkıp ekonomimizi daha da dışa bağımlı hale getirmeyelim. 10 yılda 1 20 yılda 1 krizler yaşayıp taviz vererek çıkmaktansa 1 kere en dibi görelim taviz vermeden yükselelim tekrar. türk milleti 1. dünya savaşı, kurtuluş savaşı atlatıp genç nüfusu kaybetmesine rağmen osmanlı hanedanının borcunu ödemişti daha önce. yine küllerinden doğacaktır. yeter ki atamızın gösterdiği doğrultuda ilerleyebilelim.

    yaşasın tam bağımsız türkiye.
  • 38
    bu krizden tek çıkış yolu devletin insiyatif alıp, gerekirse piyasalara müdahalede bulunmasıdır. bir diğer deyişle 17 yıldır unutulan devletçilik ilkesidir zannımca kurtuluş. konkordato ilan eden firmaların borçlarını ötelemek değil, gerekirse zarar gören şirketlerin yönetimine devletin geçmeli ve zararını karşılamılıdır. önümüzdeki süreçte devlet eliyle istihdam ve üretime geçilmezse şahsi olarak kitlesel eylemler bekliyorum. erdoğan yakın bir zamanda tasarruf adı altında kamu alımlarını azaltacağız diyerek umursamazlığın dibine vurdu maalesef. insiyatif almaktan kaçınan, tasarruf adı altında abalıya bir de kendisi vuranların böyle giderse sonu gelecek.
  • 53
    2023'de de devam edecek kriz. turkiye endeksli bakilacak tum acilardan bakildi bu duruma fakat dunya da resesyonda gecirecek 2023'u. spor kulupleri icin inanilmaz zor zamanlar ayni zamanda. herkes yaktigi dogalgazdan ve elektrikten keserken stadyuma para vererek mac izlemeye gitmeyecek. turkiye'de durum nasil bilinmiyor fakat gelecek senenin kombine satislarinda da dusus bekliyor ingiltere'de futbol kulupleri.
  • 14
    futbol kulüplerini çok fena bataklığa sürükleyecek krizdir. ekonominin en iyi olduğu 2010-2013 yıllarında bile bu sorun vardı. gelirler tl giderler euro. şu an döviz kuru feleğini şaşırmış durumda. 2.5 lira ile mücadele etmekte zorlanırken artık 7.5 lira ile mücadele edeceğiz. kriz içinde ve fakirleşen taraftar ve şirketler de eskisi gibi destek olamayacak, bilet forma alamayacak. bize para kazandıracak tek şey şampiyonlar ligi. orada başarılı olmak için de para harcamak lazım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın