• 802
    3 gol atmış olsak da üretkenliğimiz yine sıkıntılıydı. ilk yarıda önce barış'ın ısrarı ve inadı, ardından osimhen'in zekası ve fırsatçılığı sayesinde penaltı kazandığımız pozisyon dışında abdülkerim'in ve sara'nın pozisyonları var sadece. buna karşın orta sahadaki laubali paslarımız (lemina'nın kısa düşen pası örneğin) yüzünden kaptırdığımız toplar kalemizde net pozisyon oldu. üstüne muslera'nın çıkardığı 2 net fırsat ve ben ounnes'in zemine takılıp vuramadığı da var.

    2. yarıya 1-0 önde girmiş olsak da fecaat bir başlangıç yaptık. üst üste kasımpaşa kornerlerinden gol geleceği o kadar barizdi ki bir türlü savunamadık ve topu ele geçiremedik. yediğimiz 2. gol de maalesef orta sahada tek başına kalan torreira'nın yapmadığı çevre kontrolü nedeni ile kaybettiği toptan sonra geldi.

    kısacası 3'lü de oynasak 4'lü de oynasak, bir yığın gol yeme hastalığımızdan kurtulabilmiş değiliz. bunun sebebi de orta sahamızın eskisi kadar güçlü fizikte ve kondisyonda olmaması. çok fazla top kaybı ve basit pas hatası yapıyoruz. gol atmak için üstün efor sarf ederken, bunun karşısında çok kolay ve basit goller yiyor, pozisyonlar veriyoruz.

    okan hoca buradan şampiyonluk vermek gibi bir skandala imza atmak istemiyorsa acilen bu konunun üzerine düşmeli. yoksa abdülkerim'in formsuzluğuymuş, muslera'nın yan toplardaki etkisizliğiymiş, cuesta'nın futbol düşmanı olmasıymış falan konuşur dururuz.

    not: o pozisyon aynı skorla devam eden kasımpaşa-fenerbahçe maçında olsaydı penaltı çalınamazdı, bunu tüm dünya biliyor. ama biz oradaki isim cuesta olduğu için ona saldırıyoruz. bu arada katiyen penaltı veya rakibin düşmesine neden olacak bir müdahale olduğunu düşünmüyorum.
  • 803
    aslında son 2 kasımpaşa maçımızdan farklı bir durum oluşmadı maçta. geçen sezonki maça 80. dakikada 2-3 geride girmiştik. 4-3 kazandık bir şekilde. bu maçı da 2-3 çevirdik ama erken çevirdik. sorun bizim oyunu bir türlü tutmamamızda. savunma oyuncularımızın hepsi bomba. lemina hariç orta sahamız da savunmada güvenilir değil. ön alan oyuncuları top tutan top kaybetmeyen oyuncular değil. okan buruk avrupa'da da bundan başarılı olamayacak. o çok övündüğümüz tottenham maçında bile son yarım saat 10 kişi kalmış takıma puan veriyorduk az kalsın. bu maçta da maç gelmiş ayağına ama kontağı kapatamadık, rulet devam etti. lemina oyundan çıktığı anda da hepimizin içine o sıkıntı düştü zaten. bu takım gol yiyecek.

    son 3 maçımız kasımpaşa ile. 3-4, 3-3 ve 3-3. tam 9 gol yemişiz. evet üç maçın da hikayesi farklı belki ama bizim seviyemizde olmayan bir takıma karşı hep onların istediği şekilde oynadık. bu sefer çekirge sıçramadı maalesef.
  • 804
    üç oldu çıkarması güç oldu tadında bir maç. yaraları derin, galatasaray’ı kaos çukurlarına atan bir maç oldu.

    galatasaray’ın şampiyonluk oranı ise hala 1.20, matematik bu kadar galatasaray’ın yanında. ancak psikoloji tamamen rakipten yana.

    rakibin sürpriz olarak kaybettiği bir puan bana kalırsa yok, bizim ise bol bol puan dağıttığımız bir ortam var.

    kredimiz hala var ama sermayemizde tl gibi hızlıca değer kaybediyor. kötü senaryoyu yaşatmayacaklarını umuyorum, ummak istiyorum galatasaray yönetimi, hocası ve oyuncularının. bu işin şakası yok, 8 puandan şampiyonluk veremez galatasaray camiası.
  • 805
    fark eden oldu mu bilmiyorum ama uzatmaların başında barış alper sol beke yakındı önünde ahmed vardı, arkalarında cuesta vardı. üst üste bindiler mertens-yusuf oyuna girince karıştı pozisyonlar. kaleci sakatlandığında oyun durunca barış alper sen burada, sen burada diye kenardan yerlerini teyit ettiler.
    teknik heyete dair umudumun bir parça daha azaldığı bir sekanstı. dikkat eden olmuştur umarım. oyuna giren nereye gideceğini ne yapacağını bilmez haldeyken biz şampiyon olacağız diye ahkam kesiyoruz.
  • 806
    ligin ilk devresi sami yen'de fırtına gibi başlayıp 2-0 öne geçilen maçtan 3-3 ile soyunma odasına gitmiş galatasaray ve ilk puan kaybını yaşamıştı...
    soğuk dış etkisiydi... nazar boncuğu demiştik...

    kaderin cilvesi mi desek, ikinci yarı da kasımpaşa'nın evinde maç 3-3 sona eriyor, bu defa galatasaray 2-1den geri gelip, bir puana razı oluyordu...

    yine soğuk duş etkisi... ama bu sefer moraller bozuluyor, sinirler geriliyordu...

    kasımpaşa'ya kaybedilen 4 puan...

    bakalım lig sonunda arayacak mı okan buruk'un takımı bu "çöpe atılan" puanları...

    fenerbahçe maçının kadrosunu sahaya yolladı okan hoca, kendisi tribüne çıkarken, irfan hocaya emanet etmişti takımı... daha önceki haftalardaki "git-gelli" maceracı oyunu bırakıp, "garanti"yi istemişti öğrencilerinden ama onlar ev sahibinin üzerine gidemeyince, kasımpaşa "akın akın" geldi de "şampiyonluk modunu" açmış bir muslera buldular karşılarında. sağdan, soldan vuruyorlar da uruguaylı file bekçisi gole izin vermiyordu.
    neydi lakabı? "haksız rekabet"

    oysa galatasaray maçı muslera ile birlikte en fazla isteyen osimhen'in "zeka ve çabukluğu" ile kazandığı penaltıyla öne geçmiş, son haftaların "en silik" oyuncusu sara ile farkı açmayı, belki de maçta "fişi çekmeyi" elinin tersiyle itmişti 28. dakikada...

    ilk devre maçı seyrettiğini zannedenler, bunun sadece fragman olduğunu kasımpaşa'nın kornerden kafalarla paslaşmalarla attığı golle anladılar. ev sahibi eşitliği yakaladı, ardından galatasaray osimhen'le iki dakika arayla iki net pozisyonunda skorbordu değiştirmezken, bir kontra atak (yenilerin geçiş hücümü) ve kasımpaşa öne geçiyordu...
    tüm memleketin beklediği puan kaybı gelecek mi derken, sara eski günlerini hatırlatıyor, adrese teslim ortasında sanchez eşitliği yakalayıp, bir dakika sonra da muslera'nın asistinde osimhen takımını tekrar öne geçiriyordu.

    geçen sene de "tansiyonun tavan yaptığı" maçı galatasaray son dakikalarda attığı golle kazanmış, şampiyonluk yolunda özgüvenini artırırken, rakibini demoralize etmişti...

    acaba aynı senaryo mu yaşanacak derken, lemina-kaan ve eren-cuesta değişiklikleri geliyor, geldiği günden beri sürekli eleştirilen cuesta'ya futbol tanrıları da sırt çeviriyor ve ilk pozisyonda zamanlama hatası ile rakibine penaltı kazandırıyordu kolombiyalı futbolcu... memleketinde olsa andres escobar'ın kaderini paylaşacaktı belki de, bizde de taraftarın gönlünde çoktan "ruhuna fatiha" okundu...

    "önce can keleş cuesta'yı çekti, sonra cuesta ona düşerken tutundu" filan demeyeceğim zira bu sene böyle kritik anlarda galatasaray lehine karar verilmeyeceğini artık öğrendik...

    kaybedilen puanlardan sonra elbette çok yazılır da, hepsi suya yazı yazmak gibidir, giden geri gelmez... takım geriden gelip oyunun iplerini almış, ev sahibi gol için saldıracağı bu anlarda okan hoca-kenarda irfan hoca- ayağı çeken lemina yerine kaan'ı alsa, eren'i hiç kıpırdatmasa yerinden belki cuesta'nın penaltısı olmazdı da, kim bilir belki de kaan bir hata yapar, o gol yine gelirdi...
    skor yazarlığı yaparsak, cuesta'ya ihaleyi keser, frankowski-barış uyumsuzluğunu, sara'nın bir türlü yükselmeyen formunu, lemina'nın kötü gününü, salai'den bir yunus olmayacağını ve mertens'in sara yerine ilk onbir başlaması gerektiğini görmezden geliriz ama bunlar acı da olsa gerçekler... bir de yusuf kardeşim sana bir söz: bu topraklarda futbol kuvvetle oynanıyor ne kadar teknik olursan ol, bir "kazma" gelir bir omuzla seni yere yığar ve hakem de oyna der... o yüzden güçlen biraz kardeşim...

    var'dan iki penaltının çıktığı maçta, hakem yazmak artık komik geliyor zira onların bu baskıyı kaldıramadığı o kadar net ki? galatasaraylı diye yaygara koparılan cihan aydın, önce hatay'da penaltıyı vermemiş, iki puan gitmişti, dün de daha 10 dakikada ikinci sarı karttan atılması gereken yasin'i oyunda tutmuştu... "bu hakem galatasaraylı, galatasaray'ı tutacak" algısı işe yaramıştı...

    ilk yarı topladığı puanlarla galatasaray kendisine avantaj yaratmış, derbiyi de kaybetmeyerek puan farkını koruyup, ikili averajı da almıştı... bu uzun maratonda illaki kaybedeceği puanlar olacaktı ama bunlar kasımpaşa'ya mı olmalıydı, orası tartışılır...

    üç gün önce konya karşısında kupa maçında aldığı beraberlik ile ikinci olup, tek maçlı elemeli karşılaşmada şansını zora sokarken, şimdi de önündeki zorlu deplasmanlardan galibiyet çıkarma gibi bir zorunluluğun altına giriyordu...

    olur mu?

    zor olacak ama o-l-a-c-a-k...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...a3-3galatasaray.html
  • 807
    ansızın aklıma osimhen'in ofsayt diye sayılmayan golünü getiren maç. osimhen biraz dikkatli olup bir adım falan geride dursa bu maç sonrası hepimiz sanchez'i övüyorduk şimdi. son zamanlarda hiçbir hücumcumuzun yapamadığını yapıp tek başına çizgiye inip nokta atışı pas atmıştı osimhen'e. ama gol ofsayt olunca sanchez'in o çabasını da herkes unuttu.

    sanchez çok gol yiyoruz diye şikayet ettiğimiz dönemde hücuma daha çok destek veriyordu. ne zaman daha az gol yiyelim diye stoperleri daha sabit tutmayı tercih ettik hücumda etkileri azaldı. sadece duran toplarda kullanıyoruz kendisini. stoperleri, özellikle sanchez'i sabit tutunca daha az gol yemediğimiz gibi bu sefer hücumda zayıfladık. sanchez'in sürprizlerine muhtacız bunu da anlamalıyız. bu maçtaki o bahsettiğim pozisyon da bunun delili gibi oldu. sürekli yapsın demiyorum ama her maç 3-4 kez bunu yapmalı kendisi.
  • 808
    osimhen'in sayılmayan golü kötü oyunumuz yüzünden umurumuzda olmadı ama hâlâ golü kimin attığını çözemediğim maç.

    yıl 2025, oturduğumuz yerden ay'ı görebileceğimiz teleskop tarzı kameralar var ama kıytırık lig maçının yayıncısı pozisyonda kimin golü attığını dahi net vermedi. kendi kalesine atılmış gol gibi duruyordu ama emin olamıyorum. gerçi oyuncular da itiraz etmedi. kendi kalesine atılmış olsaydı herhalde itiraz olurdu değil mi çok istekli futbolcular ve teknik ekip?
  • 809
    futbolcu hata yapar maç kaybedersin. futbol neticede hatalar oyunu. lemina cuesta değişikliği tam tersi de olabilirdi cuesta yerine lemina oyuna girip benzer bir hatayla gol yedirebilirdi ama kimse hocayı eleştirmezdi sonuçta giren adam lemina, şanssızlık hata yapar. ama saatli bomba olduğu 3-5 dakika izleyince anlaşılabilecek cuesta gibi bir adamı oyuna sokarsan hata yapmaması şans olur. hâlâ olayın şokunu atlatamadım. bu kadar mı kolay o kadar haftanın emeklerini hiç etmek. anlamıyorum, gerçekten anlamıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın