• 1
    4 gün kalan maç.

    https://gss.gs/AE5.jpg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    şampiyon olacaksak içeride puan kaybına tahammülümüz yok. zaten puan kaybına tahammülümüz yok. tek hakkımızı da ligin son haftalarına kadar taşımamız lazım.

    bodrum "as kalecisi" ve mourinho sevdalısı hocası tam kadro çıktığında zor gol yiyen bir takım ama we have osimhen the don't.

    52 bin aslan orayı bodrum'a dar edecek, 11 aslan da gereğini yapacak.

    konsantrasyon!
  • 2
    3 gün kalan maç.

    https://gss.gs/82d.jpeg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    1 aydır taraftarından uzak olan galatasaray'ımızın sonunda evine döndüğü maç.

    sonraki maçımız formda eyüp ile. osimhen, barış ve davinson ceza sınırında.

    bu maçı kazanmak kadar hasar almamak da önemli.

    52 bin barbarın jose'nin yancısına gereğini yapmasını bekliyoruz.

    konsantrasyon!
  • 8
    ilk 11'de sürpriz yok. eğer franky tarafından yine açıklar verirsek bence barış sağ bek'e geçmeli ve franky sağ ön oynamalı. hem franky'nin orta atma yeteneğine çok ihtiyacımız olacak bu maçta. kapalı savunmayı aşmanın iyi bir yoludur adrese teslim ortalar atmak. hem barış arkasındayken savunmada da daha rahat ederiz.

    başarılar aslanlarım!

    https://x.com/...3Lu6z3KleYg&s=19
  • 9
    cumadan cumaya. bir hafta arayla iki farklı rakip, aynı oyun anlayışları, benzer saha dizilişleri...
    "otobüsü çekmek" tabirinin mucidi mourinho'nun eski yardımcısı jose morais kendi evinde mourinho'nun takımına karşı "yedek" kadroyla çıkarken, sami yen'de "asları" esame listesine yazıp, golcü puşkaş'ın yerine hızlı ve hareketli okita'yı en ucu koyup(o da kendi yarı çizgisinde), 5-5 bazen de 6-4 gibi çift katmanlı bir savunma ile galatasaray'ı durdurmak arzusundaydı.

    okan buruk ise "ideal onbirini" bulmuştu, samsun'da olduğu gibi sağ bekte değişiklik vardı, cezalı sallai yerine cezası biten frankowski vardı. forvette osimhen'in yanına moratta mı yoksa orta sahaya torrera'nın partneri lemina mı olsun ikileminde lemina'lı oyun hem rakibe kolay hücum şansı vermiyor, hem de seken topları galatasaray daha kısa sürede kazanıp, rakip kaleye gidiyordu. okan buruk'un da vazgeçilmesi olan rakip sahadaki preste torreira da lemina'dan destek alıp, galatasaray kâbus gibi çöküyordu rakibinin üstüne...

    öyle de başladı galatasaray maça, ilk beş dakikada torreira ve lemina'nın şutlarında kaleci sousa ön plana çıkarken, osimhen'in kafası az farkla auta çıkıyor, sara'nın uzun menzilli şutu ajeti'ye çarpıp direğe bir buse kondurup bodrumluların yüreğine su serpiyordu. ev sahibi cuma olmasına rağmen tribünleri tıka basa dolduran taraftarın da "agresif tezahüratlarıyla" hırçın dalgalar misali kıyıdaki kayalıkları delmeye çalışıyor, aynı dakika içinde önce osimhen'in kafası yakın mesafeden auta çıkarken, barış'ın çaprazdan şutunu da sousa parmak ucuyla kornere yolluyordu.
    ve barış'ın düşürüldüğü bir pozisyonda sara'nın ortasında torreira türkiye kariyerinde ilk kafa golü ile skorbordu değiştiriyordu. golden sonra farkı açaçack pozisyonlar da buldu galatasaray ama barış'ın topu direkten döndü, torreira boş kale yerine auta attı, yine barış'ın al da at pasında osimhen'in şutunu çizgiden ajeti çıkardı, devre biterken sara'nı ortasında osimhen kale önünde dokunamadı...

    ilk devre biterken istatistik kağıdında galatasaray'ın 23 şut çektiği yazıyordu, bu bir rekordu... ve bu pozisyonların neredeyse hepsinde adı geçen barış ikinci devre bir kaç hatalı pas yaptı diye bazı "şımarık" galatasaray taraftarı?nca cılız cılız homurtularla karşılanıyordu... aynı şekilde maçın bazı anlarında frankowski'nin isabetsiz ortalarında da "tuhaf" sesler geliyordu tribünden... böyle bir maçta böyle hareketler... ilginç...
    ikinci devreye ilk 45 dakikayı bitirdiği gibi başlayamadı galatasaray, yine arzuluydu, ikinci golü atıp rahatlamak istiyordu ama peşi sıra ataklarla boğamıyordu bodrumlu oyuncuları. bu devre daha çok kanat ortalar denediler de vurulan kafalar ya auta gitti ya da kalecide kalıyordu.

    ilk devre nasıl ön planda barış varsa ataklarda, ikinci yarı yunus biraz insiyatif aldı, onun şutunda kaleci sektirdi, top az farkla auta gitti de kornerden seken topu yine yunus'un kapıp ortaladı ve "patron" yeni doğan çocuğuna bir hafta sonra golü armağan ediverdi...
    fark ikiye çıkınca tribündeki taraftar da rahatladı, "bodrum kümeye" tezahüratları başladı, okan buruk da sarı kart cezası sınırındaki topçuları yanına alıp, onları tribünlere alkışlattı.

    karşılaşma başka gol olmadan sona erken, okan buruk, sergey bubka'nın her atlayışında bir rekor kırması gibi her maç cv'sine başka bir rekor eklemeye devam etti. galatasaray, 40 yıl sonra peşi sıra 5 iç saha maçında da gol yemedi. bakalım rekor kaç maça çıkacak... ayrıca, bodrum maçındaki galibiyet okan hocanın galatasaray ile 104. galibiyeti oluyor ki bu da galatasaray'ın başında en fazla maç kazanan 4. teknik adam haline getirmiş kendisini. tebrikler...
    galatasaray'ın tek kale oynadığı ve bodrumspor'un istatistiklere göre 1 şutunun olduğu ama kimsenin muslera'yı dahi görmediği maçta hakem mehmet türkmen'e peş iş düşmese de yine de hatalı kararları aklımızda kaldı. önclikle barış'a gösterdiği sarı kart çok kolayken ( maç öncesi ceza sınırındaki topçulara çalışırken barış aklında kalmış demek ki) sara'nın düşmesinde verdiği yanlış penaltıda topun osimhen'e gitmesi ve pozisyonun bitmesini beklememesi hataydı. onun dışında barış'ın ilk devre ceza sahasında düşmesinde ajeti'nin hafif teması varken, ikinci devre yunus'un şutunda bodrumlu oyuncunun dizinden eline gelen topta vermediği penaltı kararları doğruydu...

    bitime altı hafta kala galatasaray hanesine bir üç puan da yazdırıp, önce salı günü kupada konya maçı, sonrasında da eyüpspor maçına gözünü dikti...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...ay2-0bodrumspor.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın