• 378
    ilk yarıda kontrollü de olsak bence çok iyi bir oyun oynadık. uzatmalarla birlikte neredeyse 50 dakikanın tamamını rakip alanda oynadık ve rakip neredeyse orta sahamızı bile geçemedi. zaten ilk yarıda şutları olmadığı gibi ceza sahası içinde topla bile buluşamadılar. özellikle 35. dakikadan sonra gol için çok önemli pozisyonlar bulduk ve aradığımız golü ilk yarının uzatma dakikalarında bulduk. bana kalırsa ilk yarının skoru 2-0 gibi net bir skor olmalıydı. eğer skoru ilk yarıda alsak, ikinci yarı çok daha rahat geçebilirdi.

    maçın ilk yarısında defansımızdaki dört oyuncudan üçünün -bence üçü de hatalıydı- sarı kart görmesi sebebiyle ikinci yarıda, özellikle defansif anlamda, rakipten daha uzak ve hamlesiz bir oyun oynadık. bu dönemde zaten başakşehir bizim yarı sahamızda alanlar bularak pozisyonlara girdi ve golü buldu.

    yediğimiz gole çok erken reaksiyon vererek galibiyeti getiren skoru almasını bildik.

    özellikle 3 gün sonra oynayacağımız 22 ekim 2025 galatasaray fk bodo/glimt maçı öncesinde takımı çok da yormadan, zor bir deplasmandan önemli bir 3 puanı almasını bildik.

    maçın en büyük kazanımı ise 2 gol atan leroy sané oldu.
  • 379
    oyuncularımıza gösterilen sarı kartların hepsinin faul bile olmadığı maç oldu.

    torreira bu sezonki 3. sarı kartını gördü. haftaya ligde oynanacak olan 26 ekim 2025 galatasaray göztepe maçı'nda sarı kart görürse sonraki hafta trabzonspor maçında cezalı duruma düşecek. ligde ikinci sıradaki rakibimizle oynayacağımız maçtan önce ince ayarlar yapılıyor adeta. hani sarı kartı hak etmiş olsa neyse de faul bile değildi.
  • 380
    başakşehir, ilk yarıda bırakın şut çekmeyi yarı alanımıza bile gelmekte zorlandı.
    buna karşın biz ise devreye en az 2 farkla öne geçebilecek pozisyonlar bulduk ama birini değerlendirebildik.
    ikinci yarı ise adeta gece-gündüz farkı gibiydi. ilk yarı ne kadar iyiysek, ikinci yarıya da o kadar berbat başlamıştık. hatta 60. dakikaya kadar neredeyse rakip yarı alana girmeyi hiç denemedik veya giremedik diyelim.
    ekstra çabalarla öne geçip, sonrasında pozisyonlar da bulduk ama çok fazla da pozisyon verdik. savunma arkamıza atılan her top pozisyon oldu. kenarlara atılan her uzun topta bomboş kaldılar ama değerlendiremediler.
    nitekim maçı kazandık.
    bunca eksik ve rotasyona rağmen, üstelik de milli aradan sonra bu galibiyet gerçekten çok önemliydi. evet, ikinci yarı kötüydük ama dediğim gibi osimhen-yunus-lemina-davinson-singo gibi isimlerin yokluğunda ilk yarıdaki oyun beni aşırı derecede memnun etti. bu bile lig için yeter de artar.
  • 383
    ligde en sevmediğim deplasmanlardan olan başak deplasmanını nispeten sorunsuz geçmek sevindirici, bunu patlama beklediğimiz isim olan sane'nin 2 golüyle yapmış olmak daha da kıymetli.

    yediğimiz golden hemen sonra cevap vermiş olmamız, rakibin olabilecek muhtemel direncini iyice kırmış oldu. golde faulu alan ve topu hemen oyuna sokan torreira'ya kocaman bir alkış.

    sane'nin attığı ilk golde ilkay, ikinci golde de sara ne kadar zeki topçu olduklarını gösterdiler. ilkay topu alıp kendi etrafında dönerek o pozisyonu yoktan var etti, sara da önünde savunma duvarı varken sane'nin koşusuna muazzam bir pasla onu pozisyona sokmuş oldu.

    milli maç arası dönüşü ve avrupa öncesi çok değerli bir 3 puan oldu.
  • 384
    milli ara dönüşleri zordur, hele ki oyuncularının büyük bölümü ulusal takımlara giden hocalar için ilk lig maçına çıkaracakları kadro seçimleri gecelerin uykusuz geçmesi sebebidir. sakat mı gelecek, yorgun mu dönecek, jet lag mı olacak düşünceleri arasında tek idmanla en ideal on bir seçmek pek de kolay değildir. bir de oynanacak maç deplasmanda ise daha da zordur da ya maddi manevi çok şey ifade eden şampiyonlar ligi maçı varsa 3 gün sonra?

    işte okan buruk bu çıkmazlar içinde kazanması halinde "adam haklı" denilecek, puan kaybında ise "istifa hashtagleri" açılacak rotasyonlu bir kadro ile adını efsanemiz fatih terim'den alan ve kendisi için de mutlu anıların olduğu başakşehir stadına çıktı. kalede uğurcan vardı ama singo'nun sakatlığında sallai tekrar sağ beke gelirken, kart cezalısı sanchez'in yerine taraftarın çok istediği "çaylak" arda yerine "tecrübeli" kaan oynuyordu. onun partneri "apokerim"di de sol bekte de rotasyon vardı: jakobs yerine eren. torreira'nın bu maçlık partneri sara olurken, onların önünde "futbolu bulan adam" ilkay görev alacaktı. türkiye ligini "zayıf" gören nagelsmann tarafından ulusal takıma çağrılmayan sane yunus'tan formayı alırken, nijerya forması ile hattrick yapan osimhen yerine milli arayı kemerburgaz'da antrenman yaparak geçiren icardi vardı. sol kanatta da barış'ın enerjisinden yararlanmayı planlamıştı okan buruk.
    ev sahibi nuri şahin için de "beyaz sayfa" anlamında bir maçtı. başakşehir iç sahada hiç kazanamamış, eski hoca ile yollar ayrılmış, yeni hoca için de milli arada iyi hazırlık yapıp, yepyeni bir başlangıç yapmak demekti lideri yenmek. kadrosu hiç de fena değildi, hocası da genç neslin öne çıkan teknik adamlarından biriydi başakşehir'in...

    hakem atilla karaoğlan ilk düdüğü çalar çalmaz ilkay'ın ara pasında ıcardı biraz daha dikkatli olsa galatasaray 1-0 başlayacaktı maça da tabela değişmese de oyun içinde deplasman ekibinin üstünlüğü göze çarpıyordu. galatasaray belki dakika başı rakip kaleye gelip, ev sahibini bunaltmasa da oyun alanına yayılışı, topçuların konsantrasyonu ile başakşehir takımına istatistik dili ile 0.0 xg verdi ilk devre kalesinde. öte yandan sara'nın eski günlerinden pasajlar sergilediği ki 20 dakikada muhammed'in de harika çıkardığı şutu müthişti, ilkay'ın mertens'i aratmayan performansı ile galatasaray nakış gibi işleye işleye oyunu elinde tuttu. kaan'ın savunma arkasına sane'ye attığı pas maçın gelecek dakikaları için jenerik gibiydi; sara'nın ortasında barış'ın kafa pası ile ıcardi az kalsın tabelayı değiştiriyordu ve bir dakika sonra sane'nin "beklenilen çalımları" ile ceza sahasına girip ilkay'a "al da at" pasını rakip savunma iki adamla duvar örerek engellerken, savunmanın nefes almak için duracak dakikalar geçmeden ilkay'ın barış'ın önüne yuvarladığı topta barış'ın şutunda muhammed'i "futbolun ilahları" korumuştu ama devrenin uzatma dakikaları oynanırken sarı-kırmızılılar aradığı golü "bu sane de zaha gibi tutmayacak" denilmeye başlayan alman yıldızı ile buldu. hem de ne gol! maçın iki iyisi sara ve ilkay birlikte "pişirdikleri" pastanın çileğini sane koyuyordu.

    ilk yarı yokları oynayan başakşehir takımında soyunma odasında nuri şahin'in "fırçası" işe yaramış olmalı ki onlar da yeni devreye golle başladılar ama uzun bir bekleyişin ardından var'dan ofsayt kararı çıkıyordu. shomurodov'un sevinci yarım kaldı ama çeyrek saat sonrasında savunma arkasına atılan bir topta kemen'in asistinde özbek golcü fileleri havalandırıyordu. ev sahibi topçular beraberliğin sevincini tam yaşayamadan torreira'nın hızlıca başlattığı bir atakta, sara'nın kadife pasında gecenin yıldızı sane muhammed'i bir kez daha avlıyordu. galatasaray tekrar öne geçmiş, oyunda ipleri eline almıştı, bir de 70ten sonra osimhen, jakobs, lemina ve yunus gibi diri aslar oyuna girince psikolojik üstünlükle birlikte fiziksel güç de arttı ve farkı açacak pozisyonlar da geldi, özellikle osimhen'in rakibinin üzerinden topu aşırtıp, plase ile kaleye yolladığı ve direkten dönen top ile barış'ın pasında jakobs'un şutu dikkate değerdi.

    bir kaç hafta evvel kafaların liverpool maçında olduğu ve uğurcan'la alanyalı forvetler arasında geçen o malum maç akıllarda iken yine bir şampiyonlar ligi maçı öncesi galatasaray'ın başakşehir karşısında derli toplu oyunu beğeni toplarken, sane'nin iki golle dönüşü de gelecek adına galatasarayseverler için umut vaad ediyordu.

    saha kenarında futbol adına kafa yoran iki teknik adam vardı, yeşil alanda yeteneklerini gösteren topçular ter akıtırken, maçın hakemi atilla karaoğlan ise bir çok galatasaray maçında olduğu gibi felaket bir yönetim sergiliyordu. ilk devre eren'in ömer ali'ye topla karışık müdahalesine sarı kart çıkarken, okan hoca da itirazdan kart görüyordu. yine deniz'in abdülkerim'e diklenmesinde apo sarı kart görürken, kaan ayhan ise neden sarı kart gördüğünü anlamamıştı bile. yine devamında hak arayan günay güvenç kartla cezalandırılmıştı. ikinci devre torreira'ya çıkan sarı kart bir o kadar komikken, başakşehir'in ofsayt nedeniyle iptal edilen golünde var'ın çizgiyi yanlış oyuncudan çekilmesi başka bir faciaydı. maçın bitimine yakın deniz'in barış'ın ayağına basması ile çıkmayan ikinci sarı kart atilla karaoğlan'ın karnesine fena bir eksi olarak yazılırken, belki de tek isabetli karar uzatma dakikalarında barış'ın rakibini çekmesi ile gösterilen sarı karttı.

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...r1-2galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın