• 2
    şimdiden aağıdaki videoyu izleyerek hazırlanmaya başladım. gerginlik fazlasıyla olacaktır; o yüzden buna mental olarak hazırlanıp sahada sakin kalabilmeliyiz. özellikle maicon, feghouli ve belhanda tekrar tekrar uyarılmalı.

    bu sene o sene gazlarıyla gitmemeliyiz; özellikle verilecek demeçlerde karşı tarafı motive edecek her açıklamadan uzak durulmalı. fenerbahçe'nin yine kötü bir zamanında kurtarıcı olarak göreceği maç olacaktır. fazlasıyla kazanma odaklı çıkacaklar. ilk kısımda duran top fırsatı vermemek çok önemli. pek ümidim yok ama sarı kart yemeden bu periyodu atlatabilmek çok önemli. hakem fırsat kollayacaktır.

    ama artık bizler de sahaya yalnızca bu maçı kazanma hırsıyla, arzusuyla çıkıp üç puanı alıp dönecek bir ekibi görmek istiyoruz. deplasman atmosferi, baskı, hakem kararları, medyanın 19 yıllık galibiyet hasreti haberleri, karşı tarafın olası gerginliği yükseltme çabaları vs. bunların hepsini yaşadık, hepsine hazırlanmalıyız. biz çok daha iyi bir ekibiz.

    bu maçı rahatlıkla kazanabilecek güçteyiz. ya kadıköy'de galibiyet benim için çok da önemli değil diyenler başta olmak üzere tüm camia; bu maçtan zaferle ayrılmayı çok istiyor. biz onlardan çok daha fazla istiyoruz. elland road'daki atmosferde bile zaferle ayrılan takımın genlerinde her yerde kazanmak vardır. kadıköy kompleksi, şanssızlığı, büyüsü falan artık adını ne koyarsanız koyun öncelikle zihinde yenilmeli. kadıköy'de ayaklarımız titriyordu diyen adamı da bu maçta mümkünse antrenör diye oraya götürmesinler.

    fatih hocam şu konuşmayı adeta önümüzdeki maç için yapmış. oyuncu isimlerini değiştirirsek her şey yerine oturuyor.

    --- alıntı ---

    her şeyi konuştuk, her şeyi çalıştık. biz oyun disiplininden onbir kişi, golü de atsak kopmuyoruz. gol de yesek, allah korusun, kopmuyoruz. neden? fikstüre göre çok büyük avantaj olur. bir rakibimizi atarız. bu bir lig maçı, rövanş maçı değil. bu, günün için önemli. uzun vadede çok önemli değil. bugün ve yarın için çok önemli. ama öyle bir yüreğinizi koymalısınız ki, burdaki tüm seyirciler, bizler, tüm türkiye'deki, dünyadaki galatasaraylılar sizlere saygı duymalı. taktiğimiz, sistemimiz, harfi harfine tek tek toplu halde, blok halde.

    oğlum görim sizi, görim sizi, görim sizi!!!

    --- alıntı ---

    https://www.youtube.com/watch?v=KwFXE23uevg
  • 10
    5 gün kalan maç. *

    https://mobile.donanimhaber.com/...2e1cdcf8595699b2.jpg

    https://store.donanimhaber.com/...089e0f2a3b7bfcd9.jpg

    https://mobile.donanimhaber.com/...ca4e3687779819f3.jpg

    http://1.bp.blogspot.com/...terimedis2209ax9.png

    http://1.bp.blogspot.com/...u/fatihterim1976.jpg

    -------------------------------------------------------5-------------------------------------------------------

    bir kere bizim için değil ama fenerbahçe için sezonun en önemli maçı. kazanamazlarsa lig kendileri için bitiyor. kazanırlarsa bir nebze ümitlenirler ama bence yine bu oyunla şampiyon olma şansları yok gibi. galibiyetleri yalnızca bizi şampiyonluktan etmeye yarayabilir. milli maç arasıyla birlikte fenerbahçe'de moraller yerine gelir, herkes şampiyonluk yeminleri eder falan sonraki ilk deplasmana kadar o gazla giderler. belki lig sonuna kadar da götürebilirler ama bu kez tek takım yok toplamda 3 takımı geçmek zorundalar ve bu oyunla oldukça zor görünüyor.

    ben 1999'da kazandığımız 22 aralık 1999 fenerbahçe galatasaray maçında sonraki istisnasız her kadıköy derbisine "o sene bu sene" diye gittim. bu sene elimden geldiğince stres yapmadan bekleyeceğim, zaten dün gece fazlasıyla stres yaşadım amk böyle maçın* :(

    ben artık fikstürde puan hesabı yaparken kadıköy' e 0(sıfır) yazıyorum. fazlası ekstra oluyor. benim hesabım genelde kadıköy'de ikili averajı vermemek üzerine artık, buna alıştım :(
    yalnız bu sene ikili averajı vermemek için de kaybetmemek lazım, kaybedersek fener'le aramızdaki puan farkına 3 değil 2 diyebilirsiniz.

    yıllarca bu maçlarda nasıl kaybettik?

    cevap vereyim: "her türlü"

    yani iyi oynayıp da kaybettik, rencide olacak şekilde kötü oynayıp da kaybettik. defalarca hakem hatalarıyla kaybettik, dayak yiyip kaybettik, kıçımza başımıza çarptı kaybettik. kaybettik de kaybettik.

    ne zaman ilk puanımızı aldık?

    24 ekim 2010 fenerbahçe galatasaray maçında fener'e 1.50 oran verilip tarihimizin en kötü döneminde gittiğimiz maçta.

    sonraki yıllarda da hiç ezilmeden ya son anda kaybettik ya da puanı alıp geldik. kaldı ki 12 mayıs 2012 günü şampiyonluğu kadıköy'de ilan etmek gibi 100 yılda bir olacak bir hadiseyi gerçekleştirdik. bu olay zaten tüm galibiyetlerden kıymetlidir. hemen bir sene sonra da şampiyonluğu ilan edip gittiğimiz maç ise fener'i yenmek için en uygun zamandı fakat fatih terim'in drogba, burak, elmander'li saçma kadro tercihi ile 0-1 öne geçip sonra 2-1 kaybetmiştik.

    zaten fatih terim'in aykut kocaman'a karşı kadıköy'deki tek yenilgisi de bu maç. diğer maçlarda beraberlik almışız.

    bu sebeple ben hocanın bu maçta herhangi bir baskı hissetmeyeceğine eminim, ondaki tek baskı son kadıköy galibiyetini alan hoca olarak 19 sene sonra alacağı galibiyetten sonra söyleyecekleri olur.

    ayrıca galatasaray gerektiği yerde istediğini alacak güce sahiptir diyen adam eminim ki maça takımı en iyi şekilde hazırlayacaktır. son galibiyette gol atan hasan şaş da bugün teknik ekipte.

    kadroda başka takımlarla da olsa kadıköy galibiyeti gören futbolcularımız var, martin linnes, fernando reges, tolga ciğerci, serdar aziz :(

    fenerbahçe'nin derbilerde yaptığı iş belli; kaos. derbinin deplasman ya da kadıköy'de olması fark etmiyor, eğer maç çığırından çıkarsa bu fenerbahçe'ye yarar. bu sebeple bizim çok çok sakin kalmamız lazım.

    kadromuzda belhanda, feghouli gibi üzerine oynaması son derece kolay oyuncular var. bunlara 1 hafta boyunca her dakika dikte etsen de maçta gene çıkıp rakibi itip, tekme sallayıp oyundan atılabilirler. dilerim maça psikolojik olarak iyi hazırlanırız. çünkü bizi yenebilecekleri tek alan burası. oyun oynanırsa maç bize döner.

    fenerbahçe bu sene bir iki maç dışında öyle ileride baskı yaparak maç kazanmadı, genelde beklediler. duran top kovaladılar ama bu maçta bir klasik olarak ilk 20 dakikada taraftarla birlikte golü bulmaya çalışacaklardır.

    bizim yapmamız gereken ise sahamıza doğru yerleşip, özellikle taç çizgisine yakın yerlerde gereksiz fauller yapmayıp, kaptığımız toplarda garry rodrigues ve feghouli ile hızlı çıkmak. kapanan takımları duran top dışında açamıyorlar. üretkenlikleri çok düşük.

    bir de çoğu derbide olduğu gibi ilk golü atan kaybetmez. ilk golü biz atarsak kontrolden çıkabilirler fakat golü yersek bu sefer maçı gayet soğutup, ite kaka maçı bitirirler.

    yani buraya sayfalarca yazsak da, günlerce analiz etsek de hakem çıkar bir karar verir maç biter. bu sebeple bu maçta hangi hakemin olacağı çok önemli. 25. haftada görev almayan ali palabıyık bu maçın hakemi gibi duruyor ki kendisiyle derbi kazanmamız neredeyse imkansız. saçma sapan faullerle fenerbahçe'ye duran top kazandıracağı kesin. bizim oyuncularımıza karşı da kartları çok bonkör kullanacağına eminim. üzerinde anlaşabileceğimiz bir hakem olmasını isterdim ama öyle bir hakem de yok. keşke yabancı hakem gelse...

    zaten bana kalırsa video hakem gelmeden kadıköy'de maç kazanmak imkansıza yakın ama neyse.

    sonuç ne olursa olsun bizim için yıkım olmaz ama kaybedersek, ciddi zor bir fikstüre tüm avantajımızı kaybederek girmiş oluruz.

    fatih terim'in bu maçta maç planı ne olacak bilmiyorum ama yerinde olsam fernando-donk ile maça başlarım. yani maçı kendi yarı sahamızda kabul edip, adam kovalayacaksak, selçuk'la o iş olmaz. ayrıca fener'in duran top silahından başka çaresi olmadığını düşününce donk ve fernando ikilisi daha doğru tercih olur. bu sebeple istediğim ilk onbir,

    -------------muslera--------------
    linnes-maicon-serdar-nagatomo
    -------------fernando-------------
    feghouli--belhanda--donk--garry
    --------------gomis---------------

    ama fernando'nun son durumu, selçuk'un son maçlardaki arzusu ve hırsı hocanın tercihinde etkili olacaktır. selçuk bu atmosfere çok çıktığı ve dahası burada şampiyonluk yaşayan 2-3 oyuncudan biri olduğu için ilk onbirde başlarsa da şaşırmam.

    netice ne olursa olsun bu yolun sonu şampiyonluk, sahada sonuna kadar maçı istediğinizi ve kazanma arzusunu görelim yeter!

    (bkz: hedef 21)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 14
    http://www.webaslan.com/...karar-SXHBQ101332SXQ

    çok çok çok yanlış hareketler bunlar. bu maçın diğer maçlardan bir farkının olmadığını anladığımız gün orada galibiyetler kazanacağız. germek, gerilmek, fazla önemsemek çok çok yanlış işler. akhisar orada oynadığı üç maçtan ikisini kazanıyor. galatasaray 20 senedir galibiyeti yok. yanlış, yanlış, yanlış. nasıl daha iyi oynarız diye kafa yorulmalı. diğer gündemler çok çok çok yanlış. 20 senedir hiç bir şey mi öğrenilemedi. sıradan bir deplasman maçı.
  • 18
    4 gün kalan maç.

    http://fotocdncube.gazetevatan.com/...z-soku--3358111.Jpeg

    -----------

    bu maça dair her gün bir şeyler yazsak da o gün orada futbol oynanmayacağını, bir gerilim filmine gideceğimizi biliyorsunuz değil mi?

    maç fener'in önde baskısı ile başlar, en kötü topu sürekli fernandao'ya oynayıp faul almaya çalışırlar, seken topları mehmet topal, josef ve gulliano ile toplamaya çalışıp pozisyon bulmaya çalışırlar. korner ve serbest vuruşlar en önemli silahları. bizim de en büyük zaafımız duran toplarken eğer böyle gol yersek kafayı yerim. zaten buna da çare bulamıyorsak hiç çıkmayalım maça :(

    stoperlerimize ve orta sahamıza önde basacakları net. bu sebeple yüksek ihtimalle biz de topu gomis'e şişirip onun pasörlüğü ile diğer yarı sahaya geçmeye çalışacağız. en azından ilk 15-20 dakikada bunu deneyip, yüksek eforla oynayacaklar. bu bölümü gol yemeden atlatırsak maç yavaş yavaş dengelenir ve ilk yarının sonlarına doğru biraz daha biz oynar hale geliriz.

    maçın 0-0 gittiği her an oyun bize dönecektir. taraftarın enerjisi yavaştan düşmeye başlayıp gerginlikler artacaktır.
    olur da golü bulabilirsek zaten aykut-aziz birlikteliğinden bıkan seçim öncesi ali koç gelsin diye bu maçı bile kaybetmeyi isteyen fenerliler protestolara başlarlar. takım da inceden dağılır, 2. yi bulursak da of offf dünyanın en tatlı anları başlar :(

    hayaller hayaller...

    bu maça dair en büyük temennim kırmızı kartsız maçı bitirmek, 11'e 11 giden maçta bir şansımız olur ama eksik kalırsak oradan çıkamayız.

    kaybetmek bizim için yıkım olmaz ama kazanmamız var ya offf!

    fener ve dahası beşiktaşlılar için tam bir yıkım olur. çünkü hepsi bizim puan kaybımızı bekliyor ve bundan neredeyse eminler.

    daha 4 gün var ama nabzım yine yükseliyor ve ben yine buna engel olamıyorum. başımıza gelecekleri bile bile buna engel olamıyorum. düzen gereği bu maçı kaybedeceğimiz açıkken buna engel olamıyorum.

    (bkz: galatasaray sinerjisi)

    tek isteğim var bu maça dair, oyuncularımız bu maçı son maçlarıymış gibi oynasın, gerilimden uzak, yüksek eforla, sonuna kadar mücadele etsinler, işte o zaman skor ne olursa olsun zaten bu yolun sonu şampiyonluk olacaktır...

    (bkz: hedef 21)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 20
    3 gün kalan maç.

    https://encrypted-tbn0.gstatic.com/...12gBwoVV6adujTL6nmws

    (bkz: galatasaraylı rüyalar/#2371996)

    dilerim bilinçaltıma kadar işleyen bu saçma şey bu sene son bulur. psikolojim bozuldu bu maç yüzünden :(

    https://turkagram.com/...kirmizi-cimbom-c.jpg

    belhanda sözüm sana; "ulan kırmızı kart görürsen var ya seni yollayana kadar her gün başlığına gelir yazarım" :(

    bugün analiz yapmayacağım.

    inşallah doğru psikoloji ile gideriz. ben bile bu hale geliyorsam oyuncular ne haldedir bilemiyorum.

    (bkz: hedef 21)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 22
    (bkz: #2372100) bu analizin doğruluk payı olduğunu düşünüyorum ve buradan yola çıkarak selçuk inan'ın ilk 11'de olmadığını da çıkarabiliyoruz. acaba hoca donk-fernando çıkıp maçı 0-0'a mı kilitleyecek soruları kafamda dolanmaya başladı.

    edit: antremandan başka fotoğraflar da düştü. belhanda ve feghouli de yelek giymiyor. sanırım ilk 11 ile bir ilgisi yok.

    https://twitter.com/...s/973886112199598080
  • 23
    galatasaray'ın kadıköy'de uzun yıllar sonra kazanmasına sadece 3 gün kalan maçtır.

    size inanıyoruz ve güveniyoruz!

    https://i.ytimg.com/...XU/maxresdefault.jpg

    http://www.tekyurek.com/...nda-degisti-1381.jpg

    http://1.bp.blogspot.com/_qOZn6xm85K4/R9_38X2uqlI/AAAAAAAAAME/f7pQLBstuq4/s400/hırs+%26+sevinç.jpg

    https://media.gettyimages.com/...up-picture-id1525146

    https://pre00.deviantart.net/...stutkunu-d7e4p9e.jpg

    https://statics.sportskeeda.com/...-melo-1409126900.jpg

    http://i2.haber7.net/..._1513893843_4922.jpg

    https://encrypted-tbn0.gstatic.com/...ZiNAumwGMXWOvykg1m-Q
  • 24
    galatasaray cephesi:

    yine fatih hocanın üçüncü döneminden alıştığımız şekilde bir puanın yeteceği pozisyonda çıkacağız maça. artan performanslar, son dönemde oynanan güzel futbol ve konyaspor maçındaki geri dönüşle beraber havalar mükemmel seviyede. tabi bir de yirmi yıllık kazanamama sürecinin getirdiği ekstra motivasyon söz konusu. 16 mart günü yapılacak taraftara açık antrenmanla da beraber neredeyse şenlik havasında gidecek takım kadıköy'e. ancak şu dikkati de elden bırakmamak lazımdır ki 1 puan ''oh'' değil ''eh'' dedirtir zira önümüzdeki fikstürün nelere gebe olduğunu tahmin etmek zor, gidip gençler deplasmanında mağlup olabiliriz, trabzonspor'a puan kaybedebiliriz. dolayısıyla kendimize kredi açmak adına bu maçtan üç puan çıkartabilmek çok önemli.

    peki galatasaray'ın bu maçta artı özellikleri neler?

    1) ortalama pas hızı/ oyun hızı: galatasaray'ı bu noktada tutan, sezonun yüzde doksanını lider geçirmesini sağlayan en önemli şeylerden biri hızlı futboldur. özellikle kapanan takımlara karşı ciddi bir koz günümüzde. örneğin fenerbahçe takımının gole ulaşma süreleri 20 saniyelere dayanıyorken galatasaray'ın birçok golünde üç dört pasla sonuca gittiğini görebiliriz. haliyle yavaş oynayan takıma önlem almak hamle yapmak kolaylaşırken hızlı oynayana karşı da zorlaşıyor. bizde iç sahada rakip kim olursa olsun direnememesi, ne kadar yaslanırsa yaslansın golü yemesi bu hızın da bir sonucu. belhanda'nın buradaki payını da es geçmemek lazım. talisca ve giuliano hatta mossoro daha çok bekleyerek oynayan dribblingi olmayan oyuncular olduklarından oyunu hızlandıramıyorlar, tempoyu arttırıp kapanan rakibi genişletemiyorlar.

    2) hücum süresi: galatasaray ligin hücumlarının ortalama süresi en uzun takımı. savunma hattını önde kurarak rakibin uzun toplarını karşılayıp yeniden ve yeniden hücum etme potansiyelimiz var. kanatlardaki oyuncularımız rodrigues ve feghouli'nin top tutma becerileri de yüksek olduğu için sıkıştığımız anlarda sahayı enlemesine de boylamasına kullanabiliyoruz. mesela 11 mart 2018 galatasaray konyaspor maçındaki ortalama pozisyonlarımıza bakalım: https://i.hizliresim.com/VrGgoj.png serdar aziz ve maicon dışındaki oyuncularımızın tümünün ortalama pozisyonu rakip yarı sahada. maicon'un da hemen hemen orta saha sınırında. bunu aynı maçta kazandığımız ''24 hava topu'' mücadelesiyle birleştirdiğimizde daha da anlamlı oluyor. serdar ve maicon'un savunma hattında aldığı bu hava topları ( https://i.hizliresim.com/MdbXvg.png ) çok çok önemli. eğer bu topları kazanamasalar savunma bu kadar öndeyken rakibe pozisyonlar verilmesi çok olası. ancak kazanmaları da bir o kadar artı katıyor, hücum sürelerimizi uzatıp rakibi bunaltabiliyoruz.

    3) uzun top yeteneği: tudor döneminde maicon'un sağ çizgiye kadar inip sol kanada attığı uzun paslar malum. fatih hocayla beraberse bu durum beklere yapılan ters ortalara yerini bırakmış durumda. ani bek bindirmeleriyle onlara atılan paslar sistemimizde önemli yer tutuyor. maç başı 32.2 başarılı uzun top ve maç başı 24.1 başarısız uzun top istatistikleriyle de bu alanda en iyi performansa sahip takımız. sadece beklere yapılan ortalarda değil ön alandaki hemen her uzun topumuzda aksiyon yaratabiliyoruz. örnek: karabük maçında gomis'in rodrigues'e pası: http://gph.is/2pdUdcY

    4) oyun coşkusu: sene başından beri galatasaray'ın muhtemelen en büyük farkı. zaten bir şampiyon takımda olması gereken en temel özelliklerden de birisi. rakiplerin kendi sahalarında tıngır mıngır kazandığı onlarca maç, bir o kadar da puan kaybettikleri maç varken bizim sahamızdaki müthiş performansımız, iç saha dış saha fark etmeden kazanma bilinciyle oynamamız önemli. fatih hocanın gelişiyle beraber ikinci yarı performanslarımızı da toparladık. böylece oyunun genelinde rakibi ısıran, hızlı ve hücumcu bir yapıyla oynayan galatasaray var.

    gelelim bizim takımın maça dair sıkıntılı özelliklerine...

    1) ya hep ya hiç mantığı: takımın üzerinde nedense böyle bir algı var. eğer umutları varsa iki fark geriye düştükleri halde öne geçecek performansı sergileyebiliyorlarken oyun anlamında üstünlük kuramamışlar ve maçın artık dönmeyeceğini düşünüyorlarsa tamamen salıyorlar. bunu en net başakşehir maçında gördük. iyi oynadığımız halde yediğimiz ikinci golden sonra oyuncular ümitlerini kaybedip havlu attılar. gomis'in golüyle dirilseler ve rakibi bunaltsalar da ardından gelen yediğimiz üçüncü golle beraber maç tamamen bitti onlar için. veya yeni malatya deplasmanında da aynı şey oldu. özellikle de deplasmanda hakem hatası sonucu bir gol yediğimizde aşırı derecede moral kaybı yaşıyorlar. bunu da şampiyonluğa olan inanmışlığa bağlıyorum.

    ha tabi ya hep ya hiçin bir başka versiyonu da erken gol yediğimizde topla tüfekle hücum etmeye çalışmamız. son konya maçında gol atmak için doksan dakikadan fazla süremiz olmasına rağmen anlamsız bir karmaşaya büründük. ilk yarı sonuna kadar da organize olmakta zorlandık. hal böyle olunca bırakalım kendimize avantaj sağlamayı, kapanan rakibe karşı plansız hücum ederek zaman kaybetmek başka bir şey yapmadık. dediğim gibi bahsettiğim iki durumu sıkça yaşıyoruz. ve bunu ancak seneye düzeltebiliriz.

    2) maçların ikinci yarılarında agresifliğimizi kaybetmemiz: çok önemli bir istatistik var bu konuda. takım ilk yarılar baz alındığında zirvedeki takımlar arasında en yüksek top kapma oranına sahip. ancak ikinci yarılar olaya dahil edildiğindeyse 2. sıraya düşüyoruz. üçüncü ve dördüncü ile olan fark da 0.1'e iniyor. içeride oynanan ve skorun erken elde edildiği maçlarda çok sorun yaratacak bir durum olmasa da deplasmanda kaybedilen puanların en büyük nedenlerinden biri agresif yapımızı koruyamamamız. daha da ötesi tam gole ihtiyacımızın olduğu veya maçı kopartma noktasında olduğumuz bir zaman diliminde bu sertlikten düşerek rakibe daha kolay bir maç şansı sunuyoruz. tabi puan kaybı olarak da bize geri dönüyor.

    not: ilgili istatistik https://i.hizliresim.com/1J3YY5.png - https://i.hizliresim.com/p6aRmo.png

    ektra not: son konyaspor maçında savunma hattımızda görev yapan maicon, serdar, nagatomo, donk, selçuk ve linnes top kapma becerisi gösterirken mariano top kapamayan tek savunma oyuncumuz oldu. https://i.hizliresim.com/z01mY9.png

    3) sol kanat ve sağ kanat dengesizliği:
    galatasaray'ın iç sahada kanat ağırlıkları sol kanat %35, sağ kanat %39
    deplasmanda kanat ağırlıkları sol kanat %31, sağ kanat %41

    deplasmanda iki kanadı arasındaki fark en yüksek takımız. ciddi ciddi bu alanda 18. sırada yer alıyoruz (farkı en az olan birinci) geçen hafta sonunda da söylemiştim bir büyük takımın bu denli tek kanat ağırlıklı oynamaması gerektiğini. zaten bildik şey olan sağ kanat aktivitemize rakipler önlem alıyorlar üstüne de biz maçın içinde devamlı oradan deneyince bir sıkışma yaşanıyor o bölgede. iç sahada yine daha iyiyiz kanat dağılımında ama deplasman karnemiz ürkütücü.

    oyuncu değerlendirmeleri:

    maicon: kesinlikle bu maçta en önemli isimlerden. yapacacağı ve yapamayacağı şeyler doğrudan skora yansıyacaktır. savunmadan çıkışlarda sorumluluk alarak attığı paslar eğer son haftalardaki gibi isabetsiz olursa fenerbahçe seyirci baskısıyla beraber bizi çok bunaltır. taraftarlar da biz top kaybetikçe gaza gelip baskıyı arttırır. tam tersi durumda eğer maicon bu pasları ligin genelinde yaptığı şekilde olumlu kullanırsa da fenerbahçe'yi zor bir maç bekler. gerek kontralarla gerek klasikleşmiş hızlı aksiyonlarımızla skor üretme potansiyelimiz yükselir. ayrıca serdar'la arasındaki mesafeyi çok uzun tutmaması gerekiyor savunma arkasına atılacak toplarda.

    serdar aziz: top kazanma becerisi ve topu oyuna sokmadaki tercihleri oyunun gidişatını etkileyecek. kadıköy'de oynuyoruz diye yine takım saçma sapan hallere bürünmez, olmayacak işler yapmazlarsa serdar'ın rakibe hareket alanı bırakacağını sanmıyorum. yapacağı markajlarla o bölgedeki trafiği öldürecektir. daha da önemlisi en başta belirttiğim gibi merkez civarı hatta hava toplarını süpürdüğü sürece fenerbahçe duvara çarpar gibi geri dönmek zorunda kalacak. bu da hücum sürelerini uzatamamalarına, bizi bunaltamamalarına neden olacak.

    nagatomo: burada kendisi için söyleyeceğim her şey maçta linnes için de geçerli olacak. en başta çok tehlikeli bir noktaya değinmek istiyorum. konyaspor maçında mariano ve nagatomo'nun top kaybettiği noktalar kendi kalemizde gole neden olabilecek noktalardı.

    bakınız mariano'nun top kayıpları: https://i.hizliresim.com/qGaYDR.png
    bakınız linnes'in top kayıpları: https://i.hizliresim.com/3E3D5M.png
    bakınız nagatomo'nun top kayıpları: https://i.hizliresim.com/rOaQkm.png

    onun için rakip yarı sahada kaptırılan bu toplar eğer rakip tarafından iyi değerlendirilirse kötü şeyler başa gelebilir. burada mümkün olduğunca dikkatli oynayarak ve orta oyuncularımızı aksiyon bölgesine yaklaştırarak oynamalıyız ki top kaybı yaşarsak bir müdahale ile kesebilelim. aksi taktirde boşlukları kapatmak çok daha zor olacaktır. bunun dışında hava toplarında rakibin omzuna basmaması çok sevindirir beni, faul vermeye dünden razı bir hakem karşı oynayacağımız için durduk yerde duran top vermeyelim karşı takıma.

    feghouli: aykut kocaman'ın oyuncularına hafta boyunca en çok söyleceyeceği şey ''rodrigues'i iyi marke edin'' olacak. yeri geldiğinde iki kişiyle tutacaklar onu. bizim takım maçın başında bir yoklar rodrigues kanadını, baktık orada hareket edemiyoruz hiç zorlamadan feghouli planını devreye sokmalıyız. hafta arasında da tüm planımızı feghouli üzerinden yapmalıyız ki fenerbahçe afallasın. tabi oyuncunun da yapacağı işler burada çok önemli.

    ----önceki fatih terim vs aykut kocaman maçlarının gol dakikaları----

    (bkz: 7 aralık 2011 galatasaray 3 - 1 fenerbahçe): 33.dk, 41.dk, 66.dk (gs) 92.dk (fb)

    (bkz: 17 mart 2012 fenerbahçe 2 - 2 galatasaray): 10.dk, 16.dk (fb) 36.dk, 83.dk (gs)

    (bkz: 22 nisan 2012 galatasaray 1 - 2 fenerbahçe): 17.dk, 79.dk (fb) 69.dk (gs)

    (bkz: 12 mayıs 2012 fenerbahçe 0 - 0 galatasaray)

    (bkz: 12 ağustos 2012 galatasaray 3 - 2 fenerbahçe): 19, 57, 89. dk (gs) 47, 65. dk (fb)

    (bkz: 16 aralık 2012 galatasaray 2 - 1 fenerbahçe): 10, 36. dk (gs) 23.dk (fb)

    (bkz: 12 mayıs 2013 fenerbahçe 2 - 1 galatasaray): 25.dk (gs) 33, 36.dk (fb)

    yani gol dakikalarına baktığımız zaman fenerbahçe'nin kadıköy'de tüm gollerini ilk yarıda , deplasmandaysa skor iki farka çıktığı anlarda ikinci yarılarda bulduğunu görüyoruz. bu da kadıköy'de ilk yarı gol yememenin ne kadar önemli olduğunu bizlere gösteriyor. bir de derbilerde seyirci baskısının dakikalarla ters orantılı olduğu düşünülürse eğer saracoğlu'ndan galip ayrılmak istiyorsak ilk yarıyı kesinlikle ya berabere ya önde kapatmalıyız.

    fenerbahçe cephesi:

    kazanmak zorundalar. diğer her türlü sonuçta maçın sonunda yönetim istifa sesleri duyulacaktır tribünlerde. en büyük dezavantajları aykut kocaman gibi gözüküyor.

    fenerbahçe'nin artıları nedir?

    1) gerilimli atmosferde daha iyi sonuç almaları: uzağa gitmeye gerek yok, bu durumdan bu sezonki beşiktaş maçlarında ne denli faydalandıklarını görebiliriz. resmen bir maç taktiği olarak kavga gürültü çıkartıyorlar, işin kötüsü her defasında da sinir savaşını kazanan onlar oluyor. josef, topal, skertel, alper gibi rakibe adeta kamikaze olarak gönderilen oyuncuları var. bileğe basmayla yavaş yavaş başlayıp dirseğe, çift dalmaya kadar gidebiliyorlar maalesef. önümüzdeki maçtaysa hiç olmadıkları kadar kavgacı olacaklarını düşünüyorum.

    2) oyunun temposunun artmasına izin vermemeleri: hani bir ara fenerbahçe üst üste galibiyetlerle yarışa ortak olmuştu ve aykut kocaman hakkında çeşitli övgülerde bulunuluyordu ya hah işte böylesi kötü bir oyunun dahi skor elde ederek övgü almasının arkasındaki şey tempoydu. kötü oynamalarına rağmen rakibin tempoyu arttırmasına asla müsaade etmiyorlar, maçın genelinde ağır bir futbol oynayarak kalitesizliklerini tempoyu düşürerek örtebiliyorlar. 0-0'a kilitledikleri rakiplerini de kaliteli ayaklarıyla buldukları gollerle yenebiliyorlar. nasıl ki galatasaray'ı buraya kadar getiren hızlı futbol olduysa fenerbahçe'yi buraya kadar getiren de çok ilginç şekilde yavaş futboldu.

    3) top kapma: maç başına 19.2 top çalmayla bu alanda ligin en iyisi konumundalar. ayrıca yine maç başına 16.2 faulle gençlerbirliği ve trabzonspor'un ardından en fazla faul yapan üçüncü takımlar. yani inanılmaz bir sertlikleri var. bunun da oyuna birçok etkisi oluyor.

    fenerbahçe takımının eksileri...

    1) maç başı 45'lere dayanan top kaptırma istatistikleri (iki hafta önceki akhisar maçında yaptıkları top kaybı: 43)
    2) birinci bölgedeki hazırlık pasları: fenerbahçe akhisar maçının pas dağılımları- https://i.hizliresim.com/p6anj0.png ve galatasaray konyaspor maçının pas dağılımları- https://i.hizliresim.com/oOaVAm.png kısacası hemen hemen eşit toplam pas sayısında fenerbahçe birinci bölgede 60 pas yaparken galatasaray 46 pas yapmış.
    3) takım boylarının uzun olması
    4) farklı formasyonlara uyumlu bir oyuncu gruplarının olmaması

    oyuncu değerlendirmeleri:

    hasan ali kaldırım: yetenekli bir oyuncu değil elbette ama bazen yırtık dondan çıkarcasına işlere kalkışabiliyor. mesela birçok maçta takımının en çok şut çeken ismi oluyor enteresan şekilde. öte yandan savunmada en fazla top kaybı yapan oyuncuları açık ara.

    giuliano: uçacak kaçacak maç aldıracak bir oyuncu değil. savunma arkanda boş alan bırakmadığın sürece fazla da imkan tanımamış oluyorsun bu oyuncuya. on numara pozisyonundaki bir oyuncu için fazla garantici kaçmasına rağmen fenerbahçe takımının en çok top kaybeden ismi. top kaybı ortalaması yaklaşık ''8''. ilginç bir özelliği de deplasmanlarda değil iç sahada daha düşük performans sergilemesi.

    toparlayacak olursak umarım kazanarak alnımızın akıyla çıkacağımız, dosta güven verip düşmana da korku salacağımız bir maç olacak. fatih hocaya ve oyuncu grubuna sonuna kadar güveniyorum. maçın sonunda ufaktan da olsa şampiyonluk şarkıları mırıldanmaya başlamamız dileğiyle...

    bu arada daha detaylı okumak isteyenler için önceki maç yazılarını da ekleyeyim:
    (bkz: 11 mart 2018 galatasaray konyaspor maçı/@monacoprensi)
    (bkz: 23 şubat 2018 galatasaray bursaspor maçı/@monacoprensi)
    (bkz: 27 ocak 2018 galatasaray osmanlıspor maçı/@monacoprensi)
    (bkz: 22 ocak 2018 kayserispor galatasaray maçı/@monacoprensi)
    (bkz: galatasaray futbol takımı/#2346672)
App Store'dan indirin Google Play'den alın