• 25
    o gün şampiyon olacağımıza hiç inanmıyordum fener ne yapar ne eder denizliyi yener diyordum. beşiktaşlı arkadaşımla fener maçını izlemeye gittik etraf fenerli diye ılık ılık takip ediyoruz maçı. neyse denizli golü attı meğer mekanda ki herkes galatasaraylıymış:) herkes gol diye bağırmaya başladı. bizim maçın 3-0 olduğunu öğrendik tamamen fener - denizli maçına konsantre olmuştuk. uzatma dakikalarını gösterince şok olmuştum tam (bkz: 16) dakika yazıyordu tabelada! tuncayın golüde gelince aha dedim bi tane daha atar bu ipneler. zaman geçmek bilmiyordu bitmiyordu 16 dakika! en sonunda bitmişti maç şampiyon olmuştuk hala inanamıyordum. bağıra bağıra caddeye çıktık baktım her yer galatasaraylı dolmuş:) şehir merkezinde onlarla beraber bir tur atıp evde votka içmeye gitmiştim:)

    edit: (bkz: metin olmak) uyarı için teşekkürler:)
  • 40
    14 mayıs 2006 tarihinde 9 yaşındaydım. o akşam annem dizi izlerken sağ üst köşede beliren skorbordlardan iki maçı birden takip etmeye çalışıyorum. galatasaray 3-0 önde ama yetmiyor. tabi o zaman olaya o kadar vakıf değilim, puan durumundan haberim bile yok ama fenerbahçe yenemezse şampiyon olacağımızı biliyorum. annemin telefonu çalıyor, arayan babam, aşağı insin çabuk demiş anneme. babam telefonu kapatmadan mustafa keçeli golü atmış olacak ki annemin "hay maçınız batsın ne bağırıyorsun?" diye babama kızdığını duyuyorum. hemen koşarak aşağı iniyorum, bayraklar hazırlanmış, arabada radyodan dinliyoruz maçı. önde babam ve işyerinden bir elemanı oturuyor, arkada abim ve ben. o 16 dakikadan tek hatırladığım appiah'ın o son pozisyonunda kalbimin yerinden çıkacak gibi oluşu. maç biter bitmez arabayı merkeze doğru sürmeye başladığımızı hatırlıyorum. radyoda galatasaray marşı ve aptalca ilk biz çıktık kutlamaya diye gururlanıyorum kendi kendime.

    ardından ilk şampiyonluk kutlamamı yaptığım dakikalardır.
  • 9
    çanakkale- izmir yolunda lan artık bitir 16 dakika uzatma mı olur diye bağırdığımız o 16 dakikanın bitiminde, sevinçten az daha otobüsün devrilmesine sebep olacağımızı fark edemediğimiz unutulmaz uzatma dakikaları.

    o yolculukta unutmadığım bir olayı da anlatmak istedim.okul gezisi kapsamanında çanakkaleye giderken yanımda oturan kızın hasta fenerli olduğunu farkettim. iki gun karşılaşmadık bile doğru duzgun. izmir'e dönüş gunun sabahı ki akşama şampiyon belli olacak, ben sadece bilekliğimi takmış arabaya binerken bu arkadaş adı gizem di galiba fenerbahçe formasını giymiş yanıma gelip ya hala umudunuz var mı ? demiş bende erken öten horoz hikayesini bilir misin demiştim. malum maç denizli ile. neyse , yola çıktık dort bir yaka fenerbahçe bayrakları ile dolmuş, sarı lacivert her yeri kirletmişti. dönüş yolunda cunda adasında yemek yerken maçlar başlamış herkes pür dikkat izlemekteydi. yola çıkmak gerekiyordu maçın devamını mecburen dinlemek zorunda kaldık biz beş inanan en arka koltuğa oturup hadi aslanım falan derken, bizim maç bitti fenerbahçe maçını dinlemeye devam ettik. fenerli arkadaş önce kızarmaya sonra bozarmaya en sonunda da morarmaya doğru yol alırken hakem maçı bitirdi. ve şampiyon galatasaray ... tam nolduuu? demek için gizemin yanına gittiğimde telefonda babası ile konuşuyordu;
    - ağlama baba seneye alırız ? kendide ağlıyo tabi.
    telefonu kapattı bana baktı uzun süre suskunluktan sonra kına yakın artık dedi
    unutmuyorum unutamıyorum be. formaların yavaşça çıkarılışını ağlayışları unutamıyorum ...
    (bkz: fenere yapılan en güzel kapak)
App Store'dan indirin Google Play'den alın