• 353
    maçın sonlarında tam hazır olmayan yıldızlarımızla bazı pozisyonları sonuçlandıramamış olabiliriz ama acayip bir fragman izlettik.

    karagümrük beklediğim gibi oynadı. sezonun ilk maçı her zaman ayrı bir motivasyona sebep olur. bir de rakip son şampiyonsa. bundan sonra karagümrük'ün bu kadar iyi oynayacağı bir maç olacağını sanmıyorum.

    rakip kırmızı görene kadar önde baskı oynuyordu ama maçın tamamına yayması mümkün değildi. bir şekilde üstünlüğü almaya başlardık oyunda. kırmızı kart elimizi daha da kolaylaştırdı sadece. icardi'yi de bence bu yüzden oyuna aldı okan buruk. rakip zaten eksik, 2 gol öndeyiz. bundan daha iyi bir fırsat olmazdı sahaya sokmak için.

    icardi'nin golle dönmesi çok güzel oldu. osimhen de atıyordu az kalsın. geçtiğimiz sezon da osimhen benzer başlamıştı. goller ofsayt diye sayılmıyordu. sonra bir açıldı tam açıldı.

    bu arada günay'ın kurtarışı çok kritikti. o gol olsa başka şeyler konuşulabilirdi.

    maçın adamı adaylarım barış, sallai ve günay. maçın en kötüsü ise bence yunus'tu.

    edit: bu arada bence torreira oyundan erken düştü. günay'ın kurtardığı pozisyondan önce iki kez topa hamle yapıp alabilecekken öylece arkadan bakıp kalmıştı. orada yorgunluktan koşamadı. sonra sahada aktif dinlenişe geçti. bu süreçte biraz güç kaybettik. osimhen falan girince yeniden koşmaya başladı enerjisini toplayıp.

    maç genelinde bir türlü doğru düzgün vuramadığımız korner pozisyonlarını değerlendirsek çok daha farklı biterdi maç. o konuda biraz şanssızdık.
  • 355
    fiziksel olarak iyi durumda olmadığımızı gösteren maç. ptt takımından hallice gümrük’e karşı daha iyi oynamamız gerekiyordu. şu takımın ön alan presine dahi karşılık veremedik. avrupada böyle birbirinden kopuk oyunla başarı imkansız. 4. senedeyiz hala kompakt bir takım oluşmadı, bu hocaya yazar. barış’ın ekstra golü olmasa, gümrük 10 kişi kalmasa, tiago çukur o pozisyonu kaçırmasa üzülürdük. şu maçtan çıkarılacak çok ders var, isimler kazanmıyor maçı onu bilmek gerek.
  • 358
    osimhen'den önce ve osimhen'den sonra değerlendirilmesi gereken maçtır.
    20. dakikadan itibaren 10 kişi kalan rakibe karşı duran toplar dışında hiçbir şey yapamadık. onun öncesinde de kötüydük ve bu kötü oyunu tam 60 dakika sürdürdük.
    ne zaman ki osimhen girdi, işte o zaman rakip teslim oldu. orta sahayı hiç geçemediler ve full pozisyon verdiler. devamında da zaten 3-0 gibi net bir skorla kazandık. aşk adamı icardi'nin aylar sonra gol atması da pastanın üstündeki çilek oldu.

    bunun dışında sane ve yunus'u pek beğenemedim. maçın içine giremediler ve hiç etkili olamadılar. zamanla toparlayacaklardır inşallah.
    geri kalan oyuncular zaten ellerinden geleni yaptılar.
    son olarak maçın 1-1'e gelmesini engelleyen günay'a da ayrıca teşekkür ediyorum. adamsın.
  • 359
    oyunmuş şuymuş buymuş bakmadığım, osi-icardi-sane üçlüsünün sarı kırmızılı formayla kan ter içinde oynadıklarını izledim ya ona şükrettiğim karşılaşma. yok barış golü faulmüş de bilmem eymiş. bana ne kardeşim hakem de çalsaymış o zaman.
    fragman olarak heyecan veren bir karşılaşma. çok fazla usta ayak var takımda. oyunumuz biraz oturdu mu çok can yakacağız belli.
  • 362
    sezon başları hep böyle kötü başlıyoruz oyun olarak alıştık artık. bugün karagümrüklü oyuncu kart görmeseydi yine zor bir maç geçecekti. maç 11v11'ken oyuna hakim taraf biraz daha gümrüktü. barış çok ekstra bir gol atarak kilidi açtı. önemli olan 3 puan. umarım şampiyonlar ligi maçlarına kadar oyun gücümüzü arttırır ve güçlü bir şl girişi yaparız.
  • 363
    icardi’nin girmesiyle mutlu, osimhen’in girmesiyle güçlü, barış alper yılmaz’ın varlığıyla yenilmez, günay’ın kurtarışıyla ağrılı, skoruyla rahat geçen maçtır.

    kurgudaki tek değişiklik, lemina’nın oyunda olduğu süre boyunca önde basan, aralara sızan torreira’nın görevini üstlenmesiydi. hoca muhtemelen olası bir torreira yokluğunu denedi. olmadı. torreira’nın pres yaparken yarattığı tahmin edilemezliği & hızı muadilsiz. kilit adam olduğunu bir daha hatırladım. nitekim lemina çıkana kadar darmadağın görüntüsünü, lemina çıktıktan sonra toparladı.

    lemina’nın değil, torreira’nın yedeklenmesi gerektiğine emin oldum.

    dağınık bir galatasaray vardı. rakip de etkili bir hocaya sahip gibi duruyor, onun etkisi vardır illa ki, bu sene ses getirirler diye tahmin ediyorum. lakin dağınıklığın asıl nedeni maçtan önce yayınlanan “tek rakibimiz kendimiz” temalı reklamımızdan spoiler aldığıma göre “rehavet” gibi duruyor. takımı silkelemek gerek.

    sane’nin vücut diliyle ilgili sorunu bu maçta daha iyi çözümledim. kimse onunla aynı dili konuşmuyor. yunus ve barış’ın onu anlaması zaman alacak. icardi ve osi girdikten sonra daha aktif görünmesinin sebebi de tamamen ortak dille alakalı.

    icardi…

    aşk, ön görülemezlik, zeka, liderlik, sinerji, enerji… hem 3.bölgede akışkanlık, hem oyun içerisinde disiplin getirdi. o kadar ihtiyacımız var ki ona… allah eksikliğini göstermesin. hele ki muslera’nın ayrıldığı bu sene…

    sallai’nin mücadelesine, günay’ın aidiyetine sonsuz teşekkürler. galatasaray’ın tanımı gibi hissettiriyorlar.

    ve son olarak abdülkerim bardakcı. bence en çok haksızlık yapılan isim. liderliği, oyun görüşü, sertliği, dikkati takımımızda tamamlayıcı bir unsur. ağırlığını kapatmak da davinson, eren ve jakops’un işi. taşınabilir bir parça, fazla haksızlık yapılıyor.

    bu takımın tek eksiği torreira’nın yokluğu olur düşüncesindeyim.

    onun dışında hedef 34/34.
    kaldı 32.
  • 364
    okan hoca da kabul ediyor kötü oyunu.
    kötü oynadık.
    geçen hafta antep'e de karagümrük'e de yakışmayan pozisyonlar verdik.
    oyuncu bazlı gidiyor hala. okan buruk ön pres dışında takıma etki etmiyor hala.
    ön pres kırılınca eyvah ki ne eyvah.
    savunma arkasına kaçan kaçana hala.

    eylül'e kadar bekleyelim bakalım.
    bu kadro çok güzel kadro. daha iyilerini hak eden kadro.
  • 365
    ilk haftadaki gaziantep maçı gibi bu maç da kriter değildi. 1-0 önde olmak ve kırmızı kart bizim takımı bu maç bitti havasına erken soktu, karagümrük'te ayrıca geçen haftaki gaziantep'ten daha iyi bir takımdı. mesela lemina iyi değildi ama lemina'da abdülkerim gibi geç form tutabilecek fiziksel yapıda bir oyuncu o yüzden şu 2 maça bakarak dışardan ağustos ayının ortasında büyük bir projeksiyon tutmak ne kadar doğru olur bilmiyorum. +3 yazıldı geçildi dışında büyük fikirler vereceğini düşünmüyorum iyi veya kötü anlamda.
  • 367
    son 2 maçta saha kötü durumdaydı. sezon başlarında fizikli oyuncular fark yaratır, teknik oyuncular ise sönük görünür. bu takım, oyun kalitesini ekim sonuna doğru sahaya yansıtmaya başlar. o zaman, fizikli barış, lemina, osimhen, davidson, sallai, torreira gibi isimlerden çok; sara, yunus, sané, ıcardi gibi oyuncular hem seyir zevki hem de avrupa’da gerekli kaliteyi ve sonuçları verecektir. sakatlıklardan uzak kalıp, doğru zeminlerde daha çok oynayarak hafta hafta ilerleyeceğiz.

    bir parantez de abdülkerim’e açalım: türk olması ve davidson gibi ekstra işler yapmaması yüzünden yerine stoper transferi düşünülmesi normal; bunu her türk oyuncu yaşar. ama strasbourg maçında yediğimiz gol dışında, yaz kampında ve 2 lig maçında, rastgele bir transferin vereceği katkıyı verdi. normalde sezona soru işaretleriyle ve gol yedirdiği bir durumla başlardı ama bu sefer öyle olmadı. biraz da lemina’nın, torreira ve davidson’un yükünü alması, abdülkerim’i öne çıkardı ve eksiklerini kapattı. ayrıca bu sene kampa iyi hazırlandık.

    sonuç olarak galatasaray, güçlü bir fiziksel oyun ve özgüvenle 4. şampiyonluğun 1.adayı. şampiyonlar ligi son 16 hedefi içinse ederson transferi ve orta saha rotasyonu ile aralık ayında çok daha iddialı olacaktır. okan hocadan istediğim, oyunu biraz geliştirmesi. çünkü çok tahmin edilebilir olduğumuz için, karabük gibi düşük bütçeli ve düşük profilli bir takım bile young boys maçında oldugu gibi bizi ayni yolla kilitlemeyi başardı. o baski, hem gol hem kırmızı kartla bozuldu ama bu, avrupa’da fark yaratmamızı engeller. okan hocanın buna çare bulması bizi daha da ileri taşıyacaktır.
  • 368
    yine sezona kötü başladık, dün akşam lig maçı değil biraz eli ayağı düzgün avrupa takımı ile oynasak elenirdik mesela, elenmişliklerimiz de var.

    tek bir oyun sistemi ile oynuyoruz, bu sistemi oynamakta gerçekten zor, üstün fizik, sisteme uygun isimler ve disiplin lazım.

    dün hücum presi yapamadığımız gibi, pres altında topla hızlı da çıkamadık. hemde yunus, sane, barış gibi üç uçurtma varken yapamadık.

    bazı şeyler işarettir, lig uzun maraton ama avrupa’da bu dönemleri affetmezler, valizi verir evine yollar seni.
  • 369
    bir sahil kenarında güzel insanlarla huzurlu bir akşam geçirirken arada oynanıp giden maç.

    mauro icardi'nin 9 ay sonra sahalara dönüp biraz futbol tanrılarının biraz da torreira'nın jestiyle golünü bulduğu maç.

    fenerbahçe'den karagümrük takımına kiralanan bir futbolcunun ilk golde hatalı olup bir de gereksiz kırmızı kart gördüğü maç.

    aynı zamanda orta sahada kalabalık bir topa sahip olma mücadelesinde rakibin bacağına esnetecek kadar basma sonucu verilen kırmızı kart için tiyatro diye teneke çalınan maç.

    (bkz: masaya çık tepin istersen)
  • 370
    bence kötü oynadığımız bir maçı geride bıraktık. ancak bunlar olacaktır. sezon öncesi, takımın alışması süresi falan derken bunları göreceğiz. her maç da zaten fullpower oynayacak değiliz. ne hikmetse maçın 3 kahramanı var. bunlar da yerlerine adam baktığımız oyuncular.
    günay-abdülkerim-sallai. özellikle sallai'nin burada en zayıf halka olabileceğini düşünüyoruz hepimiz. ancak insan da bir riera örneği yaşanır mı diye düşünmekten kendini alamıyor.
    hele 442 sistemine döndükten sonra daha proaktif gözüktü sallai. bir ara sol açıkta prese katı veriyordu.
    günay benim için yedek kalecidir ve hep öyle kalacaktır. mükemmel bir profesyonel ve bence saha içinden tanıdığımız kadarıyla çok babacan. fakat daha iyisini getirmemiz şart. günay için artık şu bu demeye gerek yok herkes biliyor. yıllardır göz önünde duran bir adam sonuçta.
    abdülkerim için ise söylenecek çok az şey var. kalitesini biliyoruz ama avrupa'da saman ederler. izledik, gördük bunları tecrübe ettik. bu bakımdan mutlaka kendisinden seri bir oyuncu katılmalı takıma.
    gelelim maç içine. özellikle ilk yarı karagümrük nasıl bir kondisyon varsa 10 kişi kalmasına rağmen kendi yarı sahamızda 6-7 kişi ile bizi baskıladı. lemina-tor-sara bağlantısını birebir kapattı. bizde nokta santrafor olmadığı için baskıdan çıkamadık. osimhen olsa uzun vurup oyunu diğer yarı sahaya yıkabilirdik. yunus ve sane de özellikle ilk yarı etkisiz kalınca gümrük çok baskılı göründü. onlar da alacağı prim ne kadar fazlaysa canlarını dişlerine taktılar. sanki yıllar sonra ilk defa top oynuyormuş gibilerdi. takip edeceğiz bakalım bu takımı. madem bu kadar baskı yapabiliyorlar diğer maçlarda göreceğiz. orta hakemin 2 net hatası vardı. birincisi kırmızı kartı kendi göremedi, ikincisi gümrüklü oyuncunun eline gelen topa penaltı vermemesi. bence net penaltı. kol doğal pozisyonunda değil, çarpmış yön değiştirmiş, hiçbir şekilde kolu kaçırmak istememiş. daha ne olacak?
    bir de son söz olarak burada bile yüksekten uçanlar vardı. 48 atarız, 69 yaparız gibi fantastik düşüncelerde olanlara bu maç ders olsun. maçın 3-0 bitmesi tamamen şans işiydi. gümrük beraberliği yakalasa kan kusacak dakikalara girecektik.
    maçlar oynanmadan kazanılmaz. maç başında da dediğim gibi 1-0 olsun güzel oyunla olsun.
    3 golle 3 puan aldığımız 2. maç
  • 372
    tribünden notlar;

    - stat çevresinde ulaşım manasında ilave bir gelişim görülmüyor

    - aslanlı yolda bir kaç mobil büfe ile yeme içme alternatifleri artmış gibi. ancak oturma yerleri, çevre düzeni, taraftar ile etkileşim alanları vs. çok kötü

    - mağaza tarafın hınca hınç doluydu, çok sayıda kasa olması iyiydi, sıra olarak ta çok zorlanmadım. ancak forma isim basma vs. işleri biraz uzun sürüyor maç günü bu işleri yaptıracaklar onu göze alsın

    - stat girişi mobil uygulama ile çok kolay oldu sorun olmadı gişelerde sorun var dediler ama ben çok kolay girdim

    - köfte ekmek kola 520 tl

    - güney tribündeydim, ses çok karışıyor burada kuzey'in sesi gelmiyor koordine olunamıyor bir de üstüne aşağıda durmadan çalan davul çok kel alaka hale geliyor

    - karagümrük taraftarı kendince eğlendi çok kalabalık değildi

    - çimi daha iyi görmek için hem öne hem de en üst açıya çıktım ne yazık ki çok iyi değildi. özellikle orta alan baya kel ve toprak atılmış gibiydi.

    - icardi ve osi takımın konsantresi bozulması diye ısınmaya çıkmadılar.

    - tribün profili ağırlıklı ilk defa gelenler, gurbetçiler ve istanbul dışı ağırlıklıydı. bu noktada daha çok eğlenmeye gelmiş insanlardan oluşan bir topluluk vardı. maçın içine giremedi hiç tribün. 2. yarıda da icardi ve osi yedeğe gelince oyuna girmek için çağrılınca vs. tüm ilgi onlara yöneldi. buradaki durum tamamı ile seyirci profilinden kaynaklı görünüyor.

    - karagümrük sara, torrik ve elmina'ya 1e1 pres yaptı ve bunda da çok başarılı oldular. lemina maçın başı aldığı darbeden sonra torrik ile yer değiştirdi ve asında oyunumuz biraz daha bozuldu burada.

    - sane henüz arkadaşları ile uyumu sağlayamadı, hem o hem de arkadaşları ona uyamıyor. sürekli 2 ye 1 yapmaya çalıştığında arkadaşları pası ona geri verirken sürekli arkasına sağına soluna attılar topları ve ataklar olgunlaşmadı. ancak sane’nin sahadaki duruşu konumlanması çok acayip, aşılması ile çok farklı bir şey izleriz gibi.

    - hızlanmayan, rolanti oyun kırmızı ve önde olma ile birlikte takım kafasında fişi çekti ta ki günay'ın çok iyi kurtardığı pozisyon ve osimen'in oyuna girmesine kadar.

    - barış çok iyi bir oyuncu ancak galatasaray bir santrafor takımıdır bunu gördük. barış çok fazla kanatta top aldı yunus yada sane içeri girmek istedi ancak karagümrük çok gömüldü. kanatlardan sıfıra da inemedik sallai iyi oynadı ama bence hücumu çok forse etmedi, eren gününde değildi. apo ve boss iyiydi.

    - kral icardi, ısınmaya çıktı saha yıkıldı, yardımcı hocalardan bir ilk önce kenardan onu çağırır gib oldu saha yıkılıyordu sonra yok yok dedi sinirden yardımcı hocaya saydırdı tribün :). girdi, aldı verdi, golünü de attı. işte orda tribünler coştu.

    - tribüne gelen herkesin beklentisi belki de acaba icardi oyuna girer mi iken futbol tanrıları ortaya çıktı.

    - 1 gol ile şampiyonluk kaçırdık biz 10 kişi takıma gol olup yağmamak beni çok sinirlendiriyor.

    - stat çıkışı ve trafik olarak ilave bir şey yok yine.
  • 373
    iyi oynamadığımız hatta net kötü oynadığımız maç. hoca da demiş zaten bunu. benim için maç, rakip 10 kişi kalana kadar olan süre. o sürede de bariz olarak karagümrük daha iyiydi. tamamen barış alper canavarı sayesinde öne geçtik. açık konuşayım rakibin 10 kişi kalmasına üzüldüm. bizim için sezon başı iyi bir sınav olacaktı. hem öne geçip hem de rakip eksilince maç bitmiş oldu. buna rağmen akan oyunda üretirken zorlandık, üstüne de beraberlik golünü yedik. yedik olarak sayıyorum ben.

    tabii sezon başı olması, biraz ciddiyetsizlik ve en çok da santrforsuz oynamak çok etkiliyor. barış golüne rağmen geçen haftaki etkinliğinden çok uzaktı. ayrıca santrfor da oynamıyor zaten. merkez boş yani. kapalı savunmaya en olmayacak şey zaten barış’ın santrfor olması. osimhen girince direkt olarak takım yukarı çıktı.

    genel itibariyle kötü olduğumuz, çoğu bireysel performansın da yetersiz olduğu kötü bir maçtı. tabii ki icardi havayı değiştirdi o ayrı. iyi hatırlanacak bu sebeple. kral geri döndü, kim sallar oyunu?
  • 374
    "her zaman söylediğim gibi; galatasaray zaten büyük ama biz onu daha da büyük yapmak istiyoruz." diyordu galatasaray'ın yeni kaptanı mauro icardi yüzünde gülümseme, yüreğinde torreira'ya büyük bir minnet ve uzun bir sakatlık arasından sonra taraftara golle kavuşmanın mutluğunu yaşarken yayıncı kuruluş kameralarına... kral geri dönmüştü, hem de şanına yaraşır şekilde golle söyletiyordu o meşhur dizeleri:
    "yangın yeri hep

    buralar sayende, yok şikâyet

    gel bir sarayım

    aşkın olayım..."

    şu takım oynadı, bu oynamadı, öbürü üçüncü hafta da oynamayacak gibi "ertelemelerle" başlayan adı süper ama kendi "amatör" ligin ikinci haftasında galatasaray, istanbul "derbisinde" bir sene önce alt lige düşmüş, sonra tekrar geri gelmiş, tarihi semtin stadyumsuz, tesissiz ama "her konuda fikir sahibi" başkanı olan fatih karagümrük'ü konuk ediyordu. kağıt üstünde rakip zayıftı, hocası yeniydi ama galatasaray'ı iyi analiz etmiş ve şöyle diyordu maçtan önce: "eğer galatasaray'ı savunmada bekler ve sadece kalemizi korumayı düşünürsek ölürüz"...

    okan buruk da yeni sezonun iç sahadaki ilk maçında geçen haftanın kazanın takımını bozmamış ama ekim ya da kasım'da sahalara dönecek denen ıcardi'yi yedeklere almıştı, tabii osimhen de ileriki dakikalarda şans bekleyen topçulardan biriydi. zaniolo da forma bekleyen başka bir yıldız topçuydu...

    "korkaklar her gün, cesurlar bir gün ölür" diyerek takımına galatasaray'a oyun kurdurmayıp, rakip sahada basma emri vermişti çek hoca marcel licka ve oyunun başlama düdüğü ile birlikte sahanın her yerinde gri-siyah formalı oyuncular vardı ki ilk tehlikeli atak da onlardan geldi, ahmet'in volesini günay harika çıkardı. beklemediği "çetinceviz" bir rakibin oyununa adapte olmak isterken galatasaray, barış'la osimhenvari bir gol atıp, kilidi açıverdi. karagümrük'ün gol aradığı bir posizyonda torreira topu ileri şişirmiş, barış rakibi bozup, topu alıp ceza sahasına kadar sürdükten sonra plase ile skor tabelasını değiştirmişti... tipik bir osimhen golü, hatta olası bir ederson transferi sonrası osi'nin atması muhtemel gollerden biri.

    galatasaray öne geçip rahatlayınca, deplasman ekibi oyun tarzını bozmadı ama golde hatası olan fenerbahçe oyuncusu marius tresor doh sanchez'e "vahşice" girip, oyundan atılınca, ister istemez karagümrük savunmaya çekilmek durumunda kaldı. geçen hafta olduğu gibi, yine bir kırmızı kart ve yine hakem kararı var'a bırakıyordu. ne diyoruz: "ülkede hakemler galatasaray lehine hata yapmaktan ziyade galatasaray aleyhine hata yapmayı tercih ediyor."
    karagümrük eksik kalıp, savunmaya çekilince galatasaray ikinci gol için çok daha rahat geldi grbiç'ın kalesine ve pozisyonlar da buldu ama skoru rahatlatan gol bir türlü gelmiyordu, bazı pozisyonlar beceriksizlik, bazıları da lakayitlik kokuyordu. özellikle sara'nın kullandığı kornerden oluşan karambolde abdülkerim'in şutunun kale çizgisinde barış'tan dönmesi "trajikomikti". barış da pozisyon sonrası gülse mi üzülse mi bilemedi, tabii soyunma odasında apokerim'in gazabına uğrayacaktı...

    ikinci yarıya yine yüzde yüzlük pozisyonu abdülkerim ve lemina ile harcayarak başladı galatasaray, sonrasında eren uzaktan denedi yine tabela değişmedi. sara-sane savunmayı ortadan yarmaya çalışıyor, eren ve sallai ortalar yaparak ikinci golü arıyordu ama deplasman ekibi "çanakkale geçilmez"i oynuyordu. bu arada atakan'ın "al da at" pasında tiago çukur ile öyle bir pozisyon buldular ki, günay sanki penaltı kurtarmış gibi maça damgasını vuruyordu.
    beklenen ikinci gol gelmeyince, okan buruk da önce saha kenarında oyuna girmek için sabırsızlanan osimhen'i, sonrasında da icardi'yi sahaya sürdü. oyuna girmeyi geçtim, bu topçular ısınmaya yollandığında sanki galatasaray gol atmışçasına coşuyordu tribünler. icardi'yi mi daha çok özledin, sevgilini mi diye o an sorsalar, cevap belliydi sanki.

    sahada iki golcü olunca, bir de onlara eşlik eden sane, barış, zaniolo, sara, yunus gibi teknik ayaklar varsa, arzu edilen gollerin gelmesi kaçınılmazdı, önce barış osimhen'e attırmak isterken fatih araya girdi kendi kalesine attı, sonra da torreira rakip yarı sahadan çıkarken kaptığı topla ıcardi'ye "hoşgeldin" hediyesi verdi ve fark üçe çıktı. golcü dediğin adam golle beslenir, ıcardi karnını doyurdu da osimhen de ilk maçında fileleri havalandırmak isterdi, çok çabaladı, başardı da ama yan hakem bayrağı acımasızca kaldırıyordu, neyse önümüzdeki haftalara kısmet...

    ligin ikinci haftasında da üç gol atıp üç puan alan galatasaray yoluna devam ederken, kaleci aradığı bu günlerde iki maçta da kalesini gole kapaması ayrı bir başarı olarak not edilmeli ki maçtan sonra golcüler ultraslan tribününe üçlü çektirirken, barış'ın günay'ı da öne atması boşa değildi. maç sonu kutlamalarda gözler ciro'yu ararken, sahadaki topçular da oyunun sıkıştığı dakikalarda babası dries'i aramaktalar ki onun rolüne soyunan isim sara oluyor. brezilyalı topçu sahada ayak basmadık yer bırakmıyor, arkadaşlarını pozisyonlara sokmaya gayret ediyor.

    bitirirken, sane için de bir kaç cümle edelim. yeni 10 numarayı izlerken hagi'nin takıma ilk katıldığı günler aklıma geldi, bizim karpatların maradona'sının zekasına ayak uyduramıyordu takım arkadaşları ve sürekli fırça yemekteydiler, sane'yi de tanıyamadı daha galatasaraylı topçular ki bir çok hatalı pas ya da onun boşa koşusunu göremiyorlar ama zamanla uyum sağlanacak ve resitaller de gelecek... bekleyelim, görelim...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...atih-karagumruk.html
  • 375
    galatasaray'ın rakibin kırmızı kartına kadar özellikle ilk 20 dakikada ön alan presi yapan takımlara karşı çıkmakta ne kadar zorlandığını gösteren maçlardan birisi. anadolu takımları hatta fenerbahçe, beşiktaş bile kolaya kaçıp buna cesaret edemiyorlar. ama avrupa'da çalışmadığımız yerlerden gelecek sorulardan bir tanesi de bu. bu takım kendi silahına karşı ne kadar hazırlıklı, buna dair çözümleri var mı, merak ediyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın