• 501
    dünyanin en objektif insaniyimdir belki de. dün maç izlerken. pozisyon penalti gibi geldi. sonra kendi kendime. ulan $u hakem hatalari bi kere de bizim lehimize olsun dedim.

    raha edemedim. bu sabah yakla$ik 15 dakika farkli açilardan kerem ve varga'nin dahil oldugu penalti pozisyonunu izledikten sonra bir karara vardim: net penalti degil.

    sebebi: kerem ayagini varga'dan önce uzatiyor ve varga kermin baldirini gayriihtiyari bir $ekilde vuruyor. ikisinin de amaci topa müdahale etmek ve ikisi de aygaini topa uzatiyor. varga keremin ayagina vurunca, kerem koruma içgüdüsü ile ayagini geri çekiyor. bo$lukta yani havada olan ayaga veya vücudumuzun herhangi bir bölgesine gelen gelen darbeler çok tehlikelidir. zira kaslar o esnada gev$ektir. kas hatta kemik zedelenmesine yol açar.

    kisacasi o pozisyonda keremin ayagi kirilabilirdi.

    sonuç: penalti yok devam. kaldi ki, hakem pozisyona 3 metre uzaklikta ve görü$ü açik.
  • 502
    kerem ve varga'nın pozisyonu tamamen gri bir pozisyon. penaltı değil deyip açıklama yapana da hak veriyorum, penaltı deyip açıklama yapana da. ancak benim bildiğim tek bir şey var. pozisyonda hakem yüzde yüz hata yapmış olsa dahi bugüne kadar fenerbahçe'yi geçtim, serdar aziz denen palyaçonun yaptığı kaç tane penaltı verilmedi. bizimki varsın kara gece olsun, sizinki kara bir sezon.

    suyun bulanık tarafındaki camiayı çok da ciddiye almayın, bunlar küme düşmek üzereyken bile hakemler de hata yapar bildirisini yayınlamak için canla başla çalışan camia değil mi? allah rakibin de karakterlisini versin, yükselmeye çalışmak yerine rakibini de kendi seviyesine çekmeye çalışan saçma sapan bir takım işte.
  • 503
    şubat ayı ortalarında, karın istanbul'u birkaç günlüğüne esir aldığı dönemde oynanmış olup, ligin kalan haftalarında maruz kalacağımız zeminin peydah olduğu maçımız olmuştur.
    dikkati çekmek istediğim husus, fatih hoca, bu maç özelinde, zeminin kötülüğünü ve maçın ilerleyen dakikalarında sahanın iyice balçık olacağını öngördüğünden fişi ilk yarıda çekmek adına kasımpaşa kalesini bombardımana tutturmuş, ilk 20 dakikada aklımda yanlış kalmadıysa rakip kaleye yaklaşık 10 civarı şut çekmiş, ancak adeta bonservisine boluspor'un neden 1 mil € verdiğini ispat edercesine bir performans gösteren kasımpaşa kalecisi ertuğrul'u aşamamıştık.
    sonrasında zaten maç istediğimiz gibi gitmedi, skor artmadı, beraberlik oldu, öyle ya da böyle son dakika penaltısı ile galip gelindi ve zor da olsa 3 puan alındı.
    ancak diyeceğim şu, hadi ertuğrul'un performansı bu maçı koparmamıza engel oldu ama burada almamız gereken ders, eğer bundan sonraki maçlarda zemin en iyi bundan hallice olacaksa, oyun olarak bu maçın ilk 20 dakikasındaki direk, kısa yoldan, transit, aktarmasız......vs artık aklınıza hangi kelime geliyorsa, ne kadar pratik olabiliyorsak o kadar hızlı şekilde rakip kaleye inme mecburiyeti ile oynamak zorunda olduğumuzdur.
    bu gözler artık kalan haftalarda geride 2 stoperin kendi aralarında, sağ-sol bekler ve muslera ile paslaşmasını değil, en fazla 5.-6. pasta oyunu 3. bölgeye taşıyan bir takım görmek istiyor, zaten bu zeminde başka türlü sonuç almak da pek mümkün gözükmüyor, ligin en kötü takımları bile forvet ve stoperleri arasını 35-40 m'ye düşürdüğünde, biraz da pozisyon almayı becerebiliyorsa onları açmak artık deveye henden atlatmakla eşdeğer.
    bu nedenle bu haftaki rizespor maçından başlamak sureti ile kalan haftalarda devir artık hızlı (ama paniksiz) oynama, sinekten yağ çıkarma (sürekli uyanık olup, rakibin hatasını kollama, bazen bir taç atışının, ya da serbest vuruşun birkaç salise erken kullanılması ile pozisyon bulma, sonuç alma), hızlı paslaşma ile rakibin oyundan düşen oyuncularının geride bıraktığı boşlukları değerlendirme devri olmalı...
    (bkz: 19 mart 2021 galatasaray çaykur rizespor maçı)
  • 504
    istanbul'da kar fırtınasının en yoğun olacağı günler olacağı önceden bilinen 14 şubat 2021 pazar ve 15 şubat 2021 pazartesi günleri süper lig, tff 1. lig, tff 2. lig ve tff 3.lig' 'de istanbul'da oynanan tek müsabaka. hatta o dönemde bal ligi, u19 ligi, türkiye kupası vs müsabakaların maçları olmadığı için istanbul'da o kar fırtınası altında oynanan tek maç bizim sahamızdaki bu maçtı.

    sonucunda maçı kazanmış olsak da zeminimizden olduk ve o zemin aylarca düzelmedi, belki de sırf bu yüzden şampiyonluğu kaybettik (o dönem öncesinde ve sonrasındaki iç saha oyunumuzdaki değişim ve iç saha puan istatistiklerimiz bu tezi destekler nitelikte).

    üstüne üstlük yeni sezonda oynayacağımız minimum 4 iç saha maçını da (psv-st. johnstone-randers-hatayspor) evimizden uzakta oynadık/oynayacağız.

    sırf önümüzü kesmek için bu planlamayı gerçekleştirenlere de (malum kurum) buna sesini çıkartmayan mustafa cengiz yönetimi'ne de ne desem az.

    kaynak: https://www.mackolik.com/...hey3lmbfhcsj5m4qnxbe

    şuradan lig ve sezon seçimlerini ayarlayıp o tarihlerde oynanan müsabakalara teker teker bakabilirsiniz.
  • 506
    bu maçtan sonra tıpkı bugünki gibi rakip takımlar dandik pozisyonlar için veryansınlara başlamıştı. halbuki çok daha net pozisyonlarda fener ve beşiktaş bir çok takımın hakkını yemişti. toyduk tabii o zamanlar para, whatsapp olaylarını bilmiyorduk ve şaşırmıştım açıkçası demeç üstüne demeç geliyordu rakiplerden.

    sonra önce alanya maçında doğrandık kazanmamıza rağmen. fatih hocanın maç sonu bir tuzağı daha defetmenin sevincindeyim diye bişeyler söylediği maç. sonra ankaragücü maçında fişin çekilmesi. önce olmayan bir penaltı, sonra mustafa mohamed’in saçma bir kırmızı ile oyun dışı kalması. sezon sonu averajla kaybedilen şampiyonluk.

    yine aynı senaryo, aynı oyunlar. ama bu sefer takım çok güçlü. full konsantrasyonla kazanmaya devam etmeliyiz puan farkı yokmuş gibi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın