• 152
    karanlık galatasaray yıllarının aklımdan hiç çıkmayan maçı. bulabildiğim tek özeti: https://www.facebook.com/share/v/18f3ntFz8b/

    kadro rezalet. zapata, çağlar birinci, aydın yılmaz, pablo pino, bogdan stancu yedekten giren barış özbek ve mustafa sarp... ve hepsinden beteri görünce tüylerimi diken diken eden o mercan rengi forma. o formayı her gördüğümde şu şekil oluyorum;
    https://youtube.com/...?si=B8plWIV9nRnpLG9X

    o sezon ankaragücü bizi iki maçta da devirmişti yanlış hatırlamıyorsam. bu ikinci maçtı. 2 defa öne geçtiğimiz maçta bile yenilmeyi başarmıştık. ''acaba galatasaray artık büyük takım değil mi?'' sorusu sordurmuştu bana.

    adnan polat eserinle gurur duy ne diyelim.
  • 153
    sol frame'de denk gelmemle ürpermeme sebep olan maç. o gün doğan çocuklar bugün 14 yaşında, o sürede 7 şampiyonluk var. insan 7-8 yaşından sonrasını hayal meyal de olsa hatırlayıp hayatının ileri dönemlerine taşıyor desek 4 şampiyonluk hatırlıyor o çocuklar.

    o galatasaray 14 sene önce sahanın etrafında kar tepeleri olan bir maçta ankaragücü'ne iki kere öne geçip 3-2 yeniliyordu. o sezon ankaragücü karşısında aggregate skorumuz 7-4 idi. o ankaragücü ise ertesi sezon yedek forması olmadan falan sahaya çıkmış, bitime 6 hafta kala küme düşmeyi garantilemiş, 11 puan ile ligi en az puanda bitirme rekoruna ortak falan olmuştu.

    galatasaray 3 sene üst üste şampiyon olamamıştı, hatta o sezon son birkaç haftadaki galibiyet serisi olmasa ligi puan cetvelinin ikinci yarısında bitirecek durumdaydı. her ne kadar 15 ocak 2011 protestosu sonrasındaki tavrın getirdiği bir tepkinin de rolü varsa; galatasaray tarihinde ilk defa bir başkan idari açıdan ibra edilmedi. yapılan seçimden sonra uzun süredir "geldi, geliyor" denen ünal aysal başkanlık koltuğuna oturdu ve üçüncü fatih terim dönemi başladı. o süreç de bizi 4 yılda 3 şampiyonluğa götürdü. aradaki fireye yol açan olay da bugün hala tartışma konusu...

    oysa biz de yapı mapı bişeylere uydursaydık, uçan kuşa kabahat bulup kavga ediyor olsaydı kim bilir ne hallerde olurduk şimdi...
  • 154
    1 otobüs sadece kafa kadrodan oluşan ekibimizle gittiğimiz, hatta gitmeden 1 gun önce tüm kafileye zorla o sezon satışa çıkan parçalı montlardan aldırıp giydigimiz deplasman macidir. a.gucu sol kapalisi ile 1 sene önceki maçta çıkan mevzularda ötürü minik kar topu savaşı haric pek bir sorun yaşanmamıştı. çoğunun o yıllarda meşhur olan apaçi tarzı giyim kuşam
    tarzları ile stad hoparlörlerinden çalan bu stildeki müziklere yine bu dans türu ile eslik etmeleri, bir zamanlar her ankara deplasmaninda temkinli olmamıza sebep veren ankaragucu tribünlerinin haline şaşırmamiza da sebebiyet vermişti.

    maç ve oyunla ilgili hatirladigim, sanırım pembe formamızı giymistik( biz tribunde daha fazla sarı kırmızı idik) bir de aydın yılmaz tam bizim önümüzdeki kaleye çok güzel şut atmıştı.
    direkten donen topa pino da yine guzel vurup golü yazmışti. dönüş yolunda ise, mola verdiğimiz yerde bizden 10 dakika önce, o zamanki başkanımızın da durduğu çok sinirli olduğunu takıma bir hafta sonra fenerbahçe maçı olduğu için bir şey dememek adına uçakla dönmediği bilgisini lokantaci abiden almıştık.

    bozulan sinirlerden olsa gerek, dönüş yolunda çok fena makara ve bugün söylenen bazı tribun bestelerinin temelinin atıldığına da şahitlik ve kısmende olsa öncülük etmiştik.
App Store'dan indirin Google Play'den alın