• 285
    istediğimizi aldık: 3 puan ve afrika öncesi osimhen'in sarı kartları sıfırlaması...

    ama yine de bugün antalyaspor değil de biraz dişli bir takım olsaydı yine ecel terleri dökerdik. şu ikinci yarılarda oyundan düşmelere çözüm bulmalıyız.

    bu maçtan sonra biraz dinleniriz artık diyeceğim ama hafta içi türkiye kupası maçında başakşehirle oynayacağız bir de.
  • 288
    kolay maçtı pek zorlanmadık antalya çok kötü takım. sane yine ışıl ışıl parladı, osimhen gole rağmen net pozisyonlardan yararlanamadı, barış takımla birlikte oynadığında daha faydalı oluyor bunun farkında olmalı, yunus sağlıklı olduğu her zaman faydalı olur, arda girdikten sonra iyi oynadı, icardi yine klasını konuşturarak noktayı koydu. 3 puanla liderliği koruyarak dönüyoruz.
  • 290
    az derli toplu olsak ilk yarıdan 5 atacağımız karşılaşmaydı.

    yine muazzam maça başladık osimhen biraz kendinde olsa çok daha farklı bitecekti.

    thor çıktığı gibi ortasahamızdaki düşüşü farketmiştir herkes sanırım. düşecek gibi olduk ama düşmedik çok şükür. kayıpsız devam etmemiz çok iyi oldu. kasımpaşayı da sıkıntısız geçip araya girmek çok önemli.

    maçın yıldızı sane,yunus ikilisiydi.
  • 291
    çok daha farklı bir galibiyeti kaçırsak da rahat bir galibiyet aldığımız tsl müsabakası.

    ilkay'ın oyunda kalmasına şaşırdım ama dk 85 gibi son staminasıyla 2 kişiyi oyundan düşürüp kazımcan'a çok iyi bir pas çıkardı ona daha çok şaşırdım.

    osimhen ilk yarıda hattrick yapabilirdi, çok kaçırdı.

    yunus 10 numara rolünde iyi oynadı. sane ve yunus daha zorlu maçlarda aynı anda oynar mı benim için hala soru işareti ama bugün çok uyumlulardı.
  • 296
    "ilkay ve barış ilk 20 dakikada monaco deplasmanında golleri atsaydı, galatasaray maçı kazanacaktı."
    -sa ve -se türkçemizde dilek, şart kipidir. çoğu zaman da geçmişte gerçekleşmemiş olayları anlatmak için kullanılır. peki, gerçekleşmiş olaylarda ne olur?

    "sane ve sallai attı, galatasaray farka koştu..."

    -dı, -di ve -du ekleri de gerçekleşmiş geçmiş zamanı anlatır...

    bu kadar türkçe dersinden sonra derdimizi anlatmaya geçersek, 4 gün içinde kırmızı-beyazlı iki takıma karşı deolasmanda galatasaray, attığı ve atamadığı goller haricinde oldukça benzer maçlar oynadı, birinde yenildi, diğerinde ise farklı galip galip geldi.

    uğurcan'ın sakatlığında kaleyi tekrar alan günay ve sara'nın yerine sakatlığını atlatan yunus'u monaco ilk onbirine monte ederek başladı antalya deplasmanına galatasaray. başladı başlamasına da, ilk 5 dakika 2-0 öne geçmesi işten bile değildi. torreira'nın şutunda kaleciden seken topta yunus'a yapılan faule penaltı çalınmazken, 3 dakika sonra sane'nin pasında osimhen karşı karşıya kalecinin ayağına isabet ettirdi topu. "yine mi top galatasaray'ı sevmeyecek" demeye kalmadan ilkay'ın kaptığı topta yunus sane'yi gördü, alman topçu harika bir kontrol ve yerden şutla kaleciyi mağlup ediyordu. fenerbahçe ve samsunspor maçlarının ardından antalya'da da gol sevinci yaşayan sane üçlemeye de imza atıyordu. ev sahibi golün şaşkınlığını atlatmadan barış'ın sol kanattan başlattığı atakta, osimhen'i denedi, önüne düşen topta bu sefer barış ceza sahası dışındaki sallai'yi gördü, macar topçu da yerden sert vurdu ve fileleri takımı adına ikinci kez havalandırdı...

    galatasaray ilk on dakikada iki farklı öne geçince maçın fişini çekmek için antalya kalesine daha iştahla geldi ki sallai'nin osimhen'e "al da at" pasında nijeryalı topçu iki adımdan topu auta yolluyordu. yine dakikalar sonra ev sahibi savunma çıkarken yapılan top kaybında osimhen abdullah ile karşı karşıya kaldı da yine topu filelerle buluşturamıyordu. galatasaraylı takım arkadaşları afrika kupasına gidecek osimhen'i golle uğurlamak istiyordu da "osi" gününde değil gibiydi. ve yine devre biterken, barış-ilkay-osimhen paslaşmalarında önüne düşen topu barış sert bir plase ile "doksana" yolladı da top örümcek ağlarını temizlemek yerine kale arkasındaki ağlara takılıyordu...

    galatasaray kalesine tek atağını devre biterken uzatma dakikalarında yapılan ortaya ayağını koyarak topun yönünü günay'ın kucağına değiştiren ballet'le bulan antalyaspor, ikinci yarı oyuna van de streek'in girmesiyle biraz daha rakip sahaya oyunu yıkmaya çalıştı, belki de samsunspor'un ve monaco'nun yaptığını yapmaya çalıştılar da ufak ufak günay'ın kalesinde tehlike yaratmaya çalışırken, kaptırılan bir top sonrası yunus'un uzun mesafeli ters pasında osimhen topu iyi kontrol edip, ceza sahasına girer girmez plase ile skorbordu değiştiriyordu. geçen sene "efsane" bir röveşata golü atan osimhen, antalya'yı yine boş geçmiyordu.
    farkın üçe çıkması, osimhen'in gol atması ile galatasaray oyunu rolantiye alınca, rakibin de çok fazla tehditkar olmayınca, okan buruk yorgun oyuncularına nefes aldırmak için yunus, torreira ve sanchez'i kenara alıp ıcardi, sara ve arda'yı sahaya sürüyordu. üç değişiklik sahaya alışmaya çalışırken, antalyaspor galatasaray kalesine daha sık geldi ve boli'nin ceza sahası içinde net pozisyonunda ayağını koyarak kornere yollayan arda'nın talihsizliği atılan köşe atışının gol olmasıydı. hiç hesapta yokken yenilen gol sarı-kırmızılıları tedirgin ederken, antalyaspor ikinciyi bulmak için özellikle sol kanattan gelirken, jakobs-kazımcan değişikliği ile o bölgeyi kapatmayı denedi okan buruk ki, bitime 15 dakika kala barış getirdiği kontra atakta sane mi osimhen mi seçeneklerinde osimhen'i tercih etti de nijeryalının şutunu savunma engelliyordu. ve o pozisyonda sara'nın kullandığı köşe vuruşunda arda bomboş pozisyonda topu kafayla auta yollarken, atacağı golle son maçlardaki eleştirileri silme fırsatını kaçırıyordu.

    ve maçta sonlara yaklaşırken, osimhen sarı kart görüp, afrika kupasında olacağı günlerde cezalı duruma düşerken, antalyaspor'un atağını savuşturan abdülkerim topu sara'ya aktardı, onun harika bir ara pasında sane hızlı çıktı ve ceza sahası önünde ıcardi'ye asistini yaparken golü sezen tribünler çoktandır "aşkın olayımı" söylemeye başlamıştı bile. mauro ıcardi bu sezon ligde sekizinci golünü atarken, toplamda ise 59 gole ulaşıp hagi ile birlikte en fazla gol atan yabancı topçu oluyordu.
    haftalardır ıcardi'yi itibarsızlaştırma kampanyasına arjantinli topçu hafta içi instagram gönderisi ile cevabını vermiş, dursun özbek dün de basın toplantısında kaptanına sahip çıkmıştı. antalya'da maç başı ve sonu taraftarlar da ıcardi'ye gereken sevgiyi gösterirken, futbolcu arkadaşları da maçın üçlüsü için golcüyü öne itiyordu...

    zorlu fikstürde atılan 4 golle alınan 3 puan okan buruk'a derin bir nefes aldırırken, sakat ve eksikliklerin olduğu bu dönemde 1 gol 1 asistle oynayan sane ve iki asist yapan yunus'un üst düzey performansı herkesin içini ferahlatırken, taç atışlarıyla takım arkadaşlarını pozisyonlara sokan kazımcan'ın da eren'in olmadığı günlerde sol kanat için jakobs'a harika bir alternatif olması galatasaray adına başka bir avantaj olarak göze çarpıyordu.
    saha dışından tribünlere dönersek, memleketin en berbat deplasman tribününe sahip antalya stadında galatasaray taraftarı için ev sahibi kulüp 3.900 lira bilet fiyatı biçince, ki bir kaç hafta evvel beşiktaş'a 1300'e satmıştı biletleri, ultraslan buna tepki gösterirmiş, antalyaspor tribünleri "taraftarlık felsefesini" unutup "pahalı bileti" savunup, galatasaray'ı çeşitli ithamlarla suçlayan bildiri yayınlarken, "endüstriyel futbola karşı" dünya tribünlerinde renk ve arma fark etmeksizin ezeli rakipler bile birleşirken memleket tribünlerinde böyle bir açıklama görmüş olmak, memleket tribün kültürü adına oldukça kaygı verici...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...r1-4galatasaray.html
  • 297
    çok kötü bir zeminde, daha kötü bir rakibe karşı, günay güvenç'in "bir top gelsin de şöyle ağız tadıyla boşa çıkayım" arzusuna rağmen çok da şaapmadan vurup geçtiğimiz maç.

    her sene kronikleşen kasım sonu-mart dönemini kapsayan fetret dönemimizde ilaç gibi gelmişti böyle gazozuna bir müsabakaya çıkmak. gelen gidenin vurduğu, vurmasa bile ikinci yarı tir tir titrettiği periyotta böyle futbol fukarası bir topluluğun denk gelmesi gerçekten güzel bir jest oldu yukarıdaki tarafından.
App Store'dan indirin Google Play'den alın