benim gözümde de
efsane olarak adlandırabileceğim 10 numaramızdır. yaşattığı onlarca güzel anı vardır. kalitesi hala ve hala benim için tartışılmaz.
ama arkadaş yaz boyunca sneijder'i tartıştık, kimisi ölümüne savundu, kalmasını istedi, kimisi ölümüne olumsuz eleştirip, gitmesini istedi. peki sneijder ne düşünüyordu bu süreçte? ne kadar düşündü galatasaray'ın içinde bulunduğu durumu? ağzından bire bir laf duymadığınız insanları hareketleri ile değerlendirirsiniz, bu hepimiz için geçerlidir. ben sneijder'in mimiklerinde, paylaşımlarında ve hareketlerinde bir rahatsızlık ya da kampa katılmadığı için bir huzursuzluk göremiyorum. üstelik galatasaray'ın belki de düştüğü yerde kalkması gereken, dosta güven düşmana korku salması gereken böyle bir sezonda..
böyle bir dönemde günü birlik bile istanbul'a gelip "ben artık bu durumdan rahatsızım, galatasaray'da oynamak istiyorum/istemiyorum ve bu durumu görüşmek istiyorum" diyebilir miydi? elbette diyebilirdi.
ben neden bu hissiyatları bekliyorum peki? çünkü sneijder'i kaptanımız bildik biz. öyle mi? öyle.
işte bunlar yüzünden bu muhabbet
* bana kabak tadı verdi beyler. artık sneijder mevzusunu bir kenara bırakıp "bu takımın hangi mevkiye kimi eklemesi gerekiyor?" ve "bu takım bu sezon ne yaparsa düştüğü yerden kalkar?" gibi konuları konuşalım, dertleşelim. zaten menajeri ile görüşülecek ve durumu biz ne dersek diyelim olmulu ya da olumsuz bir şekilde noktalanacak. böyle bir durumda ne sneijder "taraftarın ve takımın bana ihtiyacı var" diyecek ne de yönetim "taraftar kalmasını istiyor, sneijder takıma daha çok faydalı olabilir" diyecek.
haliyle yönetim, umarım öyle olur, galatasaray'ın menfaatleri doğrultusunda, sneijder ise kendi menfaatleri doğrultusunda hareket edecek.
ancak bu konuda şunu da belirtmek isterim ki sneijder kariyerinde bir futbolcu önünde dünya kupası olmasına rağmen böyle davranarak(sezona kimde başlarsa başlasın antrenman ekisiği olarak başlayacak üstelik yaşı da aldı başını gidiyor) kendi kariyerine zarar veriyor. bunu anlayamıyorum. umarım bu düğüm bir an önce çözülür ve ne sneijder ne de bizim için daha önemli olan(!)
galatasaray bu işten zarar görmez.
ekleme:
efsane sözcüğünü söyleyince anında metin oktay, bülent korkmaz, taffarel, hagi gibi
gerçek efsanelerimizle kıyaslamış olmuyorum tabiki. hatta şöyle söylemeliyim bana göre muslera, sneijder'den daha çok efsanedir. ama taffarel hala muslera'nın bir kaç tık üstünde. bilmem anlatabildim mi?
