resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 9351
    kendisi başkan olsaydı sezon boyunca hakem konuşan teknik ekibine "bu takımın bana iyi oynadığı 3 tane maç gösterin" diyerek gerekli ultimatomu verirdi.

    devamında da "iki büyük rakibimizin ortalıkta olmadığı bir sezonda taraftarı bile olmayan bir takım kadar oynayamamamızın sebebini açıklayın" diye devam ederdi.

    kısacası gerçek bir başkan gibi davranırdı. madem hakem konuşuluyor, kendisinin döneminde takımımızın hakkını yiyecek hakem de kolay kolay çıkmazdı.

    hatasız biri değildir elbette. o ayrı konu.

    neyse, şimdi devam edin 5 kuruş top oynamadığımız bir sezon için bahaneler bulmaya. zaten en kolayı sizin işiniz. kaybedersek hakem yüzünden olacak, kazanırsak da yine geçen sezonki gibi şans ne kadar yanımızdaydı umursamadan, yapılan onca hataya rağmen soluksuz övmeye başlayacaksınız. nasıl über bir şampiyonluk kazandığımızı yazıp duracaksınız. bir sonraki sezonun 8. haftasında orta sahayı boşaltıp 3 forvete top şişirme planını izlemeye devam ederiz böylece.
  • 9352
    kendisini seven galatasaray taraftarı çok seviyor, sevmeyeni ise nefret etme derecesinde antipati besliyor. galatasaray'daki döneminde de galatasaraylılar tarafından çok sevilirken fenerbahçeliler ve beşiktaşlılar tarafından da nefret ediliyordu. kendisi belki bunu amaçlamıyordu, yapmak istemiyordu ama yakın dönemde hem galatasaray içinde hem de dışında çok keskin kutuplaşmaların odağı olduğu da gerçek. buna sevenleri de sevmeyenleri de itiraz etmez sanırım. o yüzden böylesi zıt kutuplara yol açan karakterleri değerlendirirken iki perspektiften de bakabilmek lazım diye düşünüyorum.

    ha bunun dışında, kendisine 'tarihin en iyi başkanı', 'gelmiş geçmiş en iyi başkan' falan demek için en hafif tabirle galatasaray'ı ve türk futbolu'nu sadece son 15 senedir takip ediyor falan olmak lazım. gerçi o zaman bile bu sonuca varmak şüpheli bir durum da, hadi ona neyse diyelim.
  • 9353
    77 yaşında olan başarılı bir başkanlık dönemi geçirmiş galatasaraylı iş adamı. 77 yaşındaki yakın çevrenizdeki amcaların eski başarılarını dinlerken takdir edersiniz ancak günümüz olayları hakkındaki yorumları ise çok ta dikkate almadan yaşına hürmeten dinlersiniz. o yüzden açıklamalarını çok da dikkate almadan sağlıklı ve daha uzun ömürler dileyerek okumak gerekir.
  • 9354
    çok sıkıldım ben kan kokusu almış sırtlan sürüsü gibi liseci olmayan başkanlara saldırılmasından. ulan 3 sene dursun kulübün anasını ağlattı hiç biriniz çıkıp iki laf etmediniz şimdi hıyar görseniz yolda röportaj veriyorsunuz.

    olağan üstü bir durum olmaz bu kulüpte, tabi ünal aysal ve onun gibi statükocu dinazorlar yapmazsa.

    kendisinin ne kadar samimiyetsiz olduğunu görmüş olduk son zamanlarda.
  • 9355
    ünal aysal ilk gün geldi.
    baktı.
    defterleri inceletti.
    kulüp batmış arkadaşlar dedi.
    stadyum için isim anlaşması yapılmış.
    localar 3 yıl satılmış.
    gs store dipte.
    takım dipte.
    tüm branşlarda dipte bir galatasaray vardı.
    hatta stat açılışında ıslıklanan başbakan ile ondan yana olan kulüp başkanı vardı..

    ve dedi ki "ya büyüyerek borç ödeyeceğiz ya da küçülerek. ben ilk seçeneği seçiyorum..."

    aldığı sporcularla avrupa'da galatasaray adından söz ettirdi.
    şampiyonlar ligi geliri ile tolere etti.
    gs store'yi adam etti.
    türkiye ligi'nde zirveden başka yer görmedi.
    önce play off, sonra yabancı sınırı çıkardılar.
    amatör branşlarda da başarı geldi.
    avrupa'nın en büyük antrenörü abdi ipekçi'de galibiyet görmedi.
    haklı şekilde sahadan çekildik.
    şampiyonluk geldi.
    eskiden tüm branşlarda ezeli rakibine yenilen galatasaray gitti, tam tersi geldi.
    hepsinden öte mahmut uslu'ya, aziz yıldırım'a haddini bildiren bir yönetim geldi.
    tff hocasını ayarttı.
    hocasının yanında tff başkanını arayıp şartlarını* belirtti.
    uçağına bindi, akşam hocasının imza törenini izledi.
    bu adam sayesinde kazanılmadık kupa kalmadı.
    hala moralmen çöküntü içindeysek
    drogbaaaa this is a creyybillll söylemini izleyip zevke gelmeyen yoktur..
    azıcık ama azıcık aysal'ın hakkını verin. başka bir şey istemiyorum...

    edit: çok önceden yazılmış lakin bugün girilmiş bir entry.
  • 9356
    son çıkan falcao haberlerini gördükten sonra bir kez daha helal olsun dediğim başkan. kendisi yıldız olsun veya olmasın taraftarı mutlu edecek veya insanların çok yüksek beklentiye girdiği bir ismi almak istediği zaman alıyordu. drogba isminin geçtikten sonra galatasaray forması giymesi 2-3 gün sürdü. bir şey olacaksa olur bu kadar sürüncemede bırakılmaz. bırakırsan rezil olursun. kendi taraftarın hayal kırıklığına uğrar, rakip taraftarlar dalgasını geçer. 2 haftadır 33 yaşındaki falcao'yu bekliyoruz anasını satayım. görende barçada falan direk 11 oynayan adamın peşindeyiz zanneder.

    falcao'nun gelmesini çok istiyordum ama yanlış anlaşılmasın öyle transfer delisi falanda değilim. gidip orta halli adam alsak da scout transferi yapsak da altyapıdan adam çıkarıp oynatsak da hepsine okeyim. ama 2 haftadır falcao aşağı falcao yukarı yapıp insanları bu kadar beklentiye soktuktan sonra oyuncuyu alamıyorsan beceriksizsindir. monaco'nun sözleşmeli oyuncusunu bedava bırakacağını sana kim söyledi de sen 2 haftadır şu transferin olmayacağını anlamayıp, siteden basit bir yalanlama metni dahi yayınlamıyorsun.

    peşin not: aldı da ne oldu galatasarayı batırdı geyiğine girecek arkadaşlar hiç zahmet edip o geyiğe girmesinler. galatasarayı batıran drogba, sneijder, eboue, elmander falan olmadı. galatasarayı batıran burdissolar, hajrovicler, ontiverolar, tarıklar, jpk'lar, adililer oldu. her yönetici hata yapabilir, kendisi de hatayı 13-14 kış transfer döneminde yanlış kişi ve menajerlere güvenerek yaptı.

    not 2 : falcao transferi bu saatten sonra olsa dahi genede her transfer dönemi yaşanan bu saçma süreç bence amatörce ve lüzumsuz.
    (bkz: anthony modeste)
    (bkz: alan carvalho)
    (bkz: mario balotelli)
    (bkz: pato)
    (bkz: benjamin tetteh)
  • 9358
    kendisi sneijder'i inter'e 7.5 milyon euro bonservis, oyuncuya da yillik 3.5 milyon euro maas arti imza parasi vererek getirmisti. ha keza drogba da bir bucuk yil icin 10 milyon euro almisti. o zamanlar 1 euro yaklasik 2.5 liraydi, uefa ffp ile tepemizde degildi vs, vs. ha bu arada su anki mali tablonun temellerini takimin maas butcesini 65 milyon euro'nun uzerine cikararak kendisi atmisti.

    su anki yonetimi bu tarz transferleri bitirememesi uzerinden degil de, gomis gideli bir sene olmusken hala dogru duzgun bir forvet alamadiklari icin elestirmek daha mantikli. mesela hedef falcao idiyse, belki de ocak ayindan temaslar baslamali su an, alternatifler uzerinde calisilmaliydi gibi.
  • 9359
    2011 yilinda bir basket macinda ‘taraftar cildirdi, drogba’yi istiyor’ tezahuratina ayaga kalkip, eliyle isaret yapmistir. drogba o olaydan iki sene sonra takima katilmistir. drogba iki gunde geldi diye bir sey yok, taraftar iki sene bekledi. ama su anda duyumcularin da surekli taraftarlari gaza getirmesiyle iki hafta bile bekleyemez olduk dunya yildizlarini.
  • 9360
    benim için en unutulmayacak katkısı johan elmander'i takıma katması olan eski başkanımız. hatırlayacaksanız elmander'i fatih terim değil kendisi transfer etmiş hatta başkanlığa geçtikten hemen sonra katıldığı bir ntvspor programında transferi açıklamıştı.

    yöneticiliğinin mali, idari veya manevi yönleri tartışılabilir ama elmander konusu tartışmasızdır.
  • 9361
    galatasaray spor kulubu'nun 34. baskani.

    bugun sozlukte yapilan muslera guzellemelerinden sonra aklima geldi. kendisi baskan secildiginde futbol takiminin kalecileri robinson zapata, aykut erçetin, ufuk ceylan, eray işcan ve emirhan ergun'du. secimden sonra transferle ilgili yaptigi ilk aciklama "oyle bir kaleci almak istiyoruz ki, senelerce kalemizi rahatlikla teslim edebilelim." gibisinden bi' seydi. transfer icin sadece lazio degil, muslera'nin haklarinin bir kismini elinde tutan montevideo wanderers takimiyla da anlasilmasi gerekiyordu. neticede karisik sayilabilecek bir transfer sureci mutlu sonla bitti ve tarih bize gosteriyor ki unal aysal amacina ulasti.
  • 9363
    vizyonunu anlamanın çoğumuz için çok zor olacağı, başarılı başkanlarımızdan biri, bu vizyonu bilmeden ve anlamadan yorum yapmaksa sadece kişisel tatminden başka bir şey değildir. her zaman olduğu gibi, birilerinin işine gelmediğinde aynı akıbete uğrayan önemli sayıdaki kişiler gibi o da pes etmiştir, benim gözümdeki en önemli eksisi mücadeleden kaçmış olmasıdır.
  • 9368
    hataları vardır, kötü yönleri vardır, yanlışları vardır, başarısız sezonları da vardır... ama şunu inkar edebilecek olan yoktur zannediyorum; bu adam kameraların karşısına geçtiğinde tüm galatasaraylılar rahatça arkasına yaslanıp verecegi ayarları bekliyordu. adam gündemi belirleyebilme gücüne sahipti. besiktas'ı zaten muhatap bile almıyordu. fenerbahçe'yi ise hak ettiği şekilde yerin dibine sokuyor, onlara rahat rahat şikeci diyebiliyordu.
  • 9369
    özhan canaydın*, adnan polat gibi basiretsiz yönetimlerden sonra galatasaray camiasında ilk kıvılcım çakan başkandı.
    taraftarın tüm ittirmesine kaktırmasına rağmen öyle bir vasatlığa mahkum olmuştuk ki, kendisi sonrası yaşadığımız değişim bir peri masalı misali tüm galatasaraylıları sarmış, coşkulandırmıştı.

    ancak bu peri masalı pek çok çizgiyi de yok etti. ünal aysal vizyoner bir insandı ama burada ne yaptı da vizyoner diyorsun desek verilecek ilk örnekler sneijder drogba transferleri oluyor.

    ama bu transferleri ve etkilerini bir süreç olarak ele alırsak, hali hazırda gruptan çıkılmış ve görece kolay* bir kura çekilmiş şl'de bir tur atlayarak çeyrek final görmek ve ertesi yıl real-juve grubundan çıkmak bir de lig şampiyonluğu almak sportif olarak iyi dursa da bu süreçte drogba sneijder ikilisine:
    drogba'ya 1 buçuk yıl için 10 milyon €
    sneijder'e 7.5 bonservisi 5 yıl kaldığını hesaba katarsak 3 milyon € + 1 buçuk yıl için yaklaşık 7 milyon €'dan 10 milyon €,
    aynı sezon sonu burak, selçuk ve muslera'ya yapılan anormal zamlı sözleşmelerde en az 1er milyon €'luk zam almaları, bir ara transfer döneminde geri dönüşü olarak yalnızca 13-14 milyon €'luk satış* yapabildiğimiz 44 milyon €'luk transfer furyası da aynı adamın elinden çıkmıştı.

    bunları ünal aysal tü kaka diye söylemiyorum, ünal aysal'ı övmemiz gereken mevzu ne drogba ne sneijder demek için söylüyorum.

    ünal aysal'ın en büyük icraatı, onu bu kulüp için bu kadar değerli yapan şey borçlara yönelik yapılandırmaları ve adımlarıydı.
    örneğin bugün 3 büyükler arasında borç olarak en iyi durumda olmamızın en büyük sebebi ünal aysal'ın %80'i dövize bağlı olan borçlarımızın çok büyük bir çoğunluğunu o zamanki kurda* sabitlemesi. arada d.a.ö. hainliğini yaşamasak belki bugün gerçekten bütün borçlarından arınmış bir kulüp olabilirdik onca transfer yanlışına rağmen, veya bunu ünal aysal gerçekleştirebilirdi eğer riva izinleri verilseydi.

    yanlış doğru farketmez, bu adam elitist düşünce yapısına sahipti. sportif olarak bunu sabaha kadar tartışabiliriz.
    adam drogba sneijder markalarını fatih terim'e rağmen getirebilecek kadar kararlı ve güçlü bir duruşa sahipti. zaten bu ateş üfleyerek sönmez ve basketbol lig finalinde fenerbahçe karşısına takımı çıkarmayacak kadar sert tepki vermekten asla çekinmiyordu. vasatlığa tahammülü yoktu ancak sportif olarak yanlış kişilerin sözünü dinledi.

    yine de, galatasaray'ı fatih terim'den bağımsız başarıya bağlayabilecek nadir kişilerdendi. sisteme inanırdı, terim'le kavgalaşmalarının en büyük sebebi de fatih terim'in olduğu yerde düzenin de sistemin de terim olmasıydı.

    ben severim kendisini, zamanında ilişkimiz çok zamansız bitmişti, bunda ikinci yönetimini çok güçsüz bir kadroyla kurmasının da etkisi büyüktü, ancak en önemli sebep riva işlerine burnunu sokmasıydı.
    hep merak edeceğim o riva üzerinde yetki ünal aysal'a verilseydi neler yapılırdı diye.
    özbeklerden iyi kullanacağı kesin.
  • 9370
    'ünal aysal'ı övme günü' şenlikleri kapsamında övgüye boğulan eski galatasaray başkanı.

    terim'in taraftarla arasında kurduğu bağı fazlasıyla kıskanması nedeniyle hocaya uyguladığı mobbing sonucu hem kendisi hem de galatasaray için şıkır şıkır işleyen düzen alt üst olmuştur.

    çok değil biraz aklını kullansaydı, etrafındaki yancıların gazına gelmeseydi terim ile birlikte bir avrupa kupası daha kazanabilir ve tıpkı faruk süren gibi adını tarihe yazdırabilirdi.

    kendisi döneminde galatasaray tarihi boyunca elde edilememiş gelirlere ulaştı bu kulüp. ama bu gelirlerin tamamı futbolcuların ceplerine girdi.

    'terim de kimmiş? takımda kaliteli futbolcular olduktan sonra ergin ataman bile çalıştırsa biz şampiyon oluruz' kafası nedeniyle drogba'lı, sneijder'li, burak'lı, melo'lu, eboue'li, telles'li kadro kendisinin döneminde fenerbahçe'nin tarihinde ilk kez nisan ayında kutladığı şampiyonluğa tanıklık etmiştir.

    bugün falcao alınamıyorsa bunda sözde 'bay finansal deha'mızın döneminde yapılan harcamaların büyük payı vardır. gelen o inanılmaz geliri daha akıllıca ve galatasaray'a faydalı şekilde kullanabilseydi bugün al-sat belasıyla uğraşmak zorunda kalmazdık belki de.

    benim açımdan yaptığı tüm hatalar bir yana sezona yeni başlamış ve henüz 5-6 hafta geçmişken kulübü seçime götürüp başkanlığı bırakması hepsinin ötesinde bir skandaldır. sen kulüp başkanı olarak o geminin kaptanısın denizin ortasında 'ben gidiyorum arkadaş' diyip çekip gidemezsin. en azından devre arasını beklemeliydi. ama aysal bunu da yaptı.

    gerçi iyi ki yaptı o gitmese ali dürüst - albayrak ikilisi göreve gelmez onlar gelmediği için hamzaoğlu takımın başına geçmez ve 4. yıldızı falan takamazdık o sezon.
  • 9372
    bugün fenerbahçe bu şekilde sürünüyorsa, büyük bir payda aysal sayesindedir.

    basketbol takımını sahadan çekecek kadar billuru,
    cnn international a bağlanıp galatasaray’ı anlatacak vizyonu
    sneijder’i almam 15 dakika sürdü diyecek kadar kalitesi vardı.
    “bu ateş üfleyerek sönmez” ve “şikeden mahkum olmuş, kontrolünü yitirmiş zat” diyerek
    psikolojik üstünlüğü hiç bu kadar kazanmamıştık.

    kadıköy’de kaldırdığımız kupada kendisi zamanındadır. “hiç merak etmeyin kupamızı alıp gidicez” demiştir, kameralara.

    kendisi öncesinde enkaz bir takım devralmıştır.
    kendisi sonrasında da gerek tff, gerek basın-yayın, gerekse hükümetten sopa yer konumundayız.
    sportif başarı elde etmedi demek için kör olmak gerekir ayrıca.

    kendisinin başını o sevmediğiniz liseli tayfa yemiştir. riva ve florya yetkileri dursun yerine kendisine verilseydi 4-5 kat gelir getirecek projeleri vardı.

    not: hükümetten sopa yemek kısmı, riva ve floryanın nasıl elden çıktığını biliyoruz. konuşturmayın beni.
  • 9373
    öyle koç ailesi gibi, sabancı ailesi gibi veya eczacıbaşı gibi, yaratılmış ve yitirilmiş bir burjuvazi ürünü değil; kendi olanaklarıyla sıfırdan kurduğu imparatorluğun başında oturan bir adamdır kendisi.
    “aman şirketlerden uzak dursun da ne yaparsa yapsın” diye gönderilen yalı bebesine veya koca kafalıya benzemez mesela.
    patır patır çek yazdıran “sıyın cımhırbışkınım” fikoya da benzemez mesela.
    ailesinin şirketlerinin neredeyse hiçbirinde imza yetkisi olmayan yağlıya da benzemez.
    mesela nato müteahhidi “son kale” aziz’le de benzeşmez.

    bu başlıkta çok anlattım ama şunu tekrar etmemiz şart;

    - iran’da beş santrali olan, sıfırdan milyarlarca dolar değerinde bir imparatorluk kurmuş bu adama değil aile şirketlerinde imza yetkisi bulunmayan daö’ye verilen yetkiler ve aysal’a muhalefet edip daö’yü destekleyenler araştırılmalı,

    - bağımsız denetleme kuruluşlarına hazırlattığı raporların devamında, net bir şekilde “açıklanamayan giderler” kalemlerine -yanlış hatırlamıyorsam o yılların birinde 15 birinde 12 milyon euro gibi rakamlar çıkmıştı ki bilançolarda da vardır- savaş açtıktan sonra kendisini hedef alan kitle ve bu kitleyle birlikte, sırf o günkü çıkarları örtüşüyor diye galatasaray’ın zarar görmesi pahasına o kitleyle işbirliği yapanlar araştırılmalı ve kamuoyu ile paylaşılmalı.

    ben pek transfer mevzularına girmek istemiyorum açıkçası çünkü ne drogbaları tek başına getirdi ne de ontiveroları. bu kararlar ekip kararları, bu operasyonlar ekip operasyonlarıdır.

    ancak şuna sanırım kimsenin itirazı olmaz; ne öncesinde ne de sonrasında, galatasaray marka değerini hakettiği yere getirebilen ve bu değeri bu denli etkili kullanabilen bir başkan gelebilmiştir.
  • 9375
    dikkat ederseniz övüldüğü o muhteşem zamanlar hep fatih terim dönemidir. fatih terim'i göndermeyi başardıktan sonra yaşadığı serbest düşüş, devre arasında mancini'ye kurduğu 19 milyon euro'luk çöplük, o çöplüğü haklı çıkarmak için kurduğu yıldızlar karması a2 takımı (evet a2 takımında eboue falan vardı...), alacakları ödenmediği için kaçan basketbolcular falan hiç hatırlanmaz.

    büyük başgan.
App Store'dan indirin Google Play'den alın