resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:84
Uyruk:Türkiye
  • 7626
    ben kendisinden razıyım,
    nazarımda efsane başkandır,
    sona yazacağımı başa yazmak isterim ki tarafımız belli olsun...

    ben taraftarım kardeşim, muhasebeci değilim.
    muhasebeci taraftar hiç değilim...
    onu kulübü yönetenler düşünsün, çünkü ben amatör olarak seviyorum takımımı.

    sırtına hagi forması geçirip mahalle maçı yapan çocuğum ben,
    transfer masrafına kafa yormayan adamım.
    dünya'nın bir ucundaki siyahi çocuğun sırtındaki drogba formasıyım...

    akşam restorantta ödeyeceğim yemeğin hesabı, futbolcu maaşlarından daha önemlidir benim için.

    her şartta maça gitmeye çalışıyorum, kötü günde de takımın yanında oluyorum,
    günün birinde de başarı görmek istiyorum, hepsi bu.

    kombine alıyorum maça gidemesem bile...
    atkı alıyorum, forma alıyorum falan.
    yani kulübe maddi olarak da destek oluyorum manevi desteğim kadar.

    düşünmüyorum dediysem, destek olmuyorum değil...

    ve karşılığında da başarı, yetenekli oyuncular, takımın yüksek yerlerde yer alması, bir duruş sergilenmesi gibi beklentilerim var,

    bu noktada,
    kusura bakmayın da,
    sikerim kulübün bütçesini...

    bu adam bana sneijder, muslera, drogba izletmiş adamdır.
    yabancı kontenjanı varken dönemin en iyileri, şimdinin kovalarını takımda tutmuştur. o zaman iyilerdi çünkü sevgili yeniçeriler...
    döneminde finansal fair play denen zamazingo yeni gelmektedir, eskilerden beri süregelen sert yaptırımlı bir süreç değildir.

    şikecilere karşı basketbol takımını sahadan çekecek 10 okka billura sahip başkan tanıyorsanız eyvallah.
    ya daaziz'in kankalarıolan tipleri başkan diye benimseyecekseniz yine eyvallah...

    bana suyun karşı yakasında, rakibin evinde şampiyonluk tattıran kulübün başkanıdır kendisi.
    üst üste avrupa'da maçlar yapan bir takım izlettiren başkandır.
    hakkımı diğer kulüplerin ve federasyonun önünde en çok savunan başkandır.

    yerim finansalını, fair playini.
    ben taraftarım arkadaş,
    kim bana adam gibi futbol izlettirirse onu severim, hesabı kitabı siz endüstriyeller yapabilirsiniz.
  • 7628
    hic kendisini negatif elestirmedim, her turlu ortamda da korudum. bugun ortaya cikan tablo sonrasinda kendisi yerinde olsam unit grup ile galatasaray'a sponsor olur ve ffp borcunu, hepsini olmasa bile onemli kismini cebimden kapatirdim. bekara kari bosamak kolay derler, belki o yuzden bana soylemesi kolay geliyor ama 2 milyar dolarlik bir servetim olsa galatasaray'in bu halde olmasina izin veremezdim.
  • 7631
    sponsorluk konusunu çok rahat çözer işin matematiği şöyle.
    3 yılda 30 milyon zarar edeceğim diye taahhüt vermiş mi. vermiş.
    onun döneminde 110 ve sözleşmeleri ile toplamda 3 yılda 30 yerine 160 milyon euro zarar etmiş miyiz? evet.
    fark ne kadar 130 milyon euro.
    ünal aysal'ın şirketi uni-mar örneğin bir takımımıza (her şey olur voleybol, basket, vs) forma sponsoru olacak. sözleşme 10 yıl olacak, 10 yıllık bedel 130 milyon euro olacak ve bedel peşin olarak ödenecek.

    ünal aysal gönüllerde ibra olacaksa bu sponsorluğu yapacak

    ha bu 130 milyon euro bedel bizi kurtarır mı? ancak ünal aysal'ın aldığı gibi bırakmasıdır bu.

    liselilerin belediye zihniyeti ile kadrolaşması devam ettikçe asıl sorun çözülemez.

    not; notgivingup uyardı. bu yöntemi uefa kabul etmiyormuş. 10 yıllık sözleşme olur ise nakit bile gelse bilançoda 10'da birini yazıyormuşuz. bu durumda sanırım 1 yıllık sponsor olması lazım.
  • 7632
    türkiye sınırları içerisinde sürekliliği zor olacak adam. ünal yasal fazla profesyonel bir iş adamı. bunu kulüp içerisinde de göstermeye çalıştığını düşünüyorum. ali dürüst ve abdurrahim albayrak ile yollarını ayırması, yabancı hocaları tercih etmesi bundan dolayı. pohpohlama ve gazla yürüyen bir sistem istemiyordu. bu isimleri yolladı, yerini dolduramadı. esas sorun da bu bence. zaten galatasaray kulübü lisenin elinde oyuncak gibi. dedeler bu sistemin bozulmasına müsaade eder mi hiç?

    ünal aysal'ın döneminde de borç vardı, önce de vardı sonra da vardı. olacaktır da. ama ünal aysal küçülerek borç eritemeyeceğini düşünüyordu. yatırım yapmadan karşılık alamayacağını düşünüyordu. kısa vadede başarı için yaptıkları da mantıklıydı aslında. sneijder ve drogba transferleri ile iyi bir reklam yaptı, başarı yakaladı. özellikle şampiyonlar liginde iki sene başarılı olması çok önemliydi. bu süreçte yaptığı iki kritik hata vardı. birincisi fatih terim'le yılları ayırmak, ikincisi yerli oyunculara çok yüksek sözleşmeler vermek. sen resmen kulübü yerli topçuların üstüne yaparsan ve onları idare edebilecek tek adamı da elinde tutamazsan o adamlar kafasına göre hoca da yollar, oyuncu da. eğer terim ile yola devam etseydi şuan çok farklı durumda olabilirdik. bu süreçte terim'in yanlışlarını hepimizi biliyoruz ama ünal aysal'da bu durumu pek iyi yönetemedi. iyi bir temel atmadan fatih terim'in elinden kaçırmamalıydı. en kritik zamanda yollar ayrıldı.
    birde yabancı sınırlaması var ki ünal aysal'ın bu iki büyük hatasından birinin en büyük sebebi. eğer o sınırlama gelmeseydi biz ne tarık'a o kadar bayılırdık ne salih'e ne veysel'e. selçuk, burak ve umut o sözleşmeleri rüyalarında görürdü, hamit şuan takımda olmazdı bile!

    sevabıyla günahıyle geldi gitti. bu saatten sonra kendisini övmekte eleştirmekte bir şey değiştirmez. ben kendisini başarılı buluyorum. sebebi ise ünal aysal değil de başkası gelseydi o da bu borcu yapacaktı ama bu kadar başarılı olamayacaktı bence. borcu her başkan yapıyor senelerdir, ama olamıyor. (bkz: adnan polat) umarım bu borç yükü bir şekilde hafifler ve bizde rahat rahat futbol konuşuruz.

    ayrica ğer sponsor olacaksa futbol takımına sponsor olması gereken eski başkan. yani benim bildiğim kadarıyla öyle. ya kulüpler yasasında yada uefa kritelerinde bir paranın futbola har canması için futboldan kazanılması gerekiyor. yanlışım varsa düzeltilsin tabii ama böyle olduğunu biliyorum ben. hee tabi farklı bir branşa sponsor olup, sponsorluktan gelen parayı bir şekilde futbola aktarmanın bir yolu var mıdır? illa ki vardır, böyle bir şey düşünülebilir.
  • 7634
    kendisi adnan polat, rahmetli özhan canaydın (özellikle 2. fatih terim) dönemleri ile ilgili olarak beyhude şekilde suçlanmaktadır. varolan borçlar euro bazında kırk kere açıklandığı gibi 3 yukarı 5 yukarı (aşağısı yok zira arttı borçlar ama devede kulak) aynı kaldı. tl bazındaki artış devalüasyonla alakalıdır. kendisinin borçlarımızı tl'ye çevirtmesi bile heykel dikimi için yeterlidir. her ekonomik zorluk muhabbetinde gıyabında çemkirmenin bir anlamı yok ki arkadaşlar. kulübü galatasaray adasında çay içmek isteyen dedelerin vizyonuna bırakalım bakalım. ne de olsa biatçılık bunu gerektirir.
  • 7635
    bugün medyada çıkan lafları doğruysa yazıklar olsun kendisine dediğim başkandır. bugüne kadar hep takdir ettim kendisini, bir şekilde işlerini yoluna koyabileceğini düşünürdüm hatta tekrar galatasaray başkanı olarak dönsün isterdim. ama artık asla gelmesin senin gibi artistler.
    şimdi yapması gereken adamsa şayet gelsinler talep etsinler kurul başkanıyla görüşürüz falan gibi saçma laflar edeceğine, kurula yapılacak savunmada kendisi de yer alsın.
  • 7636
    http://www.dha.com.tr/...lamalar_1119382.html

    su açıklamaları okuyun. allah askina okuyun. daha sonra hala aysal birakip kaçmadı, dedelerin yuzunden falan gitti diyen varsa diyen varsa takdir edecegim. kendisi mali olarak eski diğer başkanlarla beraber kulubun icine etmiştir. zoru gorunce harcayacak para da kalmayinca kacip gitmistir. firtinadan once gitmiş ihaleyi dursun başkana bırakmıştır.

    ha birde basketbola sponsor olacakti, yersen.

    mali olarak ibra edildi ya, hala icimde uktedir.
  • 7639
    tamam dursun başkan'ın açıklaması ile gömmeyelim. mesela son üç yıl zararının 164 milyon euro olması ile gömelim mi? büyük çoğunluğu kendine ait ama hadi son seneyi silelim. kendisinin başkan olduğu son iki yılda 110 milyon euro zarar için gömelim mi? avrupadan men yiyeceğimiz için gömelim mi?

    en ofsayt entrylerimde üç tane entty var bu adamla ilgili. o zaman söyledik. bugün neredeler hani efsane başkan diyenler?
  • 7640
    kulübün iç yapısını bilmeyip transfer ile gözü boyanan taraftarlarca sevilen, kulübün mali yapısını bilen daha rasyonel taraftarlarca kulübe ne kadar zarar verdiği bilindiği için sevilmeyen ex-başgan.

    galatasaray sözlük'te kendisi hakkında bugüne kadar ne yazdıysam ofsaytlandı. kendisinin başkan olduğu dönemde kulübe girdi 1 milyar tl nin üzerinde; bir gram borç kapanmadığı gibi makas daha da açıldı. ha drogba, sneijder geldi diye kendisini sevip kulübün kurtarıcısı olduğuna inanabilirsiniz ancak mali tabloları ve bilançoyu elinize alıp biraz baktığınızda emin olun aklınıza ne drogba ne sneijder geliyor.

    o yüzden anlamayan insanlara net şekilde şu soruyu soruyorum: tamam, şampiyonluklar geldi, atarlar yapıldı yıldızlar alındı. bunu inkar edemeyiz ama

    a) bugünün parası ile harcanan 300 milyon eurodan fazla para ile kurulan takım iskeletlermiz bu paranın hakkını veriyor mu?

    b) ünal aysal'ın başkan olduğu dönemde 1 milyar tl lik sevindiniz mi?
  • 7641
    kendisi galatasarayin tayyip erdoğanıdır. hala deli gibi taraftarı olması, secime girse %50yi alacak olması ve galatasarayı batirma noktasina getirdigi halde hala kendisine hayran olunmasını baska türlü aciklayamiyorum.

    konusmaya gelince pembe tablolardan baska birsey soylemiyor. bu boyle olabilirdi, o oyle yapilabilirdi, bu durum boyle duzeltilebilir falan filan. ama hic bir zaman o öyle olmadi, olmuyor. uefa kapimizda. biz aysalin sadece tarik camdala verdigi bonservisin bile 1milyon azina bir yaz donemi gecirmek zorunda kaliyoruz. neden? cunku salih dursuna 2.75 bonservis verdi baskanimiz. sonra veysele de verdi 1.2 falan. yetmedi sonra tarik camdala 5 verdi. selcukla burak sanki kacirilacakmis gibi maaslari nerdeyse %50 zamla yenilendi. hem de her yil artarak! butun bu sacma harcamalara ontiverolari, hajrovicleri falan eklemiyorum bile. butun bunlar bilinir ve gorulurken burda kendisine hala azimsanamayacak kadar taraftar bulmasi ise gercekten sadece turkiyede rastalanabilecek bisey.

    kulubu borca soktuktan sonra trip atmaya hakki yoktu. ama o atti ve gitti. şimdi de hala arada konusup pembe tablolar cizmeye devam etmiyor mu, kafayi yiyorum arkadas.

    tanimsiz bitirmeyelim; tayyip erdogan gibi efsane olan baskan.
  • 7642
    daha 3 gün önce dursun özbek'in basın toplantısında ,ünal aysal'a olan kişisel kin ve nefretini kusarcasına, bir galatasaray başkanına emir kipiyle konuşarak "ünal aysal'ın adını neden vermiyorsunuz, kamuoyu sizin parasal ilişkide olduğunuz için sustuğunuzu söylüyor" gibi hadsiz cümleler kurmasına göz yumulan kadir çetinçalı'nın yediği nane yetmiyor röportaj adı altında isim isim yönlendirilerek konuşuyor. daha bunun gibi bir çoğu aysal döneminde tekmeyi yedi diye, şimdi acısını çıkarıyor. burada da gelmiş birileri "kaç milyarlık sevindiniz","iştee başganınızın gerçek yüzü","avrupadan men'i sizin başkanınız yüzünden yiyoruz" tarzı yazılara başlamış bile.

    galatasaray düşmanlarının medya ayakları işlerine yeni başlamışken, onların ağına bu kadar çabuk düşülmesi çok kaygı verici. istenilen küçük, başarısız, rakipleriyle mücadele edemeyen galatasaray'ı yaratmak. tıpkı az olsun bizim olsun mantığındakiler gibi.

    şimdi uzun uzun açıklamaya çalışmayacağım. ünal aysal döneminin nasıl başladığını, camiada nasıl bir yeri olduğunu, ne vaadederek geldiğini yazmayacağım.
    yukarıda kaç milyonluk sevindiğimizi soranlar, bizzat kendi eski entrylerinde nelere nasıl ne kadar sevindiklerini saysınlar anlarlar.

    galatasaray'ın harcamaları ve borç yükü 1997 senesinden başlıyor. ünal aysal döneminden değil. belki de ünal aysal 15 yıllık dönemde en şansız başkanı,
    zira "financial fair play" incelemeleri onun dönemine denk geliyor.

    yaşananları olayları tek tek anlatacak değilim. yukarı hain ilan edilen, yerden yere vurulmaya çalışılan ama galatasaray'lının yüzünü yere eğdirmemek için sportif başarı da sonuna kadar zorlayan başkanın, ffp'ye karşı aldığı iki aksiyonu yazayım;

    -2. sermaye arttırımı
    hepinizin malumudur ki; hükümet eliyle engellenen bu arttırım, eksi olan özsermayeyi artıya çıkaracaktı.

    -riva arazisinin işleme sokulması
    bu da hepinizin malumudur ki; divan kurulu bu hakkı aysal'a vermedi.

    peki ne olacaktı sevgili yazar? bu adam, onu dibe çekip bütün suçu yıkmak istediği kişilere istediğini mi verecekti? aslında divan yalnızca borçtan haberdar ffp'nin ne denli yaklaştığından çoğu dedenin farkında olduğunu sanmıyorum. bütün bunların sorumlusu aysal olsun, zamanında kurtardığı gibi yine kurtarsın istenildiği için getirilen aysal'a istediği hakları vermezsen, aksiyon almasını bekleyemezsin. "kaçtı" diye adlandırılan hareketi, divan'ın sorumluluğu üzerine alması adına yaptığı geri çekilmeydi. ki bugün gelinen noktada ekonomik görüntünün, borcun en büyük pay sahibi bu dedelerdi.

    gelirlerden bahsediliyor 1 milyar tl lik, bu gelirin nasıl bir ortamda kim tarafından yaratıldığının farkında değilseniz; oturup adnan polat döneminde kaç locanın, kaç kombine gelirinin, kaç sponsor gelirinin temlik altına alınıp harcandığını araştırın. ligi orta sıralarda bitiren, şampiyonlar ligine hasret bir başarı grafiği varken, bir marka oluşturdu bu adam. bazılarının taptığı o fatih terim, adnan polat döneminde kulübün kapısının önünden geçmiyordu, aysal o adamı getirdi. şampiyonlar ligi gelirlerini sağlayacak kadroyu kurdu. elbet para harcandı, ama ekmediğin, gübrelemediğin, sulamadığın tarladan hasat nasıl alacaksın? onun da kurtuluş reçetesi buydu, agresif hamleler yaparak başarıyla yükseltecekti. yetmediği yerde sermaye arttırımıyla ffp'den kurtulacak, riva ve sponsor anlaşmalarıyla düzlüğe çıkacaktı.

    küçülerek, tasarruf ederek değil, büyüyerek, marka değerini arttırarak gelişen bir galatasaray amaçlamıştı. dahası sadece ekonomik değil, açıklamaları ve tavırlarıyla da galatasaray'ın adını bir yerlere getiriyordu. kendi dönemini bağımsız bir kuruluşa denetletiyordu bu adam.

    yanlışları yok muydu? vardı. çevresine gereğinden fazla güvenmek, yerli futbolculara bel bağlamak. ama kimse bu adamın para kaçırdığını, zevk için galatasaray'ın parasını harcadığını, ffp'yi hesaplayarak aksiyon almaya çalışmadığını iddia edemez. transferle göz boyamak değil olay, bir marka değeri yaratmak ve sportif başarıyı daimi kılmaktı amaç.

    şimdi ardından sallayın. tek kişiye yüklenin. adnan polat ve öncesinde döneminde muhteşem olan galatasaray ekonomisi, ünal aysal zamanında battı diye günah keçisi bulun. bir amacı, bir planı, bir çabası olan adamı yemeye çalışın. terimsporlulara diyecek tek kelimem yok, kadir çetinçalı hakkında ne yazdıysam aynısı onlar için geçerli.

    kulübe zarar veren 97'den bu yana, hesabı sorulmayan kişiler ve onları seçen divandır.
  • 7643
    faruk süren e yapılanın aynısı yapılmaya çalışılan başkan. efsane başkan ı da kulübü batırdı diye indiren liseciler şimdi de bütün bu cezayı ünal aysal a yıkma peşindeler.

    bu adamların galatasarayla falan alakası yok, pilavlarını yesinler, adada çorbasını içsinler yeter, ve galatasaray bunların kontrolünde olsun. millet de bunlara inanıyor.

    milyonlarca taraftarı olup üyelik geliri olmayan yapıyı da mı ünal aysal kurdu? kendi stadını bile yapamayan bir mezunlar derneği var bunla ilgili iki kelam etmezler varsa yoksa başarılı başkanlara sövülür.
  • 7644
    başkanlığa gelmeden önceki sezon küme düşmeme mücadelesi verdiğimiz için getirdiği sinerji, kazandırdığı müspet ivme ve sportif başarı elbette takdir edilecektir kimse inkar edecek değil ama yaptığı, yaptırdığı transferlerde de büyük paraların götürüldüğünü anlamaya yetiyor. dönen paraların iş bilmemezlikle açıklanması mümkün değil.
    ama herkesin suçlu olduğu konusunda birleşebilecekleri ismin, oluşumun liseli dedeler ve torunları olduğu da bariz. bunlardan kurtulmadıkça, bağlarını kulüpten koparmadıkça daha çok batar çıkar galatasaray.
  • 7646
    başımızı bir gün olsun yere eğdirmemiş, galatasaray kulübünün vizyonunu uygulamış, taraftarının isteklerini red etmemiş. içimizdeki irlandalılar grubu ultraslan'a rağmen, bir gün olsun kendisine randevu vermeyen devlet başkanlarına rağmen, şikeyi aklayan, fenere yalakalık yapan fenerasyonlara rağmen futbol ve basket takımlarımızı başarılara taşımış. galatasaray'ın efsane başkanlarındandır.
  • 7648
    atatürk gibi paralimpik özellliği bulunmayan efsane galatasaray başkanı. eğer bu özellik kendisinde bulunsaydı bir sene önce yabancı kuralını iyice daraltan federasyonun bir sene sonra sınırsız özgürlük bırakacağını tahmin edebilirdi. bu sayede ne takımı yerli çöplüğüne çevirir ne de burak ve selçuk'a saçma sapan zamlar yapardı.

    ama yine de suç bir dediği bir dediğini tutmayan fenerasyonda değil kendisindedir.*
  • 7650
    başkan olduğu dönemde, küçülmeyi tercih edip feda deseydi (ki feda denebilecek kadar beter haldeydik), ne şampiyonluk, ne şampiyonlar ligi, ne kadıköy'deki şampiyonluk, ne psikolojik üstünlük, ne sneijder, ne drogba, ne ergin ataman ne de vs. vs. (aklınıza ne gelirse artık) görebilirdik.

    hiç boşuna passat medyası'nın gazına gelip, ünal başkan'a sallamayın; başkan olduğunda rezilliklerden, utancımızdan yerin dibine giriyorduk her alanda...

    (bkz: başarı başarı başarı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın