aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • 2728
    tribünün talep ettiği, istenerek yapılan bir tezahüratı ıslıklayarak insanlara kendilerini sorgulatmışlardır. şu an grubun öne çıkan isimleri twitter'dan millete cevap yetiştirmekle uğraşıyor.

    bakalım şu saatten sonra reislerinin siyasi görüşlerini mi savunacaklar yoksa taraftarlarının istediğini mi yapacaklar?

    mafyacılık mı? galatasaray mı?

    bekliyoruz.
  • 2729
    ultras felsefesini benimsediklerini belirten taraftar topluluğu.

    bırak ultras'ı felsefe kelimesi bile bunlarla kullanıldığında anlamını yitiriyor. batı tribününde olayı gayet iyi gözlemledim ve video kayıtları da mevcut 19 ağustos 2013 galatasaray gaziantepspor maçı'nın henüz başında santra yapılırken "biber gazı" ve hythyd sloganı atıldı. gözlerim onları izledi. adeta bu sloganları bastırmak için karşı tezahüratla atağa geçtiler. başarılı olamadılar haliyle.

    hele ki 34. dk'da eski açığı tezahürata çağırmakla bir nevi kendi iplerini çekmiş oldular. sağ olsunlar tüm stad onları yuhaladı ve ıslıkla protesto etti. bu durumdan utanmaları gerekir diyeceğim fakat düşünme yetileri bile olduğunu sanmıyorum.

    kendine ultras diyen muktedir'in yanında olur mu hiç? alpaslan dikmen'in kemiklerini sızlatıyorsunuz.

    edit: ekleme.
  • 2732
    19 ağustos 2013 galatasaray gaziantepspor maçından bağımsız konuşuyorum siktirip gittikleri gün rahata ereceğiz. hem takım, hem taraftar çok daha mutlu olacak o zaman. belki bir süre bir grup boşluğu oluşabilir ama elbet o da hallolacaktır zamanla. en temizi aslında direk üniversite tayfalarının darbe yapmasıdır. belirli bir kesimi dışlayarak yine. reis ne amq? reis mi kaldı? ultraslan kim? drogbaspor'da mı oynuyor? tvden izliyorum maçı resmen kesiyor adamlar takımı ya. 3-2 biten 2012-2013 sezonu şampiyonlar ligi maçında kuzeydeydim bende ve resmen maçı bitirdi adamlar ya. inanamadım o bi anda coşan stadı, takımı nasıl o kadar güzel frenleyebiliyorsunuz allasen? ispanya'daki megafonculardan daha çok soğutuyorsun beni maçtan hatta vuvuzelladan bile çok. epl taraftarı bile sizden iyi en azından maça doğru reaksiyon veriyorlar takımdanda kafası karışmıyor. aaaauwwww ve alkış ama doğru zamanda, doğru şekilde. bizimkiler yanlış zamanda, yanlış şekilde.

    lan azcık aklı olan adamın yapmayacağı şeyleri yapıyorlar ya. ıslık nedir? ultraslanın duruşu zaten belli, kimse size bişi demicek, daha ne kendi taraftarını, kendi stadında ıslıklıyorsun lan sana ne. eminim sahadaki oyuncular bile noluyor amq dedi içinden. gerçi bi ara da sneijder öperim oynadığınız oyunu diyip kramponları çıkarıp gidecekti ya neyse.
  • 2733
    telefondayim, uzun uzadiya yazmak isterdim ama aksam bilgisayar basina gecince yazacagim artik..

    ancak icimde kalmasin, belirteyim istedim..

    ezilene karsi olup, guce tapan "ultras" olmaz.. bu isin dogasina aykiridir..

    ultras olmayi da gectim, tribunde onurlu tepkilerini gosteren diger galatasaraylilari isliklayanlar birakin cimbomlu olmayi, ancak "hukumetspor"lu olabilir..

    siktir olup gidin bu tribunlerden, size karakol onunda gfb ile fotograf cektirmek yakisir..

    sizleri savundugum gunlere lanet olsun..
  • 2735
    doğu üst tribünün güney tarafındaki oluşumun* biraz daha ismini ön plana çıkararak, örgütlenerek, ne bileyim doğu üstün tamamında el bildirileri dağıtarak falan kendini ön plana çıkarmasıyla tribündeki baskınlığı azalacak olan taraftar grubu.

    "tribünde siyaset yapılmasın" söyleminden hareketle sanki belli bir siyasi kesimin taraftarlığını yapıyor gibi tavır koymaları utandırmıştır.
  • 2736
    karaborsa'dan nemalanan grup.

    ne zaman metro gişelerinden stada doğru gitsem, turnikelerin orada katil tipli adamlar "maça bilet, maça bilet var, bilet istüyünnü abi" diye sesleniyor insanlara. hangi tribün bileti var diye sorduğumda pegasus cevabını alıyorum. *

    peki soruyorum, ultraslan eğer karaborsa yapmasa bu tip insanları orada barındırır mı? amına bile koyar. yani içinden 3-5 tane katil tipli üyelerinden turnike girişine veya stad etrafına nöbetçi dikse karaborsayı anında keserler. ha niye engel olmuyorlar. para çok tatlı onlar için.

    arma aşkı, galatasaray aşkı diye insanları sikiyorlar haberiniz yok. üni'li grupları da kullanıyorlar ya ta amk!

    edit: büdüt.
  • 2737
    iyi bir galatasaray'lı arkadaşımdan alıntıdır.

    --- alıntı ---

    dün gece 34'üncü dakikada "her yer taksim her yer direniş" sloganlarının atıldığı galatasaray maçında bizzat bulunduğum için statta yaşananlara dair insanları kısaca bilgilendirmem gerektiğini düşündüm:

    biz güney tribününde oturuyoruz. benim 7 senedir kombinem var, her maça az çok gitmeye çalışırım. dün de arkadaşlarla maçtaki yerimizi aldık. ultraslan'ın yeni adamlarını yıllardır ilk kez bu maç yerleştirdikleri ve insanların kombineli yerlerini gasp ettikleri ikinci katta oturuyoruz.

    milli marş sırasında gayet güzel bir şekilde birçok insan demokratik hakkını kullanarak mısır'da her gün yaşanan katliamları, darbeyi protesto etmek için "rabia" işareti yaptı. yarısı da bozkurt işareti yaptı vs. herkes kendi siyasi görüşünü gayet özgürce dile getirdi, maç başladı.

    dk. 33 oldu.. kuzey ve güney'deki tüm ultraslan grubu bir anda inanılmaz bir panik haline geçti. bütün stadı salak yerine koymak adına bütün stat üçlü, hep beraber gibi tezahüratlar başlatmaya çalıştılar. millet bunları anlayınca sesini çıkarmadı, hükümet kuklalarının tezahüratı da başlayamadan 34. dakika geldi çattı.

    dk. 34: önümüzde iki sivil polis, arkasında 8 tane ultraslan "reisi" sırtlarını maça dönmüşler, tribüne dönük yoklama yapan öğretmen gibi tebalarına bakıyorlar. bir anda doğu tribününden 5000-6000 kişilik grup direniş sloganı atınca, batı ve güney tribününün önemli bir kısmı da bu gazı aldı "her yer taksim her yer direniş" demeye başladı.

    ***en önemli nokta burası: ultraslan'ın bu reisleri bize ve yanımızda ağzını açan herkese ağza alınmayacak ana, kardeş, aile demeden küfür etmeye başladılar. aralarından ikisi de bize dönüp gözümüzün içine bakarak "sizi s...rim o.... ç...." diyip boğaz kesme işareti yaptı. resmen maçın başında kendi siyasi ideolojisini stada sokabilen adam, sen slogan atınca seni öldürmekle tehdit ediyor. sus diyor, kes diyor! dehşet içinde küfür ediyor. orada yalnız olsak elinde palasıyla doğrayacak yani adam. yüzde yüz! bu korku altında size yemin ediyorum bir tane insanın bile sesi titremeden çılgınca slogan atmaya devam edildi.

    ölüm tehditleri savuran, panik içinde hop hop zıplayıp tezahürat başlatmaya çalışan ultraslan karşısında dün yaşanan o 34. dakika da muhteşem bir cevap oldu.

    kimse kimseye vesayet uygulayamaz bunu herkes anlamalı artık. sen benim ağzımdan çıkacak kelimeye vesayet koyamazsın. sen kimsin? yetkin ne? hakkın ne?

    sivil polis, çevik kuvvet, komando ultraslan.. kimse korkutamıyor artık. önce olimpiyat, sonra arena... her yer taksim, her yer direniş!

    --- alıntı ---
  • 2739
    ultraslan'ı geçmiş dönem yönetimi ve şu anki yönetimin değişmesi açılarından da bakarak irdelenmiş güzel bir yazı var..

    okumaya üşenen arkadaşlara küçük bir girizgah vereyim;
    yazıda bahsedilen, eski başkan adnan polat'ın siyasi tutumu ve ibra edilmemiş dönemleri, ünal başkan'ın gezi olaylarındaki kişisel tutumu, mehmet karlı'nın efsane konuşması ve inan kıraç..

    he bir de, ultraslan başkanı işadamı veysel giley..

    ultraslan niçin böyle?
    neden bir çarşı olamaz?

    aynen aktarıyorum;

    --- alıntı ---

    süper lig'in ilk haftasındaki maçlar dünya tarihinde futbol karşılaşmalarında görülmeyecek düzeyde politikti.

    hem maç öncesi, hem maç içinde hem de maç sonrası -emre'nin işaretinden lig tv'nin rezaletine filan kadar- sporla politikanın bu denli iç içe olduğu durumlar tarihte pek olmamıştır.

    bu konuya yalnızca spor yorumcularının değil politika analizcilerinin, sosyologların, düşünce kuruluşlarının bolca kafa yormaları gerektiği açık.

    herkes çarşı grubunun politikleşmenin başını çektiğini düşünüyor. ne var ki gerçek politik kuruluş hükümet yanlısı tutumuyla ultraslan olarak duruyor. dünyanın her yerinde politik davranmanın en hası iktidara yakın durmak değil midir?

    galatasaray'da tahkimat önceden yapilmişti

    15 ocak 2011'de tayyip erdoğan'a yapılan ünlü protesto tarihinden iki ay sonra 27 mart 2011 pazar günü yapılan galatasaray kulübü'nün yıllık olağan mali genel kurul toplantısı'nda mevcut yönetime erdoğan'dan daha büyük ve sert eleştiriler yapıldı.

    kulübün genç üyelerinden mehmet karlı'nın (şimdi ünal aysal'ın yönetim kurulu yedek üyesidir) genel kurulda yönetimi sert bir şekilde eleştiren konuşması salonda yankı buldu. “cemaate yakın” olduğu bilinen adnan polat'ın tasfiyesi gündemdeydi.

    adnan polat'in tasfiyesi

    rahmetli özhan canaydın'ın büyük emekleriyle yap(tır)ılan türk telekom arena'nın tamamlanma aşamasında 2008-2011 yılları arasında özalcı işın çelebi'yle 3 yıl oturduğu başkanlık koltuğunda tuhaf bir acemilik sergileyen, sayısız transfer yapan, futbol takımını alt sıralardan kurtaramayan ve stadın loca gelirlerine temlik koyduran adnan polat ibra edilmedi! mahkemelik oldu; sonuçta tasfiye edildi.

    öyle ki galatasaray kulübü eski başkanı özhan canaydın'ın, heykeltıraş önder büyükerman tarafından yapılan heykelinin 25 ocak 2011'de levent'deki açılışında galatasaray kulübü başkanı olmasına karşın adnan polat konuşma için kürsüye bile çağrılmadı.

    seçimli genel kurul'da ise bir üyenin kalkarak adnan polat'a, “(gbkz: insanları sorgusuz sualsiz silivri'ye tıkan bir savcı zekeriya öz'ü niçin klübe aldın?)” yollu konuşması ortalığı buz gibi etti.

    (gerçekten de “cemaat” hangi spor dalına el atsa o spor dalı kuruyor. şu güreş, boks, atletizm milli takımlarımızın durumuna bakın; “emreli” fb ve “avcılı” milli futbol takımının durumuna bakın!)

    ünal aysal'in operasyonlari

    14 mayıs 2011'deki genel kurul'da deneyimli inan kıraç'ın “işareti”yle 2 bin 998 oy alarak kulüp tarihinin en yüksek oranıyla başkanlığa seçilen ünal aysal'ın listesinde abdurrahim albayrak'ın olması bir şüphe, kırgınlık yaratmadı değil.

    ama onun da sırası gelecekti! albayrak'ın her maç öncesi ve sonrası recep tayyip erdoğan'ı araması (klüple ilgili her türlü bilgiyi aktarmak diye anlayın!) hayli rahatsız ediciydi.

    ünal aysal'ın, “taksim gezi” direnişinin daha ilk gününde “kalbim kişi olarak gezi'de!” diyenilk ve tek genel başkan olmasından sonra sürpriz bir biçimde gündeme getirip 22 haziran 2013'de yaptığı “olağanüstü genel kurul” sanki çapakları temizlemek ve yola daha rahat gidebilmek içindi!

    olağanüstü genel kurul'da abdurrahim albayrak tasfiye edildi!

    hepsi iyi de ultraslan niçin böyle?...

    bu soruyu ben de soruyorum. galatasaray çok önemli bir kulüp. alacağı tavır her şeyi değiştirebilecek güçte büyük bir kulüp. galatasaraylı taraftarlar “beyaz” bir güç adeta! takımın avrupa'yla ilişkileri, dünya basınıyla ilişkileri müthiş düzeyde.

    bu yüzden iktidar açıktan tavır alamıyor. ancak sonuçta buraları milyonlarca insanın gönül verdiği bir spor klübü. gs yönetimi de çok dikkatli olmak zorunda.

    şimdiki başkani

    gezi parkı, galatasaray'ın öz mahallesinde olmasına karşın ultraslan'ın beşiktaşlılardan, kadıköylü fenerbahçelilerden daha sessiz kalması anlamlıydı.

    eylem günlerinde yapılan, “...olayların siyasi bir noktaya taşınmak istenmesini ve bazı kesimlerin sahiplenmeye çalışmasını kabul etmemiz mümkün değildir.” açıklaması siyasal iktidar ağzıyla konuşmanın daniskasıydı.

    şimdiki başkan “işadamı” veysel giley, ümit özat'ın “sen kimsin be?” dediği tartışma programında real madrid'i galatasaray “inşallah eler!” demiş, takımına inancı olmadığını gösterip işi inşallaha bırakmış biriydi.

    veysel giley, türk hukuk sisteminin canına okuyan “referandum”da “evet!” demiş birisi.

    28 şubat 2013 günü ultraslan'ın başına gelen kişi, 19.08.2010 günü istanbul'da ihlas holding genel müdürü mücahid ören'in verdiği “dostlar meclisi” iftarında bulunan ve gazetelerde adı yazılan “işadamı veysel giley”den başkası değil!

    galatasaray yönetiminin ise bunca yaptığından sonra, iktidarın oraya buraya saldıran, yanaklarından ateş saçan kızgın bir boğa gibi olduğu bu günlerde veysel giley hakkında yapacağı bir şey -şimdilik- olanaksız görünüyor.

    ahmet yıldız

    odatv.com

    --- alıntı ---

    yazıyı okuyup da kimse siyasete spor karıştırmak rerererörörö demesin..
    çünkü bokuna kadar iç içe bu ikisi..

    edit: ekleme, düzeltme
  • 2741
    vakt-i zamanında chp kurultayı öncesinde "ultraslan ve çarşı kılıçdaroğlu'na destek için kurultaya gelerek çeşitli şovlar yapacak." minvalindeki asparagas haberi davulla zurnayla duyuran odatv zımbırtısı tarafından şimdilerde "neden bir çarşı olamaz?" başlığı altında eleştirilmesi çok değerli sözlük yazarları tarafından önemli ve mühim bir kaynakmışçasına bu platforma taşınabiliyor.

    şimdi, sevgili kardeşim, odatvci beyzadeler zamanında kitleleri etkilemek ve siyasi bir parti liderinin arkasında etkili bir güç olduğunu gösterebilmek adına yalan bir haber ve boyalı bir güzelleme ile grubu reklam ederken nasıl bir anda tü-kaka durumuna düşürdüler hiç düşündün mü? benimsenen ideoloji ve olaylara karşı gösterilen reaksiyonlara benzer bir davranış içinde bulunulmazsa güzellemelerin yerini taşlamalar alabiliyor.

    ikincisi ortada çarşı olunmak istenmesi gibi bir durum yok. kimse kimsenin üzerine elbise biçmeye kalkmasın. o elbise, biçilenin üstüne dar gelir. her kurum, her kuruluş, her topluluk eleştirilebilir; eleştirilmelidir de fakat eleştirinin ve kıyaslamanın temel noktası popülizm kaymağını ekmeğine en iyi şekilde sürmeyi beceren ve bunu da insanlara afiyetle yediren bir grup olursa o yazının okunacak yahut ciddiye alınacak bir nedeni kalmaz.

    mevzubahis haberle ilgili link:

    http://www.odatv.com/...rlaniyor--1512101200
  • 2742
    galatasaray tribününde yer alan ve en hafif tabirle "pislik" diye ifade edebileceğimiz herkesi bünyesinde toplayarak, daha doğrusu onları ortak bir havuzda buluşturup ultraslan adı altında kamufle ederek tribünlere dirlik-düzen geitrdiğini iddia eden; sayısal ve örgütsel anlamda dünyanın en büyük taraftar oluşumu. kendilerini siyaset üzerinden eleştirmek, bir takım siyasi odakların diline düşürmek çok da gerekli ve öncelikli olmayan bir tavırdır. bunun sebebi de haklı olmaları değil, stadyumdan beslenen bazı küçük mafyaların güdümündeyken zaten bu konularda fazla bir duruş beklemenin abes olmasıdır. her ne kadar içinde pırıl pırıl insanlar olsa da mevcut durumu ile galatasaray tribünlerinin pablo escobar'ı olmaktan öteye gidememektedir. ve olası bir dağılma/fesih/kapatılma durumunda galatasaray tribünlerinin escobar sonrası kolombiyaya döneceği gün gibi ortadadır. zaten bütün bu ıslıklamaların, parmak sallamaların, spor büro amirlerine işte bunlar bunlar bağırtıyor diye şikayet etmenin altında asıl yatan sebep siyasi değil; tamamıyla bu güç dengesinin korunmasına yönelik kaygılardır. yoksa tamamıyla olmasa da ultraslan'ın istanbuldaki oluşumunda en tepede olmasa da belli başlı bir yere-öneme sahip olan insanlar içinde gezi parkı olayları içinde bir şekilde yer almış insan sayısı az değildir..

    bilet sıkıntısı çekmemek için karaborsa mafyalarıyla, stadda/deplasmanda rahat durabilmek için stad içinde "değnekci" modunda olan insanlarla yakın olmayı seçmiştir; e zaman içinde haliyle bütün ipleri onları eline vermiştir. zaten 10 kusur yıldır galatasaray tribünlerinde barınabilmesinin yegane sebebi budur.

    yoksa daha önce yapılmışı/yaşanmışı çok var; üzerlerine silah çekip tekme tokat kovarlardı tribünden daha ilk sezonlarında...
  • 2743
    gerçekten de ''ultraslan galatasaray değildir''.

    stat içinde çevresinde mafyacılık oynayan ergenleri ve onların reisçikleri devamlı olarak galatasaray taraftarına zorluk çıkartmaktadır. bu gruba dahil kişilerin çıkardığı münferit kavgalar, bıçaklanma olayları ve bilimum şiddet tabanlı olay birçok insanın hayatını karartmaktadır. *

    maç günleri yapılan bilet satışlarında ve sezon başlarında yapılan kombine satışlarında ultraslan yüzünden mağduriyete uğrayan bir sürü insan vardır. bunun en son örneği; bu seneki kombine satışlarında mevcut yerlerini yenilemek isteyen taraftarın kombinelerinin ultraslan'a peşkeş çekilmesi örneğidir.

    stat içinde kendilerinin başlatmadığı tezahüratlara katılmaz ve başka bir tezahürat başlatmaya çalışırlar. üstelik en saçma anlarda en saçma tezahüratları başlatarak hem saha içine etki ederler, hem de stat atmosferini bozarlar.

    üstelik kendilerine herhangi bir laf edildiğinde ''bütün maçlara gittiklerini, bu işe emek verdiklerini'' söyleyerek yukarda ifade ettiğim ''bağzı şeylere'' hakları varmış gibi davranırlar. bu grubun mantıken ne kadar gereksiz olduğunu ifade edebilmem için buraya kadar yazdıklarım bile yeterli fakat yarıda kesmeyeceğim.

    ''bütün maçlara giden, deplasman kovalayan, bu işe emek veren'' bu şahısların; galatasaray-ultraslan-tribün üçgeninden götürdüğü paranın haddi hesabı yoktur. reislerin her sene kulüpten beleşe çaktığı kombine sayısı ali sami yen yıllarında bile 2000-3000 civarındadır.

    üstelik sözde fedakarlıklarını anlatırken neyden fedakarlık ettiklerini de anlayamazsınız çünkü bu grubun üyelerinin %70'i ultraslan dışında hiçbir geçim kaynağı olmayan veya ultraslan sayesinde daha fazla para kazanan tiplerdir. en iyi ihtimalle bedavadan eğlenip, sosyalleşirler. içlerinde ergen-tribün abisi-reisçik levellerinden sonra eski futbolcularımızın basın danışmanı vs. olanları bile mevcuttur.
  • 2744
    forumdan alıntıdır...

    --- alıntı ---

    galatasaray stadında siyasiler protesto edilmiştir, edilir, edilebilir.

    mesela e-bilet olayına hep sert tepki koyuldu. şu gezi olaylarından sonra bir anda tribüncü (!) olanlar var ya. onlara sorsanız “hükümet gezi protestocularını fişlemek için yasa çıkarttı” diye yaygara yaparlar. ama aslen bu daha önceden verilmiş bir karardı ve ultraslan bunu insanlar zarar görecek, tribün kültürü bitecek diye hep eleştirdi. bunu yaparken bu yeni nesil tribüncülerin (!) çoğu “bak sen rantları bitecek ondan” diye yine ultraslan’a sallıyordu.

    mesela gaziantep’de bu taraftar biber gazı yedi. o gün bir çok yerde sporda şiddet yasasından dem vurarak “bunlar zaten hergele” vb. aşağılamaları gördüm ben sosyal medyada forumlarda. biz tepki verince hatta mecburen sahaya kaçınca bize ceza aldırmaya çalışanlara rastladım çok yerde. unutmadık onları da. (kaldi ki çarşının inanılmaz bestesi diye yırtındıkları beste bizim tribünden çıkmadır.)

    mesela şikeye hep karşı duruldu. koreografiler, açıklamalar, protestolar, yürüyüşler. kim varsa bu işin içinde hepsine “sorumlu olması” yönünde telkinde bulunuldu. buna tepki verildi çünkü bir adaletsizlik ve galatasaray taraftarının yekun halinde bir hak arayışı vardı. 58. maddeyi değiştirdiler, buna tepki verildi vs.

    hamburg maçında ajax maçında ıslıklandı galatasaray stadında başbakan.. başka hangi stadda gördünüz?

    galatasaray’a zarar veren tff’yi ve demirören’i eleştirdi ve defalarca sokaklarda boş gezen bir hayvanın belirli uzuvlarına yolcu etti ultraslan.. yeri geldi yürüyüşle, bazen bir pankartla.. şimdi stadlardaki hükümet protestolarını savunurken “ultraslan demirören’i atayan başbakan’ı eleştirmemize göz yumuyorsa galatasaray menfaatlerini düşünmüyor” diyor ya bazı kendini çok akıllı sananlar.. buna göre demirören’e yapılan her protestonun da hükümete gideceğini ve gittiğini kabul etmeli. demek ki neymiş, onların gözünde aslında ultraslan her fırsatta demirören vasıtasıyla hükümeti eleştiriyormuş. doğru mu?

    filistin’e, kerkük’e, doğu türkistan’a, reyhanlı’ya. hepsine sahip çıkıldı. hepsinde katillere tepki verildi. neden? çünkü ultraslan içerisinde kalkıp da “oh ne güzel patladı reyhanlı, aman doğu türkistan’da ölüyorsa banane” diyen bir hastalıklı ruh çıkmaz. acılar paylaşıldı, zalimler lanetlendi.

    peki gezi eylemlerinde ne oldu? eğer ki biraz bilgisayar başından kalkmadan sosyal medyadan gazlayan tipleri değil de olayları dikkate alırsanız bunu değerlendirmeniz daha kolay.
    olaylar başladığı gün, bir çok sivil toplum kuruluşu gibi ultraslan’da oradaydı. çünkü orada insanlara zulüm vardı, orada partiler yoktu, orada birleşmiş bir halk vardı, korunması gereken bir park vardı. hatta öyle bir ortam vardı ki, gelen muhalefet partisi temsilcileri utana sıkıla bayraklarını pankartlarını kaldırıp öyle geliyordu. ankara’da bir ultraslan olarak katıldığım eylemlerde bunu çok net gördüm.

    ancak siyasi mekanizma çabuk işledi. bir taraf kendine karşı olunması sebebiyle, diğerleri kendilerine yeterince ekmek çıkmayınca işi kutuplaşmaya götürdüler. çünkü taraftar yaratmayan, kutuplaştırmayan, birleştiren hiçbir eylem siyasilerin işine gelmez ! olaylara destek veren-vermeyen herkes bu tuzağa düştü ne yazık ki ve halk resmen bölündü. bu noktalarda siyasilerden darbe yiyen eylemciler bir anda olaylarda ön plana çıkan ve zaten eskiden beri siyasi duruş göstermekten çekinmeyen çarşı’nın arkasına takıldı. bir bayrak altında eylem yapmayız derken bir anda bir grup bir güruh arkasında olmak güven verdi belki de insanlara.

    burada ultraslan’dan da aynı işi beklediler. ama ultraslan bu topa girmedi. neden? çünkü ortada bir zulüm, yiten 5 sivil 1 polis can olmasına rağmen, siyaset fanatikleri kendilerine ezberletilen kalıp cümlelerle diğerlerini yok saymaya başladı. canlar yandı, ocaklara ateş düştü ancak bu bölünmeden doğacak daha büyük olayları kimse görmedi. ultraslan bu bölünme ve kutuplaşma esnasında tarafsız kalmayı tercih etti ve doğru olanı yaptı. çünkü bölünmelerde bile insanları bir araya getirebilecek bir güç galatasaray ! bunun kaybedilmemesi önemliydi.

    tribünü bilen, işleyişteki hiyerarşiyi ve saygıyı bilenler bilir. reis eğer dese ki “geziye gitmeyeceksiniz, giden bundan sonra tribüne gelmesin” yahut tam tersi “geziye geleceksiniz, yalnız bırakan bi daha tribüne gelmesin” dese insanlar mecburen seçim yapmak durumunda kalırlardı. ancak ultraslan iç dinamiklerindeki bölünmeyi önlemek için “kim nerde ne yapacaksa yapsın, ancak tribüne yansımasın” istedi. kısacası sizin iddia ettiğiniz gibi yancı olmadı kimse. aksine “fikri hür vicdanı hür” bıraktı tüm mensuplarını.

    dün stadda gezi eylemlerinin sloganları atıldı. demokratik haktır.
    onları beğenmeyenler ıslıkladı. demokratik haktır.
    olm yapmayın lan siyaset böler diyenler ıslıkladı. demokratik ve sarı-kırmızı bir haktır.

    ama gelmiş burada “efendim beni nasıl bastırmaya çalışırsın” kusura bakma. eğer sen protestonu galatasaray’ın önüne geçirirsen, selçuk 20 metreden frikik atacakken onu bırakıp yapacaksan bastırılırsın arkadaş. sen fikri hür, vicdanı hürsün eyvallah ama galatasaray’ı fikrine alet edenlerdensin. galatasaray için bağır dendiğinde “ben buraya para verdim sanane” lümpenliğini göstermekten çekinmeyenler gelip “her yeer taksiim” diye yırtınıyorsa oraya galatasaray için gelmemiştir kardeşim. islıklayanı konuşuyorsun, sana söveni konuşuyorsun. doğu tribününde protesto edenleri ıslıklayanlara ana avrat sövenler, hatta fiziksel müdahelede bulunanlar var. buna neden değinmiyorsun? tribünden de bu kargaşalar tv’ye yansıdı biraz. hani siz demokrattınız? hani siz anlayışlıydınız?

    samimiyetsizsiniz, siz hak aramıyorsunuz, size destek çıkacak birilerini arıyorsunuz ve adım gibi eminim sizin fikrinize sahip olanlar muktedir olup sizden olmayanları ezse gıkınızı çıkarmayacaktınız! çünkü dün buna tahammül edemediniz siz !

    yahu allah aşkına cevap verin, x partinin mitinginde siz galatasaray tezahüratı yapıyor musunuz? hayır ! neden? çünkü siz oraya hangi takımlı olursa olsun aynı ideolojiyi paylaştığınız insanlarla bir arada olmak için gidiyorsunuz! stadda da hangi siyasi görüşte olursa olsun önemsemeden galatasaray’ı desteklemeye gidiyorsunuz, sapla samanı karıştırmayın !

    galatasaray bir halatı hep beraber çekenlerin takımıdır. eğer herkes halatı başka bir tarafa çekiyorsa o halat kopar. siyaset halatı böyledir işte. dün gördük. ultraslan herkese “gelin galatasaray halatına sarılın” diyor, daha ne desin?

    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın