• 53
    biraz pollyanacılık olacak fakat bizim için gayet iyi geçeceğini düşündüğüm sezon. fena bir kadromuz yok, bir altı numara gelirse bu kadro tamamlanır, falcao da pasta üzerindeki çilek olur. 11 ağustos 2019 fiorentina galatasaray maçına gerektiğinden fazla önem gösterdik bence. nihayetinde çok taktik çalışmaların yapılacağı bir aralık yoktu takım için. ekim'e kadar nispeten hazır olacağımız düşünüyorum, ligde de üst üste galibiyetler alırsak iyice moralleniriz. umarım bu dediklerim hayal olarak kalmaz, ben artık avrupa'da korkulan olmaya geri dönmek istiyorum.
  • 104
    13-14 sezonuna benzetiyorum biraz. türkiye'nin reali olarak* sükse yaptığımızda gerek transferlerle gerek başarılarımızla camia daha çok başarıyı çekiyor adeta, arzuluyoruz. ve alıyoruz da. real de tam tersi başarısız oldukça, sükseli oyuncuları yaşlandıkça, gittikçe ve yerlerini istedikleri gibi dolduramadıkça, o kabuk değişimini sağlayamadıkça daha da çok başarısızlığı ve çalkantıyı beraberinde getirmiş görünüyor. en son itin tenasül uzvuna soktukları bale'den medet umuyorlardı :) kesinlikle vefa konusunda bizden aşağı kalır yanları yok hatta daha çok daha kötüler bu konuda.biz hatta iyi bile yönetiyoruz bu durumu verim alınacaksa alıyoruz alınmadığı yerde paketliyoruz :)

    neyse efendim demek istediğim biz de 13-14teki gibi sükse yapmış, o sinerjiyi yakalamış, süperstar oyuncularımızla özgüvenimiz tavan bir vaziyetteyiz. ama arada bir fark var. bence 13-14 juventusu bu realden iyi takımdı! tek tek oyuncu bazında süperstar diyebileceğimiz bir oyuncu pek yoktu ama conte eşliğinde sistemli, bir "takım"dı en azından. pogbasıyla, vidaliyle(u: şaka maka tek melo bu orta sahaya yetmişti arkadaş..melodan sonra da referansımız hep melo oldu ama next melo da bi daha gelmeyecek :( orayı başka şekilde doldurmaya çalışacağız şuan olduğu gibi..ve aklıma gelen güzel bir laf, "anın kıymetini anı olduğunda anlıyoruz" :)...

    yine de zor tabi o dönem çok ekstra faktörler de vardı. adeta insan olmayan bir melo'dan bahsettik mesela :) veya ondaki winnerlık kimsede olmayan bir drogba. ve tabi ki wesley'nin buzda dansı... ama yine de umarım başı 13-14e benzesin de sonu benzemesin :(
  • 2
    atatürk olimpiyat stadı'nın final maçına ev sahipliği yapacağı sezondur.

    ayrıca türkiye süper ligi 2018/19 sezonu şampiyonunun direk grup aşamasına katılma hakkının bulunduğu, lig ikincisinin ise 2. ön eleme turundan başlayıp grup aşamasına katılmak için 3 eleme turunu geçmek zorunda olduğu sezondur.

    4 mart 2019, yani entry tarihi itibariyle ön elemede karşılaşacak takımlar ise şunlar:

    2. ön eleme turu 3 eşleşme olacak:
    seribaşı: ajax, fc basel, olympiakos
    seribaşı değil: viktoria plzen, galatasaray, lask linz

    3. ön eleme turunda önceki turdan gelecek olan 3 takıma eklenecek takımlar:
    olympique lyon, cska moskova, fc porto, dynamo kiev, fc brugge

    daha sonra 3. ön elemede oluşan 4 karşılaşmanın galipleri aralarında play off turunu oynayıp 2 takımı grup aşamasına gönderecekler.

    güncel durum devam eder de ligi 2. bitirirsek bütün bu turlara seri başı olmadan katılıyoruz.
  • 132
    galatasaray futbol takımı için bazı istatistiklerden bahsetmek istediğim ve buradaki 6 maç üzerinden "makas açılması" durumunu inceleyerek bazı sonuçlara ulaşmak istediğim dünyanın kulüpler bazındaki en prestijli turnuvası.

    1 - galatasaray bu sezon * şampiyonlar ligi'nin en az gol atan takımı oldu. (1 gol)
    2 - galatasaray bu sezon * şampiyonlar ligi'nin en az isabetli şut çeken takımı oldu. (9 şut)
    3 - fernando muslera bu sezon * şampiyonlar ligi'nin en çok isabetli kurtarış yapan kalecisi oldu. (33 kurtarış)
    4 - galatasaray bu sezon * şampiyonlar ligi'nde denediği 65 ortanın sadece 13'ünde isabet bulabildi. (%8,45) 13 isabetli orta ile bu alanda 6. sırada.
    5 - galatasaray bu sezon * şampiyonlar ligi'nde denediği 2913 pasın 2311'inde başarılı olabildi, 602 isabetsiz pas yaptı. %79 ile 6. sırayı 3 takım ile paylaşıyor.
    6 - galatasaray bu sezon * şampiyonlar ligi'nin en çok gol yiyen 3 takımından birisi. ilk 2 sıra genk ile kızılyıldız, 20'şer gol yemişler. ancak attıkları gollere baktığımızda kızılyıldız 3, genk 5 gol atmış yani savunma anlamında en kötü 3 takımdan birisi olarak en az ya da en yanlış hücumu yapan takım da biziz.

    bize ne gösteriyor peki bu tablo?
    ortada net bir hücum planı yok, savunma planı fernando muslera gibi bu sezonun en çok kurtarış yapan kalecisi olmasına rağmen en çok gol yiyen 3 takımdan birisi olduğumuzu göz önüne aldığımızda bitik, pas yapamıyoruz, orta yapamıyoruz ve doğal olarak gol atamıyoruz.

    tamam, oynadığımız takımlardan birisi real madrid diğeri paris st. germain kabul. ama şu anda 122,65 milyon euro kadro değerine sahip bir takım var ortada. evet brugge bile 130,90 milyon euro değerde kabul. ama kızılyıldız 63,5 milyon euro'luk kadrosu ile senden fazla gol atmış, 51,75 milyon euro'luk slavia prag senden fazla gol atmış, senin değerinde diyebileceğimiz genk 5 gol atmış. 89,25 milyon euro'luk olympiakos 8 gol atmış. ki oradan sonra zaten "makas açılıyor" artık, değerler aşıyor seviyeyi.

    tamam makas açıldı da bir bize mi açıldı? bak tablo ortada. senden düşük ya da denk bütçeye sahip 4 takım senden fazla gol atıyor bu turnuvada, sen 1 golde kalıyorsun.
    ki sadece bu turnuvada da değil. sen ligde de gol falan atamıyorsun, atana kadar göbeğin çatlıyor ki zaten bu takımın esas problemi de bu 2 senedir. yani 14 maç oynamışsın 15 gol atmışsın ligde, kupada da atamadık zaten 1 maçta. ortada 21 maç var toplam, atılan gol 16. ortada 21 maç var toplam, yenilen gol 27.

    genel bir tablo çizersek eğer sen 21 maçta 15 gol atıp 27 gol yemişsin, -12 averajdasın.

    ne demek bu? demek ki makasla açılmayla finansal farkla falan açıklanamaz bu durum. bu durum saha içerisindeki istekle, oynanmak istenilen taktikle, hücum planıyla savunma planıyla orta sahadaki dinamik presle açıklanabilir. yoksa "e makas açıldı artık tabi" demek çözüm değil. makas çünkü bir teknik adamın problemi değil. açılan makas yönetimlerin problemi olmalıdır, yönetimler kaynağı bulmaya çalışmalı, bu açılan makası daraltmak için uğraşmalıdır.

    şimdi ne diyoruz "ocak". peki. kalmadı bir şey şunun şurasında tuzla maçı ile birlikte hepi topu 4 maç var. bir allahın kulu ne olur çıkıp bana açıklayabilir mi sezon başında yapamadığımız neyi devre arasında rahatlıkla yapacağız da bizim için ocak ayının bir anlamı olacak acaba?

    mesela kimi satacağız? diagne'yi satabilir miyiz? belhanda'yı? mariano'yu? nagatomo'yu? falcao'yu? babel'i? selçuk inan'ı? donk'u? geri kalanımız zaten kiralık + takımın iskeleti. vazgeçilebilecekler burada, hangisine ne teklif alıp satabileceğiz? unuttuğum vardır belki ama para edebilecek, sattığımızda gelir getirecek oyuncu olsa unutmazdım zaten.

    ne yapalım yine bir ozan kabak daha mı bekleyelim? bekledik de ne oldu ondan geleni tamamen yönetim beceriksizliğinden diagne'ye gömdük? hadi allahtan brugge kiraladı da bir işe yaradı.

    benim artık tahammülüm yok kardeşim. makas mı açılıyor, bütçe mi yok, parasız mıyız? alayına tamam lan, alayına tamam. ama bilader, saçma sapan adamlara 10'ar milyon eurolar dökeceğimize altyapıdan oyuncuyu oynatalım be! genç potansiyelli adam transfer edelim yada. badou'nun osmanlıspor'a maliyeti 750 bin euro, diagne'nin kasımpaşa'ya maliyeti sıfır. abi birisi bana anlatsın, bizim scout transferimiz neden 10 milyon euro'luk bruma oluyor? bu mu ya scouting sistemi? neden bu takımın altyapıdan çıkan oyuncusu yok, varsa da oynayamıyor? ya da neden altyapıdan çıkan gençlerden kazanılan parayı gidip bizim sistemimize hiç uymayan, büyük takım topçusu olamayacak futbolculara basıyoruz?

    sonra makas açıldı ama. açılır da keser de o makas farkına varmayız!

    17-18-19 yaşındaki çocuklar avrupa sallıyor. takımlar artık daha dinamik oynuyor. abi kusura bakmayın ama sikmişim 30 yaş üstü futbolcuyu, alma kardeşim alma alma! bu adam geliyor oynamıyor ortada işte. belki 1 sezon oynuyor iyi, belki 6 ay oynuyor ama sonu hep aynı lan işte aynı şeyi kaç kere deneyip kaç kere başarısız olup kaç kere aptallık yapıp "aa bak böyle olmuyormuş" diyebilmemiz lazım kör müsünüz?
    adam oynama hevesi ile geliyor belki, almışsın 34 yaşında bu yaşına kadar tüm büyük takımlar posasını çıkarmış, kronik sakatlıkları var sen bu adama bağlıyorsun kendini neden lan neden?

    taraftarla takıma faydasız oyuncu yüzünden tartışacağına oynat 18'lik gençleri taraftar onlara tepki gösterirse onları savun, onları koru, onları kazandır lan uzay mekaniği falan değil bu basit bir durum bu! ne oldu ozan kabak penaltı yaptırıp da taraftar biraz tepki verince? geri kalan taraftar savundu değil mi? sonuçta dünyanın parasını kazandık biz ozan'dan. ne olurdu dün erencan oynasaydı? ne olurdu stoperde emin oynasaydı? ne olurdu bu favelasını siktiğimin marianosu yerine altyapıdan herhangi bir aslan parçası oynasaydı ne olurdu lan?

    yazık. hem finansal olarak gittikçe boka batıyoruz, hem eldekileri yaşlarından dolayı gönderemiyoruz, hem gençleri oynatıp değişimi yakalayamıyoruz.

    gittikçe çöküyoruz!
  • 161
    galatasaray'ın gruplara kaldığı son sezon. kadroda kimler yok ki? radamel falcao, ryan babel, sofiane feghouli, younes belhanda, jean michael seri, mario lemina, steven nzonzi, mariano filho ve yuto nagatomo gibi avrupa'da az çok kariyer yapmış yıldız isimler. sonuç ne oldu? hüsran. neden? çünkü bu yıldızlar sönmeye yakındı, yetenek olarak üst düzey ama fiziken bitmeye başlamış topçulardı. şu yaş ortalaması 30 olan kadronun başına pep guardiola ile carlo ancelotti koalisyonunu getir yine bir şey yapamazdı. genel olarak insanlar avrupa'da başarının yetenekli topçularla geleceğine inanıyor. şu yukarıdaki isimler yeteneksiz mi? hayır. hepsi de yetenekli topçular. ancak avrupa'da başarı hız, güç, çabukluk, oyun bilgisi, taktik disiplin ve en sonda yetenek ile geliyor. bugün erling haaland cl'de 30 maçta 35 gol attı diyoruz. top cambazı mı peki? hayır. ama anomali derecesinde fiziğe sahip. hız, güç, çabukluk her şey var çocukta. kylian mbappe keza öyle. şimdilerde en değerli iki oyuncu bunlar. son şampiyona bakalım. haaland zaten orada, sahaya 5 tane uzun, güçlü, stoperimsi oyuncuyla çıktılar. en ufak tefekleri bernardo silva bile hem hız hem çabukluk hem de yere sağlam basma konusunda çok iyi. oyun bilgisi ve taktik disiplini pep'in olduğu yerde söylemeye gerek yok. bir de bunların üstüne yetenek binince şampiyonluk geliyor.

    şimdi konuyu kendimize getirelim. bizim bir manchester city gibi para harcama şansımız yok. o yüzden hem fizik hem zihinsel hem de yetenek olarak üst düzey oyunculardan kadro kurmamız imkansız. peki biz ne yapmalıyız? bizim sahadaki kaleci hariç 10 oyuncudan en az 7 tanesini fizik ve zihinsel olarak üst düzey olan oyunculardan seçip yetenek kısmını en fazla 3 oyuncudan kovalamamız gerekiyor. üçünü birden barındıran oyuncu da bulabilirsek ne ala tabi. benim burada demek istediğim nokta yetenek için fiziksel güçten taviz vermemek. çünkü city ile fiziksel olarak çarpışamazsan zaten yetenekte çarpışamazsın. geçen sezon oynanırken sergio oliveira ile dries mertens ile cl oynanmaz derken bunu kastediyordu herkes. neyse transfer sezonunun kapanmasına daha bir ay var. umarım bu yönde bir takım kurulur.
  • 113
    uefa, 15-21 yaş araliginda ulusal (mahalli olmayan) bir ligde 3 yıl forma sarti kosuyor. illa super lig kurali koymuyor. ortalikta gezen çeviriler yanlis. dogrusunu bu baslikta önceki entry'mde yaptim. orijinal metni de paylastim.
    taylan'in cl'de olmamasinin tek mantikli izahati var benim icin:
    ulkemiz liginde cl deplasmanı dönüşündeki maclarda taze güce ihtiyacimiz olacagi.
  • 55
    torbalar ve gelecek takımlar aşağı yukarı belli olmaya başladı.

    1. torbadan yine rus takımı zenit'i çekmek isteyeceğiz ama malesef geçen seneki şansın bu sefer yanımızda olacağını zannetmiyorum. zenit dışındaki takımların hepsi bizi içeride dışarıda yenecek güçteler malesef, kimi alırsak alalım bunu değiştiremeyiz. ha bazılarından içeride 1 puan kotarabiliriz belki. ama o kadar.

    2. torbadan ajax, shakhtar ve benfica dişimize göre, diğerleri zor. bunlardan birini mutlaka çekmeliyiz.

    3. torbadan inter gelmesin. valencia da gelmesin. diğerleri dişimize göre.

    geçen sene* çok ballı bir kura çektik ama takımda defolar vardı, forvet ve stoper transferi yapılmamıştı. yine de 4 puanla 3. olmaktan daha iyisini yapabilirdik ama sakatlıklar ve cezalar da peşimizi bırakmadı. lokomotiv moskova maçları hariç hiçbir maça as kadromuzla çıkamadık.

    bu sene takımda defolar olmamalı. falcao ve 6 numara gelirse ve rotasyonda kullanacağımız stoper ve forvet transferleri yapılırsa, geçen seneki kadrodan daha iyi olacağımız ve daha iyi mücadele edeceğimiz aşikar. hatta biraz kura şansıyla çıkarız bile. 3. olsak bile avrupa liginde geçen seneden daha ileri gidebiliriz.

    yeter artık bu sene biraz puan toplayalım. sıkıldım galatasaray'ı hep 4. torbada görmekten.
  • 147
    ilk yarı final eşleşmesi belli oldu.

    rb leipzig - psg.

    kim kazanırsa kazansın ilk kez cl finalinde olacaklar. bu açıdan kıran kırana olacaktır. ayrıca atletico'yu yenen takım dünyada her takımı yenebilir. favori psg olsa da, leipzig'den süpriz gelirse kimse şaşırmaz heralde artık.

    diğer tarafta bayern - barcelona ve man city - lyon maçları oynanacak. bayern barcelona maçına tahmin yapmak çok zor. iki ayaklı olsa bayerni favori gösterebilirdim belki ama barcelona tek maçta fişi çekebilir. city - lyon eşleşmesi keza yine öyle. 2 maç üzerinden oynansa city %100 geçer derdim ama tek maç olayı sakat. 10.dakika bi kırmkzk görürsün, bi penaltı neye uğradığını şaşırırsın, telafisi olmaz.

    genel olarak konuşmak gerekirse şampiyonluk favorim manchester city. geçen sene premiere ligi domine edip elenmişler, lig 2.si liverpool ise cl'yi kazanmıştı. bu sene ligi domine eden liverpool elenirken, kazanan city olacak sanırım.
  • 149
    uzay futbolunun oynanacagi bir yari finale gebe sezon. makasin ucunun nerelerde oldugunun gostergesi olacak karsilasmalar olacak. liverpool da olsaydi daha da absurt maclar olabilirdi.

    super ligcilere de oturup futbolun dunyada ne noktada oldugunu gormek icin guzel firsat.

    herhangi bir turkiye ligi topcusu, maclari izlerken 30. dakikada tv basinda tempodan basi donup kusabilir.
  • 136
    üst tura çıkan takımlardan tottenham-leipzig maçını özellikle bekliyorum.
    biri, modası geçti denilen ama kendisine sorulduğunda boşta olduğu vakit futbol anlamında kendini geliştirdiğini söyleyen mourinho hocam, diğer tarafta ise daha henüz 32 yaşında olan ve bu işe erken yaşta başlayıp iz bırakarak, çıkardığı maçlarla iyi bir taktisyen olduğunu kanıtlayan yeni nesil alman teknik direktörlerden nagelsmann.
    çok ilginç bir eşleşme olacak.
  • 157
    naklen yayın gelirleri, şu, bu kısacası para dert olmazsa gerçekten de maraton halinde ve tek maç üzerinden oynanması, değişik bir zevk verdi, heyecanı artırdı.

    ama diğer yanda da, normal olanı hatırladığımızda, on binlerce seyircinin olduğu ortamlarda, kendi sahasında oynayan takımların peri masalı yazabildiği sürprizler de oluyordu (barça-psg maçı gibi).

    yeni normalimizde böylesi bir sistemin, bambaşka bir adrenalin ve sürprizli sonuçlar getirdiği aşikar.
  • 41
    tamamen kendisine yönelik hazırlandığımız sezondur. özellikle yaşı yüksek oyuncuların son hazırlık maçlarındaki durumuna baktığınızda bunu görebilirsiniz. takıma kondisyon, şampiyonlar ligi maçları süresince tepe yapacak şekilde yükleniyor. oyun olarak bilemem ama fiziksel olarak çok büyük takımlarla oynamadığımız sürece ezilmeyeceğimizi düşünüyorum. zira bütün oklar şampiyonlar ligi'ne çevrilmiş durumda. fazladan 5-6 puan hatta iyi bir kura şansıyla bu sene gruptan çıkabilme ihtimaline odaklanılmış durumda. zaten hocanın koskoca maliyetine rağmen falcao'ya onay vermesinin altında da bu yatıyor.
  • 3
    2018-2019 sezonu'nu 2. bitirirsek katılacağımızı zannediyor herkes ama yok öyle bir dünya.

    muhtemel rakiplerimiz bizden güçlü olabildiği gibi 3 tur geçmek hiç kolay olmayacak. temmuz'da sezonu açacaksın, transferler bile yapılmayacak daha ama sen şampiyonlr ligi kovalayacaksın öyle mi?

    bu sene şampiyon olup direkt katılmazsak, elemelrden gelerek katılamayacağımız sezondur. üstüne üstlük sezonu temmuz'da açmanın sıkıntısını da yaşayacağız.

    sırf bu yüzden bile hedef 22'den uzaklaşmamak lazım. o treni kaçırmadık henüz, biz şampiyon olacağız, olmalıyız!
App Store'dan indirin Google Play'den alın