• 2156
    tam galatasaray maçı öncesi yabancı sınırlaması getiren kurum. tepki az gelsin diye yapılmış klasik şark kurnazlıkları. ah şunlara galatasaray üzerinden para kazndırmayı bir kesebilsek. oynamıyorum bu ligde diyebilsek.

    en azından taraftar olarak şöyle sağlam bir tepki verebilsek. bir kuruş az kazansalar kardır.

    tarihte utançla anılacaksınız.

    (bkz: 8 temmuz 2020 alanyaspor galatasaray maçı)
  • 2157
    ligin başlamasına altmışbeş gün kala yabancı sınırı kuralını değişteren, plan program, organizasyondan bihaber kurum.

    siz hiç mi usul erkan bilmiyorsunuz, hiç mi pazarda ağız görmediniz. kuralın değişmesi saçmalık, bunlara değinmeye gerek bile yok. illa değiştireceksen de şöyle yaparsın, ligde en son sözleşmesi bitecek yabancıdan sonraki sene başlarsın uygulamaya, kimsenin hakkını yememiş olursun, planlama yapmasına izin vermiş olursun. neyse bunlar için yorduğum parmaklara değmez, en büyük zevklerimizden birini elimizden alacaklar.
  • 2158
    yabancı oyuncu sayısında yine değişikliğe gitmiş olan kurum. her şey bir yana kafalarda bir soru işareti daha doğurdular. mevcut 14 yabancı oyunculu kuralda yerli oyuncu sayılabilmenin kuralı türkiye a milli takımı için uygunluk olarak gözetiliyordu. baz alınan tarih ise aşağı yukarı tam tarihi hatırlamasam da 2015 yılıydı. demem o ki mevcut düzende tercihini almanya milli takımı'ndan yana kullanan oyuncuların bir kısmı yerli bir kısmı yabancı sayılıyordu.

    örnek vermek gerekirse mesut özil yerli oyuncu sayılıyor. zira milli takım tercihini 2015'ten önce yapmıştı. ancak ilk milli maçına 2017 yılında çıkan kerem demirbay yabancı oyuncu statüsünde sayılıyordu. ancak yeni gelecek kuralla birlikte kerem demirbay'ın statüsü ne olacak? yine yabancı mı sayılacak? o zaman koskoca almanya veritabanından vazgeçmek gerekir ki bu da apayrı bir sorun olarak önümüze gelecek yine. ya da kerem demirbay gibilere tekrardan yerli oyuncu statüsü tanınacak ki bu da yine bir başka sorun. ortalık çok karışacak.

    tff tarafından açıklanan metinde türk milli takımı uygunluğu şartı ibaresi geçiyor ancak bu ibare maç kadrosunda altyapıdan yetişmiş oyuncu bulundurma zorunluluğunu açıklarken kullanılmış.
  • 2159
    tarihin gördüğü en basiretsiz federasyondur. iradeleri yoktur çünkü o makama gelirken başka bir iradeye kayıtsız şartsız teslim olmuşlardır. kulüplerin karşı çıkmasına rağmen yabancı kısıtı getirerek türk futbolunu tekrar o eski kötü günlerine götürecekler. herkes milyon defa söyledi zaten tekrar etmenin anlamı yok bazı menajerler köşeyi dönecek, türk futbolcuları yine astronomik paralar kazanıp kendini geliştirmeyecekler.

    keşke önümüzdeki 5 sene 1’i altyapıdan olmak üzere 2 türk oynatma zorunluluğu getirselerdi bak o zaman türk futbolu nasıl toparlardı.

    plansızlar programsızlar vizyonsuzlar maalesef. bu yabancı kuralına itiraz etmeyen bütün kulüplere ve başkanlara da yazıklar olsun.
  • 2160
    8 temmuzda açıkladıkları yeni yabancı kuralı rezalet ötesi olan federasyon. açıkçası yabancı sınırına zaten karşıyım ama artık lanet olsun gelsin de sussunlar kafasındayım bu yabancı sınırlamasının. fakat madem böyle bir işe girişiliyor, ligin başlamasına 2 ay kala mı açıklanır yani bu karar? böyle bir rezalet olabilir mi?

    dünkü açıklama 2020-21 sezonu değil de 2021-22 sezonu ile başlıyor olsaydı, yabancı sınırını istemeyip de lanet olsun getirsinler diyen biri olarak, bence daha doğru olacaktı. şimdi hem sınırlama var hem de ligin başlamasına 2 ay kala alınmış rezalet bir karar var. allah akıl fikir versin. türk futbolunun, türk takımlarının selametlerini düşünmedikleri sonucu çıkıyor bu karardan ve açıklanma şeklinden.
  • 2161
    bu federasyon.. içinde türkiye adı geçmesine rağmen türkiye'ye için bir fayda gütmeyen, tüm ülkede var olan yozlaşmanın bizler gibi dünyevi zevkleri futbol boyutuna indirmiş * kişilerin en büyük zevkini sırf birilerinin cebi dolsun ve ucuz milliyetçilik naralarını daha iyi atabilsinler gasp etmiş sözde federasyon.

    insanları yaşamdan; sanattan, doğadan, bilimden vb. bilimum güzel şeyden kopartan belli başlı süreli bir zihniyetin, futbol adına yansıması da bu federasyon denilen şeydeki adamlar. ve bizim bu ülkedeki futbol zevkimize karar veren bu adamların hayatlarında tek iyi yapabildikleri şey inşaat..

    gelelim yabancı sınırına, bu yabancı sınırının plansız ve emir üzerine geldiği o kadar açık ki..

    uzun vadeli bir planın olur, 1 sene 2 sene önce kulüplere bunu gizli kapaklı da olsa söylersin çok o ortamlarda uğruna ölürüm dediginiz türkiye'yi seviyorsanız, söylersin çünkü elinde 18, 20 tane yabancı bulunduran senin takımların elalemin arap takımına bile oyuncu pazarlarken zorluk çekmesin yabancı sınırının çat diye ilk 11 için 8 e düştüğünü bilen yabancı takımlara karşı.

    bu sene hep beraber göreceğiz, yabancı sınırının bu kadar düştüğünü gören türk takımlarının yabancılarını harıl harıl satmaya çalıştığını gören hangi takım bizdeki oyunculara para vermeye yanaşacak hele bu pandemi sırasında.

    iş bilmezsiniz, o ağzınızdan düşürmediğiniz liyakat kelimesinden bi habersiniz ayrıca.

    gün gelecek bu zihniyet değişecek diyemiyorum o kadar umutsuzsum bile.
    tahminen 4.58 milyar yaşındaki dünyada da bu döneme denk geldiğim için de isyanım var.
  • 2162
    türk futboluna bir türlü 11 yerli zorunluluğu getiremeyen art niyetli ve korkak kurum. 8+4, 6+0+4, 3+1, 31+69 bunlar ne lan? yerli ve milli iseniz, fedoncu değilseniz çıkar yabancı oyuncu yasağı koyarsınız, o zaman anlarız ne mal olduğunuzu. öyle artılı martılı yok ilk yıl şöyle ikinci yıl böyle üçüncü yıl öyle :) ne kadar aciz ve zavallı bir topluluktur bu, kıvranıyorlar, kıvırtıyorlar, akıllarınca kılıfına uyduruyorlar ama buna kargalar bile gülmez. mert olun, dürüst olun. dürüst değilsiniz. size yeşil sahalar değil orta oyunu yakışır.
  • 2164
    durup durup şu yabancı sınırı denen gereksiz, saçma sapan sistemden medet uman insanlar topluluğu.

    hayatımızdaki her şeyi politize ettiniz. futbolu, basketbolu geçtim wushu sporunu bile politikaya alet ettiniz be. şimdi yine bu ülkenin menfaatine olmayan, açıkça türkiye'deki futbolcu gelişimini hançerlemek adına yine bu garabet sistemi getirdiniz.

    bu memlekette yoluna giden her şeyden bu kadar mı nefret ediyorsunuz siz ya? ne zorunuz var da futbolda kafanıza göre sınırlar koyuyorsunuz? siz kim oluyorsunuz? ballı ihaleler, güç odakları kafi gelmediği için mi spora sardınız yoksa başka ikballerin peşinde koşturmak için sporu kendinize kılıf mı ediniyorsunuz?

    çıkıp konuşan her teknik direktör, her kulüp yöneticisi bu saçma sisteme karşı. peki siz kime sorup da bu kararı alabiliyorsunuz? türkiye'deki futbol algısının altına dinamit koyma görevini size kim verdi? uluslararası arenada gelecek her başarısızlıktan keyif mi alıyorsunuz? milyonların bedduasından, rezil rüsva olmaktan da mı korkunuz yok?

    çekin ellerinizi kardeşim şu ülkenin üzerinden. alın siyasetinizi de gidin, rahat bırakın artık bizi.
  • 2166
    şu an elinde sözleşmeli 12 yabancısı olan takımlara çok büyük mali zarar veren kurum. yedek kulübesine bile oturtamayacağı oyunculara para ödeyecek, satmaya kalksa karşıdaki klüp veya oyuncunun menajeri salak değilse iyi paralar koparmasına sebebiyet verecek bir uygulamadır. hep söylüyorum tbmm'nin çıkardığı kanunlarda bile geçiş süresi olur. klüplere kontratlarından çıkana kadar oyuncuyu kullanmaya izin verirsin. o sırada yabancı eksik olanlar da kiralama yoluna giderek bir planlama yaparlar. ama yok, 2007 yılındaki cumhurbaşkanını halk seçsin değişikliği ile başlayan süreçte bu zamana kadar ulkede bir gram gelisme saglayan tek duzenleme fatih hocamızın getirdigi yabanci oyuncu düzenlemesiydi. ona da zaten fazla dayanamadılar.
  • 2167
    yabancı oyuncu sınırı yüzünden eleştirilmesi saçma kurum. bu hafta oynanan maçlarda herkes kim aldı bu kararı diyor ama yine herkes bu kararı kimin aldığını adı gibi biliyor...

    internete cumhurbaşkanı ve yabancı sınırı yazdığınızda 2017-kasım ayında bu sezon* işaret edilerek yabancı sınırının düşeceğine dair söylem daha doğrusu emir var. bu yüzden bu konu üzerinden yapılan eleştirilerin muhatabı tff değil kim olduğunu bilirsin sendir...
  • 2169
    dunning-kruger sendromu diye bir sendrom var. cahil insanlarla ilgili bir sendrom. olayin özü şöyle:
    prof. david dunning bir gun 1996 yilinin almanagini karistiriken bir olay dikkatini ceker, olay bir hirsizlik olayidir. amerikada kisa boylu sisman, teshis etmesi oldukca kolay bir siyahi eleman gitmis 2 tane banka soymaya kalkmis. tabi ne maske var ne bisey. kamera kayitlarinda soyguncunun tipi kabak gibi ortada. polisler de kolayca adami yakaliyorlar zaten. buraya kadar her sey normal. fakat eleman yakalaninca her seyi inkar ediyor ve ispatlayamazsiniz diyor. polis de kamera kayitlarini gosterip " lan dallama aha bu sen degil misin" diyor. bizim soyguncu eleman şok oluyor. "oha nasil olur lan, ben yuzume gorunmezlik iksiri surmustum" diyor.
    polisler de "ne iksiri amk, kafan mi guzel" diyor. ama bakiyorlar ki eleman ne sarhos ne uyusturucu almis. elemanin akli dengesi de yerinde, deli falan degil yani. "hele bi anlat bakalim su iksir isini" diyorlar. eleman da anlatiyor. "yaw biz cocukken oyun oynadigimizda gorunmez adama limon suyu dokup, isittigimizda gorunmez adam gorunur oluyordu. ben de dusundum, dedim ki e o zaman bunun tersini yaparsam gorunmez olurum. yani yuzume soguk limon suyu surersem ben de gorunmez olabilirim" polisler saskinliktan citledikleri cekirdeklerin agizlarina kacan kabuklarini tukurup "eee sonra" diye heyecanla da dinliyor tabi. eleman devam ediyor "surdum soguk limon suyunu yuzume, evde bir fotograf makinesi vardi, bi deneyeyim dedim. fotografimi cektim. bi baktim ki kendimi cektigim fotografta ben yokum. aha da valla gorunmez oldum lan dedim, sonra girdim bankaya. eller yukari falan iste gerisi malum.
    meger makine bozuk muymus, yoksa makineyi baska tarafa mi dogrultmussa salak. orasini akilli adamlar bile cozemiyor.
    bizim prof. dunning bu olayi okurken "lan bir unsan nasil bu kadar mal olabilir? hadi bu kadar mal, nasil malliginin farkinda olmaz da cesurca enteresan islere girisebilir? akil da yurutmus pezevenk, yani mantik da var. allah allah" diyor ve bunu bir vaka halinde incelemeye basliyor. yanina da asistani justin kruger'i aliyor. diyorlar biz bi deney yapalim, bir zeka sinavi olsun. bu sinava da her turlu elemani alalim.
    yaptiklari deneyde sinava giren ogrencilere sinav notlarini soylemeden once kac beklediklerini soruyorlar. cok yuksek not alanlarin hemen hepsi de aldiklari notun biraz daha altinda bir tahminde bulunuyorlar. yani 90 alan kisi 75 bekliyorum diyor. sebebini sorunca da bazi sorulardan emin olamadigini ve cevaplardan kuşkulandiklarini beyan ediyorlar.
    isin ilginc yanı, cok dusuk puan alanlar cok yuksek tahminlerde bulunup ukalalik da yapiyorlar. 30 alan kisiye kac bekledigi soruldugunda 90 gibi absurt bir cevap aliniyor. ve bu kisi utanmadan " sinav cok kolaydi yeaa" diye artiz artiz de konusuyor.
    sonuc olarak bizim prof. ile asistani diyor ki:
    1. cahil insanlar ne kadar cahil olduklarinin farkinda olamayacak kadar cahil olabiliyorlar.
    2. bu insanlar yaptiklarina asiri derecede yuksek bir onem ve deger atfedebiliyorlar. yani adam boktan bir siir yazip da "3. yeni" akimini baslatan yeni nesil orhan veli veya cemal sureya oldugunu iddia edebiliyor.
    3. bu insanlar bir mevkiye getirildiginde, aldiklari kararlarin %100 dogru olduguna inanirlar.
    4. kaliteli ve donanimli insanlari fark edebilirlerse onlerini kesmeye calisir.
    5. bu insanlari "akil, mantik, bilim, ahlak ve nezaket" ile dahi olsa, elestirdiginizde "hain" damgasi yersiniz.

    simdi akliniza pek cok sey gelmis olabilir. ben sadece federasyon ile sinirli tutayim da soylediklerimi, anlayan anlar zaten.

    tff, yillardir futbolu bilmeyen, zaten zerre kadar da umursamayan insanlar tarafindan yonetilmektedir.

    inanin, oturup futbol konusmayacaginiz insanlar vardir ya hani, takim farketmeksizin futbol konusmayacaginiz insanlar, iste o insanlar tarafindan "emireri" sifatiyla yonetilmektedir.

    bu insanlarla ne konusulur? mesela filan ihaleyi almak icin araya kimi sokalim gibi konulari konusabilirsiniz. x bolgeye liman yapilacak, o limanin ihalesini alalim, kimsenin haberi yokken limanin cevresindeki arazileri de toplayalim. bunlari anlatsinlar. ama futbola karismasinlar diyecegim de, maalesef bu adamlar futbolu (da) yonetiyor.
  • 2170
    2020 ağustos ayında dünya kupası tadında * oynanacak olan turnuvayı lizbon'a bırakmayı kabul etmiş federasyondur.

    halbuki sekiz tane avrupa devini istanbul'da ağırlamak seyircisiz de olsa iyi bir fırsattı. her ne olursa olsun eşsiz bir turnuva olarak akıllara kazınacak. ayrıca 8 avrupa takımını istanbul'a gönderen uefa'yı gören avrupa insanlarının bilinç altında ister istemez istanbul güvenli bir yerdir imajı oluşacaktı.
  • 2171
    yıllardır inşaat şirketleri, mafya babaları, ihale savaşçıları, iş adamları, siyasiler ve bürokratlar ile yönetilen kurum. futbolun içinden doğan, 3.lig kulüplerinin soyunma odasının kokusunu bilen, daha önce formasını eliyle yıkamak zorunda kalmış, tırnaklarıyla yükselmiş ve kimseye eyvallahı olmayan bir kişi gelmedikçe de türk futbolunun düzelmesi imkansız.
  • 2172
    ülkemizde bulunmayan oluşumdur. ülkemizde bir kişi, o gün canı hangi konuda ne isterse ilgili makamlara söyler ve o birimler de bunu sorgulamadan hayata geçirir. siz hala tff karar verdi mi saniyorsunuz?
    geçtiğimiz sezon "başak'ı ben kurdum, şampiyonluğunu görmeyi isterim" demedi mi? hadi geçen sezon imamoğlu falan derken istanbul'u kaybedince morali bozuldu birakti futbolun ucunu. bu sene dediğini yaptırttı. seneye de yabancı sınırı buyurdu o olacak.
    yarın "iptal ettim ligi, cok gereksiz" dese kim itiraz edebilir? kim yani?
    ülkenin politikasında ayrımcılık ve ötekileştiricilik devam ettikçe ne futbol, ne sanat, ne motorsporları, ne heykel, bilim vs gelişmeyecek. buna seçimlerde dur demek de bizle beraber yeni jenerasyonun elinde.
  • 2174
    "satışta kazandığın bonservisin 3'te 1i kadar satın alabilirsin" ve "yabancı kuralı" ile kulüpleri borç batağına sokma gayreti içinde olduğuna inandığım oluşum.

    yabancı kuralı nedeniyle 1 liralık yerliye 5 lira bonservis vereceğimiz gün gibi ortada. yeni tarık çamdallara hazır olalım.
    diğer yandan arapların maicon taktiğine hazır mıyız? nasıl olsa çok yabancıları var mecbur ya serbest bırakacaklar ya da indirim yapacaklar diye son güne beklemeler..
    dahası feghouli ve belhanda hakkında çıkan haberler.. paraları ödenmediği için alacakları karşılıında bonservislerini istemeleri..
    daha sayamadığım bir ton zarar ziyan.. şampiyonlar ligi ve avrupa ligi hezimetleri...

    sonuç kulüpler batık.

    peki diğer saçma kurala ne demeli... 30 milyonluk oyuncu sat ama 10 milyonluk alabilirsin. serdar ali çelikler şöyle bir şey kullanmıştı: "x spor kulbüsün tüm oyuncuları sattın 40 milyon. şimdi bunu 3te 1iyle yeni takım kuracaksın"

    hangi kuralı nerden tutsanız elinizde kalıyor.

    amaç ne? uefanın kıskacında kendini hizaya sokan kulüplerin zararlarındaki azalma, hatta dönemsel kar elde etme kimin işine gelmiyor?
    bu kulüplerin borçlanmasıyla ayakta duran banka ve diğer kurumların.. çarkın dönmesi için su lazım, su yoksa birilerinin kanı aksın istiyor adamlar. ama yeter ki çark dönsün..

    ben daha 1 hafta önce bein sports üyeliğimi iptal ettim. zamanında da etmiştik bi işe yaradı mı bilinmez ama ben mazeret kısmına da defalarca yabancı kuralını ekledim, her aramalarında belirttim. hatta neden dediysem bir çalışana "bu işin en büyük paydaşı sizin firmanız ve zararı onlara da dokunacak ama hiçbirşey yapmıyorlar" da dedim.

    özetle galatasaray yakında hayallerimizde kalır biz de ingiltere, italya fıtbolu izleyerek kendimizi tatmin ederiz böyle giderse...
  • 2175
    ekonomistlerin, hukukçuların ve futbol geçmişi olan kişilerin oturup, konuşup, yeni kararlar alması gereken federasyondur. yabancı kuralının nasıl bir saçmalık olduğunu o başlıkta zaten bahsetmiştim. satışta kazandığının bonservis bedelinin, maksimum üçte birini bonservis için harcayabilirsin demek saçmalık. maddi anlamda olması gereken kural çok basit: kulübün toplam gelir kaynağına göre toplam harcama limiti belirlemek. verilen harcama limitini bir kulüp isterse tamamen bonservise, tamamen imza parasına veya maaşlara dağıtabilir. bunu kulüplere bırakmak gerekiyor, örneğin bir kulübe 200 milyon tl maaş ödeyebilirsin diyorsun ama futbolcu transfer etmesine izin vermiyorsun. bu saçmalık, 200 milyon tl'yi toplam harcama limiti olarak vermek ve bu paranın dağılımını kulüplere bırakmak gerekiyor. bu sınırın kesinlikle gelmesi gerekiyor, yoksa büyük küçük kulüp demeden bütün kulüplerimiz iflasın eşiğine geliyor. harcama sınırını aşan kulüplere ise, aştığı günden itibaren tekrar sınıra çekene kadar yeni transferlere lisans izni vermemek gayet güzel bir çözüm. yoksa ipin ucu çok kaçıyor ve mesela bu seneki galatasaray gibi yaklaşık 70 milyon euro gibi bir bedeli futbolcu maaşlarını ve vergileri ödemek için harcıyorsunuz.

    harcama sınırının yanında, süper lig ve tff birinci lig için en az belirli sayıda olacak şekilde yerli veya yabancı ayrımı yapmadan genç futbolcuyu ilk onbirde oynatma zorunluluğu getirmek. süper lig için en az 5 tane 25 yaş ve altı, tff birinci lig için ise en az 6 tane 25 yaş ve altı ki bunların en az 3 tanesi 21 yaş ve altı olacak futbolcunun maça başlamasının en makul düzenleme olacağını düşünüyorum. ülkenin en üst seviye liginin yerine, bir alt ligin genç futbolcuyu yetiştirme ortamı olarak kullanılması kesinlikle daha sağlıklı, onun için süper ligde 25 yaş altı, tff birinci ligde ise 21 yaş altı olması daha mantıklı. bu kuralı zorunlu hale getirerek liglerdeki veteranlardan yavaş yavaş kurtuluyorsunuz, bütün takımlara ya genç futbolcu transfer edin ya da alt yapınızdan genç futbolcuları kadronuza yerleştirin diyorsunuz, ikinci ligde olup oynatacak genç futbolcu bulamayan kulüplere ya alt yapına yatırım yap ya da başka kulüplerin alt yapılarından oyuncu kirala ve oynat diyorsunuz. her türlü kazanan kulüpler oluyor, iki ligdeki toplam 34 kulüpten her sene toplamda 3 tane genç potansiyelli futbolcu çıksa ve yurt dışına transfer olsa kulüplerimiz bu halde olmaz.

    bu iki düzenlemeye ek olarak gelmesi gereken en katı kural ise kulüplerin her futbolcu için, bütün maliyet ve sözleşme detaylarını bildirmek zorunda olması. kağıt üstünde 3 milyon euro alıyor diye açıklanan futbolcuların toplam 5-6 milyon euro maliyeti olduğunu hepimiz biliyoruz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın