• 1726
    arapların futbol piyasasına getirdiği şişkinlikten nasibini alan futbol. her ülke bu durumdan etkilendi. avrupa ligleri de ya oyunculara yüksek maaş ödemek zorunda kaldı ya da oyuncularını araplara kaptırdı. portekizli çakma bir goat’ın açtığı yol futbolun ruhunu öldürmeye devam ediyor.

    galatasaray özelinde, sürdürülebilir olmayan maliyetlere girmemeye özen göstermeliyiz. bütçe hesabı iyi yapılmalı, karavana olduğu 9 köy öteden belli olan oyuncuları getirmemeliyiz.
  • 1727
    duran'a 20 milyon kiralama ücreti verilmez, orkun'a 30 milyon euro verilmez, cuesta'ya 8 milyon verilmez, jurasek alınmaz, çalhanoğlu'na 8 üstü bonservis verilmez, skriniar o bonservisle alınmaz, talisca alınmaz, gedson alınmaz, cengiz ünder alınmaz.

    osimhen'e 75, romulo'ya 20 verilir mesela...

    son iki sezonda onlarca hatalı transfer sayarım 3 takımda da. ancak hatayı minimize edebilen ve doğruları bir hayli fazla olan takım biziz. doğal olarak bir ayrışma yaşanıyor ve diğer iki takım için çok daha kötü günler yolda. diğer iki takıma bir tavsiye veremem ama bir temennim mevcut heybemde. beter olunuz...

    (bkz: 2025-2026 yaz transfer dönemi)
  • 1729
    daha önceden yazdık, yine yazalım. ayağa kaldırması çok basittir. sadece ayağa kaldırmayı istemek lazım.

    1) altyapıda tesisleşme ve her yıl düzenli yatırım şartı getirilmeli kulüplere.

    2) saha zeminlerine belirli bir standart getirilmeli. 2 haftaya bir olacak şekilde zemin kontrol edilip, kötüyse arttirimli şekilde para cezasi, en nihayetinde puan silme ve son olarak maçlarını başka bir sahada oynama gibi yaptırımlara yer verilmeli. mesela yazlık bakımları yapılmasına rağmen, sezon icerisinde mücbir olmayan sebeplerden ötürü zeminimizin, belirlenen standardın altına düştüğünü düşünelim. ligde 17 iç saha maçına çıkıyoruz. 3 uyarının üstüne, 4'üncü ic saha maçından itibaren 100 bin euro, 200 bin euro şeklinde 1 milyon euro'ya kadar 10 hafta boyunca ceza verilebilir. hala daha duzeltilemediyse 1 defaya mahsus 3 puan silme cezası verilebilir. burada maksat puan silme cezası olmadığı için para cezasını uzun soluklu ve yüksek meblağlı yazdım. amaç zemini, futbolcu sağlığını ve oyun kalitesini korumak, arttırmak. isteyen kulüpler, yapilan uyarı sonrası hala daha zemin sorununu cozememis olursa, talepleri doğrultusunda, standartlara uygun en yakın şehirde veya stadyumda maçlarını oynamaya devam edebilir. ama mevcut zemin kontrolünü orada da yapmaya devam etmek zorundalar. para cezalarının toplamı 5,5 milyon euro yapıyor. maçlarını başka yerde oynamak zorunda kalırlarsa, yaşanacak maç günü ve bilet gelirleri de cabası. bizim gibi loca, kombine geliri olan kulüpler için daha ağır sonuçlar doğurur bu durum. zaten saha zemin masrafları bundan daha da uygundur. maksat kulüpleri doğru olana yönelmeye mecbur birakmak. tff bu konuda kulüpleri zorlayabilir veya kendi getireceği çim bakım uzmanlarını işe alıp, ücretini kulüplerden tahsis edebilir.

    3) galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş, trabzonspor, bursaspor, samsunspor, göztepe, eskişehirspor, kocaelispor, altay, gençlerbirliği, ankaragücü, sakaryaspor, denizlispor, gaziantep, antalyaspor, adanaspor, erzurumspor, erzincanspor, sivasspor gibi taraftar kültürünün olduğu ve tribünleri doldurmanın daha kolay olacağı kulüplerin ligde yer alması için düzenlemeler yapılabilir. beşiktaş'ın son iki üç saha maçını izledim ve o boş tribunler, bir izleyici olarak maçtan zevk almamı engelledi maalesef. takımlar illa 50-60 bin kapasiteli stadyumlarda oynayacak diye bir kaide yok. 15-20 bin kişilik stadyullmlarda da oynayabilmeliler. hem dolu tribünlere karşı oynamış olurlar hem de futbol zevkini arttırmış olurlar. son oynadığımız 15 ağustos 2025 galatasaray fatih karagümrük maçında yer yer boşluklar gördük. hakikaten o boşluklara uzulmedik diyenimiz yoktur. evet, gerekçesi pahalı bilet fiyatlariydi belki ama diğer takım maçlarında bu boşluklar çok çok daha fazla. mesela başakşehir kulübünun taraftar sayısını dusunelim. mesai çıkışı körüklü bir belediye otobusunu cevirdeniz, içerisinden daha fazla insan çıkar.

    4) herhangi bir kulüpte yöneticisiyseniz, bir başka kulübe üye olmamalı kimse. aynı zamanda yonetimdeyseniz, başka takımlara da sponsor olmamalilar.

    5) oyuncu transferlerinde, oyuncuların aldığı ücretlerin ve verilen bonservislerin her kalemi açık açık belirtilmeli. bağışlar dahil buna.

    son olarak, ülke siyasetinin futbolun kılcal damarlarına kadar girmiş olmasına, kurulların, federasyon baskanlarinin tarafliligina değinmeye gerek yok diye düşünüyorum.
  • 1731
    ibrahim hacıosmanoğlu ve osman aşkın bak önderliğinde, 2025-2026 yılı başında dibi görmüştür.

    avrupa’daki 4 ön eleme oynayan takımın 4’ü de elenmiş olup fenerbahçe avrupa liginde, samsunspor’da konferans liginde oynayacaktır.

    en iyi senaryoda 2 şampiyonlar ligi, 1 avrupa ligi, 2 konferans ligi biletimiz olacakken en kötüsü oldu ve her turnuvada tek temsilcimiz var,

    ama sorumlular oralı olmayacağı gibi biri çıkıp galatasaray aleyhinde algı yapacak, diğeri de galatasaray’dan futbolcu kaçırıp fenerbahçe’ye transfer etmeye çalışacak..

    utanma duyguları da yok, yazık…
  • 1734
    jose mourinho ile yeni bazı kötü özellikler kazandı ve maalesef kendisi gitmesine rağmen bu özelliklerden kurtulamayabiliriz.

    artık top kaptıran tüm futbolcular kendilerini yere atarak hakemi manüpile etmeye çalışıyor. dünkü maçta üçüncü golde olduğu gibi.

    (bkz: 30 ağustos 2025 galatasaray çaykur rizespor maçı)

    duran topta adamını kaçıran kendini yere atıyor. hemen hemen tüm fener maçlarında yaşandı bu.

    var bariz bir karar verse de teknik direktör kabul etmiyor ve maç sonrasında da bu inadına devam ediyor.

    bu ve bunun gibi türk futboluna zarar veren bir çok detay var. türk futbolu ondan önce de çok matah değildi ama sportif ahlakın bozulmasına bir çivi de o çaktı.
  • 1735
    ödenen bonservisler ve maaşlarla arap ligleri ile yarışır hâle gelmiştir. artık 3 milyon euro maaşı olan oyuncuya az kazanıyor gözüyle bakılıyor.

    toplumda çok önemli bir kesmin asgari ücretle yani yaklaşık aylık 500 euro ile çalıştığı bir ülkede futbol için bu paraları harcamak düpedüz cahil mutluluğudur. hiçbir hobisi, sosyal etkinliği olmayan toplum elbette futbolla kendini uyuşturacak!..

    millet doğru düzgün kaliteli proteinle beslenemezken devletin kulüplere sürekli vergi affı yapıp, bu maliyeti de halkın sırtına yüklemesi ve halkın gıkını çıkarmaması olan biten müstehak dedirtiyor.
  • 1738
    anlaşılan bu sene çok işe yarayacak ki bu kadar yatırım yapılıyor. yatırım derken öyle altyapı, tesisleşme, zemin kalitesi, genç yeteneklerle yapılanma falan değil. saçılan paradan söz ediyorum. bu sene buraya bakılsın isteniyor.

    muhtemelen bu sezon hakem kararları ve yöneticilerin çıkışlarıyla ortam her zamankinden daha gergin ve toksik olacak. ben soğudum, umarım en yakın galatasaray maçında illüzyonun etkisine tekrar girebilirim.
  • 1739
    popüler futbolcusu çıkıp "en șerefli kulüp" diyor,
    sonrasında futbolun başkanı çıkıp "en karakterli takım" diyor.

    kimsenin kendi geçmişine ve yaşadığı toprakların tarihine saygısı yok.

    tıpkı aynı kişinin 600 yıl dünyaya hükmetmiş biz türklerin diyip yabancı hakem getirmesi gibi.

    lafın özeti: milliyet, namus, şeref, karakter vs. bu kadar kolay dile getirilmemeli. zaten bunun yeri futbol olmamalı. futbol, sadece keyifli bir oyun.
  • 1742
    ölmüş ağlayanı yok...
    99 puan topladıkları için böbürlenenlerin lehine aleyhine verilen penaltılar, faullü goller, atlanan kırmızılar......vs. artık kabak tadı verdi.
    işte böyle toplanıyor o 99 puanlar, ite kaka bir şekilde yarışta tutuluyor yalı çocuğunun oyuncağı.
    (bkz: 17 eylül 2025 fenerbahçe alanyaspor maçı)
    düşünün ki bir takım var, anca uzatma dakikalarında gol yediğinde puan kaybı olması engellenemiyor. (ki biraz sıksalar o da olacak yakında)
    e o zaman ünlü düşünür aziz yıldırım' a hak vermemek mümkün olmuyor; s.kerim böyle fenerbahçe'yi de türk futbolunu da...
  • 1743
    şu an tam olarak sahada görünen şeydir. (bkz: 18 eylül 2025 eintracht frankfurt galatasaray maçı)

    içeride aslan, dışarıda kediyiz ülkecek. kalitesiz lig, kalitesiz rakipler, kalitesiz hakemler, kalitesiz spor medyası derken işte bu kadarız. ligde 1-2 mağlubiyetle şampiyon olmak elbette değerli fakat bir konfor alanı yaratıyor. son 3 yıldır tek rakibimiz fener. onlar da ittirmeyle olmasa ocak-şubat gibi havlu atacak kapasitedeler. ligde 5’te 5 yapmak illüzyon yaratıyor. gerçekleri görmeni engelliyor çünkü karşında doğru dürüst rakip yok. avrupa’ya gidince 80 dakikada 5’lik oluyorsun. liverpool ve city maçlarını düşünemiyorum bile.
  • 1744
    kendi içinde adaleti sağlayamadığı, sahaları düzeltemediği, hakemleri ve futbol ile uğraşan akılları doğru düzgün yetiştiremediği, federasyonu profesyonel olmadığı sürece maalesef bir yol olmayacaktır kendisinden.

    aslında üç aşağı beş yukarı herkesin farkında olduğunu ama klasik zihniyetimiz yüzünden kimsenin elini taşın altına koymadığını da belirtmek gerekir. yazacak daha çok şey var ama bu sinirle ve moral bozukluğu ile ileri gidip kendimi zor durumda bırakmak istemiyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın