• 253
    hani uefa kupası ile pasta kesenler vardı ya, inşallah birileri bu gerçekleri onlara söylüyordur çünkü hedef uefa ya hani. ahraz herifler...

    önem sırasına göre transferler:

    bu takıma net şekilde sağ bek gerekiyor. gurrpegi jelert için 8m euro teklif var demişti. satacaksın bu adamı, madem 95'te oyuna girecek bir topçu, 8 milyon euro teklif varsa göndereceksin. yenisini alacaksın.

    transfer 1: as sağ bek

    bu takımda yedek orta sahası yok. demirbay gibi gamsız topçu ile bu iş olmaz. sahada yürüyüşü bile insanı irite ediyor. tüm sezon torreira, sara, mertens üçlüsü ile gidemez. kaldı ki bu ligde ikinci yarılar hep daha zor olmuştur. biz de bu sezon belki de son 10 sezonun en zor ikinci yarı fikstürünü oynayacağız. bu sebeple net şekilde 8-10 karışımı as oynayacak bir orta saha transferi gerekiyor. bir de yedeği gerekiyor ama öncelikle as.

    transfer 2: orta saha

    bu takımda yedek sf yok. batsuayi ilk 10 maç ne kadar hırslı ve istekli idi. bugün sahaya girdiğinde onun da yürümesinden bile irite oldum. osimhen'in arkasında yedek sf'sin, daha ne istiyorsun arkadaş? geçen yaz alınmasına çok sevinmiştim ama sanırım maaş olayında yanlış yaptık. 4 milyon euro kazanınca kendisini dev aynasında gördü sanırım.

    transfer 3: yedek santrfor

    3 tane transfer gelirse okan hoca kura yardımı ile avrupa'da hedefe de götürür, ligi de nisan'da bitirir.

    dursun aydın özbek yönetimini şimdi göreceğiz. erden timur gibi bir ikna sihirbazı yok. gösterin bakalım hünerlerinizi...

    (bkz: 17 ocak 2025 hatayspor galatasaray maçı)
  • 258
    türkiye özelinde ele alırsak; ülkede menajerlik yapma yetkisi bahşedilmiş bir azınlık, teknik direktör lisansı bahşedilmiş daha şanslı(!) bir azınlık, onların teşkilat olarak çalıştığı profesyonel spekülatörler ve konuya vakıf olmayan kulüp yöneticileri arasında cereyan eden hadise.

    ülkede öyle bir ahlaki çöküntü ve rant sevdası var ki, her konuda olduğu gibi burası da kapılmış. kur farkına, gelirlerin düşüklüğüne ve sportif seviyenin düşüklüğüne oranla korkunç bir ekonomi dönüyor bu ligde.

    bunun bir sebebi hovardalık iken diğeri de bu tarz ilişki ağları ve dönen ranttır.
  • 261
    cuma akşamına kadar galatasaray'ın biri kaleci olmak üzere 4 transfer açıklamasına ihtiyacımız var. takımın her geçen gün geriye gittiği belliyken bir de fırsat transferi beklentisi yaratılıyordu. açık ve net konuşalım fenerbahçe bizden iyi durumda. 6 puan önde olmamız, avantajı koruyabilecek kadromuz yoksa bir şey ifade etmiyor. uzun vadede daha avantajlılar, daha derin bir kadroları var. galatasaray'ın en acilinden kaleci, stoper, 9.5 ve ahmed kutucu transferlerini açıklaması ve 3lüye geri dönmesi gerekiyor. fırsat transferi kovalanacaksa orta saha ve sağ kanat bek için kovalanabilir.

    ekleme: sağ kanat bek transferine öncelik verilmesine anlam veremiyorum. ne olursa olsun kanat beklerde oynayabilecek jakobs bay ve sallai var. yeterliler-değiller, çok iyiler-kötüler o ayrı. bu takımın iskeletinde çok büyük zaafiyetler var ne yazık ki. kale stoper 9.5 ve yedek olmadığı için orta saha.
  • 264
    ihtiyaca yönelik olması tek gerçek kriterdir. takıma bakar eksiğini tespit eder o özellikteki topçuların olduğu listeyi hazırlar ve mali yönden en uygununu alırsın. bu iş bu kadardır.

    menajerlerin ellerinde uçuşan listelerle alınan yoldan bir şey çıkmaz. skriniar psg'nin göndermek istediği menajerin de kulüp aradığı bir topcuydu. bir şekilde gündeme gelmesinin bizim planlamamızla alakası yok ki. menajeri önerdi, ilgilenir misiniz dedi. sadece bize de demedi. en az 40 kulübe ilgi mektubu atmıştır. yarısı dönüp bakmamıştır bile. kalan yarısının %80'ini maliyeti görür görmez teşekkür edip önüne bakmıştır. gözünü karartan 3-4 kulüp yarışır sonunda da birinin elinde kalır.

    ben burada bir transfer aklı göremiyorum. o koltuk da ben de otursam önüme zate gelecek bu teklif. önemli olan planlama dediğimiz hadise de zaten kendi fırsatını kendin oluşturmak. galatasaray'ın elindeki listeye skriniar sonradan dahil olmuş olabilir. ama böyle bir listede daha önce de başkaları olmalı ve birkaçı ile iş son noktaya gelmeli idi.

    bakıyorum yine dımdızlak kalınmış ortada. ben yönetime skriniar'ı alamadı diye kızmam. ama skriniar olmadı diye far görmüş tavşan gibi kalmalarına kızarım. bunu da maalesef hep gördüm, anlaşılan o ki daha çooook göreceğiz. yaşım çok sayılmaz ama neler gördük biz, neler.

    cambiasso derken inamoto'lar, kily gonzales veya pires derken carrusca'lar. sabri'nin yerine sağ bek için her sene yeniden sabri ile anlaşmalar. solu düzelttik derken sağı yerle bir etmeler, hücumu tesla yapıp savunmayı el arabası gibi dizmeler. neler neler. gene aynı terane anlayacağınız. ahmed kutucu'yu da kaptırmaları sürpriz olur mu?

    ben, emre fenerbahçe'ye gittikten sonra elimizden kaçıp fenerbahçe'ye giden biri için üzülmeyi bıraktım. emre ki dönmek için başkanın kapısında yatmış, göz göre göre adamı almamışız o da fener'e gitmiş. onun için gelmeyen ya da alınamayan kimse için üzmeyin kendinizi. siz de siklemeyin. skriniar fenerbahçe'ye mi gitmiş, gitsin amk bize ne.. bize topçu mu yok?

    yeter ki planlama olsun, akıl olsun. 2 sene araştırdık -ismi tamamen atıyorum- paraguay'dan marcelo savio'yu getirdik desinler yeminle daha bir heyecanlanırım. bana planla programla gelsinler, futbol aklıyla gelsinler, canımı yesinler.
  • 265
    haluk yürekli, jelert’i kimin transfer ettiğini bilmediğini ifade etmektedir. bu da galatasaray’da işlerin ne kadar karmaşık ilerlediğini gösteriyor. karmaşık demeyelim direkt doğaçlama diyelim.

    transfer söz konusu olduğunda,

    -okan buruk’un mağdur olduğu kolpasını sıkanlar
    -scout ekibini işin içinden ayıklamaya çalışanlar
    -dursun özbek’in ulufe gibi dağıttığı transfer işinde hatip veya kavukçu’yu masum bulanlar

    bu üç grubun da hiçbir fikrine tahammülüm yok. bu gruplar birbiriyle vasatlıkta buluştular. bu grupların üst aklı dursun özbektir. her seferinde transfer rezaleti yaşatmaktan bıkmıyorlar.

    o yüzden sportif direktör veya önce bir futbol aklı lazım diyoruz. ilericilikte ısrar ediyoruz. vasatlığa ses çıkarıyoruz. keşke herkes becerebilse.
  • 266
    yapılmasının ve/ya talep edilmesinin mevcut oyunculara ayıp etmek anlamına gelebildiğini öğrendiğimiz futbol kavramı. kavrama bu özgün yorumu getirmek de bizim transferden sorumlu yöneticimize nasip oldu. hatta bundan sonra yapılacak transferler duyurulurken, bir de özür açıklaması yayınlansın diğer oyunculara ayıp olmasın diye.

    (bkz: ibrahim hatipoğlu)
  • 268
    carlos cuesta - 8 milyon €
    ısmail jakobs - 8 milyon €
    elias jelert - 9 milyon €
    gabriel sara - 18 milyon € *
    ahmed kutucu - 6 milyon €
    roland sallai - 6 milyon €
    álvaro morata - 6 milyon € (+ 8 milyon €)

    galatasaray sırf bu listedekilere bonservis olarak 69 milyon € ödemiş. faydayı bir kenara bırakıyorum. ziyech, zaha, ndombele vs. sadece imza parası + yıllık ücret + fesih bedelleri 150 milyon €'ya yakın para harcadık.

    2 şampiyonluk ve şl'den gelen para var okey, ancak biraz scouting transferlerine yönelip, ucuza alıp satma potansiyelimiz olan kişilere mi yönelsek.

    ligin kalitesi zaten düşük. bence artık noname potansiyeli olan isimlere gitmeliyiz. yoksa dursun özbek yönetimi sonrası açılan deliği kapatmak için ya florya'dan ya da kadroda para eden isimlerden vazgeçeceğiz gibi.

    hoş şu an menajerlerin en sevdiği kulüp olduk. son dönemde scout ekibinin elle tutulur bir faydası yok.
  • 269
    son yıllarda tanıdığım insanlar yüzünden bu transfer işlerine çok kafa yorar oldum.
    eskiden maliyet hesabını çok yapardım ama artık zerre umrumda değil.
    diğer taraftan türkiye gerçeğinde bir transferin maddi kısmını gözardı etmek, bence bir kulübün yöneticileri ve hocası için çok büyük hata.
    aslında bu örneği entrylerimde çok vermişimdir.
    2019 ocak ayında santrafor almamız gerekiyordu.
    bir sürü isme gittikten sonra diagne’yi aldık malum.
    aslında bizim için doğru isim vedat muriqi’di.
    hem bonservis, hem de yıllık maaş olarak diagne’nin yarı maliyetine gelebiliyordu.
    biz yanlış tercih yaptık ve 6 ay sonra vedat’ı istedik.
    mesela gelelim bu yaza; guela doue doğru bir isimdi.
    beceriksizlik yüzünden olmadı ve sonrasında gidip elias jelert’i aldık.
    jelert’in gelişeceğinden ve en azından verdiğimizi geri alacağımızdan şüphem olmasa da ihtiyacımız olan oyuncu değildi.
    ismail jakobs mevzusu mesela. ismi düştüğü anda ulaşabildiğimiz herkese yazıp adamın durumunu anlatmaya çalıştık ama başarılı olamadık.
    yarın sakatlığı düzelir sürekli oynamaya başlar ve başarılı olur, inşallah da olsun ama bu riskli bir transfer olduğu gerçeğini değiştirmez.
    mesela devre arası transfer döneminde de aynı şey yapıldı.
    bir sürü yüksek isme gidildi.
    yahu sen 2 yılda sol stoperde abdülkerim bardakcı ile oynamışsın.
    kim bu abdülkerim, yıllarca alt liglerd kiralık oynamış ve 26 yaşından sonra çıkış yakalamış stoper.
    bunu küçümsemek için söylemiyorum ama bu profil bile sana yeterli olmuş.
    senin yapacağın şey abdülkerim’den daha potansiyelli bir sol stoper bulmak.
    danso ve pavloviç için 20’yi gözden çıkarmışsın.
    tamam çok iyi stoperler ama gereksiz.
    gideceksin potansiyeli olan bir stoper alıp parayı 2’ye bölecek ve hem sağ stoper hem de bek oynayan bir futbolcu alacaksın, kiliann eric sildillia gibi.
    peki biz ne yaptık? carlos cuesta ve przemyslaw frankowski için 16 milyon euro bağladık.
    örnekler çoğaltabiliriz tabii ama daha fazla da uzatmak istemiyorum.
    yanlış anlaşılmasın mevcut kadro yürür gider ama plansızlığın sonucudur avrupa ligindeki rezilliğin sebebi.
    galatasaray’daki sorunun en büyüğü bir futbol aklının olmaması.
    ben bunu fatih hoca zamanında da söyledim.
    aynısını okan hoca için de söylüyorum.
    mesela angelino transferi sırasında sadece ayhan hoca şerh düşüyor.
    aynı şekilde jelert transferinde de yapıyor uyarısını.
    hadi angelino transferinde dinlemedin diyelim, jelert’te uyardığı zaman “ya bu adama da bir kulak versek mi” diye düşünürsün.
    ortak bir futbol aklı kurar, bir transfer gündeme geldiğinde bunu enine boyuna tartışırsın.
    jakobs’un ismi gündeme geldiğinde “ya bu çocuk için gece hayatı çok diyorlar” bir dursak mı dersin.
    velhasıl yaşanan sıkıntıların ana nedeni doğru düzgün bir futbol aklının olmamasıdır.
  • 271
    son zamanlarda sürekli en yüksek maliyetlerle yapıp katkı alamadığımız durum. osimhen ve biraz sara geldikten sonra elinden geleni yapan eren elmalı hariç 2024-2025 sezonunda yaptığımız hiçbir transfer takımı bir adım ileri taşımadı. skor katkısı vererek son dakikada puanlar kazandıran batshuayi de olumlu bir hamle olarak değerlendirilebilir belki. onun dışında jakobs, sallai, cuesta, frankowski, jelert gibi isimler hiç bir işimizi görmedi. bu isimlere çok ciddi paralar ödense de yükü taşıdıklarını göremedim. lemina, morata ve ahmed kutucu da vasatı aştı diyemeyiz.
  • 272
    cuesta + jelert +frankowski + sallai + jakobs'un galatasaray'a bonussuz bonservis maliyeti tam 40 milyon euro. bonuslarla en az 45 milyon euro.

    bu 5 arkadaşın galatasaray'a yıllık maaş yükü 9 milyon euro. bonuslarla en az 10 milyon euro.

    bu arkadaşların ortalama 4 yıllık sözleşmeleri var. 40 milyon euro maaş yükü.

    4 senelik bonservis ve maaş yükleri toplam en az 85 milyon euro.

    bu arkadaşları bu maliyetlerle bu takıma her kim getirdiyse... isminin hiçbir önemi yok. ibrahim hatipoğlu ise o dursun özbek ise o okan buruk ise o. her kim ise o kişi bir daha galatasaray'da transfer işlerine karışmayacak. karışmamalı. karışırsa bunu bana kimse iyi niyetle anlatamaz.
  • 273
    türk futbol ikliminde çok fazla önem verilen olgu. insanlar onu almadık bunu almadık şunu almadık diye diye dolaşıyor etrafta. sezon başladığında da şurası eksik bölge ara transferde onu kapatalım burayı yaz transferde kapatalım diyor.
    yaklaşık 10 sene önce iş yerinden bir arkadaşla konuşurken twitter i sadece yaz aylarında transferleri takip etmek için kullandığını söylemişti hiç anlamamıştım ama son yıllarda onun gibi milyonlarca insan olduğunu görüyorum. ve hala hiç anlamıyorum. oyuna dair en son olgunun bu kadar on planda olmasının sebebi ne acaba? insanımız neden oyundan daha önemli görüyor bu transfer işini?
    kendi taraftarımıza bir sorum olacak, geçen seneyi gerçekten iyi kapatan takıma hala bu kadar çok transfer isteğinin nedeni nedir? sağ bek eksik, orası da altyapıdan biriyle dolsun neden diyemiyoruz? her bölgeye yeni adamlar, geçen senenin en iyileri yunusla barışın yerine adam istemeler, saranın önüne adam koymalar. neden yani? sara gayette iyi oyuncu arkasını gençten biriyle kapatıp o yetenekli dediğimiz çocuklarında oynamalarını istesek olmuyor mu? barış olmadığında berat lus oynar bakarız olmazsa ondan sonra yerine adama bakarız desek neden olmuyor? sara yerine ilkay geldiğinde otomatik olarak başarı rezervasyonu mu yapıyoruz yani? ilkay da iyi futbolcu gelsin gelmesini konuşmuyorum, transferin neden bu kadar abartıldığını tartışıyorum.
    bu ligde geçen sene transfer yasağı olan samsunspor 3. olup avrupa yaptı. onca transfer yapan yapan bjk 4. oldu elindekileri çıkarmaya çalışıyor. geçen sene bizi eleyen az kaç tane transferle sezona girdi mesela. organizasyon eksikliğimizi konuşmak yerine kişilerle nasıl da oyalıyoruz kendimizi bu gelsin bu gitsin en kolayı. sonra ali koç gibi başkan çıkar taraftar da gitsin der.
  • 274
    nokta atışı bir iş olacaksa gurur yapılacak mesele değildir. yok itibar, yok gurur gibi söylemler galatasaray'a bir şey kazandırmaz.

    ne dünya devleri ne transferlerin peşinde koştu. gözümüzün önünde arsenal aylardır gyökeres için uğraşıyor. bunlar var transfer süreçlerinde. kaldı ki biz, galatasaray olduğumuz için uğraşmıyoruz bir şeyle. napoli başkanı arıza bir adam olduğu için uğraşıyoruz. dünya da tanıyor zaten adamı.

    onun için işin ucunda bütün dengeleri değiştirebilecek, tek başına şampiyonluk oranlarını radikal biçimde değiştirecek bir adam varken sürekli sürekli ''tamam artık, kalkın gelin, yeter!!'' gibi anlamsız çıkışlara gerek yok. üstelik bu adam ''galatasaray'a gideceğim.'' diye telsiz kapatmışken. osimhen için sonuna kadar uğraşacak galatasaray. herkesin biraz sabırlı olması lazım.
  • 275
    futbol dünyasının en zor işlerinden biridir. bu süreçte en önemli şey elbette alım gücü yani paradır. oyuncunun değeri kadar paranız varsa işiniz bir nebze kolaydır ama tek başarı kriteri paranızın olması değildir. paradan sonra zekâ gelir. zor bir transferde pratik zekâlı olmak size inanılmaz fırsatlar getirebilir. klasik transfer kritlerinin yanında çeşitli opsiyonlarınızın da olması gerekir. oyuncu şu kadar maç oynarsa şu kadar ödeme, sonraki satış kârından belli bir yüzdelik pay hatta çok daha fazla seçeneğinizin olması işinizi kolaylaştırır. son olarak sabır gerekir. eğer benim gibi sabırsız biriyseniz en kolay transferi bile imkansıza çevirmeniz olasıdır. (ben olsam napoli başkanının çıplak elle boğardım mesela) ama milyonlarca taraftarı olan ve ülkesinin hatta ortadoğu ve balkanların en başarılı takımının transfer komitesinde yer alıyorsanız sabır kaçınılmazdır. osimhen transferinde sabırlı olursak her türlü başarıya ulaşırız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın