• 755
    sneijder-batalla kıyaslı entryleri sürekli yazarak dikkat çekmek istediğini düşündüğüm yazar.
    bu görüşünü bir kere belirtirsin -ne kadar saçma olduğunu düşünsem de- anlarım. herkesin kendi görüşü var saygı da duyarım. fakat sneijder ve batalla başlıklarına hep aynı türden entryler girerek orayı işgal etme hakkı yok. senin bu konu hakkında görüşünü herkes biliyor zaten.
    aynı anafikri farklı yollardan söyleyerek eline ne geçicek onu anlamıyorum ?
    birgün araba güzel diyor ertesi gün güzel araba. ee aynı şey amına koyum ?
  • 759
    (bkz: #1293482)

    lan adam aynı başlıkta hem sneijdere hem drogbaya laf atıyor başlıkta arda turan. ya insan bir utanır geçen yıl drogbanın oyuna girdiği maça kadar yokuş aşağı gidiyordu takım zorlanıyor puan kaybediyorduk adam girdi ve biz kalan maçları gayet rahat oynadık. sneijder desen adam bu sezonun en iyi ismi.

    kendisi futboldan zerre anlamıyor kesin kanaat getirdim. gerçi rıdvanın yanına çırak olur bu düşünce yapısıyla.
  • 760
    kafayı wesley sneijder ve drogba ile bozmuş yazardır. kimin hakkında konuşsa konuyu bir şekilde sneijder ve drogba'ya bağlıyor. normal hayatında da böyle galiba. farz- ı misal verirsek ;

    + : t a a r a b t'ın kankası

    - : t a a r a b t

    + : kanka bu sene halis karataş nasıl kazanamadı gazi koşusunu ?

    - : sorma kanka. wesley ve drogba transferleri hem atların, hem de halis karataş'ın kafasını karıştırdı. olacak iş değil özellikle wesley senijder transferi veli efendi hipodromuna atılmış bir bombadır, atlar ve jokeyler huzursuz oldu. ah bir batalla'yı alacaktık ki tüm ülke huzurlu olacaktı, halis karataş'ta yarışı kazanırdı kesin.
  • 763
    takıntılı olmak tuhaf bir meziyet. fenerlilerde var bu kafa mesela. sayfa sayfa tapeler var körün gözüne parmak sokar gibi şike yaptıkları ile ilgili. ama adamlar tutturmuşlar bunlar cemaatin oyunu diye :( adamlara laf anlatamıyorsun, ibrahim akın diyorsun, o fethullah gülen diyor. lan başaklar inşaatlar diyorsun bunlar hep bizi durdurmak için yapılmış diyorlar.

    bir de ben hepinizden farklıyım, siz kimsiniz uleyn modunda olanlar vardır. mesela hıncal uluç. herkesden farklı olacağım diye saçmalar bazen. mesela muslera kaleci mi der. 20 hafta bekler, muslera bir maç kötü oynar, ben biliyorum bu işi mına koyim işte, demedim mi size der.

    bir diğer model de, zamanında bir kehanette bulunup da tutmayınca veya kehanet ona kapak olunca o acıyla sotede bekleyip her bulduğu fırsatta laf geçirmeye çalışır. ulan güneş doğudan doğuyor işte desen nerden baktığına bağlı derler. ulan adam oynuyor işte desen, hayat aslında çok ilginç moduna girerler.

    t a a r a b t mı? kurduğu kadroların hastasıyım.
  • 764
    (bkz: #1313109)

    öncelikle fatih terim'e eline yusuf şimşek verilmiş mustafa denizli muamelesi yapmaya gerek yok. 2011-2012 sezonu başlarken bahsedilen elmander'le fatih terim gelmeden anlaşılmıştı ve selçuk hemen hemen kesindi. ayrıca felipe melo ve muslera transferlerinin tamamen yönetimin başarısı olduğunu eklemek lazım. mesela eboue ile de anlaşılmıştı, fatih terim'in bu konudaki katkısı bonservisine 3 milyon euro'da ısrar edilmesini söylemesiydi, çünkü arsenal'in eboue'yi elden çıkarmak istediğinin farkındaydı. ujfalusi de ünal aysal'ın forlan, reyes, ujfalusi çıkarması sonucunda alındı.

    alınmaca gücenmece olmasın. 2011-2012 sezonunda tamamen fatih terim'in insiyatifine bırakılmış transferler şunlardır;

    (bkz: engin baytar)
    (bkz: sercan yıldırım)
    (bkz: ceyhun gülselam)
    (bkz: okan derici)
    (bkz: yiğit gökoğlan)

    kulüp fatih terim'e teslim edildi her adımı o attı gibi bir savunma yapmana gerek yok. ha dersen ki "e sence fatih terim ne yaptı?" diye. fatih terim başkalarının 3 günde yapacağını 1 günde yaptı. bu yeni oluşumu takım haline çok kısa bir sürede getirdi. daha sezon başlamadan, real madrid'le oynanan hazırlık maçında, real madrid'e barnebau'da meydan okuyacak, güzel futbol oynayan, kazanmaya aç bir takım meydana getirdi.

    şimdi 2010-2011 benzetmesine geliyorum. unutulmasın ki o sezon kulübünün başında keita gönderip pino alan bir yönetim vardı. şimdiyse amrabat'ı yetersiz bulup, ancak kulüpte tutup üstüne bruma alan bir yönetim var. o zamanlar orta sahanda barış, ayhan, mustafa vardı, şimdiyse selçuk, melo, sneijder var. baros'la drogba'yı benzetmişsin. o konuda yorum yapmıyorum sen bu 2 adamı benzer görüyorsan bu senin olağanüstü gözlem yeteneğinle ilgilidir. ayrıca o sezon riijkard'ı gönderip kulüpte kredisi olan hagi'yi getirip günah keçisi yapan, korkak bir başkan vardı. şimdiyse gidişatın yanlış olduğunu görüp tüm türkiye tarafından karalanmayı göze alıp, fatih terim gibi bir efsaneyi gönderen, cesur bir başkanın var.

    sebep mi? sebebini bu adam* derdini geldiği ilk gün söyledi;

    "başarı, başarı, başarı."

    edit: harry kewell the wizard of oz uyardı. 2011-2012 sezonunun ortasında yapılan yiğit gökoğlan transferini de ekleyebiliriz.
  • 765
    aysalcilar tarafından saldiriya geçilen yazar.

    selcuk ve melo'nun , muslera'nın galatasaray'a gelmesinde en buyuk etmendir belki de terim.

    büyücü müyücü alayina sorulacak tek soru, madem başarı başarı, başarı diyor cok sevdiğiniz başkanınız, fatih terim'in ne başarısızlığı vardi da kovdu başkan? elinizde patlayacak komik gerekcelerle ne taarabti ne terim ne de terim taraftarlarini eleştirmeyin.
  • 770
    (bkz: #1313109)

    taraftarın tutumu ve futbolcular ile ilgili tespitlerine katıldığım yazar.

    sneijder'e özellikle mevcut fatih terim sisteminde hiç ama hiç gerek yoktu mesela. tamamen bir ünal aysal projesi olduğuna inanmaya başladım. 1 sene top oynamamış, kadro yapısı itibariyle ihtiyacımız olmayan bir adamı fırsat transferi olarak kadroya bir bomba gibi bıraktı. fatih terim sneijder'i istemeseydi, sneijder'i istemedi olacaktı. adeta kimya bozmaya yönelik gereksiz bir hamle.

    drogba ise takımın oyun tarzını değiştirmek zorunda bıraktı bizi. ileride tüm topları indirebilen bir forvet var diye topları şişiriyoruz artık. orta sahadaki oyuncuların emre'nin, engin'in, selçuk'un, melo'nun topla oynayabilme özelliklerini körelttik adeta. rakibi ablukaya alamaz olduk. ileride pres de yapamadığımız için rahat pozisyona giremiyoruz.

    ve evet galatasaray taraftarı tüm kötü gidişin sorumlusu olarak yine takımın en ucuza oynayan yetenekleri belli askerleri emre, amrabat, dany, hakan'ı sorguluyor. esas sihri yapması gereken adamları ise koruyup kollamaya devam ediyorlar.

    gerçekten en büyük rakibimiz kendimiziz.

    imparatoru yediler, hala kral çıplak diyemiyoruz.
  • 771
    (bkz: #1313109)

    bir şeyi merak ediyorum: sabahtan beri bir yığın tanımım silindi. eyvallah, hatalıyızdır.

    ama şu adamın şu tanımı sabahtan beri sözlükte duruyor. içinde küfür var, galatasaray başkanına botokslu ifadesi var.

    allah aşkına nedir bu çifte standart? kim kimi kayırıyor? kurallar kişilere göre değişiyor mu?

    yazdığım entry saniyesinde siliniyor ama arkadaşın tanımı sabahtan beri buralarda. yoksa fatih terim'i savununca hatalar gözden mi kaçıyor?

    ben bu işi çözemedim. ünal aysal istifa!
  • 772
    drogba hakkındaki düşüncelerine katılmadığım yazar. bana göre drogba'nın takıma verebileceği tek zarar yokluğu olur. takım çok alıştı drogba'lı oyuna ve malesef bu adam 36'sına merdiven dayadı. herhangi bir sakatlı, yorgunluğunda çok büyük sıçışa geçebiliriz. şu an takımın çoğu hücumu drogba üzerinden kuruluyor. selçuk ve melo orta sahada aldığı topların %80'ini drogba'yla buluşturma gayretinde, semih defanstan çıkarken dikine paslarla drogba'yı arıyor. pasın kalitesi ne olursa olsun adam sırtına rakip defansı alıp göğsüyle stop edip oyunu açıyor, tek topla verkaçlar yapıyor. sayesinde selçuk'a, melo'ya dikine gitme konusunda daha az sorumluluk kalıyor.

    burak yılmaz'ın sırtı kaleye dönük oyunda saç-baş yoldurduğunu düşünürsek (her maç 1 tane pas hatası, top kontrolünde beceriksiliği sebebiyle mutlaka bir kontra atak yiyoruz) bu görev drogba yokluğunda umut bulut'a kalıyor. ancak umut'tan da bu kadarını beklemek kendisine haksızlık olur.
  • 773
    eleştirildiğini görünce dayanamıyorum. savunmak-savunmamak için değil, argümanları okumadan durmaya dayanamıyorum. acaba standart bir futbol izleyicisi olup futbol bilgisine 10 üstünden rahatlıkla 7 verilecek bu adama hangi sebep ile linç kampanyası başlamış ilgimi çekiyor. girip okuyorum.

    adamı futbolcuya, teknik direktöre, başkana küçük düşürücü ya da makamını zedeleyici yazılar yazdığı için yeriyorsunuz-yeriyorlar.
    iyi de bu hakkı ona kim veriyor? moderasyon mu? bence bu hakkı ona direkt olarak galatasaray camiası veriyor.

    sen adnan polat’ı gönderirken kulübün tarihinde emsal olacak küçük düşürmeyle bunu yapmadın mı? sen galatasaray tarihinde ilk defa bir eski başkanı divana sevketmedin mi? sen kendin galatasaray başkanlık makamını düşürmedin mi ünal aysal? o zaman taarabt gibi vasat bir izleyiciden botokslu lafını yersin. bu makamı, onun eski sahibine yaptığın davranışlarla sen küçülttün zaten. el altından basına malzeme vererek, mikrofon-kamera gördüğün anda ‘’kendinden emin ve samimi gibi çek pampa’’ pozuna girerek herkesin rahatlıkla ulaşabileceği adam olarak sen kendi makamını kendin düşürerek alemin ağzına laf verdin. seni savunan adam rasim ozan kütahyalı neden bahsediyorsun allahaşkına? mesajlarını el altından verdiğin adama bak.

    burada ilk yenilgi, beraberlik sonrası mancini başlığına ‘’malcini’’ ya da ‘’elemancini’’ ya da ‘’egosuna kaydığımın italyan artizi’’ yazacağım. galatasaray teknik direktörünü aşağılayıcı, itibarını zedeleyici haberler, yorumlar yapmayı görüş bildirme cesaretini bana da taarabt’a da veren adam ünal aysal çünkü. onu küçük düşürmek için milyonca datayı alakalı alakasız yılanlara veren, prim sağlatan, kendini yağlatan ama fatih terim’i itibarsızlaştıran adam. kusura bakma ünal başkan sen fatih terim’i değil galatasaray teknik direktörlük makamını itibarsızlaştırdın. şimdi hepimizde savaş baltalarını çıkarıp ilk kötü sonuçta mancini’yi itibarsızlaştırma yetkisi var. kapıyı sen açtın, biz de içinden geçeceğiz elbet.

    bu arada bülent korkmaz, hakan şükür ve cevad prekazi’ye yaptıklarıyla galatasaray efsanelerini asabilme kapısını açan adam da adnan polat’tır. tarih onu da affetmeyecek. ama tarih adildir ünal başkanım seni de affetmez. suratına bakmayacağın iplemeyeceğin adamlar seni botokslu diye eleştirir.
    futbolcu alma, gönderme biçimleri ile de futbolcuyu asma yetkisi verdiniz. taraftar işine girmiyorum size gerek yok biz birbirimizi sikeriz.
    fatih terim takıma bir şeyler getirmişti, taktik olarak çok çok üst düzey olmasa da rakibi maç içinde çözerek skoru değiştirme yeteneği baya bir mevcuttur. 3-2’lik real madrid maçı da sabri’nin eseridir. sabri de fatih terim’in. oyuna sokuş dakikasına kadar. onu engin baytar gibi kullanarak boş alanları topla katetmesini söylediği için de o başarı terim’e aittir.

    fatih terim galatasaray’dan birlik olma duygusunu da giderken yanında götürmüştür. kimse kusura bakmasın bir daha 3-5 sene boyunca birlik olabileceğimizi sanmıyorum.
    ve ünal başkanımın bana vermiş olduğu yetkiye dayanarak önüme geleni değersizleştirebilirim kalemimle. ve taarabt ya da bir başkası çıkıp makamları küçük düşürdüğünde kimse ağzını açıp lafını bile edemeyecek.

    bu yetkiyi en üst mevkiden aldık çünkü.
App Store'dan indirin Google Play'den alın