• 17
    yeni yönetim, yeni teknik direktör, genç, başarıya aç, yetenekli oyuncular ile girmezsek büyük ihtimalle takip etmeyeceğim sezon. çünkü ;
    - istikrarsız kadro
    - x mevkii boş kaldı hiç oyuncu alınmadı başka mevkiiden devşirilecek
    - x oyuncu takımın değişmez oyuncusu ama sürekli sakatlanıyor
    - pas oyunu adı altında mıy mıy futbol
    - sümsük, hiç bir denediği şeyi yapamayan anadolu topçuları
    - ocakta x mevkiiye x gelirse kesin şampiyonuz
    - sürekli yeni yeni bahaneler
    - hakkımız yendiğinde sesi çıkmayan yönetim
    - taraftara hayal satan yalancı yöneticiler
    - konsantrasyon eksikliği
    - avrupada mücadele bile etmeden fark ye
    - x oyuncu neden haftalardır kadroda yok
    - kupada rotasyon yapıp elenmek
    ve niceleri durumlardan sıkıldım. canımdan çok seviyorum takımımı. ama artık gerçekten bıktım. her maç günü başım ağrıdan çatlıyor. zaten pandemi ekonomi falan derken yeterince yorulduk mental olarak. üstüne bir de hobi olarak yaptığımız şeyin bize sinir harbi olarak dönmesi geliyor. ya bu ölü toprağını artık atalım, ya da ben türk futbolunu ve galatasaray'ı izlemeye biraz ara vereceğim.
  • 109
    ilk 4 haftada 3 deplasmana üstelik rakiplerin de puan kaybetmesi çok muhtemel kasımpaşa ve trabzonspor deplasmanlarına gittiğimiz sezon.

    4 hafta, 3 deplasman, 12 puan ; çok muhtemel ve ellerimizin arasında olan bir senaryoydu. puan kaybettiğimiz 2 maç 2-0 öne geçtik. ayağımıza kadar gelen o 12 puanı alabilseydik şuan takıma, hocaya olan güven, oluşan sinerji zirvelerdeydi. camia olarak muazzam bir kenetlenme hali olacaktı. ve dahi liderdik.

    ama 2 maçı pisi pisine verince konuşulan şeyler tamamen teknik ekibin yetersizliği, fatih hoca'nın yanlış tercihleri, bundan sonra öne geçtiğimiz maçlarda dahi diken üstünde olacağımız gerçeği, en azından ocak ayına kadar daha onlarca maçta forma giyecek yedlin, babel gibi futbolculara karşı duyulan öfke ve güvensizlik. geçen sezonun kahramanı taylan dahi 1 hafta boyunca yerden yere vuruldu. bu takımda anca yedek olabileceği konuşuldu.

    2 senedir kupa alamayıp, geçen sene tek gol averajıyla şampiyonluk veren bir camia olarak kırılganız. hiç öyle fenerbahçe de bilmem kaç yıldır kupa alamıyor geyiğine girmeye gerek yok. fenerbahçe ve galatasaray'ın dinamikleri bir değil. adamları 20 yıl aziz yıldırım yönetti ona bile reaksiyon veremedi camia olarak. şimdi de 3 yıl 0 kupa ali koç'a büyük başkan çekiyorlar hala.

    beceriksizlikten, bireysel hatalardan, yanlış oyuncu değişikliklerinden, oyunu okuyamamaktan pisi pisi giden 4 puan takım ve taraftar nezdinde sezonun gidişatını direkt etkiledi maalesef.
  • 283
    altay ve malatyaspor'un kurtuluşu yok. düşecek 2 takım bunlar olacak. kalan 2 takıman biri olmamak için ise giresunspor, antalyaspor, ç.rizespor ve göztepe'nin mücadele edeceğini düşünüyorum. galatasaray'ın da birkaç hafta daha ağızlara sakız olacağını ama durumu toparlayıp ilk 7-8 de olacağını sanıyorum.

    ileride asla hatırlamak istemeyeceğimiz sezon.
  • 97
    üç büyüklerin üçünün de son derece iddialı girdiği sezon. beşiktaş büyük kumar oynarcasına bir kamyon para harcayıp ünvanı korumayı, fenerbahçe ali koç'la skandal geçen 3 sene sonrası 4. sezonda mutlu olmayı istiyor. bizde de son iki seneyi boş geçen, artık kredisi çok düşen fatih terim ve rüştünü spor alemine ispat etmek isteyen burak elmas var. şampiyonun, sonraki sezonun şampiyonlar ligine direkt katılamayacağı, çok tartışmalı, kaos ve kavga dolu, acayip bir sezon olacak.

    şunu da not düşeyim, mayısta konuşuruz.

    galatasaray şampiyon olursa sergen yalçın ve ali koç gider.
    fenerbahçe şampiyon olursa fatih terim ve sergen yalçın gider.
    beşiktaş şampiyon olursa fatih terim ve ali koç gider.
  • 72
    galatasaray ve beşiktaş arasında geçeceğine inandığım sezondur.

    sezon öncesi izlenen transfer stratejileri bakımından birbirine tamamen zıt görünen iki takım.

    beşiktaş, yaşlı ama kalitesinden sual olunmayacak futbolculara düşük bonservis & yüksek maaş vererek kadrosunu oluşturdu ve bence şu an ligin en büyük favorisi. galatasaray ise ne vereceğinden %100 emin olamayacağımız 20-24 yaş arası futbolculara -kısmen- yüksek bonservis & düşük maaş vererek geleceğin takımını kurma yolunda ilerledi.

    cicaldau(24) - 6.5m
    boey(20) - 1m
    barış alper(21) - 1.5m
    berkan(23) - 3.5m
    nelsson(22) - 7m

    bu 5 oyuncuya ortalama 3.9 milyon euro bonservis verilmiş. bir orta saha ve bir sağ kanat daha alacağımıza kesin gözüyle bakıp bu 2 transfer için de 12 milyon euro bonservis bedeli eklersek genel toplamda 7 oyuncuya ortalama 4.5 milyon euro bonservis bedeli ödemiş oluyoruz. bakıldığında yüksek bir bedel değil ancak oyunculardan ne alacağımız ciddi soru işareti.

    oyuncuların alacağı yıllık maaşların ortalaması da tahminen 700-800 bin euro bandında. bu 7 oyuncuya toplam 5 milyon euro civarında bir maaş ödemesi yapılacak. 2 yıl için düşünülürse 10 milyon euro maaş bedeli ve bonservislerle beraber bu yedilinin bize toplam maliyeti 41.5 milyon euro.

    bu para nereden geri kazanılabilir?

    şampiyon olan kulüplerimizin direkt olarak ucl gruplarına kalıp katılım ödülünü cukkalaması devri geride kaldı. el ele ülke puanının evini ocağını yıktık maalesef. tek gelir şampiyonluk geliri. beşiktaş geçen yılki şampiyonluğundan 230 milyon liraya yakın bir gelir elde etti. bu yaptığın yatırımların karşılığını almak istiyorsan şampiyon o-la-cak-sın! başka yolu yok. 2 yıl şampiyon olsan 45 milyon euro'ya yakın bir gelir elde ediyorsun, yukarıdaki hesapta 41.5 milyonluk transfer gideriyle kurduğun takımın parası çıkıyor.

    ama asıl soru şu: bu kadroyla şampiyon olabilecek miyiz? fatih hocanın anlık formuyla, muslera'nın 2021 copa america sonrası mental durumuyla, elimizdeki genç ve tecrübe açığı olan oyuncuların performansıyla şampiyonluğa yürüyebilir miyiz? bence zor.

    şampiyon olamadığımız durumda bizi düze çıkaracak tek yol oyuncularımızı yüksek bedellerle büyük kulüplere satmak. bunu son yıllarda yaptık: ndiaye, ozan, gomis, rodrigues, bruma... şimdi daha büyük kar paylarıyla daha çok oyuncu satmamız gerekiyor. bu da büyük risk içeren bir olay. biz oyunculara sabredeceğiz, onlar kendilerini geliştirecekler, değerlenecekler, biz bu sırada şampiyon olamamayı göze alacağız, genciz dinamiğiz illaki kendimizi buluruz diyeceğiz ve sonunda yükselen yıldızlarımız kendilerini avrupa'ya atacaklar. umarım sözlük, umarım böyle olur.

    suyun diğer tarafı beşiktaş'ın transferleri de en az bizim kadar maliyetli. ismi geçen oyuncular teixeira, godin, diego costa ve ghezzal. ortalama 3.5 milyon euro maaş alsalar yıllık 14 milyon euro maaş giderleri var. bu 4 oyuncuya toplam 5 euro (ghezzal 3m + godin 2m) bonservis bedeli ödeseler takımın 2 yıllık maliyeti 33 milyon euro.

    2 yıl sonunda bu oyunculardan bonservis bedeli kazanamayacakları için onlar için de tek yol şampiyonluk. hocaları bizim hocamızdan daha formda, ne oynadıkları belli, aldıkları oyuncuların kalitesinden şüphe edilmez ve hepsi şampiyonluk seviyesinde uzun süre futbol oynamış oyuncular. kısa vadede şampiyonluk şanslarını bizden yüksek görüyorum.

    izlediğimiz transfer yolundan ve mentalitemizden son derece memnunum ancak biz kendimizi kurtardık da diğer kulüpler batıyor gibi bir durum yok. yine sonuçta iyi top oynayan, ligde rakiplerine üstün gelen ve avrupa'da iyi kötü tutunabilen kulüp ekonomik anlamda düzlüğe çıkacak. gerisi lafıgüzaf.
  • 273
    bir sezon düşünün ki bir futbol takımıyla ilintili tüm şahıslar, kurumlar ve topluluklar eleştiriyi sonuna kadar hakedecek hatalar ve adaletsizlikler silsilesi içinde kendine yer bulsun.

    siyasiler, başkan, yönetim, giden teknik ekip, gelen teknik ekip, scout ekibi, tff, tff başkanı, hakemler, yetersiz futbolcular, yaşlı futbolcular, vasata alışan ve iki cepheye bölünen taraftar, yazılı basın, sosyal medya...

    bu kadar eleştirilecek şey arasında çok az değinmelik ya da es geçmelik hiç kimse mi yok?

    marcos do nascimento teixeira marcao
    victor nelsson
    kerem aktürkoğlu

    bu üçü bir şekilde rüştünü ispat etti ve yakın gelecekte galatasaray' a maddi de olsa fayda sağlayacak yegane unsurlar olarak göze çarpmakta.

    bu üç futbolcu dışında yapılan tüm eleştirilere eyvallah çekip kıçımızın üstüne oturmak zorunda olduğumuz sezondur kendileri. herkes haklı ne denilebilir ki!

    bu üç futbolcunun değersizleştirilmesine müsade etmemek ve küme düşmemek yegane amacım bu sezon.
  • 259
    çok merak ettiğim konu şu: bu sezon sonunda küme düşersek ya da son bir kaç hafta çırpınarak kümede kalabilirsek acaba kimler, neler söyleyecek?
    galatasaray'ı ilk izlediğimin üzerinden 39 sene geçmiş ve gelinen yer içler acısı.
    büyük takım hüviyetinden çıktığımız, dünyanin en büyük küçük takımı olma yolunda ilerlediğimiz tatsız sezon.
  • 189
    zamana ihtiyaç var demek çok matah olmaz ama konsantre ve özgüvene ihtiyacımız olan sezon. nitekim şampiyonlar ligi grubundan hallice bir kurada 11 puan toplamış ve çok iyi performans gösteriyoruz. bu da demektir ki zaman ile çok alakamız yok, takım isteyince oluyor. o zaman lig ile avrupa arasındaki fark ne? oyun şablonu... ordaki 5 maçın tamamında aynı mantalite ile oynadık: geride sağlam bekle, hızlı hücum et, hızlı paslaş.. ve en önemlisi konsantre tavanda oldu. yerel ligde ise avrupa'daki kadar mental açıdan hazır olamadık ve çok puan kaybettik. galatasaray'ın 14 haftada 22 puan toplamasının açıklaması olmamalı.

    bana kalırsa bırakın yerel ligi avrupa'da bile potansiyelimizin hâlâ altındayız. çok daha iyi sonuçları hakeden bir ekibimiz var. umut var, enerji var ancak denklem kurulamıyor bir türlü.

    bilenler bilir: bazı arabaların motorunu açmak için boş yolda son sürat hız yapılır. bizim durumumuz da buna benzer şekilde. takımın mekaniğinin açılması lazım. en iyi yağ, en iyi balata neyse koyacağız ve vitesi artırıp arabanın ciğerlerini temizleyeceğiz. sonrası yol tutuşu artık; en keskin virajlarda bile sarsılmadan devam.. trabzon ile fark 14. trabzon kazanmaya devam ettikçe artık pamuk ipliğine bağlıyız. kaybetme lüksümüz yok artık. ama şu var ki biz kazanma serisi yakalarsak o fark elbet kapanacak..
  • 319
    en değerli yerli oyuncusunun uğurcan çakır, en değerli oyuncusunun ise -10'ar haftalık periyotlarla ve kronolojik olarak- yok pahasına trabzonspor'a peşkeş çekilen bakasetas, nwakaeme ve yine büyük kulüplere 10 m euro çekilip trabzonspor'a o istenen fiyatlara göre sudan ucuza satılan edin visca olduğunu düşündüğüm sezon.

    cornelius'un ise tüm lig boyunca gösterdiği istikrarda göz ardı edilemez ama diğerleri olmadan bu kadar iş yapamazdı.

    tff ve siyasi desteklerle şampiyon yapılacak olan trabzonspor'u ise tebrik etmiyorum.
  • 315
    tarih itibariyle kalan 9 maçtan, uefa konferans ligi'ne gidebilmek için alınabilecek en yüksek puan neyse onu almaya odaklanmak lazım. dördüncü sıradaki takım ile aramızda 9 puan var. oldukça imkansız duruyor ama matematiksel olarak da imkansız hale gelene kadar ümit kesilmez.

    gaziantep fk (d)
    karagümrük
    fenerbahçe (d)
    malatyaspor
    altay (d)
    sivasspor
    başakşehir (d)
    adana demirspor
    antalyaspor (d)

    sadece süper lig'de geçen bir sezon kekremsi oluyor, beni motive etmiyor bir taraftar olarak. dünkü maçtan* çok uzun zamandır almadığım lezzeti aldım sonuçtan bağımsız, süper lig'deki hiçbir maç bunu veremiyor.
  • 210
    16 haftanın sadece 6'sında 3 puan alabildiğimiz sezon. korkunç bir performans. 5b 5m var. bir kere 4, şu anda da devam 5 maçlık kazanamama serimiz var. galatasaray gibi bir takım elbette art arda 3-4 maç galibiyete hasret kalabilir ama daha ilk yarı bitmemişken bunun 2 defa gerçekleşmesi nasıl açıklanır bilemiyorum. liderden tam 16 puan fark yemek nasıl açıklanır bilemiyorum.

    can sıkıcı bir istatistik verelim; 16 haftada 23 puan 3 puanlı sistemde en kötü 2. performans. birincisi 2010-11, 20 puan almışız ama o sezon bile takım bu kadar umutsuz vaka değildi.

    dediklerim lig için geçerlidir. avrupada inanılmaz bir performans varken lige neden yansımıyor merak konusu.

    bu sezon genel amaç ilk 4 ve/veya türkiye kupası şampiyonluğu olmalı. tam havaya girmişken gelecek sezon avrupa potasını kaçırırsak ne anladım o işten?
App Store'dan indirin Google Play'den alın