• 780
    çok kötü yönetilen lig. tarih itibariyle milli ara dönüşünde ispanya, fransa, almanya ve portekiz gibi başlıca avrupa ülkelerinin lig startı veriliyor. bizim şampiyonlar ligindeki rakibimizin bugün maçı var. bizi neden cumartesi 17.00'a mahkum ediyorlar? biz de onlar gibi 1 gün daha fazla dinlensek fena mı olurdu? bu liglerin çoğunun zorluğu bizimkinden daha fazla. hem kalite olarak, hem planlama olarak sınıfta kalmaya devam ediyor.
    zaten bu gidişle düzeleceği falan da yok. bu da bizim talihsizliğimiz. ligin kadar kalitelisin işte.
  • 781
    frankfurt maçındaki değişiklikler yine süper lig refleksiyle yapıldı.

    bir türlü idrak edemiyoruz aradaki tempo ve dayanıklılık farkını. maça başlarken ana planda idrak etsek maç devam ederken yine süper lig reflekslerine dönüp değişiklikler yapıyoruz.

    süper ligde dk 60 sonrası rakiplerin temposu düştüğü için, kenardan gelen küçük kıvılcım maçı değiştiriyor. orta sahayı boşaltsan kaldırıyor, 1 yıl sakatlıktan dönen icardiyi de kaldırıyor. fakat ucl’de oyunun fiziksel mekanizması tamamen farklı.

    kaybetmek olağan bir durum çok takılmıyorum ama kaybetsek bile oyundan düşmeyip maçın son bölümü ecel terleri döktüreceğimiz rakibe karnaval akşamı yaşattık.

    bizim teknik heyetin son yıllarda avrupada oyunu ele alış mentalitesi cesaretle değil gafletle açıklanır ancak. cesur değiliz enayiyiz.

    (bkz: 18 eylül 2025 eintracht frankfurt galatasaray maçı)
    (bkz: galatasaray teknik heyeti)
  • 782
    sanıldığı kadar kalitesiz olmayan lig. fenerbahçe’nin o kadar uğraşmasına rağmen becerememesi ve beşiktaş’ın da çabaladıkça dibe çökmesi nedeniyle başarımız algı operasyonlarına maruz kalıyor. en kötü lig dahi uzun periyotta süreklilik gerektirir. bayern’in psg’nin dahi kaçırdığı sezonlar oldu.

    takım özelinde değerlendirilecek olursa istikrarlı bir şekilde yükseliş gösterip avrupa’ya giden bir samsunspor’a sahip, yine doğru yatırımlar ile yükselişte olan bir göztepe’ye, hoca-camia uyumu ile bu sezon tekrar kafasını kaldırmış bir trabzonspor’a. anadolu takımları genel olarak düşüşte olabilir fakat bu örnekler de önceki senelerdeki gibi rastgele parlamalar değil gelecek de vaat eden yapılar.
  • 786
    takım sayısının 16'ya düşürülüp play-off getirilmesi gereken lig. üç senedir fenerbahçe ve galatasaray puan rekorları kırmasına karşın avrupa'da madara olup dönüyor. ligde çok fazla çöp takım var ve halihazırda zaten az paralar verilen havuzdan rekabetçi takım yaratmakta zorlanıyor anadolu kulüpleri. takım sayısı düşerse takımların alacağı pay artar. play off da en azından takımlarımızı stres ve oyun seviyesi yüksek maçlara bir nebze idmanlı kılar. ayrıca şampiyonlar ligindeki gibi iki sarı kart alanın cezalı duruma düşeceği bir sistem oyun akışkanlığını artırır.

    ankara'da olduğum için gençler maçlarına gidiyorum şehrin takımı diye. ancak gençlerbirliği'nin belki bir kaç balkan ülkesi haricinde en üst ligde oynaması imkansız bir durum. öyle yetersiz bir futbol oynuyor bu takım en üst seviye ligde. daha bunun eyüpsporu var, karagümrük'ü var. böyle takımların olduğu ligden kime ne hayır gelir. seviyenin yükselmesi artık şart.
  • 787
    devrim niteliğinde reformlara ihtiyaç duyan ligdir. gençlerbirliği, karagümrük gibi takımlarla oynanılan maçların performans ve değerlendirme anlamında hiçbir geçerliliği yoktur. öncelikli play-off sistemi düşünülmelidir. takım sayısının 12'ye düşürüldüğü ve sonrasında ilk 6'nın final etabı oynadığı sistem kafaya oynayan takımları güçlendirir, üstüne tempoyu biraz olsun arttırır. oyunu durdurma hastası türk hakemler yerine oyunu oynatmayı önceleyen hibrit yabancı-yerli hakem sistemi devreye sokulabilir.

    takımların yaş ortalamasını düşürecek transfer sisteminin oluşturulması şarttır.

    fazla harcamaların yapılmadığı ancak ciddi yükselişte olan belçika jupiler ligi feyz alınabilir. o takımların bulduğu atletik ve genç oyuncu ağına bir şekilde ulaşılmalı, gerekiyorsa tff nezdinde kulüplere önerilecek oyuncu listeleri hazırlanmalıdır. tabi mevcut tff'den bahsetmiyorum.

    ciddi değişimler gelmediği müddetçe türk takımları uefa'da nal toplamaya devam edecektir. singo'ya 30 milyon ver, üstüne iki sene önce gündeme gelen gravenberch'e o zaman 40 ver, defansa danso'yu al vb. gene fark etmeyecek. bu oyuncular bu ligde düşüşe girecek. tüm bu zararları minimize etmek için ciddi atılımların devreye girmesi gerekiyor. tabi önce ortamı terörize eden koç ve yardakçısı hacıosmanoğlu'ndan kurtulalım, üstüne futbolun tepesine binen akp'den kurtulalım, sonra icraate dönebilir mi diye hayaller kurmaya başlarız.
  • 788
    premier lig yıllarca city dominasyonuyla tek takımlı bir lig olarak geçti. bundesliga son 50 yıldır falan tek takımlı bir lig. fransa ligi uzun yıllar lyon'un, sonrasında psg'nin dominasyonuyla tek takımlı bir lig olarak geçti. la liga 50 yıldır falan 2 takımlı bir lig. bir italya'da son yıllarda rekabet ortamı hakim. süper lig'in tek takımlı bir lig haline gelmesi ülke futbolu açısından problem değil. asıl problem avrupa'da başarısız olmamız. aslında 1 sene konferans'ın altını üstüne getirsek en dipten yükselişe geçsek mükemmel olur. roma bunu yaptı. aston villa bunu yaptı. olympiakos bile nispeten bu yükselişi gösterdi.
  • 789
    şampiyonluğu çok küçümseniyor maalesef. burada şampiyon olursanız hem maddi hem mental olarsak kazançlısınız. çünkü şampiyonlar ligine gitme imkanınız oluyor.

    ben hocadan avrupa da hiç bir şey beklemiyorum zaten. frankurt maçında bilr beraberliğe çok sevinirdim. 2 farklı mağlubiyete üzülmezdim. dediğim gibi avrupa da bir şey beklemiyorum çünkü o hissi vermiyor hoca. ki avrupa karnesi de berbat.

    ligi domine etmeyi bırakana kadar devam düşüncesindeyim çok eleştirdiğim hususlarına rağmen. biraz beklentiyle alakalı aslında.
  • 790
    büyük harcamalar yapan takımımız için şampiyonluğu kritiktir. süper lig ile cl'yi ayrı düşünmek olmaz, düzenli olarak şampiyon olup düzenli olarak cl'ye katılım sağlamalıyız. hem maddi hem manevi ödülü cl'ye katılım ile elde ediyoruz.
    cl'de yaşadığımız bu hezimetler de düzenli katılmamız durumunda yaşanmayaktır.
    bu yüzden frankfurt rezilliğini bir kenara bırakıp elimize henüz 6.haftada geçen 6 puan fark açma avantajını kullanıp yolumuza devam etmeliyiz.
    (bkz: 22 eylül 2025 galatasaray konyaspor maçı)
  • 791
    ekmek gibi su gibi sampiyonluguna ihtiyacımız olan ligdir. 96-2000 arasında şampiyonlar liginde deyim yerindeyse nal topladık. bugun ki twitter ozaman olsaydı sanırım deplasmanda sparta prag'a , rossenburga yenildigimiz maclarda terimin gitmesini isterlerdi. herkes unutulmaz maclar serisini izlediği için galatasarayın tarihini neuchatel macları , monaco macları , sampiyonlar ligi 1999-2000 sezonu milan macı sonrası olarak hatırlıyor ama kazın ayağı öyle değil. mesela 97-98 yılı kimler hatırlıyor dortmund macını 4-1 deplasman maglubiyeti. parma 2-0 deplasman,sparta prag 3-0 deplasman maglubiyeti. sonraki sene nispeten iyi olsakda bilbao ve resonburg maglubiyetleri deplasman. yine herkes o sezondan juventus maclarını hatırlar mesela. peki efsane oldugumuz 99-00 sezonu. chelse icerde 5-0 dısarda 1-0. milan dısarda 2-1 herta icerde 2-2. yani son maca kadar grupdan cıkamıyorduk bile. son dakika hakem o penaltıyı calmasa belki de fatih hoca 4 senelik takımın basında oldugu donemde 4 de 0 yapmıs olcakdı.
    peki sonra ne oldu. cok affedersiniz gotumuz kalktı. rakibin tabutuna son civiyi 5 sene ust uste sampiyon olarak vurmamız gerekirken sampiyon olamadık ama avrupada ceyrek oynadık. sonra ki sene lucescu ile sampiyon olduk ama sonra fenerin yukselisi basladı taki geretse kadar.

    yani sozun ozu evet avrupa cok onemli maksadımız turk olmayanları yenmek ama madem yenemiyoruz diyede burayı boslamanında anlamı yok. avrupa bir kültür orada devamlı olmamız lazım ancak ozaman kalıcı olabiliriz. kalıcı olmak icinde devamlı sampiyon olmak lazım. ben acıkcası frankfurt macında uzuldum ama cokda dert etmedim zaten galatasarayın sampiyonlar liginde deplasmanda 3 galibiyetimi ne var toplamda oyuzden pek koymadı bana. benim icin onemli olan takım 10 puan alsın 24 dısı kalsa bile ben yeterli sayarım. seneye yine gideriz o senede 12 almaya calısırız vs vs.
  • 792
    özellikle avrupa'da yaşayan taraftarlar için önemsiz gibi görünüyor. bu oldukça anlaşılır. türkiye'de bu sevinci her türlü dibine kadar yaşayabilirken ve rakip taraftarlara bu konuda üstünlük kurabilirken, avrupa'daki taraftarımız bu noktada eksik kalıyor. dolayısıyla avrupa maçlarındaki başarısızlık da onları çok daha fazla üzüyor.

    ne olursa olsun, avrupa karnesinden bağımsız olarak çok değerli ve çok kritik bir başarıdır. mayıs ayında başka bir takımın bayraklarını sağda solda görünce bu değer daha çok anlaşılır. özellikle de avrupa'da yer almadığımız bir sezonda neyin ne kadar kritik olduğunu çözmek daha kolay olacaktır.

    25-26 sezonunda, bugün ligin kadro değeri en yüksek olan takımlarının galibiyet almakta zorlandığını görüyoruz. ligin boyu geçen senelere göre çok uzun da değil. henüz 6. hafta oynanıyor ve önümüzde kapkara bir kış var. henüz daha bir derbi oynamadık. açılan puan farkı şu an için çok değersiz.

    elbette takımı, performansı, teknik ekibi ve yönetimi eleştirebiliriz. ancak mevcut başarıyı küçümsemek yerine eksikleri ve hataları giderme noktasına yoğunlaşırsak başarıya ulaşacağız.
  • 793
    şampiyonluğunun abartılacak bir yanı yok. galatasaray normal şartlarda eğer lig adil olsa mart / nisan gibi şampiyonluğu garantiler, ligi cebine koyup, önümüzdeki yılın hazırlıklarına bakar. ancak gel gelelim 3 yıldır ne çektiğimizi bir tek allah biliyor.

    mantıklı düşündüğünde galatasaray'ın lig bitimine 1-2 ay kala şampiyonluğu matematiksel olarak garantilemesi kimsenin işine gelmez. ileri gidiyorum, bizim bile işimize gelmez. ortada bir iddia yoksa rekabette olmaz, tarafarin bir kısmı stada bile gelmez.

    leş bir ligimiz var, bunu tüm kamuoyu kabul etmesi gerekiyor artık. kulüplerimiz kötü yönetiliyor, planlar kısa vadeli yaplıyor. ligimiz türkiyemizin aynası. devamlı günü kurtarmaya odaklı.

    öte yandan şampiyon olamazsan avrupa'ya gidemiyorsun. böyle acayip bir kısır döngünü içerisindesin. lig şampiyonluğu için yaptığın transferler avrupada çuvallıyor ama lig için de lüks kalıyor.

    birbirmizle sıdık yarıştıracağına ligi nasıl daha cazip ve kaliteli bir hale getirebileceğimiz hakkında ortak çalıştaylar yapsak fena mı olur.

    ama yok, ver osimhen'e 75 bonservis, aktürkoğluna 25, duran'a 25 maaş.

    biz hiç takım kurma derdinde değiliz. sükseli, isim sahibi oyuncular getirip, taraftarın gazını alma derdindeyiz.

    uğurcan kötü kaleci mi? hayır. 33 milyon eder mi? etmez! osimhen 75 eder mi? belki eder ama sen 75 milyonluk transfer yapabilecek takım misin, önce onu bir sorgula bakalım. 3 futbolcuya 130 milyon verdin. 130 milyon! sağ bek diye getirdiğin adamı çıktın stoper oynattin.

    a planımız yok ki, b planımız olsun..
  • 794
    burayı küçümseyen, bizim için önemi yok diyen taraftarın götü kalkmıştır. teşbihte hata olmaz.

    aynısını 2000 yılında yaşadık sonra gördük ebemizin örekesini. karşımızda başkanı kim olursa olsun devasa bir sermaye deposu olan fenerbahçe var. momentumu aldıkları zaman anlayacaksınız ne halt ettiğinizi ama iş işten geçmiş olacak. 2002-2012 arasını her gün hatırlatmak lazım.

    https://gss.gs/4287533 arkadaş çok güzel özetlemiş, hafızasına kuvvet. avrupa yoksa ligi neyleyim bakış açısı yavan kalıyor. ikisi ayrı kulvarda. arsenal, liverpool, real madrid gibi takımlar için avrupa başarısı demek kupa kazanmak demektir. bu takımlar şampiyonlar ligi şampiyonu olamadıktan sonra ligi ne yapayım demiyor sonuçta.

    ayaklar yere bassın lütfen. avrupa başarısı yoksa yapacak adamı getirirsin olay biter. ancak gelecek kişi de bir zahmet mancini gibi nisan'da şampiyonluk kutlatmasın.
  • 798
    22 eylül 2025 galatasaray konyaspor maçında hiçbir şey oynamadan devreyi 2-0 önde kapadık. kimse önde baskı mavrasını da atmasın. bal gibi de oyuncu kalitemiz ligin çok çok üzerinde. daha bu takıma osimhen gelecek, davinson oynamıyor, sara oynamıyor, lemina oynamıyor vs. karşıda gözü kapalı ilk 11 e kesin girebilir dediğin 1 adam bulamazsın. ve yetenekleri o kadar kısıtlı ki. düşünün bizim dahi yetersiz kaldığımız ( antrenman, analiz ekibi vs. durumları ) yerlerde bu adamlar ne durumdadır. yani kör kurşun maç izleyen taraftara şunu rahatlıkla diyebilirim; evet lig önemli elbette. ama artık şunu kabul etmek lazım ki kadro kalitesi bakımından bu ligin fersah fersah önündeyiz. ve 4 senedir aynı hocayla, kadronun üzerine koyarak devam etmemize rağmen oyun olarak plan program dahilinde bir gelişim göremiyorum. gelip de şuraya yok ligi önemsemiyor musun, şöyle olur böyle olur yazarak bir şey yazıyor sanmayın kendinizi. kadronun neler yapacağını görmeyecek kadar kör değiliz. beklentimiz de bellidir.
  • 799
    seviyenin yükselmesi için göztepe usulü yabancı sermaye sahipli proje takımların artması gerekiyor.

    - siyasi bağlantılar ve sponsorluklarla üst lige çık
    - menejerlerle beraber kulübün içini boşalt
    - futbol düşmanı yerli hocalarla oyun kalitesini mahvet
    - küme düş
    - amatöre kadar paraşütsüz düş
    - iflas et
    - yeni isimle yeni kulüp kurulsun

    ligin bu saçma döngüdeki takımlardan arınması gerekiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın