• 204
    ingilizce bilmek zorunda olmayan bakan. bana da pek samimi gelmiyor bu sahsiyet, fazla kasiyor gibi ama ingilizce bilmemesi bir ozur mu, kusur mu?

    edit: cok iyi derecede ingilizce bilmiyorsan, uluslararasi arenada kendini daha iyi ifade edebilmek icin anadilini kullanirsin. boylece profesyonel kisiler dediklerini en iyi sekilde tercume ederler. adam konussa "bu ne bicim telafuz la ehehehe" diye dalga gececek bircok ingiliz soyundan gelme saray mensubu taniyorum. fatih terim konustu, yillardir esprisi yapiliyor.

    edit2: 13 yildan fazla suredir londra'da yasiyorum, kucuk yasta geldim. birgun kalkip da "su gibi ingilizce konusuyorum, anadilim gibi masallah" diye ovmedim kendimi. oyle oldugumu da dusunmuyorum zaten. meger turkiye'de nice ingiliz adam harcaniyormus. kimseye kizmamak gerek yine de. cayci ilani icin bile ingilizce istenir olmus memlekette. sirf sus olsun diye her is icin ingilizce isteniyor. ve cok ilginc, herkes ingilizce biliyor. gecenlerde bir kiz yurt disinda staj yapmak icin bir yere mail atmadan bana yolladi, nasil iyi mi diye. kiz muhendislik okuyor, son senesi olmasi lazim. bilmem yuzde kaci ingilizce olarak goruyor derslerini, "ingilizce biliyor" olarak geciyor haliyle. kurdugu cumle su: "i am reading at xxx university". sadece bu degil, mesajin devami da ayni derecede skandal. coluk cocugun konustugu ingilizce bu kadar. su adam icin burada savunma yaptiriyorsunuz ya, helal olsun.
  • 205
    uluslararası arena'da ülkenin yüzüysen, ülkenin tanıtımını yapıyorsan, kendini daha iyi ifade edebilmek için ingilizce bilmen gerekiyor, tercüman yeterli değil.

    gençlik ve spor bakanısın amk. olimpiyat istiyoruz diyeceksin elin oğluna, bunu da bir zahmet ingilizce söyleyebil. odun gelip odun gitmeyin amk.

    edit: akepe gençlik kolları iş başında. yağmura devam.
  • 206
    ben bu yasimda hicbir özelligimin ve sifatimin olmamasina ragmen telafuz dahil neredeyse anadilim gibi konusuyorum ingilizceyi. ayni sekilde isveccem de öyle ve 27 yasindan sonra ögrendim. uluslararasi arenada cikar her 2 dilde catir catir konusurum. keza isvecli hicbir bakanin veya diplomatin uluslararasi ortamda tercuman kullandigini görmedim.

    76 milyonluk bir ulkenin basbakani, spor bakani veya bilimum siyaset adaminin en azindan acun ilicali kadar ingilizce bilmesi gerekir. öyle turkce konusur gibi ingilizce konussa bile herkes anlar. yurtdisinda bir bakan veya temsilci gak guk yapinca hatta ingilizce bilmeyince ayar oluyorum. butun karizma, o bakan olmanin agirligi vs hersey yalan oluyor gözumde. yakismiyor ulkeme...
  • 207
    şikeyi sümen altı eden, bulunduğu yere atanarak gelen adamdır(!) zaten bu akp üyelerinin genel özelliği bulunduğu mevkileri dolduramayacak kadar yetersiz olması. kimse kimseyi kandırmasın, bugün 14 yaşında çocuklar çatır çatır ingilizce konuşuyor. devletin o kademesinde isen konuşacaksın arkadaş. rte için de geçerli bu. 30 milyar maaşı cukkalamayı biliyorsunuz, iki kelime ingilizce konuşun. elinde iphone ile başbakanın peşinde koşacağına, git biraz simple present tense öğren.

    olimpiyatları ise istemiyorum, sırf haydarpaşa gibi tarihi bir emaneti yıkıp üzerine kuranlara inat, sırf bu ensesi kalınların gerile gerile dolaştıklarını görmemek için, bizler iyi işler yaptık dememeleri için istemiyorum. ülkenin sporunun kanını emdiniz, olimpiyat olsa ne olur.

    o yüzden (bkz: forza tokyo) diyorum. umarım tokyo alır olimpiyatları.
  • 208
    hükümetin zayıf halkalarından biridir. net şekilde başarısızdır. her lafı dönüp dolaştırıp başbakana getirmekle olmuyor maalesef. 5-10 tane tesis kurmakla da. olimpiyatlara adaysın, son olimpiyat oyunlarında* madalya sayın kaç? katılım sayınının fazlalığıyla övündün katılımcıların ülkemize kaç madalya getirebildi? bahane üretmek dışında ne gibi bir yaptırım uyguladın/uygulattın. güreşte ve halterdeki hüsranlardan sonra çıkıp sorumluluk aldın mı? madalya törenlerine katılmak güzel ama başarısızlığa gelince kaçılıyor maalesef.

    ülkende futbolda şike skandalları var. çözüme ulaşmadı. örtbas edildi. ara sıra ecnebi gazetelerde haberi çıkıyor üzeri örtüldü diye. en eski spor kulüplerinden biri mali krize girdi uefa'dan men yedi. o kulübü mali krize sokan, boğazına kadar borca batıran adam futbol federasyonunun başına geçti. yarın iki takımımız çeyrek finalde diye övünür ama bunlardan bahsetmez.

    gençlik ve spor bakanısın. bu ne demek? genç dimağları temsil etmek demek. ve sen ingilizce bilmiyorsun. iki yudum soru soruluyor elindeki kulaklığa muhtaçsın. hadi kendi ülkendeki bir tanıtımda ingilizce konuşmayı tercih etmemeni biraz anlayabilirim. ama baya baya bilmiyorsun. kulaklığım nerde kulaklığım nerde. yeminle ben utandım izlerken.
  • 211
    uluslararası bir platformda tanıtım yapılırken ingilizce konuşacak olması ezikliktir. mis gibi ana dilin varken neden ingilizce konuşması bekleniyor anlamış değilim. özellikle bir bakanın yabancı bir dilde açıklama yapması benim için alçaltıcı olmaktadır. sen ana dilinde tanıtımını yaparsın simultane tercuman çevirir.
    kendisini başarılı bulmamaktayım orası ayrı. 3 temmuzdan beri başlayan sürece yaptıkları müdahalelerle alenen şike yapan takım sayelerinde ligde kalmıştır. liginde bir ağırlığı kalmamıştır. geçtiğimiz günlerde drogba galatasaray'a transfer oluyor haberleri avrupa camiasında büyük yankı bulmuş ama malesef her haberin altında geçtiğimiz yıl yaşanan şike rezaleti ve şikeden daha büyük rezalet olan sümen altı edilmesi her haberin altında yer almaktaydı. böylece drogba transferi ile ancak türkiye liginde şike yapıldığını ve sümen altı edildiğini bilen bilmeyen herkese duyurmuş olduk gösterdiği bu iradesizlik sayesinde. çıkıp deseydi istifa ederim bu kanunlar geçerse diye bu kadar rahat paspas altına süpürülemezdi bu olaylar.
  • 212
    ingilizce bilmek gibi bir zorunluluğu olmayan adam.

    emperyalizm denen illeti sikeyim. en ufak işe girebilmek için ingilizce bilmek gerekiyormuş. o dediğiniz ingiltere'de geçerli. benim için bir türkiye vatandaşının türkçe'yi düzgün ve akıcı bir biçimde konuşması yeterlidir. adam tercüman değil, bakan. yöneticiler bildikleri dillerle değil, yaptıklarıyla eleştirilir.

    onun için, bakalım bu arkadaşın ne yaptığına. türk sporunu batıranların başında geliyor. o nedenle nefret ediyorum kendisinden, ülkeyi batıran diğer partilileri gibi.

    eleştiriyi doğru yönden yapmak lazım. ingilizler türkçe öğrensin arkadaş, bana ne ingilizce'den.

    ayrıca ingilizce olarak kendini ifade edebilenleri de tebrik ediyorum. ben dünyadaki insanların %95'inin kendi dillerinde bile kendilerini ifade edemediklerini düşünüyorum, tebrikler hepinize.

    not: ingilizce ve almanca biliyorum, sonradan da demeyin, ingilizce bilmediği için savunuyor diye.
  • 215
    milliyet'in haberine göre* yabancı sınırlamasının kalkması konusunda olumlu bir açıklaması olmayan bakan. aynı habere göre drogba'nın bu yöndeki teklifine olumsuz bir dönüş yapmıştır aynı zamanda.

    --- alıntı ---

    drogba: liginizin kalitesi artıyor ama yabancı sayısının sınırlanmaması gerekiyor. ingiltere gibi minimum 8 yerli oyuncu olması gerekir.
    bakan kiliç: ama milli takıma futbolcu bulamıyoruz.
    drogba: kulüpler alt yapıyı bırakıp transfere yönelmemeliler. wenger gelse, sir ferguson gelse bir sene dayanabilir mi?

    --- alıntı ---

    http://skorer.milliyet.com.tr/.../1711708/default.htm

    düzenleme: haber neredeyse bütün gazetelerde aşağı yukarı bu şekilde yayınlanmış, ana kaynak dha.
  • 217
    geçen sene seyrantepe'yi galatasaray ve beşiktaş'ın ortak kullanması gündeme geldiğinde beşiktaşa destek amaçlı olarak olimpiyat stadının 2020 olimpiyatları için bakıma alanacağından bahsetmişti.

    hatta twitter'dan kendisine sorduğumda cevap vermiş ve "projelerin hazır olduğunu en kısa zamanda tadilat işlerinin başlayacağını" söylemişti.

    bakalım bu sene ne sallayacak?
  • 221
    http://www.nationalturk.com/...miyorum-video-137262

    tam bir kendine bakan. merak ediyorum acaba bu suat bakan namaz da falan rükûya veya secdeye giderken zorlanıyor mu; o aziz başını, o heybetli boynunu, o kıvanç dolu göğsünü nasıl eğiyor?*

    fakat sonuçta yazık la bu memlekete vallahi yazık... bu tip arkadaşları gördükçe en çok da hazreti ömer'e ve kendime acıyorum şerefsizim...

    gardaşım peki engellinin ne işi var maçta? ayağı yok, götü yok, gözü yok maç seyredecek; bi de bakandan dileniyor; yav bırak allasen.

    samsunsporlu spor bakanı.
  • 223
    şuan kaliforniya'da normal bir halk otobüsünde her gün gerçekleşen sıradan bir rutini aktarmak istiyorum.

    eğer şoför otobüs durağında engelli bir vatandaş gördüyse engelli bölgesinde oturan yolcuları uyarır, o yolcular başka koltuklara geçecek ya da gerekirse ayakta kalacak şekilde yerlerinden ayrılırlar. daha sonra şoför tekerlekli sandalyenin çıkabilmesi için kapıdaki otomatik platformu indirir, otobüsten iner ve engelli vatandaşı özel ayrılmış bölüme götürür. oradaki koltukları kaldırır, tekerlekli sandalyeyi iyice kenara yanaştırıp daha sonra güvenlik için bir kaç iple iyice stabilize ettikten sonra şoför yerine geçip yola devam eder. aynı dikkati yolcuyu indirirken de gösterir tabi ki.

    günlük rutinde, belli dakikalarda belli yerlerde olacak şekilde çalışan bu otobüsün normal senden benden biri olan sürücüsü engelli vatandaşa yardımcı olmak için kafadan 5 dakikasını harcayabilirken(böyle yapması ondan isteniyor tabi ki) bu ülkenin spor bakanı, bizleri yöneten insanlardan biri engelli vatandaşlar orada mağdur olup stada girememişken durup o insanı teselli etmeyi, hiç olmazsa yüzüne bakarak konuşmayı bile çok görmüştür. medeniyet ne şaşaalı yapılarla, ne de bilmem kaç şeritli yollarla anlaşılır, medeniyet bizzat bu gibi durumlarda gösterilen refleks ile anlaşılır, ne kadar medeni olduğumuz da videoda maalesef ortada.

    http://www.nationalturk.com/...miyorum-video-137262
  • 224
    ne kadar büyük yanlışları olduğundan bahsedecek değilim. çok meşhur bir laf vardır. milletler hak ettikleri şekilde yönetilirler diye.
    tabi ki konuyu mağdur olan engelli vatandaşlarımızdan ya da bireysel mağduriyetlerden ayırıp özele indirgemek yerine genele yayıyorum. çünkü kime oy verirse versin hiç bir insan bu gün devletle çıkar çatışması yaşayan herhangi bir türk insanının karşılaştığı muamelenin muhattabı olmamalı. zira bunu politik bir entry sanacak arkadaşlara da hatırlatmak isterim ki politik değil sosyolojik bir entrydir. türk halkını irdeler. türk halkı tavrı, adabı, üslubu senelerdir ortada olan iktidar partisine ve meclisteki muhalefet partilerine oy vermektedir. türk halkından oy almanın yolu bellidir ve partiler buna göre hareket etmektedir. insanların seçimlerine ve demokratik haklarını kullanış biçimlerine de saygı duyuyor ve eleştirmiyorum. fakat hz muhammed'in de dediği gibi "nasılsanız öyle yönetilirsiniz."

    biber gazı yiyoruz. her fırsatta biber gazı kullananları kınıyor ve lanetliyorum fakat o biber gazını hakettiğimiz gerçeğini değiştirmiyor bu durum. layık değiliz ama seçimlerimizle hakediyoruz.
    alacağı olan vatandaşın özellikle düzenbaz borçlular karşısında tahsil imkanı neredeyse sıfıra indi, çünkü senelerdir borçlu üzerindeki tüm yaptırımlar kaldırıldı. sanıyorum dsp iktidarı döneminde başladı, akp iktidarı döneminde devam etti. alacağın mı var? tahsil edemiyor musun? bunu haketmişsin demektir. layık değilsin ama hakettin.
    yarın bir bayan olarak sokakta rahat dolaşamayacak mısın? hakettin...
    gezi parkına karşısın, çünkü çıkarların zarar görmeye başladı, şehirde nefes alacak yerin kalmadı polis jopu yedin. kusura bakma ama hem o polisi hem de nefes alamamayı hakettin.
    akşam akşam efkarlandın 2 bira içeyim dedin... bira yok. kusura bakma hakettin.
    öğrencisin şenliğe gitmek istedin. bu sene son, bundan sonra şenlik falan yok. ama hakettin.
    bebeksin geleceğe umutla bakmak istiyorsun. malesef annen ve babanın seçimleri belli. bu ülkede doğdun. şimdi değil ama ilerde başına gelecekleri hakedeceksin.

    bu böyle uzar gider. a parti değil, b parti değil. hele "oy verecek adam gibi lider yok" hiç değil. çünkü o zaman çıkıp sen liderlik edeceksin. başına ne geliyorsa hak ediyorsundur da ondan geliyodur.

    spor bakanı mı? mesela, federasyon'un özerk olmadığı gün gibi açık mı? yabancı sınırı mı var? avrupa'da rekabet mi edemiyorsun? allahın kazmasına gidip 10 milyon eu bonservis mi bayılmak zorunda kalıyorsun? bil ki hakettin... çünkü spor bakanın suat kılıç.
App Store'dan indirin Google Play'den alın