aradan daha 3 ay geçmedi. biraz şaşırtın ya biraz.
702
busquets'i, fernandinho'yu en son ne zaman şut atarken gördük de nzonzi'nin şu bitik takımda şut atmıyor olması eleştiriliyor. adamın rolünü geçtim takım halinde isabetli şut atamadan maç bitiriyoruz, nzonzi'nin şut atmaması göze batıyor. savunmada yok hükmündeki beklerimizle bu sezona saatli bomba olarak başlayan marcao'nun arkasını toplamakla meşgul nzonzi başgan, ya da ben başka takım izliyorum 3 aydır.
703
bu adamı beğenmeyen taraftar busquest gelse ne yapar merak ediyorum. temposuz falan derler herhalde.
arkadaşlar busquest, nzonzi, rodri bunlar hep aynı tarz oyuncular. bunların temel görevi takım savunmadan pasla çıkarken isabetli oynamaktır. hücumda etkinliği sekiz numaralar oluşturur pas takımlarında.
704
kendisini begenmeyen taraftarlarimiz acsin geçen sezon ki fernando'nun unutulmaz(!) performansini izleyebilir. diyeceklerim bu kadar.
bu adamı beğenmemek de ne bileyim, şımarıklık artık herhalde.
geldiği günden beri adam canavar gibi oynuyor. bizim taraftar "şut atmıyor" diyor. ya kardeşim siz aklınızı mı kaçırdınız? neyin şutu? bu adam defansif orta saha. bu adamın görevi icabı önceliği defansif oyunu düzenlemek. şu ana kadar 9 golle 13 puan alabildiysek, şampiyonlar liginde rezil olmadıysak yarısı nzonzi ve luyindama, diğer yarısı da muslera sayesindedir.
geçenlerde biri espri yapmıştı "hoca nzonzi'yi keser herhalde" gibi. gerçek oldu...
708
kesik yememiş futbolcu. madrid maçı için dinlendiriliyor muhtemelen.*
709
takımın en iyilerinden biri olan adamı benim bir bildiğim var düşüncesiyle kesmiş muhtemelen hoca. çok üzücü ya. ayrıca real maçına 6 gün var. dinlendirme falan sanmam. (bkz: 1 kasım 2019 galatasaray çaykur rizespor maçı)
710
kendisinden daha yaşlı olup daha fazla maç oynayan, üstelik kötü oynayan yuto ve babel dinlendirilmiyorken kendisinin oynatılmama sebebinin dinlenme olduğunu sanmıyorum. (bkz: 1 kasım 2019 galatasaray çaykur rizespor maçı)
711
takıma katıldığından bu yana dinlenmeden tüm maçlarda oynayan oyuncumuz. biraz mola vermesi gerekliydi.
ama ben hala seri’yle birlikte psg orta sahasını nasıl domine ettiğini gördükten sonra onu bu kadar geriye çekmenin bize ilerde güç kaybettireceğini düşünüyorum.
713
hicbir sekilde begenmedigim statik futbolcu. orta sahada sadece defansif olarak var. ne pres var, ne hucum katkisi. gerekirse her mac sonunda yazacagim.
714
çok iyi ve kaliteli bir oyuncu ama istediğimiz tarzda bir oyunu değil. biz o mevkide biraz daha melovari bir oyuncu arıyorduk. maddi imkanlar neticesinde kendisini aldık.
715
maalesef benim de özellikle son dönemdeki performansından hiç memnun olmadığım oyuncu. pres yapmıyor, pas oyununa katkısı sınırlı, geriden oyun kurma sınırlı, uzun pasları fena değil ama çok yapmıyor. hücuma ise neredeyse hiç çıkmıyor. (tabi bu taktik gereği olabilir)
716
son birkaç maçtır takıma uyum sağladı, o da bok gibi oynuyor.
ilk geldiğinde çok iyi bir takımdayım, elimden geleni yapmalıyım modundaydı. haklı olarak çok çabaladı. sonra bir baktı ki, bu takım evlere şenlik. çok kasmaya gerek yok modunda, umursamaz oynamaya başladı.
718
üçlü defans oynayacaksak neden donk değil de nzonzi? nzonzi resmen defansta oynuyor ve çok acemice de bir penaltı yaptırdı. donk o penaltıyı yaptırmazdı diye düşünüyorum.
nagatomo ve nzonzi değişikliğiyle başlamalıyız ikinci yarıya.
6 kasım 2019 real madrid galatasaray maçında ki halini görünce anladım ki bu takımın fizik komdisyonu bitik durumda. takım kötü sallamıyor yorumlarına asla katılmıyorum. bi futbolcu maçı sallamayacaksa bu maç real madridle oynanan şampiyonlar ligi maçı olmaz. adam sezon öncesi kampını romada yaptı çok fit geldi bize 3 ayda adamın fiziği ne hale gelmiş. fatih hoca sezon başını takımla yapmayan futbolculara laf ediyor ama imkanım olsa tüm takımın yaz kampını avrupa takımlarında yaptırtırdım.
720
maalesef takıma ayak uydurmaya başlayan futbolcumuz.
721
baktı takım kötü, herkes dökülüyor ''ulan zaten milli takıma da davet alamadık, seviye düştüğümüz için'' deyip saldı. başka açıklaması yok bu halinin...
türk takımlarındaki esas eksiklik olan çalışmama hastalığına yakalanmış futbolcu.
ne demek istiyorum? şöyle ki, avrupaya giden türkiye altyapısından çıkmış her futbolcu ilk olarak antremanların ağırlığından bahseder. avrupada antremanların çok daha sert, ciddi ve efor sarf ettirdiği noktasında birleşirler.
avrupadan ve özellikle zirveye oynayan takımlardan yapılmış transferler de, türk takımlarına ilk geldiklerinde o antreman rejiminin etkisinde oldukları için sezona fırtına gibi girerler. örneğin fernando'nun, gomis'in, nzonzi'nin ilk 5-6 maçı. gomis ilk golünü atarken sırtında stoperi 10 metre taşımış, başka bir stoperle uğraşırken mermi gibi şut atmıştı. aradan 2-3 ay geçince türk takımlarındaki 5e 2 top kapma, sağlıklı yaşam için jogging antreman rejimi ile helva kıvamına gelip zombiler ordusuna katılırlar.
arada iş disiplini çok yüksek olan hagi gibiler çıkıp 5 sene boyunca ekstra 2 saat kişisel antreman yapanları da olsa geneli takımın antreman düzenine uyar.
burada kızılacak adam nzonzi değil takımın teknik yönetimidir.
723
bir atasözü: "üzüm üzüme baka baka kararır.' bilimsel bir gerçek: ayna nöronlar (mirror neurons) yani beynin etrafındakileri taklit ederek onlara benzemesi ve ortama uyum sağlaması.
işte steven'ın durumunu tam olarak açıklıyor. adam geldiğinde hem fiziksel olarak, hem de mental olarak şampiyonlar ligi çeyrek final seviyesindeydi, bizim ortam onu da kendine benzetti. onu da bozduk kısacası...
724
takımın antrenmanı sebebiyle düşüşe geçmiş olabilir, bunu anlarım ama 21. yüzyılda x takımı nasıl antrenman yaparsa y takımı da öyle antrenmanlar yapar, bundan eminim. fark, antrenmandaki ciddiyetten ve disiplinden kaynaklanır sadece. oyuncu orada da burada da koşu antrenmanı yapar ama orada son metreyi de aynı ciddiyetle koşar, burada son 100 metrede artık yürümeye başlar. çünkü oyuncu insandır, çevresinden etkilenir. yanındaki arkadaşının limitlerinin zorlamadığını görürse o da zorlamamaya başlar ve sonrasında bu maçlara da yansır.
725
sene sonu kendisine tesekkur edilmeli ve roma'da basarilar dilenmelidir.