endüstri mühendisi yazıcam, sabahtan akşama excelde bişeyler karalayan officeboy canlanacak gözünüzde, lean production consultant yazayım da biraz havalı olsun. yalın üretim danışmanıyım.
ingilizce öğretmenliği mezunuyum ama hiç mesleğimi yapmadım. kısmet değilmiş demek ki. dünyada çok bilinen bütün ünlü firmaları say dendiğinde bir çırpıda sayabileceğiniz firmalardan birinde yurtdışı müşteri temsilcisi olarak çalışıyorum. böyle çok havalı oluyor söylemesi aq ):
bir de sektörden (ne kadar sektör denebilirse artık) para kazanmışlığımız olmasa bile şairliğimiz ve yazarlığımız var küçükten.
611
tahmin etmesi çok da zor olmasa gerek. bu zor zamanda işimiz olduğu için şükrediyoruz elbette ama korona dönemi gerçekten insanların sandığının aksine iki kat daha zor geçiyor öğretmenler için.
bir kere yatıyorsunuz kısmını zaten unutun. okulda kaç ders varsa tamamını online olarak veriyorum. haftada 26 ders + 1 saat veli toplantısı + 1 saat rehberlik yapıyorum. her hafta 1 gün okula gidip sınıf defterlerini ve uzaktan eğitim formunu dolduruyorum. her gün en az 5-6 veli veya öğrencinin araması, mesaj atması cabası. ayrıca öğretmenlik mesaili bir iş değildir tüm gün eba'dan ödev gönder, önce gönderilmiş ödevleri kontrol et, canlı derse katılamayan öğrencilerin velisine ulaş, ödevleri kontrol et gibi gibi bir çok şey var.
he şikayetçi miyim? asla. mesleğimi çok ama çok severek yapıyorum ama insanı kıran şey hem normal dönemden daha çok çalışmamız hem de insanların öğretmenleri devlete bir yük olarak görmesi, yatıyorlar diye düşünmesi.