başlıkla alakasız bir şeymiş gibi algılanmasın.
 kısa bir ali sami yen öyküsü anlatacağım bu adam menşeili.
lisans yıllarımdaydı bu olay.
 kombineliyiz, gururluyuz, mutluyuz.
 havam vardı kaldığım yurtta, 
 her maca giderdim eski açığa.
 metro ile giderdim genelde maçlara.
 gene bir lig maçı rakip gençler, taksimden bindim metroya. 
 hareket edince biri yaklaştı bana doğru.
 meksika milli takımı forması vardı üzerinde.
 bana maca gidip gitmediğimi sordu bozuk bir ingilizceyle.
 gidiyorum dedim. şaşırmıştım. çünkü meksika ne alakaydı yani.
 sonra isminin roberto olduğunu söyledi. babası ile beraber
 mısıra seyahate gideceklermiş (konuşma yarı ingilizce yarı almanca devam ediyor
 bu arada o da şaşırtmıştı beni. almanca bilen bir latin
*.)
 ama istanbul'a uğrayıp merak duydukları 
 galatasaray'ı izlemek istemişler lakin biletleri yok. 
 mabede varınca onlar için gidip karaborsacıdan iki yeni açık kapatmıştım. 
 boynumdaki cok sevdiğim uğurlu atkımıda 
 roberto'nun boynuna astım. 
 bu arada yolda sohbet epey koyulaştı. onlar baba oğul varlıklı bir hayat
 sürdürüyorlardı ve futbol evliyalığı yapıyorlardı.
 sayısız stadda ne maçlar izlemişlerdi.
 river-boca
 real-barca
 arsenal-m.united vs vs... sayamadığım daha niceleri.
ama ben sordum dayanamayıp.
 peki nasıl galatasaray yani? nedenini sormak aptalca olurdu.
 yani mısır'a kahire'ye doğrudan gitmemek ve istanbul'da bir günü 
 g.birliği maçı adına tüketmek...
2 sebepten söz etti.
 1- nam-ı değer uefa şampiyonluğumuz ve ona meksika'daki arkadaş
 ortamı ile birlikte duydukları hayranlık ve sonraki dünya kupası, hasan şaş. 
2- 2 mi? bir zamanlar transfer 
 ettiğimiz bu adam; (bkz: 
sergio trevino almaguer).
 menajer bir tanıdıklarına güzel sözler söylemiş ülkemiz ve insanımız
 hakkında. 
az barındı aramızda almaguer. kötü bir transferdi bence ama..
 gene de helal olsun. sempati işte.
 adam olursan öyle ya da böyle başlar.
biz oyuncumuzla sille tokat diyalog kurmuyoruz 
are you player misali.
 etki ocaktan başlar evrene yayılır. 
 işte bende buna dair iki kanıt var.
 biri meksikalı roberto.
 diğeri de abdli andrew. o da apayrı bir hikaye zaten. 
edt: başlık taşıyan dosta selam olsun.
 zira ben entry taşıyacaktım. beni kurtardı.  
*