futbolculuğu ne yerildiği kadar kötü, ne de övüldüğü kadar iyi olan kişi. benim yaşımın yettiğince gördüğüm ve sonradan izlediğim kadarı ile; yetenekleri ve sürpriz etkisi tartışılmazdı. futbolun kendisini de çok iyi bilirdi. ancak her daim sorumsuzdu. her dönem disiplinsizdi. her daim kilo problemleri vardı. her dönem saha dışı ile de anılırdı.
35 yaşındaki hagi, saha kenarında dize kadar kar olan bir ankara deplasmanında oyundan alındıktan sonra kulübede battaniye altında maç sonunu bekleyebilirdi. 25 yaşındaki sergen ise bir derbi deplasmanında kulübede bekleyip sonradan oyuna alındığında kanal kanal gezip hoca yemek için lobi yapıyordu, "bana apar topar oyuna gir dedi, kulübenin yanında betonda ısınmaya çalıştım" diyerek...
1985-1986'dan başlayıp 1994-1995 sezonuna kadar geçen süreçte beşiktaş'ın on sezonda beş şampiyonluk gibi kendi standartlarına göre anormal üstü başarılı olduğu bir dönem vardı. o dönem "öz kaynak" düzeni ile çoğu altyapıdan çıkma yerli futbolcular ile başarılı olmuştu beşiktaş. özellikle gordon milne yönetiminde üç sene üst üste kazanılan şampiyonluktaki 
metin ali feyyaz üçlüsü beşiktaş taraftarının bugün bile dilindedir.
işte tüm bunların şaşalı dönemin ortasında, o dönemki adıyla "paf takım"dan yavaş yavaş a takıma çıkmaya çalışan bir genç idi. bu yüzden 
klasik beşiktaşlı abartmasına belki de herkesten fazla maruz kalmıştır. 
metin ali feyyaz sonrası beşiktaş'ı sırtlayacak, şampiyonluklar devam edecek diye beklenirken 1994-1995 sezonunda alınan şampiyonlukta ağza bir parmak bal çalmanın ötesini yapabilecek devamlılığı bir türlü gösterememiştir.
nitekim "en verimli" çağına geldiğinde istanbulspor'a gönderildi. oradan, siirt jetpaspor olacak olan siirt köy hizmetleri belediyespor'a... fenerbahçe'ye, galatasaray'a, trabzonspor'a ve tekrar galatasaray'a kiralandı. "iş insanı" jet fadıl'ın bir takım faaliyetleri için ihtiyaç duyduğu sermayeye aracı oldu. arada dört büyüklerde de oynayan ilk futbolcu oldu. televizyondaki ilk yıllarında anlattığı"benim almanya maçı sonrası bayern transferi vardı. adamlar bir araştırdılar, almadılar" anektodu aslında o dönemin özetiydi.
tüm bu dönemde en istikrarlı dönemi galatasaray'daki 2001-2002 sezonuydu. golleri ve asistleriyle ligde olsun şampiyonlar ligi'nde olsun galatasaray'ı sırtlayan isimlerin başındaydı. ancak o sezonda bile, mesela ali sami yen'de az seyircili bir lig maçında ilk yarıdan iki tane atıp devre arası elde çayla şeref tribününe çıkarken görülürdü. öyle bir futbolcuydu işte. sabaha kadar 0-0 gidecek maçı ilk yarıda 2-0 ile garantiye alabilirdi ama ikinci yarı "aman kim oynayacak şimdi" diyerek kenara çekilirdi. ya da kayıpları oynadığı ve 3-1 geride girilen bir deplasmanın son 10 dakikasında bir gol atıp bir de penaltı alarak işi çevirebilirdi.
o konularda hakikaten mahir bir adamdı.
ama en istikrarlı sezonu bile, ağır bir çapraz sakatlığıyla yarıda kaldı. kilolu vücuduna aldırmadan yapmaya çalıştığı bir hareketle dizini dağıttı. hem dünya kupasını kaçırdı, hem de sözleşmesinin bittiği yaza 30 yaşında sakat bir dizle giriş yapmak zorunda kaldı.
30 yaşında, ameliyatlı bir dizle beşiktaş'a geri döndü. alen markaryan'ın övüne övüne bitiremediği "söz ver bize sergen" hadisesi yaşandı. istanbulspor oyuncusuyken beşiktaş taraftarına saha içinde ettiği küfürler, orta parmak göstermeler falan sineye çekildi.
alaattin çakıcı ve sinan ergin'in yıldızlaştığ, galatasaray'ın mayıs ayında iç sahada oynadığı iki maçta da çatır çutur doğrandığı sezonda beşiktaş 8 sene sonra şampiyon oldu. bu sezon gelen şampiyonluk da işte bugün 20 sene sonra hala kafa ütüleyen sergen yalçın futbolculuğu hikayelerinin dayanağı oldu.
uçan kaçan sergen yalçın'ın futbolculuk kariyeri şifo mehmet ile birlikte kazandıkları 1994-1995 sezonu, lucescu'nun toplama takımla tarih yazdığı 2001-2002 sezonunun yarısı ve beşiktaş'ın 100. yılında şampiyon yapıldığı sezondan ibaret...
bir de beşiktaş'a 50 bin dolar bahis oynayıp 2 golle sürprizin büyüğünü patlattığı chelsea deplasmanı...
futbolculuk sonrası hayatı ise aşağı yukarı bu minvalde geçmektedir.
https://www.youtube.com/watch?v=9gDoaOlrVgs 2020-2021 sezonunda 
billong şikesi, rosier'in dokunulmazlığı, envai çeşit kollanmalar ve fatih hoca-yönetim kavgası ile aradan sıyrılıp bir şampiyonluk aldı. o şampiyonluğu hatırına ertesi sezona da beşiktaş teknik direktörü olarak başlatıldı ama 15 maçta 6 mağlubiyet, 2 beraberlik alınca; hele de dört maç üst üste kaybedip beşinci maçta da berabere kalınca halıya sarılarak gönderildi.
o günden beri yutubır olarak hayatına devam ediyor...