resim
Selçuk İnan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kocaelispor
Yaş:40
Uyruk:Türkiye
  • 16126
    https://twitter.com/...PbxaAePUyHA&s=19

    1 hafta mancini'nin yanında eğitim almış. sağ olsun bir fotoğraf ile zamanın koskoca 2 anaakımını yıkmış:

    1-2013'te terim'in gidişi ile yeniceri oldu,mancini'yi yemeye çalıştılar: bu adam hep sessiz sakin biriydi. sneijder ile de melo ile de arası iyiydi. bütün yabancılar hakkında hep iyi şeyler söyledi. ama lütfen başlıkta ara'ya: yeniçeri, papaz vs yazın.

    2-yardımcı hocalık yapıp kendini geliştirmemeyi seçti: adam aylardır evliya çelebi gibi geziyor maç maç. gorüşmediği ex topcu, katılmadığı seminer kalmadı.

    sözün özü; insanları arkadaşlarından, tipinden, demedikleri ve yapmadıklarından kategorizasyona sokuyor, buna kendimiz inanıyor, daha sonra gerçek buymuş gibi konuşmaya başlıyor ve kişiye tepki yöneltiyoruz.

    bu hep oluyor. fatih terim'in daha önceki yardımcısı davala'nın antrenörlük kariyerini 1. adamlıga taşımaması selçuk'u hırssız, döneminde fenerbahçede 'arka beşli'nin olması, yakın arkadaşının burak olması da papaz yapmaz. ne bileyim, ağız yapısi nike işareti gibi belhanda'nın gamsız, üst vücudu tombulumsu diye ömer bayram'ın tembel olmaması gibi.

    ama yüzeysellik yüzeysellik nefret de nefret doğuruyor. burak elmas'tan sonra herkese şerh düsuyorum o yüzden erden timurcu değilim ama tespiti çok doğru: galatasaray'a sevgi lazım. yok sosyal medyaya kalsa day one'da tüm kadroyu 22 yaş altı yapar ikinci günde 'lan bunlar pas vermeyi bilmeyen hainler' diye çöpe atar.
  • 15721
    20-21 sezonu icin hatayspor tarafindan transfer edilmeye calisildigi ancak kabul etmedigi konusulan futbolcu.
    https://www.fanatik.com.tr/...gorusme-oldu-2157813

    bir röpörtajinda 'böyle oynamayarak futbolu birakmak icime sinmiyor' seklinde bir beyani vardi. memleketinin takimi istemis, lige yeni cikan tecrübesiz bir takim. mükemmel bir firsat bence. hem gercekten hatay'a katki saglayabilir hem de kendisi düzenli olarak forma giymis olurdu.

    demek ki o kadar da icine sinmiyor degilmis diye düsünmeden edemiyorum.
  • 13705
    sözlüğe kaydolduğum günden itibaren selçuk inan hakkında bir yazı yazmak istiyordum. bugüne kısmetmiş. baya uzun bir yazı olacak lütfen sabırla okuyun.
    selçuk inan olayını bence dönemsel olarak analiz etmemiz gerekiyor.

    galatasaray öncesi dönemi
    selçuk kariyerinin başlangıcından itibaren çok fazla dikkat çeken bir oyuncuydu. oyun zekası, teknik becerisi, duran top kabiliyeti( mesela mondragon'un galatasaray kariyerinde yediği tek frikik golü selçuk inan tarafındandı.) vs. özellikleri vardı. çok olgun bir oyunu vardı. bu becerileri onu trabzonspor'a getirdi. ve o malum senede * şampiyonluğu elinden alınan(!) trabzonspor'un en önemli oyuncularındandı. hatta o dönem de alex de souza'ya sorulduğunda türkiye ligindeki en iyi oyuncunun selçuk inan olduğunu net bir şekilde belirtmişti. alex boğazın karşısının efsanesi olsa da önemli bir referans olduğunu düşünüyorum.
    galatasaray öncesi dönem için sanırım burada hepimiz hemfikirizdir, türkiye'nin en iyi oyuncularından biriydi.

    2011-2013 arası dönemi
    bu dönemi daha spesifik olarak isimlendirmek gerekirse selçuk'un galatasaray'a transferinden başlayıp 2012-2013 sezonunun ara transfer dönemine kadar ki süreç.
    selçuk'un galatasaray'a geldiği sene öncesi süreçte tam bir kaos ortamındaydık. önceki o kirli sezonda rezalet performansımız, senelerdir olan şampiyonluk hasretimiz vb. durumlardan sonra yeni başkan ünal aysal ve futbol takımı başına geçen efsanemiz fatih terim önderliğinde bir kabuk değiştirme sürecine girdik. bu dönemde alınan oyuncular seneler boyunca galatasaray'ın iskeletini oluşturdu. ünal aysal ve fatih terim gittikten sonra kazandığımız tüm başarılarda da(geçen sezon hariç) bu iskelet sayesinde oldu. bu yeni yapılanmada ki en önemli oyunculardan selçuk inan inanılmaz bir performans gösterdi ve şampiyonluğumuzda inanılmaz bir katkısı oldu. hatta o dönem keep calm modası vardı. taraftarın sosyal medyada en çok yazdığı şeylerden biri "keep calm and selçuk inan"dı.
    2012-2013 sezonuna da gayet iyi başlamıştı selçuk. galatasaray bildiğiniz üzere bu sezon şampiyonlar liginde bir üst tura çıkmayı başarabilmişti.

    2013-2015 arası dönemi
    bu dönem selçuk'un performansının düşmeye başladığı dönemlerdi. bu bizde pek çok güzel hatıralar bırakan diğer bir efsanemiz wesley sneijder'in galatasaray'a transferinden sonraki süreçten başlayıp prandelli'nin gidişine kadar ki süreç.
    ünal aysal'ın wesley'i bu kadar isteyip hatta fatih terim'in önceliği olmamasına rağmen zorla getirmesiyle takımda bazı problemler oldu. en büyük sorun şuydu. galatasaray'ın oturmuş orta saha tandeminde sneijder'e yer açmanın çok zor olmasıydı. kişisel tahminim fatih hoca'nın zaten dribbling yeteneği kötü selçuk varken 2. bir dribbling'i çok güçlü olmayan bir oyuncuyu takıma istemiyordu. belki fatih hoca görevler bazında sneijder ile selçuk'u işlev olarak yakın görüyordu. bu sebepten kaka'yı daha çok istedi belki de o dönem.
    öyle ya da böyle hoca sneijder'e takımda bir yer açmaya çalıştı. geriden oyun kurma görevini selçuk'a ileride oyun kurma görevini ise sneijder'e verdi. ama bu çok iyi bir çözüm süreci olmadı. sneijder ilk dönemi öyle ahım şahım bir performans göstermedi. buna mütakiben selçuk'un performansı da düştü.
    bu dönemde tabii bir de futbol dışı olaylar başladı. medya saldırmaları başladı. galatasaray rakiplerinden bu kadar üstünken medyanın bu konuda bir müdahale etmesi gerekiyordu. keza sonra galatasaray'ın türkiye'nin münih'i olmaması için yapılmadık şey kalmadı hepimiz biliyoruz.( yabancı sınırında acayip değişiklikler, fatih terim'i milli takıma alınması vs.). bu yazıda o konulara girmeyeceğim.
    iki tane cephe yaratıldı. sneijder çetesi ve yeniçeri çetesi. yeniçeri çetesinin başına tabii selçuk inan koyuldu. sürekli aralarında problemler olduğundan bahsedilerek taraftar dolduruldu.
    selçuk'un tamamen kötü niyetli içten pazarlıklı bir insan olduğu inandırıldı. bu konuda şimdiye dek takımımızdan yolu geçen hiç bir yabancı tarafından böyle bir gruplaşmadan bahsedilmedi. ve bildiğimiz kadarıyla selçuk'un herhangi yabancı bir oyuncuyla en ufak bir problemi bile olmadı. semih kaya'nın talihsiz açıklamasını hatırlarsınız ''bence 2 yabancı hakkı olsun.''
    bir tane platformda yemin ediyorum size şöyle bir yorum görmüştüm. " selçuk inan bu türk oyuncuları yönlendirip düşüncelerini bu şekilde basına iletiyor." gerçekten el insaflık bir yorum bu.
    biz türk milleti olarak bayılırız komplo teorilerine malumunuz. hani o dönemde demek öyle bir yönlendirme oldu ki selçuk inan sanarsın bi criminal mind, usual suspect'te ki kevin spacey falan. tamamen arkadan çinli prenses oyunları oynayarak bir şeyler yapan biri olarak gösterildi elde de kanıt falan yoktu. bu dönem performansı son senelerde ki kadar düşmemişti. o zamanlar eleştirmek için bir şeyler yapmak gerekiyordu. basında bu yeniçeri vs sneijder çetesi olaylarını sürekli fark ettirmeden pompaladı arkadaşlar bize.
    şu an maalesef saha dışı olaylara çok girdim. türkiye'de olayları değerlendirirken maalesef harici faktörler de öne çıkıyor.. tekrar futbol kısmına dönüyorum.
    2013-2014 senesi sezona galatasaray çok kötü başladı biliyorsunuz. ünal aysal fatih terim çekişmesi falan derken hocasız kaldık. roberto mancini teknik direktörümüz oldu. ve iyice farklı bir oyun tarzına geçtik. selçuk inan'a verilen görevlerde haliyle değişti. selçuk bu dönemde maalesef mental olarak büyük bir çöküşteydi. verilen görevleri yapmaya çalışıyor ama aksıyordu. ilk iki senesi kadar etkili değildi. bu da haliyle taraftarın gözüne batmaya başladı. takım ligde pek iyi gitmiyor. selçuk kötü oynuyor. bir de medyaya göre selçuk takımı bölüyordu. taraftar iyice bilendi bu konuda.
    ve sonra malum olay forma çıkarma olayı geldi. selçuk kötü bir sezon geçiriyordu. ve o sene
    şampiyonlar liginde başarılı olsakta malumunuz fenerbahçe 10 küsur puan farkıyla şampiyon oldu.
    (bkz: 6 nisan 2014 galatasaray fenerbahçe maçı) nda selçuk sneijder'e pas vermek yerine şut çekme tercihi bütün olayların başlangıcıydı. zaten herkeste vardı yeniçeri vs sneijder tayfasının sözde kavgası mancini bu tercihine bu çekişme ithamlarından bihaber tepki gösterdi. medyanın sneijder geldiğinden beri ince ince işlediği olay sahada gerçekleşmişti. mancini'de tepki gösterince ıslıklamalar başladı. selçuk psikolojikman o gün tamamen çöktü. oyundan çıkmak istedi sakatım bahanesiyle( muhtemelen sakat değildi tepkilere dayanamadı.) mancini o zaman yere yat doktoru bekle dedi. ama selçuk'un dayanacak takati yoktu.( muhtemelen hüngür hüngür ağlamıştır.) formasını çıkardı ve tugay kerimoğlu'na verdi. o ara inanılmaz bir tepki geldi.
    birincisi taraftar galatasaray'ın kaptanının böyle bir derbide sahadan çıkmaya çalışmasına çıldırdı( bu konuda taraftar kesinlikle haklı)
    ikincisi ise şu suni çeteleşme gerçek olarak algılandı.
    üçüncüsü forma konusu taraftar için önemli bir sembol. bunu çıkarması farklı bir yöne çekildi. hani böyle sanki yere attı üstüne benzin dökerek yaktı gibi gösterildi. keza çoğu taraftar hala formayı attı diye biliyor. böyle kaliteli bir platformda bile hala öyle zannedenler vardır bence.
    selçuk'un zaten performansı düşmüştü. bir de bu olay yaşanınca artık mimlendi.
    bu dönemde tabii bir de maaş artışı olayı var. selçuk ve burak inanılmaz bir kontrat ile ödüllendirildi.
    bu kararda hem yabancı sınırı mevzusu hem de selçuk ve burak'ı desteklediklerini göstermek için muhtemelen aysal böyle bir kontrat imzaladı. ama gerçekten sevr anlaşması gibi kontratlardı. hani bir kere bir oyuncu ciddi anlamda yaşlanacağı süreçte nasıl böyle bir kontrat imzalanır hala anlamıyorum. sanırım aysal'ın en büyük hatası imzaladığı kontratlardı.
    taraftar bi kere kıl olmuştu artık selçuk'a bu olaydan sonra birde inanılmaz ciddi zamlı bir kontrat taraftar gözünde onu iyice kötü adam yapmıştı.
    prandelli dönemi başladı sonra. o dönemde takım ligde iyi puan toplamışta olsa hem oyun fecaatti hem avrupa maçlarında korkunç skorlar almıştık. hem ligde 2. bile olsak ligde bile 4 farklı yenilgiler aldık.

    2014-2015 sezonu dönemi
    bu dönemi ayrı yazıyorum çünkü bu sezondan sonra işler iyice kötüye gidiyor.
    2014-2015 senesi büyük bir kaos içerisindeydik. ünal aysal gitti ardından prandelli gitti ve hamza hamzaoğlu geldi. hamza geldikten sonra selçuk'un formunda artış başladı. selçuk, o sezonun tartışmasız yıldızı muslera ve sneijder kadar öne çıkmadı ama selçuk'un kritik golleri oldu ve genel olarak iyi bir performans gösterdi. selçuk bilinenin aksine 5 yıldır top oynamıyor değil. bu selçuk'un iyi performans gösterdiği son sezon. bu arada takım o sene* şampiyon olmasına rağmen rezalet oynuyordu hatırlarsanız.
    istatistiklerin aşırı önemli olduğunu düşünen biri değilim. her tarafa çekilebilecek bir şey çünkü ama yine de genel bir bakış için yararlı olduğunu düşünüyorum. whoscored'un verilerine göre 2014-2015 sezonunda selçuk'un süper lig için ortalama ratingi 7.39. demek ki o sezon bilinenin aksine o kadar da salt zarar değilmiş.
    2015-2017 sezonu
    dursun aydın özbek isimli şahsın takımın başına geçmesiyle domine ettiğimiz seneler maalesef bitti.
    hamza hamzaoğlu ile devam edildi. ilk melo'yu kovdular akabinde korkunç bir kadro planlaması yapıldı. hani başarısız olmak için ne gerekiliyorsa o yapıldı. orta saha ikilimiz selçuk inan ve bilal kısa'ydı. (bilal de bence galatasaray tarihinin en talihsiz insanlarından biri. ama o ayrı konu)
    inanılmaz durağan bir takımdık. daha da ekleyebilirim ama ekledikçe o dönem aklıma geliyor ve sinirlerim bozuluyor . selçuk bu iki sene gerçekten rezaletti. takım da rezaletti ama bunu da belirtmek lazım. şansa bala bu dönem nasıl 2 kupa kazandık(keza 1i sayesinde menden kurtulduk hatırlatalım) aklım almıyor. bu dönem selçuk'a yan pas-geri pas selçuk ismi takıldı. en iyi zamanında da tempoyu duruma göre arttırıp azaltırdı. sırtını dönüp faul alırdı. ama gerektiğinde bir ileriye oynar. maçı değiştirirdi.
    ama bu dönem takım o kadar hareketsizdi adamın tek yaptığı buna dönüştü maalesef. keza bu sıkıntıdan etkilenen tek selçuk değildi. sneijder için de son zamanlar negatif eleştiriler başlamıştı. sebepleri o zaman ki kadroyu hatırlarsanız sanırım hak verirsiniz.
    selçuk'un oyun tarzı, selçuk'un kazandığı para, selçuk'un forma çıkarması her maç sonunda öfke kusuldu. bu iki seneyi daha fazla anlatmayacağım harbiden aklıma geldikçe sinirlerim bozuluyor.

    2017-2018 sezonu zaten yedek oyuncu durumuna düştü. bu sefer de taraftarın haklı olarak bu kadar maaşlı yedek oyuncu olur mu söylemi başladı. bir de bu oyuncu selçuk olunca insanların nefreti devam ediyordu. bence geçen sezon ki maçlarda elinden geleni yaptı selçuk ezbere yorumların aksine tamamen yan pas geri pas şeklinde oynamadı. mesela (bkz: 14 ekim 2017 konyaspor galatasaray maçı) aklıma ilk gelen örnek oyuna girdikten sonra maçın değişmesinde en önemli etkendi muhtemelen.

    güncel durum ve sonuç: eğer yazının tamamını okuduysanız öncelikle teşekkür ederim ve tebrik ederim. güncel durum olarak maalesef fiziksel olarak max çıkarabileceği 30 dakika olarak gözüküyor.
    girdiğinde en azından topu ayağında tutup iyi bir şekilde aktarabilecek bir oyuncumuz oluyor. tecrübesi bile bazı maçlarda önem teşkil edecektir illaki.
    hani değerlendirmek gerekirse inanılmaz pahalı bir yedek oyuncu doğru bir tanım sanırsam.
    keşke daha düzgün bir kontratı olsaydı ne bileyim şu alacağı parayı 3 yıla falan dağıtsaydı. en azından insanlar tarafından biraz daha iyi anılırdı.
    sevabı ve günahıyla selçuk bu benim gözümde. en büyük hatası muhtemelen o maç formayı çıkartmak oldu. keşke yapmasaydı açıkçası çok merak ediyorum. şu an kamuoyunda nasıl anılırdı eğer bu olay hiç yaşanmasaydı.
    selçuk efendi bir insan ve adam tayfanın diğer üyeleriyle çocukluktan tanışmaları dışında karakter olarak bir benzerliği yok.
    ( adam tayfa ve prim mevzusuna da girecektim ama bu kadar uzun bir yazı olunca açıkçası ciddi anlamda üşendim belki ilerleyen zamanlarda o konuda ki fikirlerimi de paylaşırım)

    salt nefreti kesinlikle hak eden bir insan değil bence arkadaşlar. öyle ya da böyle ciddi emekleri oldu. özellikle o 2013-2015 sürecinde bahsettiklerimi düşünmenizi istiyorum. o dönemi daha iyi hatırlamanızı. belki de biraz empati kurmanızı rica edicem. herkesin elbette haklı sebepleri var bu konuda aynı hayattaki gibi. ama belki de affetmek esas rahatlatacak şeydir hepimizi.

    edit: yazım hataları düzeltildi.
  • 14869
    2019-20 sezonun başlaması itibariyle sonradan oyuna girse dahi takıma hiçbir katkısı olmayacak orta saha. fizik sıfır, tempo sıfır, çabukluk sıfır. en iyi yaptığı şey de penaltı ve frikik atmaktı, onda da ne kadar köreldiğini acı bir şekilde gördük. varlığına aldanıp da son bir orta saha transferi yapmamak gibi bir gaflete düşmeyiz umarım.
  • 14889
    melo ile oluşturdukları tandem fenerbahçe'ye dönmüş psikolojik ibrenin bize kaymasında başrol oynar, kabulümdür. lakin kendisi galatasaray efsanesi değildir.

    selçuk inan 28 yaşında, bir derbi maçı esnasında, o kutsal formayı çıkarıp 41 yaşına kadar premier league'de üst seviye top oynamış yardımcı antrenörüne uzatmıştır.

    kendisi kısa bir dönem harika bir futbolcuya evrilmiştir, ama benim efsanem değildir. benim efsanelerim arma için vücudundaki son glycogen molekülü ile savaşan her oyuncudur. buna gökhan zan dahildir. hagi artık eski hagi olamayacağını anladığı an, ceketini alıp çıkmıştır.

    bülent korkmaz, hakan şükür (ah be şaban), hagi, melo ve muslera; bu oyuncular benim için galatasaray efsaneleridir. penaltı kullanmaya bile mecali kalmamış 34 yaşındaki bir 'kaptan' hiç değildir. hele ki kendisinden 1 yaş küçük james milner lactate testlerinde bütün takım arkadaşlarını geride bırakırken.

    bu sektörde bireylere duygusal olarak fazla bağlanmayın - bizim sevdamız galatasaray.
  • 15004
    futbolculuk kariyerinde uefa kupası, süper kupa, dünya 3.lüğü bulunan hasan şaş'ın, uefa kupası, süper kupa ve dünya 3.lüğünün yanında italya ve almanya tecrübeleri de bulunan ümit davala'nın yeterli görülmeyip eleştirildiği yardımcı antrenörlük görevine hangi vasıfla, hangi tecrübeyle uygun görüldüğünü merak ettiğim emekli futbolcu. hasan gibi baskın bir karakteri yok, ümit gibi avrupa tecrübesi yabancı dili yok. bu adamların yapamadığı neyi yapacak bu arkadaş?
  • 16019
    --- alıntı ---

    oyunun genelinde istediğimiz oyunu oynadık ama pozisyona giremedik.

    --- alıntı ---

    aktif futbol kariyerinin son 5-6 yılı gibi açıklama yapmış antrenör. ancak bir gerçeği de ortaya koymuş; galatasaray teknik ekibiyle taraftarıyla topa sahip olmayı iyi oynamak zannediyor uzunca bir süredir.

    istediğin oyunu oyna ama pozisyona gireme, bireysel hataların bitmesin, rakip yürüye yürüye pozisyona girsin falan filan.
  • 15222
    bir dönem değeri 14 milyon euroları** bulmuş, avrupa'daki aktif orta saha oyuncuları içerisinde performans bakımından top 100'de yer almış, hatırı sayılır avrupa kulüplerini peşinden koşturmuş, skora katkısı üst düzeyde olup takımın değişmezi haline gelmiş, kaptanlığa kadar yükselmiş, her frikikte topun başına geçtiğinde penaltı kazanmışçasına sevinmemizi sağlamış, milli takım'da oynatılmıyor diye ortalığı ayağa kaldırmamıza sebep olmuş, xavi benzetmesi yapılmış, saç bandına kadar şiirler yazılmış, formamızdaki4 yıldızın 1'inde fernando muslera ile birlikte katkı sahibi olmuş ve bunun yanında sayısız kupalar kazanmış, 10 şubat 2020 tarihinde 35 yaşına girecek ve hâlen galatasaray'ımızda forma giyen türk futbolcudur.

    şimdiki hâline baktığımızda ise aynı jenerasyondaki mevkidaşları bulundukları takımları bir şekilde sırtlarken, kendisi bir kariyerin içine nasıl sıçılabilirin en büyük örneğidir.

    inşallah bu sezon futbolu bırakır ve bizden sonsuza dek uzaklaşır. hem kendisine de daha fazla yazık etmez. torununun torununa yetecek kadar para kazandı.
  • 11300
    kendisine yapılan eleştirileri görünce gördüklerime inanamıyorum. zaten adamın performansı zamanında sneijder geldi diye düşmüştü. futbolu takip eden herkes bilir ki önünde 10 numara oynayan her orta sahanın performansı düşer doğal olarak. sneijder gitti selçuk niye gitmiyor diye soruyorlar bir de. arkadaşlar sneijder oyunu yavaşlatıyor bilmiyor musunuz? selçuk ise oyunu yağ gibi akıtıyor. gerçekten hiç medyayı takip etmiyorsunuz. adamlar hep anlatıyo ben dinliyorum. siz de dinleyin de ufkunuz açılsın biraz.
  • 16175
    selçuk inan, karakterinde radikal bir değişim yaşamadığı takdirde, teknik adamlık kariyerinde başarılı olamayacağının mesajını "kırılma anı" programında çok net vermiş bir eski futbolcu. bu mesaj çok net benim adıma. ne demişti selçuk kırılma anı programında? "ben galatasaray'ı başka takımlar 2-3 katı para teklif ederken seçtim çünkü çocukluğumdan beri galatasaraylıyım. bu benim hayalimdi. daha uzun yıllar da oynayabilirdim, ama taraftarın yuhalamasını içime sindiremedim. çok uğraştım bunu yönetebilmek için ama olmadı, yapamadım". aşağı yukarı bu minvalde bir şeyler söyledi selçuk o gün. bu açıklamayı bir ele almak lazım selçuk'un teknik adamlık kariyeri hakkında bir öngörüde bulunabilmek için.

    selçuk'un galatasaray'a imza attığı ilk tarih mayıs 2011. 2 milyon euro yıllık garanti ücret, 15 bin euro maç başı, 1,5 milyon euro da imza parası. bu tutarların kaynağı dönemin kap bildirimi. sözleşme süresi de 5 yıl. sözleşmenin üçüncü senesinin sonunda (2014 mayıs) ünal aysal selçuk (ve burak) için bir iyileştirmeye gitti. selçuk yıllık 2 milyon 850 bin euro ve maç başı 25 bin euro karşılığı 5 yıllık yeni bir sözleşmeye imza attı. 29 yaşından başlayarak, 34 yaşının sonuna kadar böyle bir profesyonel iş anlaşmasına sahipti galatasaray'da (2014-2019). 2019 yılında 34 yaşındayken de son kez 4 milyon türk lirası karşılığında 1 yıllık sözleşme imzalandı kendisiyle. galatasaray'la futbolcu olarak da son sözleşmesiydi. şimdi bu noktada selçuk inan'a sormak lazım. 2011'den başlayarak en azından 2019'a kadar geçen 8 yıllık süreçte, hangi kulüpte galatasaray'da kazandığından 1 euro fazlasını kazanma ihtimali vardı? fenerbahçe, beşiktaş veya avrupa. bırakalım 2-3 katını; selçuk'a ünal aysal'ın önüne koyduğu sözleşmelerden bir tık daha iyi bir sözleşmeyi verebilecek olan kulüp var mıydı? yoktu. bunu selçuk bilmiyor mu? biliyor. "yalan söylüyor" demek istemiyorum ama gerçek dışı konuşuyor. demagoji yapmaya çalışıyor ama beceremiyor.

    şimdi gelelim yönetemediği psikoloji meselesine. selçuk iki maçta ciddi olarak ıslıklandı galatasaray kariyerinde. meşhur formayı çıkarttığı 2013-2014 sezonu fenerbahçe maçı ve arena'da 3-0 kaybettiğimiz 2014-2015 sezonu trabzonspor maçı. iki maçta da stattaydım. fenerbahçe maçında stadımız, 2001-2010 yılları arası kadıköy'ün galatasaray versiyonuydu. son 10 yıldaki en agresif, en hırçın galatasaray tribünlerinden biri vardı o gün. taraftarın nefreti uçlardaydı fenerbahçe'ye karşı ki genelde böyle olmaz derbiler bizim stadımızda. ligte 10 puan gerisine düştüğümüz ezeli rakip stadımıza gelmişti ve ilk yarıda 10 kişi kalmışlardı. taraftar tabiri caizse parçalamak istiyordu o gün. ama selçuk sağolsun; sneijder, drogba gibi adamların bomboş olduğu pozisyonlarda ceza sahası dışından saçma sapan şutlarla bütün gollük atakları öldürdü. bunu en az 3 kere yaptı. sneijder ve drogba saha içinde isyan ettiler. çok silik, çok korkak oynadı o gün selçuk. taraftarın fenerbahçe'ye karşı maçın başındaki tepkisini, maçın içerisindeki tercihleriyle kendi üstüne çekti. formayı çıkartıp tugay'a vermesi konunun son noktasıdır ama insanları o gün asıl sinirlendiren, oyundan çıkarken ki "küçük dağları ben yarattım siz kimsiniz?" tavırlarıdır. selçuk'un "hazmedemedim" dediği protesto, o protesto. nisan 2014'te yaşandı bu olay ve sadece bir ay sonra sonra selçuk kariyerinin en iyi sözleşmesini aldı galatasaray'dan. 29 yaşındaydı, performansı düşüyordu ve galatasaray ile daha iki yıllık sözleşmesi vardı. acele etmeye hiç gerek yoktu. ama galatasaray ne yaptı? önüne muhteşem bir sözleşme koydu. selçuk inan'ın psikolojisi çok hassas olacak ki, o 5 yıllık sözleşme dahi düzelmesi için yeterli olmamış. 2014-2015 sezonunda ıslıklandığı trabzon maçında ultraslan ıslıklayanlara tepki gösterdi ve selçuk lehine tezahürat yaptı. o sezon birçok kez de adı tribünde bağırıldı. 4.yıldız şampiyonluk kutlamalarına "kaptan", "adam" anonsları eşliğinde çıktı. herhalde bunlar da yetmedi selçuk'u toparlamaya.

    son olarak da "muhteşem zeka ve oyun görüşü" konusuna değinip bu entry'i bitireyim. 2012 çok iyi, 2013 iyi, 2014 ve 2015 idare eder. selçuk'un galatasaray kariyeri noktasında hemen herkesin fikir birliğine varacağı performansı özeti bu şekildedir sanırım. 2015'ten sonrası kötü tabii. 2016'da 6.bitirdik sezonu, selçuk takımın as futbolcusu. 2017'de 4.bitirdik, selçuk takımın as futbolcusu. ne zaman ndiaye-fernando-belhanda üçlüsü transfer edildi ve selçuk yedek futbolcu konumuna geldi, şampiyonluklar tekrar yaşanmaya başladı (2018-2019). selçuk nasıl bir zekaya veya oyun görüşüne sahipmiş ki, 2015 sonrası geçen her bir yıl performans olarak daha da geriye gitmiş? veya selçuk'un psikolojisi ne kadar değişkenmiş ki, 2014'te kırıldığı/üzüldüğü halde üstüne 6 sezon daha kalmış galatasaray'da? yok muymuş o zamanlar 2-3 katı ücretle sözleşme teklif edenler (kendisi var diyor)? "volkan demirel gibi biri yapabiliyorsa, selçuk inan da teknik direktörlük işini çok iyi yapar" diyenler de konuya çok iyimser yaklaşıyorlar. volkan çirkef, kavgacı ve küfürbaz bir futbolcuydu evet. eğitilmemişti, içinde bulunduğu camia da volkan'ı ahlaklı bir futbolcu/kaptan yapacak yer değildi. ama beğenin beğenmeyin, volkan uzun yıllar fenerbahçe'nin saha içi lideriydi. futbolcuyken dahi saha içine hakimdi, takımının üzerinde otoritesi vardı. futboldan anlar anlamaz ama volkan bir otoriteydi futbolculuğunda fenerbahçe için. psikolojisini sağlam tutmayı bildiği gibi, takım arkadaşlarını da ama onlara bağırarak ama onlara küfür ederek hırslandıran biriydi. zamanında kendi taraftarı da protesto etti volkan'ı (2007); ali sami yen'de, inönü'de, türk telekom arena'da, vodafone park'ta, trabzon'da, bursa'da yemediği küfür, kafasına atılmayan madde de kalmadı. hiç volkan'ın "psikolojik olarak kaldıramıyorum" veya "takım üzerinde bir ağırlığım kalmadı" dediğini gördünüz mü? selçuk inan gibi 29-30 yaşında kendi psikolojisini dahi toparlayamayan ve yıldan yıla performans olarak eriyen bir adam, 18-35 yaş aralığındaki 25-30 futbolcuyu mental, teknik, taktik olarak nasıl hazır tutacak? bu mümkün mü? değil. o yüzden kimsenin bir beklenti içerisine girmesine gerek yok. "kaptan" olamayan adamdan teknik direktör olmaz. fatih terim futbolcuyken de lider karakterliydi, 8 yıl kaptanlık yaptı galatasaray'da. volkan demirel kaptandı, liderdi fenerbahçe'de. ömer erdoğan kaptandı, liderdi bursaspor'da. selçuk olsa olsa eski bir galatasaray futbolcusudur. ne efsanedir, ne kaptandır. bu kadar silik bir karakterden de iyi bir teknik direktör çıkmaz.
  • 15861
    https://twitter.com/...669346535235585?s=19

    bu sözlükte 100lerce selçuk inan mancini'yi sabote ediyor, entry'si okuduğuma %100 eminim.

    ama işte zaman geçince ve gerçek ortaya çıkınca bu arkadaşlar 'ozur dilerim' demiyor, 'sadece 2 sene oynadı eheeheh' diyor. ben de buna seyirci olmanın dayanılmaz hafifliği diyorum.

    2014 yılından beri galatasaray taraftarının önemli bir kesiminin yaptığı haksızlığa özne olan oyuncu.

    oyunculuğu vs bir yana son yıllarda beni galatasaraya dair daha çok sinirlendiren bir şey olmadı. 4. yıldızı kendi ağzından milliyet'e anlattığı mektupta da ben böyle biri değilim diye yazdığında çok üzülmüştüm.
  • 14698
    galatasaray forması altındayken "adam" tayfadan uzak duruşu bir taraftar olarak benim için yeterli olan futbolcumuzdur. taraf seçilecek bir savaş değil bu. selçuk saha içinde de saha dışında da malum tayfadan oldukça farklı bir profil çizmiştir şimdiye kadar. ayrıldıktan sonra şunu yapacak, bunu yapacak diye tamamen safsatalara dayanan bu eleştiriler adam karalamaktan başka bir şey değildir.
    oynadığı topu eleştir, aldığı parayı eleştir ama neden "bu adam takımdan giderse o da malum tayfadan biri olacak" diye karalanıyor anlayamadım.
  • 16662
    kendisinin değeri benim için mancini’ye formayı verdiği gün bitti. bu sadece romantik açıdan değil, o zamanlardan sonra futbolculuğu da bitmişti. ünal aysal futbol’a dönsünler diye zamlı kontrat verdi, zararlı yine galatasaray çıktı. o kontratın son senesinde gel +1 uzatalım o parayı iki yılda al dediler, yok en kötü sene sonu ayrılırım blöfünü yaptı. sneijder geldi mevkim 2 cm kaydı diyip topa küstüğü gibi yaşlandıkça da farklı şeylere evriltmesi gereken orta saha rolünü asla değiştirmek istemedi. çıktığı spor programında östersunds maçı farklıydı futbolu bıraktığımı anlamıştım vs diyip o tarihten sonra hala galatasaray’dan para alıp katkı vermemeye devam etti mesela.

    yardımcı hoca oldu galatasaray’a hayrı değil zararı dokundu. özellikle hoca cezalı iken saha kenarında yaşadıkları durum gözümün önünden gitmiyor. hoca oldu ve sadece ismiyle üçtür hiçbir şey ortaya koymadan süper ligte takım buluyor ve altından kalkamıyor. yakın zamana kadar hocalığı takdir ediliyordu, ileride galatasaray teknik direktörlüğüne yakıştırılırken o fenerbahçe’ye de göz kırpıyordu.

    suç kendisinde değildi, galatasaray’ın yeterince profesyonel olmamasındaydı aslında. keşke zamanında fenerbahçe’yi tercih etseydi, egosunu yaptığı gibi türk futbol tarihi falan değişmezdi. ve itiraf etmek gerekirse kıyaslandığı emre belözoğlu’nun da sağ ayağı kadar topçu değildi.
  • 15732
    gelecek yıl niye bizde oynuyor anlamıyorum. futbolu bizde bırakacak diyorlar. sanki bana totti, bülent korkmaz. kusura bakmayın sabri sarıoğlu bile benim için daha öndedir. biz niye kendine bakmayan oyunculara bakmak zorunda hissediyoruz ya! vefa bu değil ki? ne kadar tembel olursan ol fark etmiyor yani.
    gerek yönetim gerek fatih terim, galatasaray'ı ön plana alacak kararlar alsın. ben bunların lafta kaldığını düşünüyorum maalesef.
  • 3014
    an itibariyle ntvspor'da ogün altıparmak, kendisi hakkında halit kıvanç'a şu anısını anlatmıştır:

    ogün altıparmak: selçuk transfer döneminde fenerbahçe'ye gelsene, seni fenerbahçe'de görmek istiyoruz.
    selçuk inan: ogün abi ben galatasaray aşığıyım. aşık olduğum renkler için oynamak istiyorum.

    işte bu diyalog, kaptanın ligi 8.sırada bitiren bir takımı niye seçtiğini gösteriyor. selçuk inan bizim için çok büyük bir değer.
App Store'dan indirin Google Play'den alın