• 329
    fatih hoca'yı eleştirsek de bu ve bunun gibiler kim oluyor ki kanaat önderi gibi yorumlar yapabiliyor? tertemiz çocuklara küfür etmekle, ona buna ahkam kesip tehdit etmekle kendinde güç zehirlenmesi yaşayan şahıs! bir de bunu sanki tüm galatasaray taraftarının lideriymiş gibi adlediyorlar ya en çok ona sinirleniyorum.

    ayrıca kendisine şu şekilde seslenmek istiyorum; ''size sucukçu diyenlere laf edenin...''
  • 413
    ehğğğ hiç yoktan iyidir dedirten bir yazı yazmış.

    rte yanlış konuştuğunda yapılan "rte iyi çevresi kötü" algısına paralel olarak "sizi danışmanlarınız mı yanlış yönlendiriyor acaba" falan diyerek lafı dolandırmıştır. hoş, ultraslan'ın bulunduğu konumu düşünürsek böyle bir açıklama bile bir mucize. bu yüzden olumlu karşılıyorum bu açıklamayı ama umarım bir gün ülkeyi rte'nin veya devlet bahçeli'nin danışmanlarının yönetmediğinin, yapılan açıklamaları danışmanlarının yapmadığının farkına varılacak ve söylenenler, direkt o sözü söyleyenlere söylenecek.

    neyse bu da iyidir.
  • 169
    kendisine dusuncelerinden dolayi galatasarayda yer yoktur, olmamalidir.

    dusunce ozgurlugunun bir siniri vardir. aptalligin bir siniri oldugu gibi.

    aptal sadece kendisine zarar vermez. aptalligin boyutu arttikca etrafina da kotu etkiler eder. bu da o hesap. kendi yaginda kendi kendine kavrulan, oylesine yasayip giden birisi degil bu adam. binlerce kisiye hitap ediyor. gencler bunu gorup ornek aliyorlar. genclerin beyninin din ile, cahillikle yikanmasinin sonuclarini da pek ala bu ulkeden daha iyi bilen pek az millet vardir bu cografyada.

    bu kadar yobaz takilan birisi, bu kadar cahil birisi ne yazik ki hur bir fikre ve vicdana sahip olamaz. kendisinin karaborsaciligi, yuruyedur grubunu dovdurtmesi, her turlu tribun hareketine siddetle karsilik vermesi gibi seyler gormezden gelinemez. hele mafya babalariyla, tarikatlarla iliskisi olmasi rezalet otesi bir durumdur.

    not: türkiye şeyhler dervişler müritler ülkesi olamaz. ayni sekilde galatasaray da olamaz. bizim ulu önder'imizden öğrendiğimiz budur.
  • 170
    kendisine saygı duymuyorum, sevgi beslemiyorum. sahibinin sesi, cemaatçi, sevimsiz birisi bana göre. ne kendisi, ne ultraslan beni, galatasaraylılığımı temsil edemez.

    recep ivedik filmi galaksiler arası bir yarışmada dünya sinemasını ne kadar temsil edebilirse, bu adam da galatasaraylıları o kadar temsil edebilir. belki de daha az, emin olamadım.
  • 405
    https://twitter.com/...568514057654280?s=20

    siyasi düşüncelerimizi bir kenara koyduğumuzda naif, isteğini belli eden, birlik beraberlik içeren güzel bir yazı olmuş. sonuçta belirttiği fikir neredeyse herkesin ortak düşenceleri olduğunu düşünüyorum. bu yazının biraz üstü belki farklı yerlere çekilebileceğinden birleştirici değil ayrıştırıcı olabilirdi. siyasetçilerimiz maalesef kendilerini ve koltuklarını düşündüklerinden bu dönemde bile ayrıştırıcı olabiliyorlar. vatandaşlar olarak sağ duyulu davranıp sandık gibi demokratik yollar ile ilerlememiz gerekiyor. sağ duyulu davranılmadan yapılan her hareket ya bilerek insanlarımızı kavga ile ayrıştırma niyetindedir ya da bilmeden birilerinin istediği karışıklığa zemin hazırlamaktadır. çünkü olacak karışıklıkta maalesef masa kazanacaktır, seçim vesaire bile olacağını düşünmemekteyim. bu sebep ile sükunetle ile bekleyip rahmetli dedemin dediği gibi ayranınızı kabartmadan en güzel zamanı beklemektir.
  • 415
    ali sami yen zamanında meşale sokak'ta iki tur atan, bir kere de inönü veya kadıköy deplasmanına giden galatasaraylı, sebahattin şirin'i ve çevresini yeteri kadar iyi tanımış olur. "şöyle biridir", "böyle bir şahsiyettir" vs. şeklinde tanımlamalar yapmaya ve "galatasaray'a yakışmıyor" cümlesiyle başlayıp öfke kusmaya hiç gerek yok. bunlar sadece kendimizi avutmak için kullandığımız teselli cümlelerinden ibaret olur.

    burada ana hatlarıyla iki görüş var sebahattin şirin'e ve ultraslan'a dair. birincisi "kendisi ve çevresi ultraslan'dan temizlensin ve grup steril bir hal alsın". ikinci görüş, "sebahattin'ler bırakmıyorsa, ultraslan komple tribünden silinsin". ben ilk maçıma 1999 yılında babamla birlikte gittim, bu adam oradaydı. 2002-2003 sezonunda 4 tane iç saha maçına gittim, bu adam yine oradaydı. 2005-2006 sezonundan itibaren 17 yıldır da düzenli olarak maçlara gidiyorum, bu adam hala orada. bu işin emekliliği yok yani. "allah seni başımızdan eksik etmesin reis; ölene dek seninle, ölene dek seninle, ölene dek seninleyiz ooo" diye bağırıyor kale arkası zaman zaman, hakikaten öyle. sebahattin şirin'in çevresindeki kitlenin ağzından "reis bıraktığında tribünü şu (ismini vermeyim) devralacak" cümlesini ilk duyduğumda tarih kasım 2007'ydi. o günden bugüne 16 yıl geçti. tribünü bıraktığı falan olmadı sebahattin şirin'in. aradan geçen 16 yıl da ali sami yen'de ne kadar iyi galatasaraylı olduğuna gözlerimle şahit olduğum ve tribünün tozunu yutmuş onlarca belki yüzlerce adam tribünü bıraktı ama sebahattin şirin tribünü bırakmadı. 2000'li yılların başında bugüne sebahattin şirin'in çevresindeki insanlar pek çok kez değişti ama tek değişmeyen ve sorgulanmayan kısım kendisinin liderliği/reisliği (bu açıdan türk siyasetindeki iki isme çok benziyor) oldu. kendisi istemediği sürece de bunu değiştirecek kudret hiç kimsede yok. çünkü tayfası ile, üniversite gençliği ile ultraslan, beste de dediği gibi, ölene dek sebahattin şirin'i istiyor. ölene dek devam edebilir isterse kendisi. kimse de bir şey yapamaz.

    bugün gelinen noktada, "ultraslan 2001'de kurulduğunda sebahattin'den ve tayfasından ibaret değildi. hatta onlardan çok farklı ve çok parlak zekaya sahip galatasaraylıların grubuydu aslında" diye kendimizi kandırmanın bir anlamı yok. başlangıç yapılanması kaç yıl tribünde devam etti? 2? 3? o başlangıç yapılanmasından, o kurucu ekipten kaç kişi bugün aktif ultraslan'da? veya ultraslan'ı geçtim, o ilk yıllardaki ekipten kaç kişi acaba bugün tribünde (bu açıdan da grup türk siyasetindeki bir partiye çok benziyor)? kendimizi kandırmayalım özetle. sebahattin şirin veya ultraslan hakkında idealist olmanın hiçbir anlamı yok. önce galatasaray'ın tribünsel gerçeklerini bir kabul edelim ve sonrasında da realist olalım. hayallerle değil, gerçeklerle yaşayalım. sebahattin şirin'e veya gruba yönelik öfke kusmanın veya "beni veya galatasaray'ı temsil etmiyor bu gericiler" diye avunmanın hiçbir anlamı yok. bugün sebahattin şirin ve çevresi eşittir ultraslan. ultraslan da eşittir galatasaray taraftarı. görsel medyada, yazılı basında veya sosyal medyada birileri galatasaray taraftarının görüşünü öğrenmek veya nabzını tutmak istediğinde ultraslan'a, eğer mümkünse de sebahattin şirin'e ulaşmaya çalışıyor. bal gibi bu grup ve lider kadrosu temsil ediyor galatasaray taraftarını. tesellilere veya bu grubu tribünden tasfiye edecek don kişot'vari başkanların hayallerini kurmaya hiç gerek yok. elimizdeki malzeme belli, hakikatler belli.

    kabul etmemiz gereken gerçek şu; bu kişiden ve bu gruptan rahatsız olan galatasaraylıların bu kişilere veya gruba yönelik lanet etmesinin hiçbir tesir gücü yok. yapılması gereken, bu gruptan ve liderinden mümkün olduğu kadar uzak durmak. bir mesafe oluşturabilmek ve bu mesafeyi koruyabilmek. bu da biraz olsun mümkün stadımızda. galatasaraylılığı, her bir bireyin kendisinin bildiği ve istediği gibi yaşamasına ali sami yen'e oranla çok daha fazla izin veren bir stadımız var. ultraslan'ın ve sebahattin şirin'in günümüz gerçeklerinde sahip olduğu gücü bilerek ancak yaptıklarını ve yapmadıklarını çok da fazla önemsemeden, farklı bir taraftarlık yolu izlemek mümkün galatasaraylılar için arena'da. stada gelenlerin bu müsait alanı sonuna kadar kullanması gerektiğini düşünüyorum. şahsen ben uzun yıllardır bu şekilde hareket ediyorum. herkese de tavsiye ederim.
  • 397
    --- alıntı ---

    dün bir sözde tribün lideri ile suikast organizasyonundan tutuklu bir çete avukatı arasındaki ilişkiden söz ettim. sözde tribün liderinin adamları hemen tehdide başladılar ve saldırıya geçtiler. “avukatının bir cinayetin zanlısı olması tribün liderini bağlar mı” diye savunanlar oldu. madem arandınız, biz de meseleyi derinleştirelim.

    ultraslan tribün lideri sebahattin şirin diye bilinen kişi ile sinan ateş cinayeti zanlısı olarak cezaevinde tutuklu bulunan serdar öktem arasında çok daha derin ilişkiler var. bunun en önemli kanıtı, serdar öktem’in galatasaray spor kulübü’ne şirin’in isteği doğrultusunda avukat yapılması, kulübün vekaletinin serdar öktem’e verilmesi. şaka gibi ama türkiye’nin en köklü, en büyük kulübü, ne yazık ki serdar öktem tarafından temsil edilmiş. cinayet zanlısı olarak cezaevinde bulunan serdar öktem’in galatasaray spor kulübü'nün avukatlığına getirilmesi başkan mustafa cengiz döneminde. mustafa cengiz yönetimi, tribün liderinin yönetime destek vermesi uğruna, sebahattin şirin’in avukatı serdar öktem’i kulübün avukatlığına getirmiş, mağazacılık aş’nin taklit ürün ve alacak takipleri ile görevlendirmiş. yüzde 25 oranında bir vekalet ücreti ile.

    daha sonra burak elmas yönetimi döneminde avukat rezan epözdemir durumun farkına vararak, “bu tarz ilişkileri olan kişiler galatasaray'ı temsil edemez” diyerek başkan burak elmas’la da konuşarak serdar öktem’i yönetim kurulu kararı ile azletmiş. yönetici vahap tanrıverdi, serdar öktem’in hemşehrisi olduğunu söyleyerek bu duruma karşı çıkmış ama dinleyen olmamış.

    zaten epözdemir’in yönetimden ayrılmasından hemen sonra elmas yönetimi de serdar öktem’le yeniden anlaşmış ve beyoğlu 37. noterliğinden verilen bir vekaletname ile serdar öktem yeniden galatasaray’ın avukatı olmuş. ve bu görevi vekaletnamenin sonu olan 6 ocak 2023’e kadar sürdürmüş.

    tüm bu işlerin arkasında tribün liderinin olduğu ve yönetimlerin bu vekaleti vermesinin tek nedeninin tribünlerin aleyhlerine dönmesini engellemek olduğu aşikar.

    ha bu arada bir küçük not daha. üye olmanın oldukça güç olduğu galatasaray kulübü’ne bu serdar öktem yine mustafa cengiz döneminde üye yapılmış. hani şu beni ve daha pek çok galatasaraylıyı üyelikten atmaya çalışan cengiz yönetimi, şu anda cinayet zanlısı olarak cezaevinde yatmakta olan bu kişiyi galatasaray’a üye yapmış. yani bir cebine üyelik kartını bir cebine de galatasaray rantını koymuş. bu kişinin nasıl ve kimin referansı ile kulübe üye olduğunu da zannederim dönemin sicil kurulu başkanı selçuk erdoğmuş bir ara açıklar.

    --- alıntı ---

    fatih altaylı
App Store'dan indirin Google Play'den alın