• 126
    sadece bizim kulüp bazında söylemiyorum; ülke futbolunu yönetenler çanak tuttuğu müddetçe tribünlerde var olacak türden biridir. hayatı boyunca kendini hiç bir konuda eğitememiş, insanlarla fikir alışverişi yapamayan, bu sebeplerden ötürü kendisini herhangi bir zümreye ait hissedemeyen ne kadar organizma varsa hepsi futbol fanatiğidir bizim ülkemizde.(bütün fanatikler böyledir demiyorum) doğal olarak da, kulüpler için bu tarz adamlar bir çıkar kapısıdır ve bu ülkenin hiç bir konuda düzgün işleyemeyen 'çoğunluk' anlayışı bu konuda da kendini göstermektedir. bir çok konuda hemfikir olduğum galatasaray yönetimi de bu konuda bir şey yap(a)mamaktadır.

    algı yönetimine bağlı müşteri ve taraftar kaybetmeme taktiği - ki bu taktik ülkemizin her alanına sirayet etmiş durumda - devam ettiği müddetçe bu adam ve türevleri de tribünde egemen olurlar. zaten bu mecrada dahi yaptıklarını normalmiş gibi savunan ve fikir belirten insanları 'klavye delikanlısı yae' diye sığ bir tabirle eleştirenler mevcut. vehametin seviyesini varın siz düşünün.

    adam tribündeki dengine yani kendisi gibi oraya takımı desteklemeye giden taraftara saldırıyor, sonra biz bu adamdan kötü taraftar oluyoruz. niye? galatasaray'ın sutopu maçına gidip 'heyya heyya' demedik diye. işi gücü olan galatasaraylı iyi gün taraftarı oluyor, galatasaray üzerinden para kazanan adam 'emekçi taraftar'. biz klavye delikanlısıyız, ona buna saldıran bu adam 'reyiz'.

    peşinen söyleyeyim kendisi ve türevleri tribünden temizlendiği gün en az onlar kadar maç izlemezsem ve takımı 'her branşta' onlardan daha çok desteklemezsem fenerbahçelilerin aşikar olduğu biblo piyasasına girerim. :(

    not: son iki paragraf ultraslan sevicilere peşinen önlem alma amaçlı girilmiştir.
  • 87
    kendisini çok uzun yıllardır tanırım, kankası yılmaz ise benim tribünden çocukluk tanıdığımdır. her ikisini de galatasaraylılıktan imtihan etsen 10 üzerinden 2 bile alamazlar. maç seyretmezler, gole sevinmezler, tezahürat bilmezler, yenilsek üzülmzler. maç biter onların galatasaraylılığı biter. eğer maça giremesinler, galatasarayı kahvede televizyondan bile seyretmezler. daha fazla bilgi başımı bu çapulcularla belaya sokar. korkumdan değil de galatasaray sevdasından susuyorum.
  • 263
    https://twitter.com/...747263781834754?s=20

    güzel bir milli birlik ve beraberlik çağrısı yaparken son cümlede tribün lideri olduğunu hatırlayarak tribünlere oynayan ultraslan lideri. burası galatasaray'ımızı ve sporu ilgilendiren olayların konuşulduğu bir sözlük olduğu için şimdiye kadar hiç siyasi görüş bildirmedim ama madem konu son aylarda yaşanan konulardan açıldı ben de bir iki kelam edeyim. son bir aydır maalesef zıt cenahlardan milli bilince aykırı açıklamalar gelmekte ve yine maalesef kimse hatasını kabul edip af dilemek yerine ama sizde bunu dediniz diye yanlışı yanlış ile örtme derdinde. 1970'lerde yaşanan sağ-sol olaylarında da insanlar itidalli davranmak yerine kutuplaşmayı tercih etmiştir. günümüzde de türk-kürt, alevi-sunni, laik-islamcı ekseninde ayrışma yapılmak isteniyor son günlerde de camiilerde alakasız şarkılar çalmakta adana'da bir grup din simsarı provakasyon yapmaktadır. bu oyunlara kimse gelmemeli rengimizi sandıkta belirlemeliyiz. tartışma kültürünü zedelemeden fikirlerimizi beyan edelim. sebahattin şirin de ilgili tweetinde bunu yaparken son cümlesinde popülizm yapmıştır. şimdi ayasofya eğer bir gün ibadete açılırsa tabii ki camii olarak açılmalı lakin yapının durumu ne durumda iyi tahlil edilmeli. isminden de anlaşılacağı üzere yapı aziz sofia adına yapılmış bir kilise olarak doğu roma'da açılmıştır. istanbul'un fethi'nden sonra fethin sembolü olarak camiiye çevrilmiş, cumhuriyet zamanında ise müze haline getirilmiştir. yapı yılların getirdiği yıpranma payına sahip depreme dayanıklılığı ne durumda? belki artık müze olarak bile kullanılmaması gerekiyor. işi siyasete dökmeden ehil kişilerden oluşan bir komisyon gerekli kararı alır. sözün özü siyasetin her türlüsü kirlidir; burası da galatasaray sözlük olduğundan yaşasın galatasaray, yaşasın türkiye cumhuriyeti diyerek yazımı bitiriyorum.
  • 383
    hiç tanımam etmem ama tribün lideri deyince aklıma temiz insanlar gelmiyor. galatasaray üstünden beslenen bu tipleri kimse elemine edemiyor çünkü başa gelen kimse temiz değil ya da manipülasyon için kullanıyor bu adamları. bitirmek isterse biri, ya bir sürü yapılan kirli şey ortaya dökülüyor ya da tribünde ve sanal alemde aleyhine propaganda yapılıyor.
  • 113
    http://www.dailymotion.com/...u_sport#.UMz-OqyRvTW

    "adnan polat'a haksızlık edildi mi?" sorusuna, tayyip erdoğan'ın ıslıklanması konusuna hiç değinmeden adnan polat'ı aklamaya çalışmıştır. bu kadar ultras'tır işte.

    öte yandan, liseciliğe karşıyız açıklamasıyla safını belli etmiştir. burada önemli olan şudur, beni bilen bilir, bu tarz bir seçkinciliğe en başta ben karşıyım. fakat bu adamların yaptığı, işte tam olarak adnan öztürk'e karşı abdürrahim albayrak'ı tutmaktır. bu şu demektir: boyun eğiyorum. onların halktan anladığı budur. boyun eğen topluluk, kültürsüz topluluk. hayır, böyle olmak halktan olmak değildir.

    bu zat, sebo reis dedikleri yani, bir zihniyetin temsalidir. sebahattin şirin gibilerin buraya çıkıp masum açıklamalar yapmaları da çok komik. ben stadda defalarca bu adamın adıyla adamları tarafından "senin biletinle girelim biz de kardeşim" önerilerini reddettiğim için ayan beyan tehdit edildim. bu adamlar insanlara tokmak fırlattılar, grupları tehdit ettiler. bunların adamlığı da, masumiyeti de bu kadardır. cesaretleriyse biletlerin ve başbakanların emrettiği yerde biter.

    16 mayıs 2012 galatasaray fenerbahçe maçıgibi kritik bir maç öncesini mi buldum bunu yazmak için, evet. onlar bu kritik maçta tribünde olacaklarsa gene, ben de bu kritik maçtan önce yazarım gene.
  • 439
    kendisini beğenmeyen biri olarak, aşağıda detaylarını verdiğim yazı da, güzel bir yazı kaleme aldığını düşünüyorum. keşke barış alper yılmaz'ı normal zamanda boklayan ve her fırsatta medyada kötüleyen beşiktaş ve fenerli spor yorumcularına da 1 satır cümle arasında geçirseydi diye düşünüyorum. bunlar öyle katıksız, omurgasız insanlar ki, konu galatasaray olunca hadlerine olmayan bir konuda fikir belirtip, gazeteciliklerini hatırlarlar! ama konu kendi takımları olunca maçaları yemediğinden 1 kelime bile bakın 1 kelime bile etmezler, edemezler çünkü maçaları yemez, kovulur, mesleklerini icra edemezler....

    ben hayatımda medyada galatasaray'ın bu kadar güçsüz olduğu bir dönem hatırlamıyorum. o yüzden ultraslan ve liderlerinin bu hadsizlere de haddini bildirmesini dilerdim...

    https://x.com/.../1959273997008286072
  • 156
    22 ekim 2017 galatasaray fenerbahçe maçı sonrası beyaz tv'ye bağlanarak 90 dakika boyuncu ağzından çıkmadığı kadar cümleyi 15 dk'da sarfetmiştir.

    a.ç : bak sen fetöcü olarak bu koreografiyi yapmadın ama sana bu fikri veren üni'li kardeşlerin fetöcü olup bu fikri sana empoze etmiş olabilir mi
    s.ş : yav şimdi bunlar amerikanın oyunları, bize komplo kurdular patrikhane ile fetöcüler adam vurdu diye adımızı çıkardı v.s

    bak güzel abicim, seni az çok tanırım, şu açıklamalarını akl-ı selim 3-5 ünili kardeşine izlet "nasıl konuşmuşum" diye bir görüşlerini al. ama sucukçulardan olmasın akl-ı selim diyorum bak.

    türkiye'nin batıya açılan kapısı galatasaray'ın milyonlarca taraftarını temsil ettiğini düşündüğünüz, ki daha kendinizi temsil edemiyorsunuz, tv'de nasıl konuşulur, yaptığımız pankartta tam olarak ne yazıyor bir çalış sonra çık ki tv'ye, günlük "başkasının yerine utanma" kontejyanını seninle doldurmayalım.
  • 423
    açıklama güzel.

    koca bir sezon geldi, geçti (geçmek üzere). güntekin onay'ından ali koç'una; lale orta'sından rıza çalımbay'ına; bein'inden ahmet nur çebi'sine; ofsaytımsı'dan terör örgütüyle ilişkilendirilmeye yaşamadığımız şey kalmadı. yemediğimiz hakaret kalmadı. ergenlerin altına "saplaaa, yapıştırrr" diyerek kendi kendilerini tatmin ettikleri twitter açıklamalarının ötesinde konularla ilgili bir şey yaptı/yaptırdı mı ulu manitu? tribünde bir tane tezahürat yapıldı mı veya güzel bir pankart açıldı mı? hadi reaksiyon konusunda bir şey yapmadılar; aksiyon/destek konusunda bir şey var mı? yeni bir beste var mı mesela? şöyle insanların silkelenmesini sağlayacak, takımdaki isimleri motive edecek ve şampiyonluğu hissedirecek yeni bir beste falan? veya en yenisi 2012-2013 sezonundan kalma bestelerle devam mı? hadi besteyi de geçtim; takımın futbolcularına veya teknik direktörüne yönelik şöyle motive edici, onurlandırıcı, onlara olan güveni gösterecek güzel bir pankart var mı statta? yoksa senelerdir stattaki bütün pankartlar hemen hemen aynı mı? sebahattin şirin okan buruk için 2020-2021 sezonu sonundan beri çok isteklidir mesela, ultraslan da öyle. bu kadar istekli oldukları bir teknik direktör için dahi bir tane özel olarak hazırladıkları pankart, beste vs. yok. bir tane futbolcu için hazırlanan özel bir pankart veya sembol/lakap da yok. koca sezon geldi, geçti.

    dediğim gibi, açıklama çok güzel. hafta sonu takım saldırırken "oley oley oley oleyy oooo, bizim için başağa da koy"; bir-iki hakem hatasında "hep oyunlarrrr senaryolarrr". bu kadar. ama hakkını yemeyim reis'in, açıklamalar sezon başından beri çok güzel...
  • 359
    https://twitter.com/...624811582083076?s=19

    bazı masonik yapıların hedefinde olduğunu belirten ultraslan lideri.

    aynen sen haddini aşıp fatih terim'i galatasaray taraftarları adına istifaya davet etmesen de millet seni linçleyecekti masonlar sayesinde. yahu bıkmadınız mı şu dış güçler, illuminati muhabbetlerinden be. kendinizi bu kadar önemsemeyin yahu. daha kelime içinde mason, fetö, illüminiati gördüğümde yazıyı okumadan geçiyorum. bıktırdınız artık gerçekten.
  • 233
    https://twitter.com/.../1229790619477979136

    başka bir evrende yaşadığını düşündüğüm tribün liderimiz. ya da şu sıralar kulislerde yankılanmakta olan venezuela'daki darbe iddialarını kastetmiş de olabilir. o değil de bu açıklamasını sesli düşününce adeta bir romalı centurion havası da sezmedim değil hani reisimizde. ayağına taş değmesin reyiz, selam ve dua ile :(
  • 165
    2 cümleyi bir araya getiremeyen bir adamdır. işin komik tarafı bunun gibilerinin peşine takılan yüzlerce insan olması. galatasaray'ın böyle kişilerden acilen sıyrılması gerekmektedir. galatasaray kimsenin tekelinde değildir. galatasaray'ın tribünü de kimsenin tekelinde değildir, olmayacaktırda. fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür olmaya devam edecektir.
  • 129
    --- manasız uyarı ---

    hakkında yazılacak belki çok, belki de hiçbir şey bulunan adam.

    --- manasız uyarı ---

    seksenli yılların başından beri galatasaray tribünlerinin içinde olan, rahmetli peygamber hüseyin'in vakitsiz vefatı sonrası dönemin galatasaray tribünlerinde* hakimiyetini kabul ettirerek "kafa adam" ya da şimdilerde dalga konusu olan tabiriyle "reis" konumuna gelen insan. insanların "nasıl oluyor da oluyor" dediği olay aslında sokak kültüründen gelen insanların aşina olabileceği türden bir güç dengesi ve kendi içinde var olan bir raconun sonucudur.

    tabi o yıllar şimdiki gibi her bokun bir etiketinin olmadığı, kapıcıların kendilerine "apartman sorumlusu" gibi kıytırık ünvanlar almanın savaşını vermediği, bir biletin asgari ücret fiyatına satılmadığı, karaborca bilet alabilmenin bile stad kapılarında bir gece evvelsinden bekleyerek alınabildiği, kombine denen şeyin kombinezon zannedildiği, insanların tribünde 10 santim için birbirini kestiği yıllar.

    şimdinin forum ve benzeri mecralarında "cenk dönemi" diye adlandırılan bu yılların kabaca bir özetini almak için #1239918 numaralı entryi okumak yeterli olabilir. sebahattin şirin bu olayların en hararetli olduğu, olayların içinde olsa da sayısal anlamdaki yetersizlikten dolayı diş geçiremeyen galatasaray tribünlerinin de peygamber hüseyin sonrası nicelik olarak da bu yarışta(!) "varım" dediği günlerde hakimiyetini kabul ettirip kafaya çıkabilmiştir. hatta diğer takımların "firm"lerince de saygı gördüğü ifade edilir yer yer. "o derece" bir adamdır, o derece(!)nin ne olduğunu da açık açık yazmaya gerek yok; kafası biraz çalışan adam anlar zaten... o yazıda da biraz anlatıldığı gibi arıza tiplerin tabiri caizse gemi azıya aldığı, sadece tribünde değil hayatın her anlamında şiddetin çok daha yoğun ve belirleyici bir unsur olduğu yıllarda söz sahibi olabilmiş olması da üç aşağı beş yukarı kendisi hakkında ipuçları vermektedir. şimdilerde islamın aslanı tarzını benimsemiş olsa da hızlı zamanlarından falan bahsedilir. asıl isminin muzaffer, kendisinin de kaçak olduğu konusunda rivayetler falan vardır (bkz: #261643).

    bu arada hazır konusu gelmişken bu bakımdan bir muadili de öcü erol'dur.

    "reis" olduğu ilk yıllar böyle karmaşanın, şiddetin, gaddarlığın olduğu yıllardır işte. şiddetin sadece rakip taraftara değil kendi taraftarına da reva görüldüğü, insanların eğlence niyetine kendi taraftarına dalaştığı, deplasman otobüsüne tek başına binip bir yerlere o tiplerle beraber yolculuk etmenin "normal"(!) bir insan için eziyetten beter olduğu zamanlar. "arıza" insanların hakim olduğu bir ortam işte, bir maç öncesi çocuklar tarafından sahada gezdirilen "uyuşturucuya hayır" pankartının yarı şaka yarı ciddi yuhalandığı bir dönem.

    sebahattin şirin hakkındaki olumlu yazıların az biraz aklı başında olanlarının ortak noktası bir denge unsuru oluşundan bahsetmesidir. kafaya çıktığı dönem sonrası bu tarz olayların özellikle kendi taraftarına karşı nispeten zayıfladığı, az biraz eğitim görmüş iyi niyetli insanların da birşeyler yapabildiği, her ne kadar resmin geneline bakınca ortaya ciddi bir paradoks çıksa da aslanlar gibi, daha sonraları ultraslan gibi oluşumların kurulabildiği bir ortamın oluştuğu inkar edilemeyecek bir gerçektir. bu noktada önemli olan soru bu dönüşümün sebahattin şirin'in gayretiyle mi meydana geldiği, yoksa genel anlamda değişen şartların bir sonucu mu olduğudur ki bu paradoksal durum insanın aklını ikinci şıkka doğru yöneltmektedir. bununla birlikte herşeye rağmen denge unsuru olduğu bir gerçektir. zira finans tabiriyle söylersek bu işlerde "tekel" olmak beraberinde belli bir düzeni de getirir. kendisinden beklenebilecek olan misyon rahatsız olunan bu tarz işleri bitirmesi değil ancak tekeline alıp bir şekilde bir düzene oturtmasıdır.

    bu noktada herkesin saygıyla andığı alpaslan dikmen gibi insanların verdiği mücadelenin önemi ve de büyüklüğü bir kez daha anımsanması gereken bir olaydır. o ve etrafındaki nice isimsiz kahraman bugün bizim için sıradan hale gelen, varlığı sorgulandığında sert bir "tabii ki olmalı" diye cevap verdiğimiz nice hak(!) için ömür çürütmüşlerdir.

    konudan sapmadan geri dönersek, olaylara yabancı olan taraftarın anlayabileceği türden anlatırsak; en kibar ve ağdalı haliyle böyle biridir işte. türk tribünlerinin gerçeği olup hemen her takımda bir muadili vardır. günümüz şartlarında varlığı, gerekliliği vs. bambaşka yazı konusudur. gel gelelim türk tribün tarihinde iyi kötü bir yer edinmiş, hatta meşhur "barış"a ön ayak olmak gibi bir etiketi de olan biri olarak; türkiye'de tribüncülüğe vurulan her adımda destekçi saflarda olması, belki de ciddi anlamda bir tribüncülükten bahsetmemizi bile imkansız hale getirecek olan e bilet konusunda yapılan protestolara en sert tepkiyi birinci elden göstermiş olması çok acıdır.
  • 428
    manchester united'ın en büyük taraftar sayfalarından biriyle söyleşi gerçekleştirmiş ultraslan lideri. adamları iyi ağırlamışlar ve memnun kaldıkları söylüyorlar. ülkede bu açıdan çok beğenilmeyen sebo reis > tüm ingiltere diyebiliriz rahatlıkla. umarım aynı misafirperverliği onlar da gösterir...

    https://twitter.com/.../1729835675279630819
App Store'dan indirin Google Play'den alın