• 361
    $ampiyonluk yari$i verdigimiz $u günlerde maç bakamiyorum.

    sebebi, direk abdürrahim albayrak'a baglamam. çok heyecan yapiyorum, elin ayagim buz kesiyo, dilim damagima yapi$iyo, tuvaletim geliyo, gol attigimizda da hulk'a bagliyorum.

    kendimi biliyorum. malum seneye 40 diycez allah ömür verirse. futbol için hayatimi riske atmak istemem ancak ben de isterim $öyle sakin sakin, gerilmeden takimimi izlemeyi.

    bizim burada thc'siz* esrar sigaralari çikti. tamamen legal. kafa yapmiyo, sadece sekinle$tiriyo diyolar. acaba böyle bir $ey mi denesem? sigara da içmiyorum. bilememiyorum ne yapacagimi. $öyle bir sakinle$ebilsem.

    geçen yil da böyle oldu. bjk ve ba$ak$ehir maçlarini di$arda cepten izledi arkada$lar, ben hep oralardan uzakla$tim. arada sadece gelip skor'a baktim ama arkada$lara yakla$irken ki kalp ati$larimin sesini 2 metre yanimda yürüyen birisi bile duyabilirdi.

    not. ta$ak falan geçmiyorum. kendisini böyle hisseden renkta$lar varsa mesaj kutumu ye$illendirebilirler, kar$ilikli dertle$iriz, belki bir çözüm buluruz.

    dipnot. içki de içmiyorum.
  • 259
    dün akşam şu kısacık entry'i (bkz: #2388718) bir türlü yazamadım :(

    önce, gençlerbirliği'ne gol attıracam yazmışım. yolla butonuna basarken fark ettim. oysa ki gençlerbirliği takımına gol atacaz demek istemiştim . o zaman da cümle çok düşük olmuştu. doğru cümleyi bulabilmek için baya debelendim.

    ilahi bir güç yazdırmamak için direndi ben de yazmak için direndim :(

    bir daha tövbe , sinerji ekibinden istifa ediyorum :(
  • 277
    20 mayıs 2018 göztepe galatasaray maçı'nı nasıl izleyeceğim bilmiyorum. 2011-2012 sezonunda deplasmanda fenerbahçe ile oynadığımız play off finalinin ikinci devresini heyecandan izleyememiş biri olarak bu maça karşı daha bile heyecanlı olabilirim belki.

    maicon'un son dakika yaptığı hata yüzünden deplasmanda* gençlerbirliği'ninden son dakika yediğimiz gol olmasa şimdiye ellerimizde bayrak annelerimizle bu güzel günde şampiyonluk kutlayacak olurduk. şimdi şampiyonluğu olabilecek en zor duruma bıraktık.

    açıyorum elime puan durumunu. ilk on takımla olan deplasman performansımıza bakıyorum. 6. sırada yer alan ve henüz oynamadığımız göztepe dışında geriye kalan 8 takıma karşı 1 galibiyet 1 beraberlik 6 mağlubiyet almışız. deplasmanda sadece zayıf takımları yenebilmişiz. içim içimi yiyor sayısalara istatistiklere inanan biri olarak.

    maç gününe kadar hafta nasıl geçecek, olumsuz bir durumda üzüntüm nasıl geçecek hiç bilemiyorum. ellerimi açtım dua ediyorum.
  • 356
    ilkokul ikinci sınıfta ramazan isimli, artvinli bir arkadaşım vardı. böyle ufak, tefek ama her sınıf maçını organize eden, fırlama ama yine de sevilen elemanları vardır ya. hah işte onlardan. biz ramazan ile iyi arkadaştık. ramazan ise trabzonspor taraftarıydı. ramazan o yaşında neler görüp geçirdiyse holiganlığı üst düzeyde yaşayıp okula da bordo mavi bere takarak falan geliyordu. sınıf maçlarında da kah hami, kah ise selahattin falan oluyordu. ulan biz hagi falan diyoruz ya adam selahattin deyince ufaktan acımayla karışık bir sempati oluştu bende. adamdaki yüce gönüllülüğe bak amk. hagi karşısına selahattin kınalı koyup rekabeti de bırakmıyor. neyse. o ara bunlar bizi sami yen'de 3-5 mi ne mağlup ettiler bir de. o maçın sabahı ramazan, adeta bir kanaat önderi gibi tamamen savunması çökmüş olan beni trabzonspor'un renklerine bağlayıveriyordu. sözde artık akdenizli bir trabzon neferiydim ama üstüme giydiğim yeni gömlek çok dardı amk. hani ne yaparsam yapayım sarmıyordu beni 8 yaşımda olsam bile. öğle tenefüsüne kadar ramazan'ın işaret ettiği, trabzon ile alay eden iki çocuğu beraberce pataklama görevini yerine getirmiştik ama içimden gelen "la ne trabzonu amk?" isyanına da engel olamıyordum. neyse öğle tenefüsünde eteğimdeki taşları ramazan'a dökerek "bu ilişkinin uzun süremeyeceğini" kendisine bildirmiştim. ramazan çok ters cevaplar verince de acı kuvvetimi kullanarak ramazan'ı da dövüp tekrar galatasaray'ın renklerine kendimi bağlamıştım. kendi adaletimi sağlayarak 3 saatlik trabzon sempatizanlığımdan kurtuluşumu ise kantinden aldığım büyük boy bir cips ile kutluyordum. ramazan ise az evvel yediği dayağa bakmayarak hem yeni bir sınıf maçı organize etmeye çalışırken, aynı zamanda benim cipsin yarısını da çaktırmadan midesine indiriyordu. beni ne yaparsa yapsın yoldan çıkaramayacağını anlamıştı ama ramazanlığına devam ediyordu işte...

    özet: 3 saat kadar trabzonsporlu olmuştum küçükken. olduğumu sanmıştım veya.*
  • 600
    tam olarak bok gibi hissediyorum.

    yönetimde en ufak bir ışık veren, yarın için ümitlendiren kimse yok.

    çok sevdiğim okan hocam da son dönemde çok yanlız kaldı kurtlar sofrasında. kurtlar dediğim de mhk, tff, fırıldak koç falan değil, bizzat dursun aydın özbek yönetimi. bu durumu kaldıramıyor hocam besbelli. eskiden bir hatasını diğer hafta tekrarlamazdı şimdi en bariz problemleri göremiyor bu onun için normal bir durum değil.

    oyuncu kalitesi de güven vermiyor. bu durum zaha, tete ile başladı, rashisca'nın gidişi, boey'in ayrılışı, yerlerin dolmayışı ile devam etti. ne kadar hasır altı etsek de taraftarın içine sinen tek bir hamle olmadı belki batshuayi dışında.

    bu şirketlerde de böyledir, ağzı laf yapan, ütopik fikirler sunan, çok konuşan ama iş icraate gelince bir bok yapamayan adamlar artar, iş yapan adam sayısı azalırsa çöküş başlar.

    2 şampiyonluk cl geliri, boey satışı florya vs derken yine kaan, bay, berkan yamalarıyla sezonun en önemli maçına çıkıyoruz.

    bu ne bok iş arkadaş?

    kanatlılar gibi vasata alışmış, koyun gibi sağılan bir güruh da değiliz biz. elendik ama üzülmeyin uefa'da sonuna kadar gideceğiz lafı dünyanın en boş beleş lafı ancak çocuk kandırır bu laf.

    young boys'un rezil ettiği takım uefa'da son 16 göremez. kaldı ki 25 yıldır uefa'da bir çeyrek bile yapamamış takımız.

    görünen köy klavuz istemez.

    bu takımı dün tanımadık, ömrümüzü verdik. neşter derhal vurulmazsa ki vurulmayacak kimse istifa falan etmeyecek belli ki, bu takım avrupa'da şubat'ı bile göremez. yerel ligde de ilk 2'ye giremez.
  • 192
    sevgili sözlük benim bir problemim var.

    genel olarak hayatımda net kararlar verebilen bir insanım. bir şeyi kararlaştıracakken öyle kara kara düşünmem, gereğini düşünür ve uygularım. carlsberg mi heineken mi deseniz birini seçebilirim, ribery mi robben mi deseniz birini seçebilirim, taffarel mi muslera mı deseniz birini seçebilirim...

    ancak bir nokta oluyor ki tüm karar mekanizmam tıkanıyor; birisi çıkıp bana baros mu elmander mi dediğinde, gözüne ışık tutulmuş dağ tavşanı gibi kalıyorum. ahanda : http://gss.gs/qBA.jpg

    hadi baros iyi golcüydü, elmander'in hırsını nasıl es geçeceksin ? hadi elmander iyi hücum pres yapardı, baros'un burada geçirdiği 5 yılı nasıl sileceksin ?

    hayatımda ben bu kadar çaresiz kaldığımı hatırlamıyorum. ne pis bir ikilemdir lan bu. bak yine bir ürperti geldi :(
  • 278
    29 nisan 2018 galatasaray beşiktaş maçı öncesi evimize misafir gelen göztepe taraftarı tanıdık bir abiyle şampiyonluk muhabbeti yaptık.

    abi beşiktaş maçının zor olduğunu söyledi. ben ‘abi takımın başında artık terim var. gelip bizi arena’da yenecek halleri yok. öyle bir dünya yok. olur da son haftaya kalırsa burda size 5 atar geçeriz kusura bakmayın’ dedim.

    hala aynı moddayım. biz 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçından istediğimizi alıp dönmüş bir takımız. biz bu ülkenin en büyük camiasıyız. zerre tedirginliğim yok. son hafta şampiyonluk falan vermeyiz.

    öyle bir dünya yok
  • 242
    geçen gün izmir kemalpaşa'da bir firmaya cihaz sattım. firmanın önünden geçtiğimde içimi huzur kaplardı.
    hem logosu hem firma binalarının tamamı sarı-kırmızı renklerden oluşuyordu. sahibi sıkı galatasaray veya göztepe taraftarı diye düşünüyordum. dün telefon numaralarında bir şey keşfettim numaraları 0232 *** 19 05'di.
    çok mutlu oldum, firmayı içime sokasım geldi be sözlük.
  • 359
    babam demokrat adamdır ama galatasaraylılık konusunda çok katıdır. ya galatasaraylı olmasaydım ne yapardın diye sorduğumda aldığım cevap "yastığı basardım yüzüne otururdum üstüne ya da ekmek vermezdim" şeklinde olmuştur.

    itiraf ediyorum eğer babam tarafından galatasaraylı yapılmasaydım tam bir galatasaray düşmanı olurdum.

    neden mi? şu ve benzeri sebeplerden ötürü...
    (bkz: 23 mart 2019 galatasaray olağan mali genel kurulu)
    (bkz: derin galatasaray)
  • 217
    uyarı: midesi hassas olanlar okumasın!

    10 gündür falan öksürüyorum. sanırım üşüttüm ciğerleri. ilk önce bir grip olur gibiydi, onu atlattım ama öksürük baki kaldı. hem öksürük hem de söylemesi ayıptır balgam var. burnum falan da tıkanıyor, gün içinde onlarca kez temizliyorum falan ama 15 dakika sonra aynıyım, hanım bıkmıştır muhtemelen amk sabah akşam öksürmemden, evde sürekli banyoda öksüren, garip garip sesler çıkaran bir adam var :( allah var tek bir yorum yapmadı, sürekli sıcak şeyler yapıp getiriyor, iki gözümün çiçeği...

    neyse dün akşam da işten 18'de çıktım otobüs durağına yürüdüm, durakta bekliyorum, elimde telefon kankayla konuşuyorum, mevzu da başakşehir'i nasıl yeneriz :(

    lan neyse, durak camdan ben dışarıda durağa 3 metre geride duruyorum, ben telefonla konuşuyorum ama dakika başı öksürüyorum amk, aynı otobüse bineceğimizi bildiğim bir kadın var her gün görüyorum, o da durağın içinde, ben öyle sağa sola bakarken kadınla tam göz göze geldik o ara bir öksürük geldi bana istemsiz, bir öksürdüm ama ağzımı kapatmaya fırsatım olmadı, kuvvetli de öksürmüştüm, lan bir balgam çıktı ağzımdan böyle süzüle süzüle eğik atış şeklinde ilerledi ilerledi 2 metre falan önüme doğru düştü.

    temsili;

    https://galeri2.uludagsozluk.com/...egik-atis_361665.gif

    hava kararmıştı ama muhtemelen benim yüzümün kızarmasından o anda orası aydınlanmıştır amk :(

    artık gördü mü görmedi mi bilmiyorum çünkü ben kafamı ışık hızıyla diğer tarafa çevirip bir şey olmamış gibi devam ettim konuşmaya :(

    otobüse de en son bindim, kadınla arama mesafe koydum :(

    bugün eve yürüyerek gitmeyi planlıyorum :(
  • 308
    adnan polat kader keita'yı 3 kuruşa sattığında galatasaray'ı bırakmıştım. 12-13 yaşlarında falandım, canaydın dönemi başarıya hasret kalışımız, fenerbahçe karşısında ezik duruşumuz, o yaşta bile bu kadar saçma hareketler yapılmaz deyip kulüpten soğumuştum. bi kaç gün sonra dayanamadık tabi. ama o 2-3 gün bildiğiniz takımsızlık hissini yaşamıştım.

    edit: tarık çamdal transferine de sevinmiş, zamanında kaptırdığımız gökhan gönülün rövanşını aldık hissine kapılmıştım. tarık bizim gökhan gönülümüz olacaktı. allah seni bildiği gibi yapsın osman*
App Store'dan indirin Google Play'den alın