derbinin ardından, derbiyle ilgili paylaşımlar yapmak için biraz beklemeyi gerekli gördüm. çünkü insanların üzerinde benim bakış açıma göre anlamsız bir sinir, gerilim vardı.
futbolda "dün yoktur, bugün vardır" sözünün teknik direktörler için geçerli olmadığını düşünüyorum. zira futbolcular mental ve fiziksel olarak kötüye gidebilirler. ancak teknik direktörlerin fiziksel durumlarını konuşmak anlamsızken, mental durumlarının gerilemesi de daha kısa bir şekilde dönemsel yaşanır ve icra ettikleri mesleği fazla etkilemez. dolayısıyla okan buruk'un yıllardır gösterdiği derbi performanslarına ek olarak, iki yıldır üst üste şampiyon olması, bu sene de en yakın rakibine 6 puan ve 1 averaj fark atması olağanüstü bir şeydir. üstelik dikkatinizi çekmek isterim, bunu ali koç gibi bir adama karşı yapıyor takımı, taraftarı ve yöneticileriyle birlikte. koç soyadının ne kadar güçlü olduğu zaten ortada. velhasıl burası çok şey anlatıyor zaten. biz derbiye geçelim.
topun sadece 49 dakika oyunda kaldığı, sayısız faulün yapıldığı ve oyunun sürekli durduğu bir derbi izledik. oyunun özellikle defans kısmını iyi oynadı, fenerbahçe kanatlarına her zaman düzgün ve boşluk vermeden pres yaptırıp en-nesyri'nin topla buluşmasını engelledi. sezar'ın hakkı sezar'a bu konuda
davinson sanchez' başta olmak üzere tüm defans oyuncularımızın payı var. orta saha hakimiyetini de mario lemina önderliğinde çok iyi ele aldı. rakibinin neredeyse iki katı isabetli pas yaparak takımı gerektiğinde oyun içi dinlendirmesini bildi. ancak işin hücum hattında gerçekten çok kötü bir galatasaray izledik. belli ki kazanmaya değil, averajı korumaya çıkmıştık maçta. rcs'de topla buluşma oranımızın düşük olmasına ek olarak, ileri de rakibe ön alan presi yapmaktansa, sahada disiplinli ve formasyona bağlı şekilde dizilişimizi ancak böyle açıklayabiliriz. yenilmezlik sermizi de devam ettirmiş olduk.
kötü yaptığımız şeylere yaratıcılığı eklemek istiyorum. mauro ıcardi'nin toplu ve topsuz oyundaki yaratıcılığından yoksun kaldıktan sonra oyunumuz zaten gerilemişti. üstüne mertens'in olmaması ve morata'nın yokluğunda tamamen yaratıcılıktan uzak kaldık. lucas torreira'nın performansının derbi seviyesinde olmaması, gabriel sara'nın ise tempoya ayak uyduramaması bizi bu duruma iten ana etkenler oldu. yaratıcılıkta eksik kalınca, haliyle ofansta da pek etkili bir takım olamadık. eren elmalı'nın 90 dakika sahada kalamamış olması ve yunus'un kart görerek ceza alması, ilerleyen karşılaşmalar açısından olumsuz bir etki yaratmıştır. sonuç itibariyle derbi iki tarafında oyununa yakışır şekilde, 0-0 bitti. kazançlı çıkan okan buruk ve galatasaray oldu. her zamanki gibi.