• 22751
    mükemmel bir derbi izledik. futbol adına kadıköy'de her şey vardı. iki takım da müthiş pozisyonlar buldu. inanılmaz goller kaçtı. kazanma adına kimse geri adım atmadı. özellikle ilk yarı oyuna akıl koyan, selçuk ve burak'la iki net gol pozisyonu bulan ama atamayan g.saray vardı. galatasaray'ın iyi oyununda ismail hocanın diego'ya şans verip, meireles'i oynatmaması etkili oldu.

    ikinci yarı f.bahçe'nin müthiş baskısı altında oynadı. kaleciler muslera ve volkan derbinin yıldızları olmaya adaydı. volkan akıl almaz kurtarışlar yaparken, muslera'nın kapattığı köşeden kuyt'a gol izni vermesi kalitesine yakışmadı.

    hamza hocanın sahaya sürdüğü kadro hakan balta sakatlanıncaya kadar mükemmel işledi. kaldı ki; bu sakatlıkta ayağındaki topu muslera'ya oynamayıp balta'ya gereksiz pas yapan hamit suçlu...

    koray girdikten sonra g.saray savunmasının senkronu bozulurken balta'nın kazandırdığı sakinlik yerini telaşa ve güvensiz bir ortama bıraktı.

    hamza hocanın zihinsel ve fiziksel olarak tükenen telles'i oyundan alması doğruydu. f.bahçe'nin alper, webo değişikliğinden sonra g.saray'ın üzerine, "ya hep ya hiç" diye yüklendiği anlarda orta alanda oyunu tutacak oyuncuya ihtiyacı vardı. bu isim dzemaili olmalıydı. beraberliğin puan farkını sürdüreceği dakikalarda başta hamza hoca, selçuk sabri ve hamit akıl tutulması yaşamamalıydı.

    levent tüzemen
  • 22752
    hamza hoca, bir gün öncesinde semih'in kadrodan çıkması sonucu savunmadaki sıkıntıları azaltmak adına doğru dokunuşlar yaptı.

    sadece bununla kalmadı ve bir başka hamle ile umut'u tercih etti, hücumdaki dengeler değişti. hamza hoca, rakibinin artılarını pasifize etmenin yanında, hücumu düşündüğünün de mesajını verdi.

    derbinin başlangıcı da, beklendiği gibi değil, hamza hoca'nın istediği ve planladığı gibi oldu. galatasaray'ın ilk 20 dakikadaki, sakin, pas yapan ve dengeli hücumları, selçuk ve burak ile 2 net pozisyona dönüştü. bu bölümde en dikkat çeken durum, selçuk ile hamit'in, fenerbahçe yarı alanına kadar gelip baskı yapması ve fenerbahçe'nin oyun başlangıcını engellemesiydi. fenerbahçe ise, bu bölümde uzun top ve uzaktan şut atmak zorunda kaldı.

    daha sonra dengelenen oyun, ilk yarının sonlarına kadar fenerbahçe'nin istediği şekle döndü.

    iyi ve çok pas yaparak galatasaray yarı alanına yerleşen fenerbahçe, diego-kuyt'tan etkili şutlarının yanında en net pozisyonunu egemen ile yakaladı.

    diego'nun sahadaki varlığı önemli olsa da, sonuca yansımayınca sıkıntı büyüdü. çünkü, meireles ile daha diri ve hakim bir orta saha, dolayısı ile fenerbahçe ortaya çıkıyordu. sow-kuyt-emenike üçlüsünün fazla etkili olamamasının sebebi galatasaraylı oyuncuların, oyun disiplini ve anlatılanları çok dikkatli uygulamalarındandı.

    selçuk'un sakin ve lider tavrı, hamit'in tecrübesi ve pozisyon bilgisi ile orta saha ayakta kaldı. umut'un fedakar ve içten mücadelesi, telles-olcan ikilisinin değişmeli ve kademeli anlayışı ile fenerbahçe'nin en güçlü yanı olan kenar organizasyonları engellendi.

    hamza hoca'nın planı önde baskı yaparak, fenerbahçe defansının oyun kurmasını engellemek, dolayısı ile fenerbahçe orta sahasının topla buluşmasının önüne geçmekti. maçın genelinde de bu istediğini elde etti.

    fakat maçın son bölümünde, galatasaray'ın iyi oynadığı anda yenilen hızlı hücum sonucu gelen gol, her şeyi bitirdi. kaldı ki yenilen golde yakalanılan an, maç boyunca neredeyse hiç olmadı. bu da, kazanma isteğinin yansımasıydı.

    galatasaray, kazanabileceği ama en kötü berabere bitirebileceği bir maçı kaybetti. net pozisyonlara girmesine rağmen gol bulamamak, galatasaray'ın maçı mağlup bitirmesinin sebebiydi.

    hakan ünsal
  • 22753
    "bu pozisyonu çok kez izledim. birçok kez tekrar tekrar izledim. bundan sonra o stadın adı şükrü saracoğlu falan değil perili stadyum'dur. top resmen havada sekiyor. hiç böyle şeylere inanmam. büyü yapmadım, falcıya gitmem, falcı sevmem. inanmam.. ama bu topun bu şekilde havada sekmesine asla anlam veremiyorum. bu kaçırılan golde büyü var"

    ahmet çakar

    burak yılmaz'ın topu aşırtıp dışarı attığı pozisyon.
  • 22760
    twitter hesabından;

    --- alıntı ---
    bugün bence basketbol severler için özel bir gündü. güzel keyifli bir basketbol izledi herkes. böyle olunca yorgunluğu düşünmüyorsun. ancak galatasaray kulübü olarak bütün başımıza gelenlerin içinde bu günün önemi çok ayrı olacaktır. bu galibiyet hem bizim sezon adına hem de kulüpteki her takim adına kenetlendirici, güç verici ve rüzgari arkamıza alabileceğimiz bir gün olur. taraftarlarımıza gösterdikleri koşulsuz desteğin karşılığını daha güzel bir şekilde veremezdik herhalde!! emeği geçen herkese tebrikler!

    --- alıntı ---

    sinan güler
  • 22763
    basketbolcu kardeşlerimin hepsinin alınlarından, gözlerinden öpüyorum. çok gitmek istiyorum maçlara ama gidemiyorum. sürekli toplantılardayım. hepsini tebrik ediyorum

    abdurrahim albayrak

    başka söze gerek yok. 7 -24 florya'da olan ve her iç, dış futbol maçılarına giden adam bunu söylüyor.. tebrikler başgan. gs sevgin gerçektende dünyalara sığmıyor.
  • 22764
    maçın genel görüntüsü için şu ifadeyi kullanmak yanlış sayılmaz.. "fenerbahçe, galatasaray'ı ezdi.."
    ama bence daha doğru olanı "galatasaray kendisini ezdirdi.."
    daha da doğru olanı,
    "galatasaray ezilirken, hamza hamzaoğlu, bağıra bağıra gelen yenilgiyi seyretti. oyuna müdahale edemedi."
    ilk 10 dakika, galatasaray, fenerbahçe'ye karşı kazanmanın tek yolu olan futbolu oynadı.. hücum!..
    oyunu rakip sahaya yıkmak..
    volkan bir mucize kurtarış yaptı, burak da bir mucize kaçırış..
    sonra, mal bu kadar meydanda iken, galatasaray anlaşılmaz bir şekilde kendi sahasına çekildi.
    hücum presle başlayan takım orta sahada da bastırmayı bırakıp kendi 18'inde toplandı.. fener de "mecburen adeta" üzerine geldi.
    galatasaray ligin küçük takımlarının düştüğü hataya düşüyor ve fenerbahçe'nin istediği oyunu oynuyordu. "devre 0-0 biterse soyunma odasında hamza hoca takımı toplar ve bu aptal oyunu düzeltir" diyordum. ikinci yarıda aptal oyunu da aradık. galatasaray tam gerzekçe oynadı. fener geldikçe geldi. kuyt iki mutlak golü kaçırdıktan sonra "allahın hakkı üç" dedi, üçüncüyü attı. daha doğrusu onu da muslera yedi.
    oysa ismail kartal, bu yarıda yaptığı yanlış değişikliklerle galatasaray'ın ekmeğine yağ sürmüştü, ama hamza, galatasaray'ı da derbiyi de taşıyacak güçte değildi.
    1-0 mağlup takıma uzatma dakikalarında emre çolak'ı sokması, ezikliğinin, şaşkınlığının ve bitikliğinin simgesi oldu. hem de galatasaray'da gol şansı en yüksek futbolcu hamit'i çıkararak..

    hıncal uluç
  • 22765
    "6 kişi ile galibiyet bizi gururlandırdı. aslanlar! biz kadıköy'de maçı kazanamadık ama şampiyon olup bunu telafi edeceğiz."

    "bu derbiyi kazansaydık da başakşehir maçı önemliydi şimdi daha da önemli. şampiyonluk için önümüzdeki 3 maçı da almamız lazım."

    "duygun yarsuvat'ın açıklamaları basına yapılmış açıklamalar değil. o yüzden maç sonrası o ifadelerini ciddiye almamak lazım."

    ali dürüst
  • 22774
    --- alıntı ---

    galatasaray, 21. yüzyıla yine giremedi… pazar gecesi saracoğlu’nda oynanan derbinin ‘tarihi’ olması için tek bir sonuca ihtiyaç vardı: bu statta 1999’dan beri galip gelemeyen galatasaray’ın geceyi üç puanla kapaması ve böylece literatüre geçebilmesi… ama mücadele ev sahibinin 1-0’lık galibiyetiyle biterken sarı-kırmızılıların başkanı duygun yarsuvat’ın ifadesi durumu gayet iyi özetliyordu: “gelenek bozulmadı…”

    bu topraklarda futbolun, modern zamanlardaki öncelikli kahramanları hagi, alex gibi isimler olsa da bir alttan alta sahaya sürülen ’yabancı düşmanlığı’, eline ilk fırsatı geçirdiği aşamada kıyıya vuruyor. bunun somut örneğini bu sezon galatasaray’ın kulübesindeki değişimde net bir şekilde hissediyoruz. süper lig’deki serüveni ‘puan cetveli’ bakımından hiç de kötü olmayan cesare prandelli takımdan uzaklaştırılıp görev hamza hamzaoğlu’na verildiğinden bu yana, aslında futbol kalitesinde gözle görülür bir düzelme olmayan ama biraz da şansla kazanılan maçlar sonunda genç teknik direktör son derece abartılı bir biçimde göklere çıkarılmaya başlandı.

    mesele aslında basitti; bruma, emre çolak, telles, olcan gibi yetenekli ama bir türlü işlenemeyen (ki bazıları bence ‘halı saha topçusu’ vasıflarından başka özelliklere sahip değil) isimlerin yanı sıra tarık gibi ortalamanın bile altında futbolcularla zaten kim gelirse gelsin mucize yaratması imkânsızdı. takımın elinde uluslar arası ölçüde tek bir yıldız var; o da malumunuz sneijder. burak yılmaz’ın zaman zaman fırsatçılığı, umut bulut’un emekçiliği, melo’nun azmi (ve her daim takımı eksik bırakacak potansiyeli), hamit altıntop’un dirayeti, chedjou’nun yüreği, muslera’nın tecrübesi vs. derken eldeki artılar da böyleydi…

    şans bu kez yanında değildi

    hamzaoğlu’na biçimler rolün içeriğini ise daha önce mustafa denizli ve fatih terim için çokça söylenegelen, “bizden, futbolcumuzu tanıyor, onun dilinden konuşuyor, oyuncular tarafından çok seviliyor, sayılıyor” gibi motivasyona yönelik tanımlamalar dolduruyordu. lakin hamzaoğlu, söz konusu ustalar kadar elbette ki tecrübe sahibi değildi. ama futbol madem sonuç oyunu, alınan galibiyetler fenerbahçe maçı öncesi camiayı umutlandırmıştı. kadıköy’de gelecek olası bir galibiyet, ‘makus talih’in yenilmesi demekti. ve genç teknik direktör lucescu, hagi, gerets, skibbe, rijkaard, mancini gibi isimlerin gerçekleştiremediğini başararak tarihe geçecekti. lakin pazar geceki maçta gördük ki ortaya konan futbol, birkaç pozisyon (özellikle yasin’inki) hariç trabzonspor’un kadıköy performansından farklı değildi. ve genç teknik direktörün uzun süredir yanında taşıdığı şans, bu kez (mesela 0-0’lık maçtaki bordo-mavililer kadar) yanında değildi ve mücadeleyi hak eden kazandı.

    aslında buraya kadar bütün aktardıklarım yaşananların bir tekrarı. benim derdim şu: bu topraklarda hayat aklıselimle ve vicdanla birlikte akmıyor. futbol, hayatın belki de en iyi yansıdığı alanlardan biri olduğu için ‘ayak topu’nda da genellikle benzer ritüeller tekrarlanıyor. biz her alanda iç sularda yüzmeye çok seviyoruz, bu da bilinçaltındaki ‘yabancı düşmanlığı’nı körüklüyor. oysa her alanda kriterler bellidir: iyi ve kötü… yerli ve yabancı değil…

    ‘kendi oyunu oynarım’ dedi ama…

    toparlarsak derbi hamza hamzaoğlu yönetimindeki galatasaray’ı gerçek anlamda test edecek bir mücadeleydi, bu sınav verilemedi. genç teknik direktörün, “ben rakibe bakmam, kendi oyunumu oynarım” sözü de havada kaldı. ya bundan sonrası? galatasaray, bu topraklardaki kurulu düzenin üç ana bileşeninden biridir. ve tecrübesiyle kalan maçlardaki hata oranını en aza indirgeyerek mutlu sona ulaşabilir. yani şampiyon olabilir; ama yazmayı düşündüğü tarihi, bu sezon da yazamadığı gerçeğini aklında tutarak…

    küçük bir not: hamzaoğlu için yeni bir fırsat da (yani galatasaray’ın başındayken fenerbahçe’yi yenmek), belki türkiye kupası finalinde gerçekleşir…

    --- alıntı ---

    uğur vardan
  • 22775
    göktürk'ü kadro dışı bıraktıktan sonra asistan koçlarıma dedim ki; "genç takımla çalışsın burnu sürtsün" dedim.

    göktürk iyi oyuncu oldum havasına girdi bu çok yanlış ama genç takımda iyi çalışmış raporlarını aldım tek sorunu savunması.

    geçen yaz galatasaray'a oyuncu transferi yaparken hata yaptım. yanlış adamları aldık.

    hatalı transferler yaptım ama markohvili'yi tutabilirdik bilerek bıraktık onun istediği paraya micov ve pocius'u aldık.

    jawai ile ilk sezon 1.5 milyon usd'ye anlaştık sakatlığı sonrası 500.000 usd'ye anlaştık kumar oynadım kaybettim.

    nolan smith ile ucuza anlaştık ama 3. guard olmayı kabullenemedi gönderdim ama şimdi olsa göndermezdim iyi katkı verirdi.

    maric mecburiyetten yapılan bir transferdi.javtokas ve bonsu’ya gittik ama javtokas astronomik bir rakam istediği için vazgeçtik.

    nba’de ön planda olan hassan whiteside ile de ilgilendik o dönemde ancak o da çin’e gitti.

    euroleague için benim en iyi 5'im; spanoulis, fernandez, perperoglou, nemanja bjelica, tomic.

    gs'ye 3 yıllık bir proje için geldim ve ünal aysal dönemi ile ilk iki yılım muhteşem geçti. sonrası ekonomik sorunlar...

    gs yönetimi bana küçülmeyi düşünüyoruz derse başımızın çaresine bakarız. hedefsiz bir takımda ergin ataman’ın işi olmaz.

    10-15 milyon usd’lik bir bütçe olmasına da gerek yok, biz beşiktaş’ta 7 milyon usd’lik bir takımla 3 kupayı birden aldık.

    galatasaray'da rasyonel, mantıklı, düzgün işleyen bir proje olursa o projeye liderlik etmekten mutluluk duyarım.

    ergin ataman
App Store'dan indirin Google Play'den alın