• 17931
    "çok klas, hayatında bir çok şeyi yaşamış olmasına rağmen başarıya aç. galip geldiğimiz maçlarda bile yetinmiyor, eksiklerimizi söylüyor. kendine karşı egosu sıfır ama takıma karşı egosu yüksek. kendine karşı yapılan bir şeyi affedebileceğini ama takıma karşı yapılacak bir şeyi affedilmeyeceğini hissettiriyor."

    burak yılmaz, roberto mancini hakkında

    fatih terim ve roberto mancini karşılaştırması için ise;

    "çok belirgin farklar var. bir tanesi daha taktiğe ve stratejiye önem veren bir hocayken, bir tanesi galibiyete yönelik bir hoca. bir tanesi daha duygularıyla hareket eden bir hocayken, bir tanesi biraz daha mantığı ile hareket eden bir hoca."
  • 17936
    yetişkinlik dönemimde de daha da politize olmamı sağlayan bir olay yaşadım. 1986 kasım’ında, manchester united’ın başına geçtikten birkaç hafta sonra annem ölüm döşeğindeydi. glasgow’da bir devlet hastanesindeydi ve durum içler acısıydı: derme çatma bir hastane, işleri başından aşkın doktor ve hemşireler; insan onuruna dair hiçbir şey kalmamıştı. hayatım boyunca işçi partisi’nin bütün halkın iyi bir sağlık sistemine sahip olabilmesi için uğraştığına, muhafazakarların ise tam tersine sadece en üst sınıflarla ilgilendiğine şahit oldum...

    işçi partisi mükemmel mi? hayır. katılmadığım görüşleri var, ama oldum olası işçilerin partisi olmuştur, öyle de kalacak. muhafazakarlarsa oldum olası zenginlerin partisi olmuştur ve bu da değişmeyecek.

    (bkz: alex ferguson)
  • 17937
    şair julien blaine'e göre olimpiyatlar, futbol ve benzeri organizasyonlar insanları uyutmaya yarıyor, halbuki şiir bizi uyanmaya arzulamaya, düşünmeye ve hayal gücümüzü genişletmeye yetiyor diyor. böyle şeyler söyleyenler futbolun ne olduğunu kavrayamamış insanlar. ille de klasik edebiyat, bağımsız sinema, resim , opera mı sevmek lazım? yoksa cahil ve aptalsın. futbol top peşinde koşmakmış, ne kadar sık duyuyoruz bu safsataları

    en çok ilgimi çeken konulardan biri delilik. normallikle delilik arasındaki sınır nerede? bu sınırı kim çiziyor? deli olduğunu söyleyen bir sürü insan bana normal gözüküyor

    (bkz: eric cantona)
  • 17938
    - birçok kişi, hatta bazı arsenal taraftarları kendinizi bu felsefeye hapsettiğinizi; imkansız olsa ve takımı şampiyon yapacak olsa dahi düşüncelerinizden taviz verip iki büyük transfer yapmayacağınızı düşünüyor ve eleştiriyor.

    + evet, ama bu görüş aslında bir tuzak. fabregas’ı 18-19 yaşındayken 4-4-2 sisteminde vieira ile beraber oynatmayı denedim ve olmadı. vieira’yı gönderme kararı almak zorunda kaldım. fabregas 19 yaşındaydı; onu kenarda tutsaydım başka bir takıma gitmek isteyecekti. bu gençliğinden beri verdiğimiz emekleri riske atmaktan başka bir şey değildi. şimdi de aynı sorunu jack wilshere’le yaşıyorum. henüz 17 yaşında, her maçta oynaması mümkün değil. ama gelecek yıl tamamen hazır olacak ve her maçta oynamak isteyecek. şimdi onun pozisyonuna başka birini transfer edersek, seneye ayrılmayı talep edecek. o yüzden, ya 23 yaşın üstünde, kendini ispatlamış, üst düzey oyuncuları almaya dayalı bir transfer politikanız olacak ya da bizim yaptığımız gibi yapacaksınız. ben takımın başarıya gittikçe yaklaştığını düşünüyorum. 22-23 yaş olgunluğun başladığı dönem. önemli bir döneme geliyoruz ve çoğu kişinin fazla sabrının kalmadığının farkındayım.

    - real madrid gibi, büyük paralar harcayarak, en ünlü oyuncuları alarak elde edilen başarı sizin için anlamlı değil mi?

    + ben çalışmaya ve futbolcular arasındaki ilişkinin önemine inanıyorum. futbolu bu kadar güzel bir spor yapan şey takım oyunu olması. kazanmanın farklı bir yolu olabilir, iyi bir takım olarak ya da bireysel yeteneklere dayanarak başarılı olabilirsiniz. beni en fazla ilgilendiren takım ahlakı. tenisten pek hoşlanmam, ama davis cup’a gelince iş değişir; o zaman takım oyununa dönüşüyor. tuhaf gelebilir ama böyle.

    - göze çekici gelen bir futbol oynatmakta ısrar ederek belli bir seviyeyi korumak da kolay değil. kimileri sizi, güzel oyundan taviz vermediğinizi, pragmatik davranmadığınızı ve arsenal’ın bu yüzden kaybettiğini söyleyerek eleştiriyor.

    + size dünyanın en güçlü takımı kim diye sorsam, brezilya dersiniz. güzel futbol oynamıyorlar mı? avrupa’da en başarılı takım kim? barcelona, yine güzel futbol. pragmatik olmaya karşı değilim; kötü bir pas atmak yerine doğru pası atmak pragmatikliktir. top ayağımdayken gelişi güzel ileri yollamak gibi saçma bir hareket, sadece bazen kaza eseri işe yarıyor diye pragmatiklik mi sayılır?

    (bkz: arsene wenger)
  • 17946
    --- alıntı ---

    ` - galatasaray bu sezon büyük beklentilerle başladı. şampiyonlar liginde önemli hedefler, ligde şampiyonluk, türkiye kupası… sezon başında çalkantılı bir dönem olsa da galatasaray, bunu atlatmasını bildi ve üç kulvarda da yoluna devam ediyor. galatasaray’ın ilk yarı değerlendirmesini sizden rica edeceğim...`

    "bildiğiniz gibi geçen sene güzel bir sezon geçirdik. bu sezona da gene sizin belirttiğiniz gibi çok iyi yüksek hedefler ve iyi ümitlerle başladık. peş peşe gelen beraberlikler, ondan sonra antrenör değişmesi, onun üzerinden çıkan bir sürü spekülasyon dengeleri oynattı tabi. liderle aramızdaki puan farkı tahmin etmediğimiz ölçüde açılmaya başladı ama biz hiçbir zaman ümidimizi kaybetmedik. gördüğünüz gibi takım toparlandı sezonun ilk yarısının ortasından itibaren belli bir düzen oturdu ve başarılı sonuçlar gelmeye başladı. şampiyonlar liginde geldiğimiz yer malum, kimleri elediğimiz malum. türkiye kupasında ve şampiyonlukta da iddiamız devam ediyor ve biz bu sene kupayı ve şampiyonluğu türkiye’de alacağımıza canı gönülden inanıyoruz."

    `- peki fenerbahçe’nin 8 puanlık avantajı sizi korkutuyor mu? şampiyonluğa hakikaten camia olarak inanmış durumda mı galatasaray?`

    "hedefe kilitlenmezseniz ve başarıya inanmazsanız başarının gelmesi zaten mümkün değil. üç puanlık sistemde 8 puan çok önemli bir fark değil bu daha önce örnekleri yaşandı. daha açık daha çok puan farklarından kapatarak şampiyon olan takımlar da oldu. bunların hepsini gördük yani onun için biz bunu yaptık daha önce yaptık yine yaparız"

    - fatih terim çok önemli bir teknik direktör galatasaray ve türk futbolu adına. galatasaray’da yaşadığı başarılar malumunuz; ancak mancini’nin de yeni bir hava getirdiğini düşünüyor musunuz galatasaray’a, galatasaray taraftarlarına, galatasaray camiasına… italyan hocanın futbol takımına yeni bir enerji, yeni bir soluk getirdiğini düşünüyor musunuz?

    "yani, geldi kendi stilini getirdi bir kere; çok farklı bir stil . son derece batılı bir anlayış, rahat bir antrenör. ama aynı zaman kendi içinde disiplini olan bir insan. öz çalışma disiplini olan bir insan. değişik bir hava getirdi ve oyuncularla çok iyi bir bağ kurdu. bizim adaptasyonu bizim tahmin ettiğimizden ne mutlu daha çabuk oldu."

    `- bundan sonra galatasaray’ın hedefleri çok yüksek, galatasaray türkiye’nin avrupa’da en başarılı takımı. bir de yabancı sınırlaması var. bu galatasaray’ın önünü engelliyor mu, kesiyor mu? bu konuda neler söylemek istersiniz?`

    "yabancı sınırlaması sadece galatasaray’ı değil türk futbolunun da önünü kesiyor. bunun nedenlerine, niye konduğuna, detaylarına girmek istemiyorum. aşağı yukarı bu konu ile ilgili olan herkesçe malum. bu tasarrufun arkasında ne gibi hesapların yattığı; ama şunu söyleyeyim ki bu son derece kanunsuz bir olay ve sonunda mahkemeden dönecektir. bunun başka bir hal çaresi yok, çünkü türkiye’nin taraf olduğu ve imzaladığı uluslar arası anlaşmalar var ve buna aykırı hareket ediyor şu anda türk futbolu federasyonun ön ayak olmasıyla"

    `- türkiye futbol federasyonu’nun yönetimini nasıl buluyorsunuz ? yani sezon başından beri galatasaray ile ilgili gerginlikler de oluyor. çok açık bir soru size; türkiye futbol federasyonu yönetimini tarafsız buluyor musunuz?`

    "hayır bulmadığımı da her zaman söyledim bu yüzden ceza da aldım ama düşüncelerimi hissiyatımı belirtmeme, ifade etmeme, kimse engel olamaz. dolayısıyla ben futbol federasyonun tarafsız olmadığına da inanıyorum, türkiye futbol federasyonu’nun türk futboluna zarar verdiğine de inanıyorum şu an itibarıyle"

    `- bundan sonraki dönemde yani federasyonun değişmesinin gerektiğini mi düşünüyorsunuz? kimler tarafından yönetilmeli türkiye futbol federasyonu?`

    "türkiye futbol federasyonun yönetiminin değişmesi gerektiğine inandığımızı kulüp olarak seçimin ertesi gününden itibaren söylemeye başladık. türkiye’de, türk futbolu ve türk sporu içinde, türk futbolunu ileriye götürecek yönetim kurulu kadroları vardır"

    `- galatasaray’da çok konuşulan iki isim var. didier drogba ve wesley sneijder! taraftarlar çok seviyor bu iki futbolcuyu; özellikle drogba’yı… önümüzdeki sene drogba ile ilgili ve sneijder ile ilgili ne gibi bir durum söz konusu? satılmaları mümkün mü bu iki futbolcunun?`

    "şimdi mümkün mü diye sorarsanız ayrı cevap veririm, satılacaklar mı diye sorarsanız ayrı cevap veririm. satılmaları mümkün. her oyuncunun satılması mümkün tabi, ama satılacaklar mı? hiç zannetmiyorum! öyle bir durum yok ortada. kendileri de gitmek istemediklerini zaten belirttiler biliyorsunuz"

    `- galatasaray’ın transfer politikası bundan sonraki dönemde nasıl işleyecek genç futbolculara mı yöneleceksiniz?`

    "şimdi galatasaray, çatısı kurulmuş bir takım. ama yaş ortalaması biraz yüksek. dolayısıyla biz bu çatıyı bozmadan, takımın yaş ortalamasını düşürmek için genç sporculara yöneldik ve öyle devam edecek. yaş ortalamamızı düşürerek daha genç daha aktif ve daha enerjik bir takım kurma yolundayız"

    `- sayın başkan önderliğinde yönetim kurulu olarak en önemli hedefiniz nedir galatasaray’da?`

    "bizim önümüze koyduğumuz bazı hedefler var. idari hedefler, var sportif hedefler var. idari hedeflerden bir tanesi ve çok önemli olduğuna inandığımız bir hedef; kulübün idaresinin tamamen kurumsallaşması hedefi. bunun adımları 1-2 yıl önce atıldı, tabi onun sancıları oldu, halen bu sancılar aşılmış değil. ama galatasaray ki bunu başarmamak için hiç bir neden yok ve başarmama gibi lüksü de yok. galatasaray bu kurumsallaşmayı başarırsa türk futbolunun önü açılır. çünkü artık bu futbol camiasında hiç bir şey eskisi gibi olmaz. bir tanesi bu.

    diğeri de sportif hedefler. tabi biliyorsunuz önümüzdeki 5 yıl içinde avrupa’nın ilk 10 takımı arasında olmak ve önemli kalıcı başarılar kazanmak"

    `- galatasaray bir futbol kulübü değil bir spor kulübü. yani sadece futbol değil basketbol, voleybol branşlarında, diğer amatör branşlarda oldukça başarılı. geçtiğimiz sezonlarda da görüyoruz; gerek tekerlikli sandelye basketbol takımı olsun, gerek sutopu, gerekse yüzme, kürek olsun bu dallarda da önemli başarılar elde ettiğini görüyoruz galatasaray’ın. bununla ilgili bir yapılanma söz konusu mu gelecek dönemde?`

    "zaten öyle bir yapılanmamız var işte kurumsallaşmanın bir bacağı burayı etkiliyor zaten. yani bu branşların kendi kendine yeterli ekonomik olanakların oluşması lazım futbolu tırtıklamamaları lazım. zaten eefa kriterlerine göre böyle bir şey artık mümkün değil. bunun için uğraşıyoruz büyük ölçüde de o kısmını becermiş durumdayız."

    şükrü ergün

    --- kanal 24'ten değer okşar ---
  • 17950
    "farkı bir seviyeydi. tüm genç oyuncuların iyi iş çıkardığını düşünüyorum ve inanılmaz bir taraftar topluluğu önünde baskının üstesinden gelebileceğimizi gösterdik. geçen sene takımdaki diğer gençlerin çoğu ile birlikte oynadım ve neler yapabileceğimizi biliyor olsam da asla işlerin bu kadar iyi gidebileceğini ummadım ama herkes birbiri için oynadı ve yalnızca takım halinde mücadele ettik. galatasaray'ın oyun stili ve ivmesi ürkütücüydü ama elbette ki ben ve diğer çocuklar için harika bir tecrübeydi. bu benimle sonsuza kadar yaşayacak bir şey."

    celtic'in orta saha oyuncusu liam henderson
App Store'dan indirin Google Play'den alın