• 43032
    “biz türk futbolunun sahibiyiz kulüpler olarak. federasyonu bizler adına oyunu yönetmesi için seçiyoruz. ama gelinen noktada federasyon kulüplere rağmen yönetiyor. biz burada seyirci olmayacağız, kaptan olacağız. türk futbolunu geliştirmek için yatırım yapan, risk alan bazen de tepki gören kulüpler bizleriz. konulara değinildi. bir garip anlaşılamaz yayıncı kuruluş ilişkisi var. biz zorla ihaleye sokmadık, şartnameyi biz belirlemedik. yayıncı kuruluş bu şartnameyi inceleyip hesabını kitabını yapıp bu ihaleye girdiyse bunun bedelini ödemek zorunda anlaştığı üzere. yayıncı kuruluşun sahibinden daha zengin değiliz. niye biz onları idare edelim. böyle bir yükümlülüğümüz yok. biz aslında 5 senelik bir ihale yapmadık. her sene ihale yapıyoruz. oyuncuların kontratlarını 3-4 sene yapıyoruz, ama yayıncı kuruluş ihalemiz her sene gerçekleşiyor. o zaman her sene ihale yapalım. ikinci konu kurullar. bu kurullar konusunda süper lig’de memnun olan bir kulüp yok. bu ne demek? sistem çalışmıyor. bizler bozuk sistemin başına insanları değiştirerek sistemi düzeltmeye çalışıyoruz. ama sistemiz düzeltmezseniz istediğiniz kadar başındakini değiştirin. tahkim kurulu, futbolun yargı organı. mevcut yapıda birbiriyle ortak iş yapan iki başkan var. biri disiplin kurulu, diğeri tahkim kurulu başkanı. beraber kitap yazmışlar. şunu da biliyoruz ki, disiplin kurulundan verilen cezalara siz tahkime götürün oradan indirecekler. böyle bir yargı sistemi olur mu? eski hakemler her hafta hakemlik camiasının içinin ne kadar çürümüş olduğunu anlatıyorlar. ben açılmış bir dava görmedim. hakemler kendileri anlatıyorlar. böyle giderse biz yine sistemi düzeltmeden konuları şahıslara zimmetleyip birbirimizle kavga edip orada oturanlar oturacak, biz de toplumu germeye devam edeceğiz. bizim tahkim kuruluna dair önerilerimiz var. adaletli bir yapıya dönecek. bunu biz teklif edeceğiz. merkez hakem kurulu da çalışmıyor. oyunu hakeme rağmen güzelleştiremezsiniz. o sistem çalışmadığı zaman oyun güzelleşmiyor. orada da bağımsız bir sistem olması gerekiyor. kendi atadıkları kendi yargı kararlarını denetliyor. böyle bir sistem olmaz. çok enteresan bir şey anlatacağım. tereddütlüydüm ama anlatacağım. bizim bir oyuncumuzun transferi konusunda başka bir kulüple davamız var. itiraz ettik ve mahkemede görülüyor. uefa bunu devam eden problemli alacaklar statüsünde görüp bize transfer izni ve oyuncumuza izin verdi. federasyon bize avrupa kupasında oynatmamız gereken oyuncu için izin vermedi. gerekçe yok. neden vermedi biliyor musunuz? bu akşam ne diyeceğiz onu bekliyorlar. galatasaray nasıl bir tutum sergileyecek anlayamadılar hala. konuyu halletmekle yükümlü olan federasyon. federasyon konuyu delege ediyor. ben bakanlığa gidip türk futbolunun sorununu halletmek zorundaysam federasyona ne ihtiyaç var? sayın başkanlarla yaptığımız toplantıda şunu sordum. bu problemlerde mutabık mıyız? bunun en uç çözümü nedir? bu sorunlar çözülmezse oyunun devam etmemesi. bu şartlarda bizim oynama ve mücadele etme şansımız yok. devamlılığı tehlike altında türk futbolunun. en son raddeye gitmeye hazır mıyız sorusuna mutabık kaldıktan sonra bunu açıkladık. bizim niyetimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. ama şu anda üzüm yok, bağcı ortada dolaşıyor. böyle bir sıkıntımız var. avrupa’da zaten türk futbolunun derecelerine bakarsanız ortada. sahada başarı yok. sürekli kulüpler birbirleriyle kavga ediyorlar. oyuncumuza verilen cezalardan dolayı itiraz ediyoruz, ceza alıyoruz. ses çıkar, kulübünü savun hak mahrumiyeti versinler. e sorun ne oldu? sorun 3 hafta sonra yine geliyor. orada oturup konuları çözmemelerinin bedeli türkiye’deki stres oluyor. fenerbahçe ve beşiktaş şampiyonluğa yürürken hakem konusunda veya federasyonda alınan kararlar nedeniyle biz kavga ediyoruz. hakkaniyetli bir sistem olsa bu kavga olmayacak. türkiye gerilmeyecek bu kadar. türkiye’yi germeye de hakları yok. biz burada sayın başkanlarla aynı fikirdeyiz ve bu artık idare edilecek bir sistem değil. şeffaf çözeceğiz. kapalı kapılar ardında değil. biz federasyonla yaptığımız hiçbir toplantıyı zabıt olmazsa yapmayacağız. kapalı kapılar ardında başka, dışarıda başka konuşmalar oluyor. biz gizli bir şey konuşmuyoruz. rakamlarımız açık. ne kadar borcumuz olduğu açık. şeffaf şekilde her şey biliniyor. hadi gelin bunları da şeffaf konuşalım. bizim hedefimiz bu. sonucu da ne olursa olsun. dirayetli davranacağız cesur olmazsak bu işin türkiye için, türk sporu için iyi değil.”

    burak elmas
  • 43033
    “herhangi bir ülkenin futbol federasyonunun temel görevleri nedir? futbolun markasını geliştirmek, adil rekabet ortamı sağlamak, kulüplerin ihtiyaçlarına yardımcı olmak, uluslararası arenada kalıcı bir futbol haline getirmek ve mali açıdan sürdürülebilir bir noktaya getirmek. varsa yapısal sorunları onları zaman içerisinde adreslemek. biz kulüpler olarak şunu düşünüyoruz. federasyonumuz sorunların özüne inmiyor. dolayısıyla çözüm de üretmiyor. daha da acı veren unsur, aldıkları kararlarda yaptıklarında genellikle görüş ayrılıkları olduğunda kendi vicdanlarını ve birtakım çevrelerin nezdinde kararları meşrulaştırmaya çalışıyorlar. federasyonun bize kulak vermesi gerekir. geçen sene bir sürü kulüp mali genel kurula katılmadı. çağırın bir sorun nedir derdiniz. burada da açıklama yapıyorsunuz, gelin oturalım diyeceğine böl ve yönet yoluna gittiler. belli başlı kulüpleri arayarak onlara baskı. bir nebze tehdit. 19 kulübün imzasının olmasına rağmen, bu kararın benim tarafımdan aldırılmış bir konu olduğunu, futbolun tamamen dışına çıkarak devlete başkaldırmaya kadar gelen haberlere bence aracı olmaları, bununla beraber iki üç tane her zaman bildiğimiz gazetecilerle algı yaratmak, ya bizi bir çağırın. dört tane sorunumuz var. en önemlisi yayıncı kuruluş sorunu. arkasından yabancı kuralı. adil rekabeti sağlamadığınız ortamda herkes kendi çözümüne gidiyor. kaotik ortamı yaratan da bu. adil rekabetin sağlanılmamasındaki en önemli unsur da kurulların işleyiş, seçiliş şeklini, bağımsız olmamalarını, trabzonspor’un ciddi çalışmaları oldu, harcama limitinin hesaplanma şekli. son 4 senede avrupa’daki ilk 5 ligin yayıncı gelirleri yüzde 7 buçuk artmış. türkiye’de ise yüzde 27 inmiş. biz niye her sezon indirimle muhattap olmak zorundayız. pandemiden önce başladı bu. 2016 yılında ihale yapılıyor 500 milyon dolar. 5 sezon. fakat seneler içinde bizim de kabul etmemiz zor olan kur sabitlemeleri derken direkt indirim almak üzere bu rakam küçülüyor. bu rakam 2017’de 465 milyon dolar’a iniyor. hiç 500 ödememişler. 2018’de 416 milyon dolar’a, 2019’da 388 milyon dolar’a, geçen sezon 337 milyon dolar’a iniyor. bu sezon da 337 milyon dolar olduğunu varsayalım, 5 senede toplam indirim 564 milyon dolar. bir sezonun üstünde beş senede indirim sağlanıyor. bize yaptıkları teklif, federasyondan söylenen rakam 2 milyar. bu rakamı baz alırsak 5 senede indirim 679 milyon dolar oluyor. hangi gerekçeyle bu oluyor? nasıl oluyor? ihale şartları var. normalde ihale şartlarına uymazsanız ne olur? teminat paraya çevrilir. ama burada teminat yok. acz içinde olduklarını düşünüyorum yayıncı kuruluş karşısında. niye? pandemi gelmeden başladı. başımıze geleceği bildiğimiz için bunu bir seferlik yapın. seneye eski şartlardan başlayalım. öyle olmadı. her sene indirim oldu. dikkat ederseniz bildiriye cevap verirken ‘kulüplerin bilgisi dahilinde’ ifadesi kullanılıyor. bilgi alışveirşi yapılması karara ortak olduğumuzu ifade etmez. bunları yabancı kuruluş yaşadı. biz de pandemiyi yaşadık. euro deli gibi artıyor. son 5 sezonda dolar yüzde 129, euro yüzde 50 artmış tl’ye karşı. kur sorunuyla karşı karşıyayız. yayıncı kuruluş pastayı küçültüyor, bilet satamıyoruz. düşme kalktığı için pasta 21 takıma bölündü. bir de bunun üstüne vergiler yüzde 40’a çıktı. siz yayıncı kuruluşun haklarını savunurken, medya yoluyla paylaştınız mı? bizim haklarımızı savunacak ziyaretler yaptınız mı? yapsaydınız anlatırdınız. yayıncı kuruluşu bu kadar sahiplenirken bizim haklarımız niye savunulmuyor? her sene aynı şeyi yapıyoruz. bıçak kemiğe dayanana kadar ödemeler durduruluyor. geçen seneden kalan ödemeler var, önümüzdeki sezonun ödemesi yüzde 25 ödenmesi gerekiyordu rakamda anlaşılmadığı için ödenmiyor. geçen sezon paraları alamadık, ligler başladı sus payı gibi ödeme aldık ve liglerin 5. 10. haftasında hala o sezonun yayıncı bedelinin müzakereleri devam ediyordu. biz bunu ciddiyetten uzak bir tavır olarak görüyoruz. federasyon masaya vursaydı iş buralara gelmezdi.”

    ali koc
  • 43037
    "hakan, ınter’e giderek zirvede kalmak istedi ve kendi kaderini yine kendisi belirledi. hakan ve christian eriksen benzer tarzda futbolcular. hakan italya’da oyununu çok geliştirdi ve taktiksel seviye atladı. ınter, eriksen'in boşluğunu en iyi şekilde doldurdu. türkiye'nin yaşadığı hayal kırıklığını hakan üzerinden yorumlamamak gerekir. futbol bireysel bir spor değildir. bu, onun değerini düşürmez. tıpkı diğer takım arkadaşları gibi onun da milli takım'a verecek çok şeyi var. topa sahip olma oyununun ne kadar önem kazandığını gördük. takımların hücuma geçiş oyunları günümüz futbolunda büyük bir belirleyici hal aldı. sadece taktiksel değili aynı zamanda fiziksel de bir yenilenme. birden fazla maç uzatmalarla sonuçlandı ama buna rağmen kalite hiç düşmedi. maçları birlikte izlemek için mostafa mohamed'i çağırdım ve ona santforların artık orta saha futbolcuları gibi hızlı olmaları gerektiğini söyledim."

    fatih terim
  • 43041
    "tff’nin böylesine önemli bir konuyla ilgili olarak, özellikle bir türk futbolcunun bir türk kulübü adına uluslararası arenada mücadele etmesinin söz konusu olduğu bir durumda, hukuka aykırı bir şekilde yaklaşım sergilemesi kabul edilemez"

    "geçtiğimiz sezon içerisinde, futbolcumuz oğulcan çağlayan’ın sözleşmesini haksız olarak feshettiği iddiasıyla ilgili olarak tff uyuşmazlık çözüm kurulu nezdinde yapılan başvuru neticesinde, tff uyuşmazlık çözüm kurulu tarafından emsali olmayan bir karar ile futbolcumuzun sözleşmesini haksız olarak feshettiğine kanaat getirilmiş ve bundan dolayı kulübümüz ile futbolcumuz 1.200.000 euro ve 506.275 tl tutarındaki tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. bunun yanı sıra, yine emsali görülmemiş bir şekilde futbolcumuza 6 müsabakadan men cezası verilmiştir.

    tff uyuşmazlık çözüm kurulu tarafından verilen bu hukuka aykırı karara karşı hem kulübümüz hem de futbolcumuz tarafından tff tahkim kurulu nezdinde bir başvuru yapılmıştır. 11 ocak 2021 tarihinde tff tahkim kurulu tarafından verilen 2021/30e. ve 2021/46k. sayılı karar ile, futbolcumuzun 6 müsabakadan men cezası 3 müsabakadan men cezası olarak düzeltilmiş, ancak tff uyuşmazlık çözüm kurulu kararının tazminata dair kısmı aynen onanmıştır.

    bunun üzerine, yine kulübümüz ve futbolcumuz tarafından tff tahkim kurulu tarafından verilen bu haksız ve hukuka aykırı karara karşı adli yargı yoluna gidilerek bölge adliye mahkemeleri nezdinde itiraz hakkımız kullanılmıştır. öte yandan, bölge adliye mahkemesi, vermiş olduğu karar ile hem kulübümüzün hem futbolcumuzun davasını reddetmiştir. bunun üzerine, bu karara karşı tarafımızca yargıtay nezdinde temyiz kanun yoluna başvurulmuştur. bir başka anlatımla, an itibariyle mevcut hukuki ihtilafın yargılaması devam etmektedir ve derdesttir.

    adli yargıdaki yargılamanın devam ettiği esnada, tff tarafından kulübümüz aleyhine konulan transfer yasağının kaldırılması için tff yönetim kurulu’na yazılı olarak başvuru yapılmıştır. tff yönetim kurulu, 2 haziran 2021 tarihinde aldığı karar ile hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde bu başvurumuzu reddetmiştir. akabinde, kulübümüz tarafından bu karara karşı tff tahkim kurulu nezdinde itirazda bulunulmuştur. tff tahkim kurulu, 25 haziran 2021 tarihli kararıyla itirazlarımızı kabul etmiş ve kulübümüz hakkında uygulanmakta olan transfer yasağını konuya dair kesin bir yargı kararı bulunmaması sebebiyle kaldırmıştır.

    bununla birlikte, uefa nezdindeki lisans başvurusu sürecimizde, tff tahkim kurulu’nun parasal uyuşmazlıklara dair vermiş olduğu kararların hem yargıtay içtihatları hem de türkiye cumhuriyeti anayasası göz önüne alındığında adli yargıya taşınabileceği, dolayısıyla kulübümüz ve futbolcumuz oğulcan çağlayan ile ilgili olarak tff tahkim kurulu tarafından verilen karara konu tutarların adli yargıda derdest halde olması sebebiyle uefa kulüp lisans ve finansal fair play talimatı hükümleri uyarınca “vadesi geçmiş borç” olarak değerlendirilemeyeceği yönündeki talebimiz uefa tarafından müspet şekilde karşılanmıştır.

    süreç devam ederken, futbolcumuzun lisansının vize ve tescil işlemlerinin tamamlanabilmesi için hem futbolcumuzun vekili hem de kulübümüz tarafından tff yönetim kurulu’na başvurulmuştur. futbolcumuzun lisansının vize ve tescil işlemlerinin ivedilikle tamamlanmaması halinde hem futbolcumuzun hem de kulübümüzün telafisi imkânsız zararlar ile karşı karşıya kalacağı ifade edilerek, futbolcumuz hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmaması sebebiyle başvurumuzun kabulü talep edilmiştir.

    ne yazık ki, dört gündür yapılan bütün görüşmelere rağmen tff yönetim kurulu konuyu karara bağlamak için toplanmamaktadır. konunun ivedilikle karara bağlanması yönündeki talebimiz çerçevesinde tff yönetim kurulu’nun 15 temmuz 2021 tarihinde toplanacağı tarafımıza şifahen bildirilmiş olmasına rağmen, tff yönetim kurulu an itibariyle halen toplanmamıştır. bu durum, tff yönetim kurulu tarafından alınacak olası bir menfi karara karşı tff tahkim kurulu nezdinde itiraz etme hakkımızı kullanmamıza engel olmakta ve konunun adeta sürüncemede bırakılmasına yol açmaktadır. zira, tff yönetim kurulu tarafından konuya dair bir karar alınmadan tff tahkim kurulu nezdinde bir başvuru yapılabilmesi hukuken mümkün olmamaktadır.

    tff yönetim kurulu tarafından bir karar alınmamış olması sebebiyle lisansı henüz vize ve tescil edilmemiş olan futbolcumuz oğulcan çağlayan’ın adına, uefa şampiyonlar ligi elemelerinde hollanda’nın psv eindhoven takımıyla yapacağımız müsabakalar öncesinde 15 temmuz 2021 gecesi saat 24.00’a kadar bildirmek zorunda olduğumuz listede yer verilememiştir.

    bütün bu yaşananlar doğrultusunda, tff’nin böylesi bir tavrının hukuksuz ve iyi niyetten uzak olduğu kanaatindeyiz. hukuk devleti ilkesi ve hak arama özgürlüğü doğrultusunda tarafımızca bütün hukuki yollar tüketilmesine rağmen, sayın başkanımız burak elmas’ın 14 temmuz 2021 tarihinde katıldığı canlı yayında belirttiği üzere tff hiçbir hukuki gerekçe olmaksızın futbolcumuzun türk futbolu açısından da son derece önemli olan müsabakalarda oynatılmasına engel olmaktadır.

    tff’nin böylesine önemli bir konuyla ilgili olarak, özellikle bir türk futbolcunun bir türk kulübü adına uluslararası arenada mücadele etmesinin söz konusu olduğu bir durumda, hukuka aykırı bir şekilde yaklaşım sergilemesi kabul edilemez. bu durum, tff statüsü’nde tff’nin amaçları arasında sayılan “futbol alanında faaliyet gösteren kişilerin menfaatlerini korumak” ilkesinin tff tarafından gözetilmediğine yönelik önemli bir göstergedir. türk futbolunun çatı kurumu olan ve temel görevi futbol paydaşlarının sorunlarını çözmek olan bir yapının, karar ve yaklaşımlarıyla kendisini çözümsüzlüğün merkezi haline getirdiği ortadadır. son tahlilde, tff, sergilediği yaklaşım ve verdiği kararlar ile ne adildir ne de adil görünmektedir.

    konuya dair, kulübümüzün menfaatleri doğrultusunda hukuk devletinin gereği olarak hak arama özgürlüğümüzü sonuna kadar kullanacağımızı, bu çerçevede kulübümüz tarafından tff’ye ihtarname keşide edildiğini, gerekli tüm hukuki yollara başvurma hakkımızı saklı tuttuğumuzu bildirir ve gereğinin takdirini kamuoyunun vicdanına havale ederiz.

    “sezon içerisinde oyuncumuz oğulcan çağlayan ile ilgili böyle bir gelişme yaşandı. türkiye futbol federasyonu uyuşmazlık çözüm kurulu’na başvuru yapılmıştı. tff uçk’nın bir haksız fesih olduğundan bahisle bizim de çok şaşırdığımız bir karara imza atmıştı. 1 milyon 250 bin euro ve 506 bin 275 tl tutarında bir tazminattan hem oyuncumuzu hem de kulübümüzü müşterek sorumlu tuttu. onun üzerine kulübümüz o gün itibarıyla tahkim kuruluna başvurdu. 6 maç men cezası verildi. tahkim kurulu bu 6 maçlık men cezasını üç maça indirdi. biraz önce ifade ettiğim 1 milyon 250 bin euro’yu ve 506 bin 275 tl’yi aynen onadı. bunun üzerine yargıtay’ın yerleşmiş, kemikleşmiş müstekel içtihatlarına göre biz adli yargıya gittik. çünkü tahkim kurulu kararları anayasa’nın 59. maddesine göre adli yargı yoluna kapalı; ama tahkim kurulunun mali sonuçlara ilişkin verdiği kararlar adli yargıya açık. biz istanbul bölge adliye mahkemesi’ne bununla ilgili başvuru yaptık. bizim yönetimimiz döneminde yönetim kuruluna başvuru yapmıştık transfer yasağı ile ilgili. tff yönetim kurulu bu talebimizi reddetti. tahkim kuruluna başvurduk ve itirazımız kabul edildi. oğulcan çağlayan bakımından kulübümüzün transfer yasağını kaldırdı.”

    transfer yasağı kalktıktan sonra biz uefa ile yazışmalar yapık. uefa’ya “hem vergi dosyalarımızı hem de bu oğulcan çağlayan meselesi ile ilgili ‘bunlar çekişmeli alacaklardır’, hukuki süreç devam ediyor, bölge adliye mahkemesi kararını da temyize taşıdık. kesin bir alacak değil. bu konuda hukuki bir engelimiz var mı?” diye sorduk. uefa’nın bize dönüşü müspet oldu. bu gelişmeler ışığında beklentimiz oyuncumuzun lisans ve vizesinin tff tarafından tescil edilmesiydi. orada bir sıkıntı olduğunu söyleyince arkadaşlarımız dört gün önce başvurumuzu yaptık. hem oğulcan çağlayan resmi vekili aracılığıyla başvuru yaptı hem de biz kulüp olarak yaptık. ben son dört gün içerisinde tff başkanvekilleri ve genel sekreteri ile de müteaddit defalar görüştüm. kendilerine özetle şunu söyledim: 15 temmuz 00.00’a kadar bizim uefa’ya listemizi vermemiz lazım. bu konuda bir karar verin. bu karar müspet olabilir. bize göre devam eden derdest bir süreç var. müspet karar vermeniz lazım. lisans ve vize konusunda hiçbir engel yok. nitekim uefa’nın ve tahkim kurulunun bakışı ortada. menfi veriyorsanız, talebimizi reddediyorsanız biz hemen tahkime başvurup bu kararı tahkim nezdinde kaldıracağımızı düşünüyoruz. çünkü bu karar bir hukuk garabetidir. hukuken ve fiilen kabul edilemez bir karardan bahsediyoruz. iyi niyetten, sorumluluk duygusundan uzak bir karardır. her nasılsa dört gündür tff yönetimi bizim bu talebimize karşın karar vermemek için inanılmaz bir şekilde toplanmadı. an itibarıyla böyle bir karar verilmiş değil. karar verilse, talebimiz reddedilse tahkime gideceğiz. tahkimden bu kararı kaldırmamız kuvvetle muhtemel. çünkü hukuka aykırı bir karar olacak. kabul edilse zaten sorun yok. durumdan haberdar olmalarına rağmen 15 temmuz 00.00’ın sonra dakika olduğunu bilmelerine rağmen, ne yazık ki yönetimi toplamadılar. türkiye’nin milli menfaatleri için uluslararası arenada mücadele edecek takımımız. psv eindhoven maçı bizim için çok önemli. dolayısıyla buradaki hassasiyetleri anlatmamıza rağmen her nasılsa tff yönetim kurulu çok ilginç bir şekilde karar vermedi. bize dönüş şu şekilde oldu: “ zaten bir haftaya kadar iki oyuncu değiştirme hakkınız yok, bir haftaya kadar karar çıkar. o ikinci oyuncu hakkınızı bu şekilde kullanırsınız.” kendilerine, “biz bu süreçte transfer yapacağız. iki oyuncu hakkımızı o zaman kullanacağız kuvvetle muhtemel. bizim 00.00’a kadar bu listeyi vermemiz lazım. lütfen bu konuda hassasiyet gösterin. çok olağanüstü bir durum. yönetim kurulunuzu toplatın nasıl bir karar veriyorsanız verin. biz o konuda bir şey söyleyemeyiz; ama bir karar verin ki biz o kararı tahkim’e taşıyalım. ilginç bir şekilde karar verilmedi. sayın başkanımızın katıldığı canlı yayında da sayın burak elmas bu konuya değinmişti örtülü olarak. gerekçesiz bir şekilde böyle bir uygulamanın yapıldığını söylemişti. hatta benim bu yayındaki ifadelerim bekleniyor demişti. nitekim bizim tahayyül ettiğimiz gibi oldu. an itibarıyla bu konu hakkında bir karar yok. galatasaray spor kulübü de doğal olarak uluslararası alanda ne yazık ki çok ciddi zarara uğramış oldu. çünkü belki oynatma irademiz olan bir futbolcuyu listemize alamamış olduk. bunun üzerine bu sabah yazılı ve görsel basında, sosyal medyada konunun yer alması neticesinde biz de açıklamamızı yaptık. bu kararın hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu düşünüyoruz. bizatihi türk futbol ailesinin sorunlarını çözme iradesi taşıyan, çatı kuruluş olan tff’nin kendisinin çözümsüzlüğün merkezi olduğunu düşünüyoruz. bazen adil olmak kadar adil görünmek de önemlidir. hukuk hepimize lazım. bumerang gibi atıyorsunuz, gelip sizi vuruyor. tff’nin kurullarının kendisini uygulamalarının ve kararlarının adil olmadığı ve adil görülmediğini de düşünüyoruz. bu son örnek bunun en tipik örneklerinden birisi oldu. bu karar kesinlikle iyi niyetten uzak ve hukuksuz bir karardı. bunu da kamu vicdanına havale ediyoruz. bundan sonra kuvvetle muhtemeldir ki tff’den, “galatasaray’ın bir haftaya kadar iki oyuncu değiştirme hakkı var. bir haftaya kadar bu süreci nihayete erdireceğiz.” şeklinde bir açıklama gelecektir; ama biz o iki oyuncu hakkımızı kuvvetle muhtemel transferlerden yana kullanmak istiyorduk. dolayısıyla bu hukuken ve fiilen kabul edilemez bir durum oldu. galatasaray olarak sonuna kadar hukuk devletinin gereği olarak hak arama özgürlüğümüzü kullanacağız. hukuki yollara başvuracağız ve bu konuda olağanüstü bir çaba içerisinde olacağız. nitekim bu sabah itibarıyla tff’ye de bu konudaki süreçle ilgili hukuki yollara başvurma hakkımızı saklı tuttuğumuzu, maddi manevi zararlarımızın tazmini konusundaki tüm haklarımızı saklı tuttuğumuzu bildiren ihtarnamemizi ilettik.

    “buradaki tavrın iyi niyetten uzak olduğu çok açık. ne yazık ki tff türk futbolundaki sistem sorunlarını çözmekten çok uzak. tarafsız bağımsız yargılama kurullarından tutun, lisans talimatına kadar… yabancı oyuncu kararından tutun, yayın haklarıyla ilgili mevcut hukuki sürece kadar… yayın hakları ile ilgili haklarımızı 1 haziran’da almak durumunda olmamıza rağmen, yayıncı kuruluşun temerrüde düşmesine rağmen, alacaklarımız muaccel hale gelmesine rağmen, tff bu sözleşmenin tarafı olarak hiçbir hukuki, fiili adım atmıyor. bizim haklarımızı savunacak hiçbir irade ortaya koymuyor. geçen hafta tff’ye gittik. başkanvekili ve genel sekreter ile görüşüp bu hassasiyetlerimizi dile getirdim; fakat kulüpler ve kulüpler birliği bu işin tarafı olmadığı için bir adım atılmıyor. bu da bunun tezahürlerinden bir tanesi. galatasaray adına tff’nin ne kadar samimiyetten uzak olduğunun en temel göstergelerinden bir tanesi. iyi niyetten uzak, hukuki dayanaktan yoksun, mesnetsiz, bir hukuk garabeti mahiyetinde uygulamadan bahsediyoruz.”

    “biz zaten hukuki başvurularımızı yaptık. galatasaray olarak dört gün önce başvurumuzu yaptık. başkanvekilleriyle görüştüm. onların kayıtlarında sabit. hepsi biliyor. genel sekreter ile de görüştüm. buna rağmen başvurumuza bir karar verilmemesi kabul edilebilir bir yaklaşım değil. sayın başkanımız burak elmas, katıldığı yayında bu konuda bizim konuşmamız bekleniyor demişti. aslında bu gelişmeler de sayın başkanın bu açıklamalarını destekler mahiyette oldu. hiçbir gerekçe gösterilmeden bu talebimizin kabul görmediğini söylemişti. oğulcan çağlayan ile ilgili transfer yasağımız tahkim kararı ile kalkmıştı. uefa’dan dönüş ve yaklaşım müsbet; ama devam eden derdest olan bir dosya ile ilgili tazminat kararı kesinleşmişçesine bu parayı bize ödetmeye çalışıyorlar. buradaki amaç bu. bir an önce bu parayı ödeyelim veya uefa’dan gelen haklarımızla ilgili bu paranın ödeneceğine dair muvafakat verelim istiyorlar. biz de federasyon’a yazı yazdık muvafakat vermiyoruz, yargılama süreci kesinleşmeden bu parayı alamazsınız uefa’dan gelen parayı dedik. ne yazık ki bunu bize dayatmaya çalışıyorlar. biz de galatasaray’ın hak ve menfaatleri için sonuna kadar mücadele edeceğiz ve boyun eğmiyoruz açıkçası. yargılama süreci devam eden, hukuki süreci devam eden dosyada, yargıtay nezdinden yürüyen bir dosyada, kesinleşmemiş bir alacak ve tazminat için ne için biz uefa’dan gelen paramızın ödenmesini kabul ediyoruz, muvafakat ediyoruz. şimdiden neden bu parayı ödeyelim. buradaki tek amaç bu. psv eindhoven maçı kadrosuna yetişmesi gerekirken 4 günlük sürede yönetim kurulu toplanmadı. bu süreçte kendileriyle onlarca görüşme yaptım. başkan vekili ve genel sekreter düzeyinde… galatasaray haklı olduğu bir talebini hukuka uygun bir zeminde dermiyan etti. türkiye futbol federasyonu’ndan değil hiçbir yargılama makamında haksız, hukuka aykırı talep ileri sürmeyiz. hakkımız varsa da sonuna kadar mücadele ederiz. galatasaraylılar, galatasaray’ın vicdanı olan galatasaraylılar bu koltukları bize emanet etti. bizim temel gurur, görev ve yükümlülüklerimiz, galatasaraylılara olan vicdanı yükümlülüğümüz onların hak ve menfaatlerini sonuna kadar savunmaktır. bu çerçevede biz bütün hukuki yollara başvurduk. ihtarnamemizi de keşgil ettik. bugün itibariyle sonraki adımlarda da zararımızı karşılamaya ilişkin hukuki adımları da atacağız.”

    “türkiye futbol federasyonu’nun bir defa bizim uefa’nın çekişmeli alacak olarak kabul ettiği yargılaması devam eden bir süreçle ilgili tahkim kurulu’nun da kesin bir karar yok yargılama devam ediyor gerekçesiyle transfer yasağını kaldırdığı bir olayda bizim başvurumuzu kabul etmesi lazım. aksi zaten hukuk garabeti olur. diyelim ki reddetti derhal tahkim kurulu’na başvuru başvuracağız tahkim kurulu’ndan da bu kararın kaldırılması kuvvetle muhtemel. bir hafta içerisinde bu proses tamamlanırsa ki türkiye futbol federasyonu’nun an itibariyle keyfini bekleyecek halimiz yok biliyorsunuz 1 haftalık bir sürecimiz kaldı. bu proses tamamlanırsa bir şekilde bu hukuksuz kararın kaldırılacağını tayin ediyoruz. bu iki kişilik listede oğulcan çağlayan olur mu olmaz mı o sayın hocamızın, teknik heyetin ve sayın başkanımızın takdiridir. biz idari yönetsel konularla ilgili yönlendirme yapabiliriz. hocamız onunla ilgili görüş ve değerlendirmelerini yapar. an itibariyle federasyonu’nun toplanıp bu konuda bir karar almaması galatasaray spor kulübü’ne karşı yaklaşımın en tipik tezahürlerinden bir tanesi. biz de buna karşı mukavemet gösteriyoruz, sonuna kadar hukuki haklarımızı kullanıyoruz. bir hukuki mücadele yürütüyoruz. sonuna kadar hukuki haklarımızı kullanıyoruz. galatasaraylılar müsterih olsunlar, ne gerekiyorsa yapıyoruz. fakat bugün yazılı ve görsel basında çıkan haberlere karşılık bu açıklamayı yapma zarureti hasıl oldu. inşallah bir haftaya kadar bu proses tamamlanır. “

    rezan epözdemir
  • 43045
    bir federasyon üyesi, tanıdığı bir "üç küçük kulüp" yöneticisine, "neden ali koç'un peşinden gidiyorsunuz?" demiş.
    kendini giderek padişah sanmaya başlayan ali koç da zaten ondan çekinen sütunlarda gürlüyor..
    "bu ne cüret?."
    burak elmas, ahmet nur çebi ve ahmet ağaoğlu'nu tuzağa düşürüp peşine takan adam, federasyon üyesini de haşlıyor..
    o zaman ben, o kendini padişah, devleti de koç holding sanan adama soruyorum..
    "bu ne cüret!."
    üç küçük kulüp yöneticisini dümen suyuna aldın diye, sen asıl kendini ne sanıyorsun..
    hayır.. hata falan yok. bilerek "üç küçük" yazıyorum. beşiktaş, galatasaray ve trabzon artık küçük kulüplerdir benim için..
    aziz yıldırım gibi bir başkana 15 bin oy fark atarak başkan olan ve olduğu günden beri fenerbahçe'yi hemen her spor dalında perişan, futbolda iyice rezil eden "güya başkan" ali koç, sezon sonunda kıyametler kopacağını bildiği için gündemi değiştirmeye kalktı.
    türkiye futbol federasyonu'nu "kabul etmezseniz maçlara çıkmayız" diye tehdit eden, yani türk ceza ve 6222 sayılı sporda şiddet yasası'na göre suç olan bir ültimatom hazırladı ve "futbol birliği" imzasıyla yayınladı.
    ali koç'tan ödü patlayan medya da, aramadan, sormadan bu ültimatomu manşete çekti. ali koç amacına ulaştı. fenerbahçe ve başkanı gündemden çıktı.
    nihat özdemir federasyonu günlerce "gık" demezken, anlaşıldı ki, kulüpler birliği'nin böyle bir kararı yoktur. pek çok üyenin imzasını geçin, ültimatomdan haberi bile yoktur.

    palavrası meydana çıkan ali koç, bu defa galatasaray başkanı burak elmas, beşiktaş başkanı ahmet nur çebi ve trabzon başkanı ahmet ağaoğlu'nu avucuna aldı. emretti. üç küçük kulüp başkanı oldukları için koşarak geldiler.
    ali koç ne dediyse "evet" dediler..
    "istediğimi yapmazsanız ligden çekiliriz" küstah tehdidinde dahi geri adım atmadılar.
    ali koç, "ligden çekilirseniz uefa ceza verir" diyen federasyon'a kafa tutmaya devam etti, yanındaki "üç küçük"lerle..
    "ligden çekilirsek uefa ceza vermez. sadece puanımızı siler.."
    elmas, çebi ve ağaoğlu ortak zekâsı buradaki oyunu dahi sezemedi..
    yaptığı 53 transfer, değiştirdiği 7 hocaya rağmen hâlâ perişan durumdaki fener'in puanının silinmesi ali koç'un istediği şey.. o zaman kendini hedeften alır ve federasyon'u hedef yapar, bir. o tek taşla "üç küçük kuş" daha vurur, iki..
    rakipleri, bu üç küçük de silinen puanlarla şampiyonluğa oynayamazlar ve ali koç'u sefalette ve rezalette tek başına bırakmaz, yanına inerler ve koç padişah'ın paçasını fener kongresi'nden kurtarmasına yardımcı olurlar..
    bu müthiş tuzağı göremeyecek kadar gözleri kapalı elmas, çebi ve ağaoğlu, şimdi bu ali cambaz değil, ali koç oyunundan paçayı nasıl sıyıracaklar, önce kulüplerini, sonra kendilerini nasıl kurtaracaklar, bilmiyorum.
    galatasaray, beşiktaş ve trabzon nasıl tekrar "büyük kulüp" olacaklar, elmas, çebi ve ağaoğlu kişi olarak saygınlıklarını nasıl tekrar kazanacaklar, onu da bilmiyorum.
    aklıma gelen tek şey, "ali koç'un kulüpler, hatta fenerbahçe için de değil, sadece kendi paçasını kurtarmak için kurduğu tuzağa balıklama atlayan bizler, bu ülkenin en saygın üç kulübünün başında kalmayı hak etmiyoruz" diyerek istifa etmeleri..
    ama bu ihtimali akıllarına bile getirmezler.
    tuzakta nasıl çırpınmaya devam ettiklerini ve ettikçe nasıl daha da battıklarını üzüntü ile izleyeceğim..
    evet, üzüntü ile.. çünkü üçü de sevdiğim dostlar!.

    nihat özdemir federasyonu yukarılardan beklediği işareti almış olmalı ki, ali koç başta, onun güdümünde konuşan ve imza atan sözüm ona öteki büyüklere hak ettikleri yanıtı, tokat gibi verdi.
    ültimatomun tüm maddelerine yanıtlar, gerçek ve yasal açıklamaları ile birlikte hazırlandı ve kamuoyuna sunuldu.
    dün hemen tüm gazetelerde okuduk..
    federasyonun yanıtı, kulüpler birliği'nden, giderek "ali koç ve üç küçük figüranı"na dönen gurubun lafları ile manşetleri paylaştı.
    benim ödlek medyam, artık alenen ali koççu olamamış, bir şeyler sezdiğinden, "tarafsızlığı" tercih etmişti.
    ne kokar ne bulaşır olmak, spor medyamın yıllardır sığınağı, biliriz.
    benim lafım bu alkışlık açıklamayı geç de olsa yapan federasyon'a..
    söyleminiz güzel, peki ama hani nerde eylem?.
    "maça çıkmadık, diye uefa bize ceza veremez. en fazla puan siler" diye ilk tehditlerinde ısrar eden ali koç ve "üç küçük figüranı"nın yaptıkları hem devleti tehdit etmekten türk ceza kanunu'na, hem taraftarı tahrik etmek ve büyük olayların yolunu açmaktan 6222 sayılı sporda şiddet yasası'na aykırı değil mi?.
    federasyon'u tehdit etmek, profesyonel ceza talimatnamesi'ne göre de suç değil mi?.
    o zaman nihat başkan doğrudan size soruyor ve kamuoyu adına cevap bekliyorum.
    "ali koç ve arkasındakileri neden pfdk'ya tedbirli sevk etmediniz ve neden cumhuriyet savcılarına (tck ihlali) ve sporda şiddet özel savcısı'na (6222 ihlali) resmen başvurmadınız?."
    ve de istanbul 6222 özel savcısı'na soruyorum.
    devleti "aldığın kararları değiştir, değiştirmez ve bizim dediklerimizi yapmazsan maçlara çıkmayız" demek, taraftarı tahrik ve doğrudan 6222 ihlali değil midir?. neden resen dava açmadınız?.
    yarın bu dört küçüklerin puanları düşürülür ve taraftar riva'yı, federasyon'u basar ve kan dökülürse, geç kalmış olmaz mıyız, sayın savcım?.
    istanbul ve trakya istinaf mahkemesi savcısı asım ekren'in 6222 konusunda yazdığı kitapları ve makaleleri okudunuz mu acaba?. ben okudum da..
    "türkiye'de hukuk, vatandaş ali'ye ayrı, ali koç'a ayrı mı işliyor?" demek istemiyorum..

    sabah spor'un ana sayfa tepesinde ise şu satır var.. "başkanlar ortak bir noktada buluşup tff'ye cephe aldı.. bu birliktelik samimi mi ve bundan sonra ne beklenir?."
    soruyu yazarlar levent tüzemen gs), gürcan bilgiç (fb), ali gültiken (bjk) ve müdür murat özbostan yanıtlamış..
    bu yanıtlardan çıkan sonuç da manşet olmuş..
    "ortak reçete şart!."
    neyin ortak reçetesi murat müdürüm?. neyin ortak reçetesi?.
    ali koç ve peşine takılmış, kulüplerini küçülten üç başkan burak elmas, ahmet nur çebi ve ahmet ağaoğlu, türkiye futbol federasyonu'nun aldığı kararlara karşı bir ültimatom hazırlıyorlar ve diyorlar ki..
    "bunları kabul etmezseniz maçlara çıkmayız!."
    devletin kararlarına karşı mücadelenin yasal yolları var bu ülkede.. ama ona başvuran yok. ne var?.
    tehdit!. şantaj!.
    "bu kararları bizim isteklerimize göre değiştirmezsen maçlara çıkmayız."
    hangi maçlara?.
    16 ağustos'ta başlayacak süper lig'e..
    yani bir ay içinde federasyon aldığı kararları çöpe atacak ve ali koç ile yanındaki 2.5 adamı dediklerini, derhal ve aynen kabul edecek ki, lig başlayabilsin.
    yani devlet, gücüne ve zorbalığına güvenen osmanlı mahalle kabadayıları gibi "heeeyyyt" diye bağıranlara boyun eğecek..
    yasalara göre karar alan federasyon anarşiye boyun eğerse türk futbolunda düzen kalır mı?. bundan böyle hangi federasyon özgür karar alır?.

    tepede kuklalar oturur. el altından ali koç (ya da o zamanın fener başkanı) ve yanındaki figüranları oturur yazar, federasyon başkanı'nın eline verirler. o da "federasyon kararı" diye açıklar ve uygular..
    peki küçük kulüpler ne olur?. bugüne dek 3.5 büyüklerin oyuncağı idiler zaten.. iyice kukla olurlar..
    işte manşetimizde istenen "ortak reçete" bu, sevgili okurlar..
    "ey federasyon, ali koç ve küçük yardakçılarına teslim ol ve lig denen komedi başlasın" reçetesi.. fener, galatasaray, beşiktaş ve trabzon'a bu kadar teslim olan bir federasyon'un hakemleri maçları ne kadar tarafsız yönetir, o federasyon'un disiplin, tahkim ve hukuk kurulları artık ne kadar tarafsız karar verebilirler bir düşünün?.
    ligin küçük takımları uyanın.. kendinize gelin.. 17 kulüpsünüz.. asıl siz olmazsanız bu ülkede lig mig olmaz. bu ali koç ve 2.5 adamı hangi maçları yayınlatır da, tv'lerden para alırlar ki yayın gelirleri, kulüp bütçelerinin nerdeyse yüzde 70'i.. o para olmadan sürdürsünler bakalım da görelim boylarını..
    ali koç ve 2.5 adamının peşine takılmayın. federasyon, yani devlet sizin arkanızda olacak. direnin!. kendilerini büyük sananların nasıl baş eğdiğini bütün türkiye görsün. hakemler görsün.. federasyon kurulları görsün ki, bu ülkede futbolu, gazeteci kovduran, hakem bitiren, küçükleri ezen, güya büyükleri de emri altına alan ali koç nam zat, bildiği gibi yönetmesin..
    ortak reçete öyle mi?.
    biri gelip silahı beynime dayayacak ve "bundan sonra şunları yaz, bunları yazma" diyecek.. ve ben onlarla oturup "ortak reçete" hazırlayacağım öyle mi, murat müdürüm?

    hıncal uluç
  • 43047
    gedson fernandes ve rachid ghezzal transferi bitti haberleri geliyor. bir aksilik olmazsa, galatasaray oyununa seviye atlatacak 2 önemli transferi bitirmiş olacak.

    ghezzal'ın sözleşmesi 3+1 yıllık olacak. ayrıca ghezzal bonuslar hariç 2.6m€ para alacak. gedson için benfica ile her konuda anlaşılmış. galatasaray maddi yükümlülüklerini yerine getirdiği an sözleşme yapılacak.

    ahmet nur çebi'nin ricası nedeniyle galatasaray rosier transferinden çekilmişti. burak elmas'ta, ahmet nur çebi'den bir ricada bulundu. kesinleşince sizlere bilgi vereceğim.

    eyüp yıldız
  • 43050
    "mancini'den nefret ediyorum. çalıştığım en kötü hoca diyemem ama taktiksel açıdan bilgisi olmayan bir teknik direktör. manchester city'deki başarısı da ona ait değil. futbolcular sayesinde başarılı oldu. açık söyleyeyim. italya şampiyon olunca içim acıdı."

    wayne bridge

    kardeşimsin bridge. karın da terry ile aldatmıştı zaten oradan bı üzülmüştüm sana.
App Store'dan indirin Google Play'den alın