• 32376
    "leo messi harika bir oyuncu ancak bunu anlayamıyor. maçtan önce 20 kez tuvalate giden bir adamın (messi) liderlik yapmasını istemeniz çok saçma. messi'ye artık tanrı muammelesi yapmayın. barcelona'daki messi ile arjantin'deki messi başka kişiler"

    maradona

    maradona bey kızmayın da günümüz futbolunda oynasaydınız messi'nin 10 beden altında kalırdınız. oynadığınız dönemde karşınızdaki savunma oyuncuları ile günümüze futbolundaki savunma hatları birbiri ile örtüşmüyor.
  • 32380
    rusya ilk 11’i, “bana beraberlik yetiyor ama türkiye’deki maçtaki gibi beleşe gol atsam hayır demem” diye bağıran cinsten bir 11’di. başka takımlar, ilk yarıda yediğimiz cinsten gol yiyince kriz masası oluşturur ama bizim duran topları savunmadaki kronik sorunumuz maalesef kanıksandı. önce hakan çalhanoğlu pası veremedi sonrasında rusya saçma sapan bir korner kazandı. korneri “sözde” savunurken hem kolektif açıdan yanlış yerleştik hem de bireysel açıdan telafi ettirebilecek kritik müdahaleleri yapamadık. sahi, kornerde havadan gelen topun yerde sekmesine nasıl izin veriyoruz? peki, biz korner kullanınca neden kalecimiz sinan’a kadar geri pas yapıyoruz? 2. yarıya daha iyi başladık ama isveç’teki emre akbaba etkisini mumla aradık. berkay yetenekli bir genç lakin forma liyakatı ve maçın akışına göre yunus ya da serdar gürler tercih edilebilirdi.

    gecenin sorusu

    lucescu hoca, yunus’a hak ettiği değeri vermiyor mu? wolfsburg’da az oynadı ama 11’de yunus’tan daha az oynayanlar vardı.

    maçın starı

    golovin kalibresinde cengiz hariç oyuncumuz olmaması türk futbolunun acı gerçeği.

    maçın olayı

    duran top savunamadığımız gibi bir de 2. golü 2 pas sonrası yeme saçmalığımız.

    kisa mesaj

    bu oyunla dünya kupası veya euro 2020’ye gidebileceğimizi düşünüyor musunuz?

    ali ece
    (bkz: 14 ekim 2018 rusya türkiye maçı)
  • 32381
    uefa uluslar ligi b kategorisindeki 12 ülke içinde dünya kupası’nda çeyrek final görmüş yalnızca iki ekip var: rusya ve isveç...
    her ikisi de bizim rakibimiz. zorlu bir gruptayız, güçler birbirine yakın. kaybetmemek için her an konsantrasyonunuz yüksek olmalı. her detayı çalışmış olmalısınız. dün de kıran kırana bir maç vardı sochi’de. ama detaylarda üstün olan taraf ev sahibi rusya’ydı bence.
    iki takımın da zayıf karnı, geriden kaliteli çıkamamaları. biz önde bassak onlara (isveç’in dzhikia’yı 7 top kaybına zorladığı gibi) sıkıntı çıkarabilirdik, ama maalesef onlar yaptı o presi... maça olağanüstü bir baskıyla başladılar, ilk hücumları 4 dakika sürdü adeta. özellikle sağımızı kapadılar, bizi soldan çıkmaya zorladılar. orada da sol stoper çağlar-sol bek hasan arasında berbat bir iletişimsizlik vardı ve defalarca top yitirdik o bağlantıda. lucescu’ya sormak istiyorum: bosna maçında bizi hep geriden çıkaran adam olan ömer, formasını hasan’a neden kaptırdı ki? ya da bosna maçıyla rusya arasında savunma dörtlüsünün 3’ü neden değişti? en çok uyuma ihtiyacı olan bölgemiz savunma değil mi sizce de?
    maçın ikinci kilit detayı ise, hava topları idi. ruslar önde basınca topu sürekli sinan’a oynadık. sinan da topu sol açık-sağ açık bölgemize şişirdi amaçsızca! rus bekler fernandes’le kudryashov, hakan’la cengiz’e karşı hava topu kazanma rekoru kırdılar dün gece. aynı şekilde dzyuba’nın da okay’a üstünlüğü vardı maalesef.
    uluslar ligi b kategorisinde grup ikincilerinin de play-off yapma ihtimalleri var, ama artık bizim hedefimiz 21 mart’ta başlayacak euro 2020 elemeleri. o tarihe kadar gelişmeye devam. dünkü gibi 24 yaş altı 5 oyunculu cesur takımlar yapmaya devam. “adam gibi adamlar çetesi” sonrası arınmaya, pırıl pırıl bir milli takım yaratmaya devam.

    çalhanoğlu artık beklemeli

    futbolda bunlar var, bazen bazı futbolcular kulüp performanslarını ulusal takıma bir türlü yansıtamıyorlar. en popüler örneği messi bunun sanırım. yakın tarihimizde nihat örneği var, ispanya’da harikalar yaratırken ay yıldızlı formaya katkısı aynı seviyede olamadı. bugün de benzer bir sorunu hakan çalhanoğlu’nda görüyoruz. önceleri özgüven sorunu olduğunu düşünüyordum, ama artık düzenli oynuyor ve hâlâ çok kritik anlarda acemice işler yapıyor. işte 17’de cengiz-cenk bomboşken kafasını kaldırmadan, yere bakarak, bir mahalle topçusu edasıyla kudryashov’a nişanladığı top... biz 1-0 öne geçecekken, akının dönüşünde geriye düştük. hakan’ın biraz bekleme zamanı geldi sanki.

    cherchesov’a tebrikler

    kadro kaliteleri bizden çok yukarıda değil. üstelik birçok sorunlu futbolcuları da var. ama dünya kupası’nda da, sonrasında da eldeki imkanlardan maksimum verim alan bir görüntü çiziyor cherchesov. dün pres başarıları, kalecileri guilherme’nin hızlı başlattığı ataklar, duran top organizasyonları... hepsi belli ki idman çalışmasının ürünü.

    maçın adamı:
    guilherme

    uğur meleke
    (bkz: 17 kasım 2018 türkiye isveç maçı)
  • 32382
    "lucescu giderse yerine gelecek adam bellidir; fatih terim. terim, daha milli takıma 15 defa daha gider. herkes milli takımı teknik direktör üzerinden tartışıyor bu ülkede. milli takım'da hocanın değişmesi demek transfer piyasasının hareketlenmesi demektir. menajerlerin de işine gelen bir durum. bu sadece bize özgün değil"

    mehmet demirkol

    sanki derdiniz milli takım. sinsi herif. yemezler aslanım yemezler!!
  • 32385
    "burak yılmaz, “ben gördüm, arda, berkay’ın eşine asılmadı” diye ifade verdi arkadaşını koruma adına. “yahu burak kardeşim, sen 20 yıldır ofsaytta olup olmadığını göremiyorsun, gece kulübünde loş ortamda arda’yı nasıl gördün” demezler mi?" (cumhuriyet)

    arif kızılyalın

    (bkz: hahahahahahahahahahahahahaha)

    https://twitter.com/.../1052102953253961728
  • 32389
    “çok şükür futbolda hedeflediğim her şeye ulaştım. galatasaray’da, milli takımda oynadım. yurt dışına gittim. rubin kazan ve montpieller takımlarında oynadım. oynadığım takımlarda şampiyonluklar yaşadım, kupalar kazandım. galatasaray’a imza attığım zaman bu hedeflerimin olduğunu söylemiştim. çok şükür hepsini gerçekleştirdim. eric gerets’den sonra takımın başına feldkamp geldi. feldkamp benimle alakalı hep ön yargılıydı. çünkü beni hazırlık kampında denemedi bile. bütün oyuncular hazırlık kampında denenir ama hiç denemedi. bir tek son maçta, ‘burada herkesi denedim bir tek hasan kabze’yi denememiştim bu maçta oynatacağım’ dedi. beni son yarım saatte oyuna aldı. zaten yaşlı ve unutkandı. fazla da hakkında konuşmak istemiyorum. çekinmeden söylerim; gördüğüm en kötü hocaydı. o dönem türkiye liginin en kötü hocasıydı. çok fazla da kalmadı zaten gitti”
    hasan kabze

    yazar notu: feldkamp derwall'den sonra bu ülkeye gelmiş en iyi yabanci teknik adamdır.
  • 32398
    "adam ekmek parasından olmamak için yanlış yapabiliyor, göz yumabiliyor veya kulağını kapatabiliyor. etrafındaki insanlar işinden olmak istemiyor"

    "maalesef bütün gazetecilerin de çok objektif, tarafsız olduğunu söyleyemeyiz. birisi burda kulüp başkanını kolay kolay eleştiremiyor. kolay kolay büyüklerimiz (terim, güneş, denizli) eleştirilemiyor. sıkıntı burada."

    "genelde hocalar futbolculara muhtaçtır ama o dönemde ben hocaya muhtaçtım. çünkü sakatlıktan dönmüştüm. özgüvenimi, fizik gücümü kaybetmiştim. o dönem riekerink ile konuşmalarımızda her zaman altını çizerek 5-10 dakika oynayayım diye ricada bulunuyordum. enerjimiz uymadı. maçlar 3-0 iken bile bir değişiklik yapıyordu. iyi mi kötü mi bilemem ama iyi yönetemediğini düşünüyorum. sonradan kupa maçları oldu. tuzla maçı herhalde kariyerimin en kötü maçı diyebilirim. topu kontrol edemiyordum. burdan ayrılma nedenlerimden biri de o günkü performansımdı. ben hiçbir zaman ortaya çıkıp, (ben hamit altıntop'um. oynamam gerekir) demedim."

    buradan darmstadt'a geçiş ve veda...

    "orada yeni bir ortamda yeni bir enerji ile çok iyi maçlar oynadım. toparlandım. eski hamit miydim? hiçbir zaman olamazdım. o iki bel, 3 diz ameliyatından sonra hiçbir zaman olamazdım. ben bunu biliyordum. ama tecrübemle, kendi duruşumla insanlarla bir grup haline geldik. futbolu nasıl bıraktığımı biliyorsunuz. 90+3'te sol ayağımla orta kesmek istedim, gol oldu. maç bitti ve o gün bıraktım."

    "real madrid'e 2011'de martın sonunda imza atmıştım. 3 gün sonra belimden sakatlandım. jose mourinho ile görüştüm. ağır bir sakatlık olduğunu anlattım.

    isterlerse sözleşmeyi feshedebileceğimi söyledim. madrid kulübü, 'sonuçta biz seninle anlaştık. öyle bir şey söz konusu değil. böyle şeyler hayatta var. sen yine toparlanacaksın, güçleneceksin. sonra bize faydalı olacaksın' dedi.

    hazırlık dönemini takımla yapamamıştım. ağır sakatlığın ardından yine yeri geldiğinde forma giyiyordum. ayrılmak için ben rica ettim. çünkü fatih hoca'ya, vizyonuna inandığım için ayrıldım."

    avrupa'da futbolcu sahada işini yapar, arada bir röportaj verir. burada ise neden futbolcularla gazeteciler arasında bir mesafe var?

    burada samimiyet yok, güven yok. sanki burada biz birbirimize rakipmişiz gibi. burada birbirinin üstüne çıkma muhabbeti var.

    maalesef bütün gazetecilerin çok objektif, tarafsız olduğunu söyleyemeyiz. birisi kulüp başkanını kolay kolay eleştiremiyor. kolay kolay büyüklerimiz ( fatih terim, şenol güneş, mustafa denizli) eleştirilemiyor. eleştirildiğinde herkesin bir tarafı var. sıkıntı burada. burada hamit galatasaraylı mehmet fenerbahçeli ali beşiktaşlı. hep bir taraf var. insanlık dışı bir şey varsa bunun rengi yoktur. bir fenerbahçeli taraftar muz atıyorsa buna bir fenerbahçeli de yanlış diyebilmeli. bu galatasaray'da beşiktaş'ta da yanlış demektir.

    ben ne yaparım?

    eleştiriye açık değil miyiz yani...

    yanındaki insana yanlışını söyleyemeyecek misiniz? ben farklı düşünüyorum diyemeyecek misiniz? burada sizden üstün biri varsa alınmadan eleştiride bulunamıyorsunuz. karşınızdaki insan buna alınıyor. bu nedenle koltuk veya o pozisyondan olmak istemiyorsunuz.

    endişeleriniz var. başka bir yerde iş bulamam veya aç kalırım. ben ne yaparım? böyle muhabbetlerimiz var maalesef. bu sadece futbolda değil benim gördüğüm her alanda böyle.

    ayak eksik olursa...

    adam ekmek parasından olmamak için yanlış yapabiliyor. göz yumabiliyor veya kulağını kapatabiliyor. bizim dinimizde ne diyor; "veren allah, alan allah"... manevi değerlerimiz bu nedenlerle kayboluyor. korkularımız endişelerimiz çok büyük. şenol hoca, mustafa hoca veya fatih terim... onlarla ters düşmek istemiyorlar.

    2. adamlık senin için zor o zaman...

    ikinci adamlık nedir? bir ekip vardır. mesela bu masanın bir ayağı olmasa, bu masanın bir değeri yoktur. tutmaz ki... bunları kavramak gerekir. enerji çok kötü... biz de hoca sırf hoca değil ki... doktor, menajer, basın danışmanı, yeri geldiğinde başkan oluyor. türkiye'de sportif direktör olmama nedenlerinden biri budur.

    antrenör olmak eziyet

    teknik adamlığı aklının ucundan bile geçirmediğini söyleyen hamit altıntop, "ancak hocalık kurslarına katılıyor, platformu merak ediyorum. belki yarın fikrimi değiştiririm. ama bu ülkede antrenör olmak eziyet" diye konuştu.

    mourinho, van gaal, fatih terim gibi çok üst düzey teknik adamlarla çalıştın. onları nasıl ifade edebilirsin?

    hepsinde de yönetici özellikleri var. bir takımı oluşturmak, bir futbolcuya ulaşabilmek ve gerektiğinde en iyi potansiyeli elde etme hissiyatı var böyle hocalarda... taktik açısından hepsi belli bir seviyededir elbette. bu düzeye van gaal hangi şartlarda geldi? fatih hoca hangi şartlarda geldi? bunları kıyasladığınızda van gaal'in örnek aldığı isim cruyff. çalıştığı futbolcular van basten, gullit... bir de bizim şartlarımızda çalışan bir hoca var. bunları kıyaslaması çok zor.

    tabii ki hepsinde inanılmaz bir motivasyon ve kazanma hırsı var. geçen sezon galatasaray şampiyon olduysa fatih hoca herkesten daha çok istediği için şampiyon oldu. takımların seviyesi hemen hemen aynı. oynanan futbol çok fark yaratan bir seviyede değildi. beşiktaş tabii ki çok göze hoş gelen bir futbol oynuyor ama defansta da zaafları var. aralarında büyük bir fark yok.

    antrenörlük gibi bir düşüncen var mı?

    antrenör olmak, yalnız bir mücadele vermek demek... antrenörlük bu türkiye'de. aklımın ucundan geçmiyor. ancak hocalık kurslarına katılıyor, platformu merak ediyorum. belki yarın fikrimi değiştiririm. bu ülkede antrenör olmak eziyet. müdahale eden çok. alanınız net değil. günün sonunda siz hep suçlusunuz.

    yakın arkadaşın niko kovac da bayern'de? temasınız var mı?

    evet... bayern münih'in şöyle bir yapısı var. beraber çalıştığı futbolcuları kendi kulüplerine yakın tutuyorlar, hazırlıyorlar. buradaki beşiktaş maçında beraberdik. real madrid yarı final maçında da... temas halindeyiz.

    hep olumsuz tarafa bakıyoruz

    var sistemi için düşüncen nedir?

    almanya'da uygulandı. bunun bir alışma süreci var. bunlara sadece futbolcular, taraftarlar değil hakemlerin de alışması gerekir. ama bizde maalesef hep memnuniyetsizlik olduğu için olumlu tarafını değil de olumsuz tarafını konuştuğumuz için bu tartışmalar beni şaşırtmadı.

    adam 2+1'de oturuyor, kira ödemiyor. ama o adam 3+1'de oturmak istiyor. elindeki ile yetinmiyor ve şükretmiyor. öyle bir zihniyetimiz var. kısıtlama ve kendini terbiye etme yok. hep başkalarını eleştirmek var. o da bizi tembelliğe itiyor.

    zihniyet bu!

    gençlerde başarılı olan bunu üst yapıya taşıyamayan bir ülkeyiz. sence bunun nedeni nedir?

    her yerde futbol olarak kaliteli oyuncular vardır. topa vurmak, sıçramak gibi... ancak ahlaki değerler, beraber hareket etme noktasında eksiğiz. bir anne baba 13 yaşındaki çocuğuna. "ona pas atma. sen gol at" diyebilir mi? orada başlıyor bu zihniyet. çok ince... konu fatih hoca değil. konu federasyon değil. bizim eksiklerimiz çok fazla.

    taraftar kalite görmek istiyor

    yabancı sınırlaması ile ilgili neler söylersin?

    2003'te schalke ile maça çıktım. benle beraber 9 yabancı sahadaydı. burada önemli olan kalite var mı, başarılı futbol var mı? konu aslında bu. taraftar geldiğinde türk mü türk değil mi buna bakmıyor. taraftar kalite görmek istiyor. kendi özüne ve köküne sahip çıkman gerekir. ahlaki değerleri koruyarak tabii ki. kim ister altyapıdan oyuncu yetiştirmek varken, para verip transfer yapmayı... bunu yapmak için zaman ayırmak lazım. kendine dert etmek lazım. tesis olması lazım. sağlam bir ekip olmak gerekir. öyle bir şey olmadığı için zor.

    hep sürtüşme hep kapışma

    bu sene ligin kalitesini nasıl görüyorsun? geçen sezon çok çekilmeli geçmişti.

    çekişmeli ama kaliteli değildi. aramızda hep bir rekabet var. hep bir sürtüşme, kapışma var. bu sporda olması gereken şeyler. türkiye'de bu hep olacak. sürprizler olacaktır. yeni oyuncular gelecektir. ama yine baktığınızda başakşehir, avrupa'da gruplara geçemiyor! örnek olarak akhisar'ı görüyoruz. bir türk futbolcusu 1 hafta oyna sonra bir dinlen ki diğer maç gelsin! öyle bir gerçeğimiz var.

    idman yapacak sahamız yok

    türkiye'de tesisleşme üst düzeyde... ancak taraftar artışı aynı paralelde değil...

    modern statlar yapılıyor. avrupa'da bile bu denli örnek görmek mümkün değil. biz görüntüyü seven insanız. her yerde stat var ama idman yapacak saha yok. anadolu'da akşam bir sahada 6 takım idman yapıyor. bunu nasıl açıklayacağız? 2012'de galatasaray'a geldim. gençler için şartlar çok kötü.... altyapı hocasının biraz eğitici olması lazım.

    schalke'den 2 maçta üç puan avantaj

    şampiyonlar ligi'nde galatasaray, schalke ile oynayacak. bu maçlarla ilgili neler söyleyeceksin?

    galatasaray'ın gruptaki ilk galibiyeti çok önemliydi. porto'da da o futbol sevindiriciydi. iki schalke maçı var. bu iki maçtan gelecek 3 puan büyük avantaj sağlar. ama önümüzdeki iki maçta 1 puan olursa işi zora sokar. schalke kötü değil. sonuçta geçen sene ligde ikinci oldu. çok farklı sistemler oynayan bir gruba sahip. tecrübesizliği var. ama diğer taraftan da genç ve hırslı, motivasyonu yüksek bir teknik direktörleri var. yaş itibariyle de kendi alanında en iyilerden biri. schalke'nin tek dezavantajı gerek hoca gerek de takım olarak tecrübesiz oluşu.

    fatih terim'e inandığı için fenerbahçe'yi reddedip galatasaray'a geldiğini söyleyen hamit altıntop, burada şampiyonluklar tattı.

    kendisi istanbul'da, ikizi halil'in almanya'da olduğunu hatırlattığımızda hamit, kardeşiyle ilişkilerinin gayet iyi olduğunu söyledi, ancak ikisinin farklı olduğuna değindi.

    hamit altıntop
    http://www.milliyet.com.tr/...2762050-skorerhaber/
App Store'dan indirin Google Play'den alın