• 29851
    "talisca'nın gördüğü sarı kartın* geri alınmaması gerekir. pozisyonun içerisindeki futbolcuya verilen kart disiplin kurulu tarafından geri alınamaz. haklı da olsa haksız da olsa geri alınamaz. örneğin kartı pozisyonun dışında olan quaresma görmüş olsaydı verilen kart geri alınabilirdi."
    alp pehlivan

    futbol disiplin talimatı
    madde 86
    ...
    (2) disiplin kurulu müsabaka esnasında meydana gelen olaylarla ilgili hakem kararlarının
    hiçbirini değiştiremez veya bozamaz.
    (3) disiplin kurulu, hakemin saha içerisindeki futbolculara ilişkin disiplin uygulamalarını
    (sarı kart ve kırmızı kart uygulamalarını) ve sonuçlarını ancak şahısta hata hallerinde ortadan
    kaldırabilir.
    ...

    şahısta hata nedir? somut olayda ali turan'a verilmesi gereken kartın talisca'ya verilmiş olması şahısta hata değildir. hukukta şahısta hata, hata yapan kişinin niyetiyle alakalıdır. kişi eylemi niyet ettiği kişi üzerinde değil de başka bir kişi üzerinde gerçekleştiriyorsa şahısta hata söz konusu olur. somut olayda hakem sarı kart gösterme eylemini niyet ettiği kişi üzerinde* gerçekleştirdiği için şahısta hata yoktur. geri alınamaz. alp pehlivan kuralları iyi biliyormuş cidden. şaşırdım.

    edit: ali çamdalı diye aklımda kalmış. ali turanmış. dream big and dare to fail'e teşekkürler.
  • 29854
    artık 'türk müsün, alman mısın?' sorusuna alıştım. kendimi bildim bileli soruluyor bu soru. bu toptancı anlayışı sevmiyorum. ben sadece o ya da bu değilim, öyle ya da böyle değilim. ben ikisiyim. ben hepsiyim.

    10-12 yaşlarındayken genç takımların seçmelerine katılıyordum. topu, slalom çubuklarının arasında uçarcasına sürüyordum. attığım şutlar, kalecinin kulaklarını sıyırıyordu ama buna rağmen, genç takıma seçilenler arasında hiç yer almadım.

    benden iyi olmamalarına rağmen ismi hep matthias, markus ya da michael olan çocuklar seçiliyormuş gibi geliyordu bana. ama önemli olan şimdi olduğum yer. zoru başarmak daha güzel.

    okulda ve futbol akademisinde alman kültürünün değerleriyle yetiştim. evde ve ailede ise türk kültürünün değerleriyle... böyle olunca, ortaya benim gibi bir adam çıkıyor. alman gibi düşünüp çalışan, türk gibi hisseden.

    çok büyük bir yokluktan geldim. annem bir okulda hademelik yapıyordu. üstelik günde iki vardiya. yine de hiç yakındığını duymadım canım annemin. bazen etrafta kimsenin olmadığını sandığı zamanlar, çalışmaktan kamburu çıkmış sırtını tutup gerinirdi.

    annem resmen bizim için kendini feda etti. ne yapsam onun hakkını ödeyemem. babamın da her kuruş için savaşması gerekiyordu. çok farklı işlerde çalıştı. bize iyi bir yaşam sunabilmek için kendisini sürekli yeniden yaratması gerekti.

    futbol sayesinde herhangi bir sınıf atlamadım. ben hala aynı mesut'um. hayatta hiçbir zaman 'ne oldum' demem, 'ne olacağım' derim. ben kazandığım parayla aileme, arkadaşlarıma, çevreme ve yardıma ihtiyacı olan insanlara daha da faydalı olmaya çalışıyorum.

    çocukken yaşadığımız sokakta neredeyse hiç alman yoktu. dört yaşıma kadar sadece türkçe konuştum. anaokuluna gitmediğim için de almanca öğrenemedim, ilkokulda öğrendim ama çok zorlandım. gramerim facia ötesiydi.

    alman milli takımını seçmek öyle ayaküstü verdiğim bir karar değildi. almanya için oynamaya karar vermiş olmam, türkiye’yi kalbimde taşımadığım, kafamda bitirdiğim, kendimi türkiye’ye ve türk insanına kapadığım anlamına gelmiyordu.

    hayattaki en büyük hayalim olan üst düzey bir futbolcu olabilmek için bunu yapmam gerektiğini düşündüm. bu, türkiye’ye karşı alınmış bir karar değildi.

    türk futbolunu tabii ki vakit buldukça televizyondan takip ediyorum. türkiye’de inanılmaz yetenekler var. trabzonspor’da oynayan yusuf yazıcı ve abdülkadir ömür, inanılmaz yetenekli futbolcular.

    yusuf yazıcı müthiş bir 10 numara. ikimizin de aynı özelliklere sahip olduğumuzu düşünüyorum onu izlediğimde. sol ayak, 10 numara, ara pasları müthiş ve çok soğukkanlı. yusuf’u bir gün avrupa’nın büyük kulüplerinde göreceğiz inşallah.

    mesut özil
  • 29857
    "gomis'e çok üzüldük. önemli olan sağlığı tabi ama galatasaray'a gelince... geçen haftayı lider bitirdi. liderin deplasmanda -1 averaji vardı. acaba başka liglerde var mıdır böyle bir şey? şimdi -2.

    galatasaray kendi sahasında seyirci coşkusu ve oyuncuların iç saha performansıyla bambaşka oluyor. arada siyah ile beyaz kadar fark var. fatih terim'i de niye eleştirmiyorum... transfer yapamadı, nagatomo dışında. kulübün mali durumu sürekli manşetlerde, 7 aydır para alamayan oyuncular var

    yerli oyuncu çok olunca ne olur biliyor musun? selçuk idare eder, yasin idare eder, gökhan gönül idare eder. anlıyor musun? yabancı oyuncu çok olunca farklı oluyor. oyuncu sakatlandı portekiz'e gitti. bunlar sadece sakatlık değil. galatasaray deplasmanda 13 puan almış 11 müsabakada, kendi evinde 31 puan... deplasmanda -4 averaj. bugün avrupa'da lig 2.'sinin deplasmanda -4 averajı yoktur. tudor ile de böyleydi, terim ile de böyle. kasımpaşa var ya, iyi oynayarak kazanmadı. son pasları iyi yapsalar, böyle galatasaray bir daha tarihlerinde bulamazlar. yabancı oyuncu benim maaşım nerede der... galatasaray'ın şu tabloda buraya kadar gelmesi bile gerçekten çok iyi. hoca mariano konusunda çok keskin davrandı. ben dinlendiriyor diye düşündüm. oyunun devamında her türlü çılgınlığı yaptı. ikiliye döndü. oyun rus ruletine döndü. orta sahayı direk geçen takımlar, galatasaray bize böyle gelsin diyorlardır."

    rıdvan dilmen

    bu maçta bile yabancıları gömmekten vazgeçmemiş.
  • 29860
    “dünkü maçta baktım, bütün galatasaraylılar ağlıyor. tünelde hakemi sıkıştırıyor, ağza alınmayacak laflar söylüyorlar ama pozisyon penaltı. kendilerine büyük rolü veren bu insanların mutlaka mazeretleri oluyor, yazıklar olsun. türk futbolunun geldiği yer çok vahim. ikinci devrede rakibimiz tamamen bitti. tolga ciğerci, selçuk inan bitti. bir tek donk ayakta kaldı, o da bizden giden oyuncu. onun dışındakilerin hepsi bitti. adım atacak halleri yoktu. 2-1'den sonra her takım can haliyle saldırır, bunların bizim karşımızda yürüyecek halleri yoktu.oyuncularımızın biri bile hakeme itiraz etmiyor. 3-0 galip bir takımda bir oyuncu eğer hakeme itirazdan kırmızı veya sarı kart görürse inanın biz bu oyuncuyla yollarımızı ayırıyoruz. dönüp kendi hallerine baksınlar. geçen hafta 3-0 galipken galatasaray'ın en iyi oyuncusu atıldı. penaltı verse benim oyuncum ses çıkartamaz, çıkartırsa kulüpten atılır. işte aynaya bakmaz, öz eleştiri yapmazsan, aynalara küsersen sonunda 'penaltı' diye ağlarsın. nasıl penaltı değildi, senelerce futbol oynamış insanlar, galatasaray'ı yönetiyorlar ama 'penaltı değil' diyorlar. başarımızın gölgelenmemesi lazım. toplu itirazlara kart var ve bunu hakemler göstermiyor. bütün takımlar karşılaşmaları mahalle maçına çevirmişler. kenardaki 10 kişi, bir de seyircilerini arkalarına alıyorlar herkes itiraz ediyor, böyle bir şey yok. insanlar gerçekten kendine bakması lazım.’’
    (bkz: nursal bilgin)
    böyle adamların, bu şekilde konuşmalarına vesile olanlar utansın. ne diyeyim.
  • 29863
    "galatasaray'a gelmeden önce gheorghe hagi'yi arayarak sordum. hagi, 'abi gel iş ciddi, uzun vadeli. avrupa kupalarını hedefliyorlar. çok ciddi bir antrenör var, kulübün içinden birisi. tecrübeli oyuncu arıyorlar. kaliteli bir genç grubu var ve ortada ciddi bir proje var' dedi."

    "galatasaray'a ilk geldiğimde kamp yeniden yapılıyordu, takım abd'deydi. benim için şoke edici bir durumdu. hazırlıksız gelmiştim çünkü. takım kamp yaparken ben barcelona ile sezonu yeni tamamlamış ve sadece 7 gün tatil yapmıştım. kampa katıldıktan 2 hafta sonra lig başladı."

    "lige kötü başladım. fatih terim de 'acaba hakiki popescu bu mu' diye soruyordu. 3. hafta beni ve filpescu'yu kulübeye çekti. 20. dakikada beni oyuna aldı. önceden orta sahada oynamıştım, o maç stopere aldı. defansta tam kaos var ama savunmada iyi oynadım."

    "sonraki maçımız samsunspor'laydı. eğer kazanamasaydık fatih terim gönderilecekti. savunmada müthiş oynadım ve gol attım."

    "2000'de dünyanın en iyi takımı olduk, hedeflediğimiz tüm kupaları aldık. 'türk futbolunun en iyi kulüp takımı' diyorlardı bizim için."

    "fatih terim tam bir kazanan. müthiş bir karizma, modern, vizyonlu bir teknik direktör. ofansif futbolu seven bir hoca. çok adil ve oyunculara yakın birisi."

    "galatasaray'a transfer olduğumuz ilk günlerde çok eleştirildik. futbolcu mezarına veya emekliler takımına gitmişiz gibi muamele gördük. ancak çabuk kazandık."

    "büyüdük. türk taraftarlar gerçekten çok tutkulu. bizi durdurur, öperlerdi. hagi çok kızardı, onu ben sakinleştirirdim."

    "hagi ile çok iyi arkadaştık ama ondan daha iyi olmak istiyordum. bu fikir, beni daha iyi bir futbolcu yaptı."

    gheorghe popescu
  • 29864
    "galatasaray’dan ayrılırken lanse edilen şey ‘ataman büyük bütçe ister, pahalı antrenör’. sıkıntılı bir dönem varsa, 1 yıl parasız çalışırım dedim ama biliyordum ki çok başka rüzgarlar yüzünden olmayacak bir şeydi."

    "en çok kırıldığım şey ben ayrıldıktan sonra can topsakal'ın yaptığı konuşmaydı. başarılı oldu ama bize 50 milyon harcattı dedi. harcamayı tek başıma yapmadım başkanın onayıyla yaptım. bu paralarla başarı elde ederken 3-4 kat büyük bütçeli takımlarla mücadele ettik."

    "basketbol'a 8 milyon dolar akıyordu ama galatasaray taraftarı mutluydu. tarık çamdal gibi oyunculara verilen paraları düşününce...galatasaray'ın basketboldaki hızlı yükselişi bazı grupları rahatsız etti."

    "işletme mezunu, italyancası ve ingilizcesi ile az da ispanyolcası olan biriyim. 2026'da bir galatasaray üyesi olarak başkanlık hayalim var elbette. aday olabilirim."

    ergin ataman
  • 29867
    "şampiyonlar ligi'nde her sezon sürpriz bir takım çıkar. bu sezon bu takımlardan biri de biziz. bayern münih'i elemek istiyorsak onlardan daha fazla çalışmak zorundayız. tüm enerjimizi, gücümüzü sahaya yansıtmak zorundayız.

    lewandowski gerçekten çok mükemmel bir futbolcu. ancak bayern münih tek bir futbolcudan ibaret değil. onları güçlü kılan takım olma özellikleri."

    kepler laveran lima ferreira pepe
  • 29869
    "jeunesse, türkiye satış kalıplarının dışında bir firma. bir takım dar görüş sahipleri bunu kavramakta sıkıntı yaşıyor. biz galatasaray olarak da e-ticaret alanında çalışmalar yapacağız. dijital pazarda etkin olacağız.

    galatasaray'ın olduğu her yerde dünya markası vardır. başka görüşmelerimiz de var. umarım yeni sponsorluklarla karşınızda oluruz.

    taraftarların tepkisini biliyorum. burası türkiye. ne kadar efendi olursanız, asil bir duruşla sessizlikle cevap verirseniz yanlış anlaşılıyor. bu duruş, zayıflık, pısırılıklık, yumuşaklık olarak algılanıyor.

    biz galatasaray olarak ağlak bir kulüp değiliz. biz asla pes etmeyiz! haftada 2-3 kez zırlayarak demeç vermeyiz! hakemler de insan, hata yapabilirler. fakat aynı hakem, aynı hatayı 7 kez yapıyorsa burada durmak lazım.

    tff'ye de mhk'ye de fanatik fenerbahçeli gelsin. eğer bir insan tuttuğu takım için objektif değerleri yerler altına alıyorsa biz ona sadece 'yazıklar olsun' deriz ve bu oyunu bozarız!

    hakem kardeşlerimize sesleniyorum; lütfen traş olurken aynaya bakın. bütün tartışmalı pozisyonlar galatasaray'ın aleyhine değerlendiriliyor. bize çok rahat kart çıkarılıyor. eşitlik içerisinde davranılsın.

    hakemleri yanlış eğitiyorlar. hakemlerden adalet bekliyorlar. hakemler, hakim değildir. bizim haklarımızı çiğnemesinler. galatasaray'ın önünü kesmeyin! herkese adil olun.

    mustafa cengiz: "kongre öncesi hiç kimse hazır değildi. dursun özbek de hazır değildi. bize zaman gerekiyor. galatasaray'ın kılcal damarlarına kadar gireceğiz.

    gece gündüz galatasaray'ın menfaatleri için çalışıyoruz. bir mağlubiyetle ağlamayız, bir galibiyetle de övünmeyiz! top çizgiyi geçmediği zaman en az %30'un bize nasıl küfür ettiğini de biliyoruz!

    biz, inan edin sadece kendimize güveniyoruz. isterse mhk başkanı fenerbahçeli olsun. taraftarlığı değil, objektifliği ilgilendirir.”

    mustafa cengiz
  • 29871
    "tabii burada kazanmak veya gollü bir beraberlik almak bizim için büyük bir avantaj olur. her türlü sonuç çıkabilir. kötü bir sonuç alsak da dünyanın sonu değildir, sadece oynadığınız oyunun karşılığını aldığınızda mutlu olursunuz. yarın da böyle çıkacağız. bugüne kadar her şampiyonlar ligi'ndeki her maçta kendimizi favori gördük, bu maçta favori görmüyoruz."

    şenol güneş

    özgüvenine ne oldu paşam? *
  • 29873
    --- alıntı ---
    "biz galatasaray’ız ve asla pes etmeyiz"

    galatasaray spor kulübü başkanı mustafa cengiz, jeunesse ile yapılan sponsorluk anlaşmasında gündeme dair konularla ilgili basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

    başkanımız mustafa cengiz'in imza töreninde sorulara verdiği yanıtlar şöyleydi:

    "taraftarın tepkisini biliyorum. camiadaki tepkinin tamamen farkındayım. burası türkiye. maalesef cenap şahabettin'in 'bu ülkede mütevazı görünmeyin, gerçek sanırlar' diye bir sözü var. siz ne kadar efendi olursanız, asil bir duruş sergileyip sessizlikle yanıt vermeye çalışırsanız bu maalesef yanlış değerlendiriliyor. sizin bu efendiliğiniz, kibar duruşunuz zayıflık, pısırıklık, korkaklık ve özür dileyerek söylüyorum bir yumuşaklık olarak algılanıyor. maalesef türkiye, pusu karakterinin karanlıkta bekleyenlerin spor dünyasında bir şekilde etkisini gösterdiği bir alan. biz galatasaray olarak ağlak ve zırlak bir toplum değiliz. biz mağlubiyeti de sinemize gururla çekeriz. biz genel savaşta kısa mağlubiyetler alabiliriz. biz galatasaray’ız ve asla pes etmeyiz. çarpışarak ve vuruşarak ölürüz. biz galatasaray'ız. haftada 2 demeç, 3 tane zırlayan sözler söylemeyiz. yalnız buradan uyarıyoruz. hakemler de insan, hakemler de hata yapabilir. biz hiç art niyet görmüyoruz. ancak şunu görüyoruz: aynı hakem aynı hatayı 7 kere yapıyorsa bunun anlamı, bunun tercümesi insan hatası değil, kangrenleşen, onulmaz bir yara haline gelmiştir.”

    "federasyon bizim federasyonumuz. mhk bizim komitemiz. basında anlamsız laflar: galatasaraylı mhk, beşiktaşlı tff… federasyona da fanatik fenerli gelsin mhk'ya da fanatik fenerli gelsin. en değerli rakibimizi söylüyorum. eğer bir insan tutuğu değerler ve tuttuğu takım için objektif değerleri yerler altına alıyorsa hakem de olsa başkan da olsa biz ona sadece ‘yazıklar olsun’ deriz ve bu oyunda olmayız. klasik anlamda da söylüyorum bu oyunu bozarız. her maç sonu, ben size ilk günlerde de söyledim; demece karşıyım, cevap vermedim, selam söyledim. sanırım o yanlış anlaşıldı. şimdi selamı bu şekilde söylemiş oluyorum. buradan hakemlere, hakem kardeşlerime sesleniyorum. lütfen tıraş olurken aynaya bakın, aynaya bakabilin. maçları tekrar izleyin. bütün tartışmalı pozisyonlar galatasaray aleyhine yorumlanıyor. galatasaray’a çok rahat kart çıkartılıyor. çok rahat yan hakemler müdahil oluyor. ben kart çıkartılmasın, müdahil olunmasın demiyorum. eşitlik içinde davranılsın.”

    “türkiye'de ezberlerin bozulması gerekir. ben ‘hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ derken bunlardan biri de hakem müessesiydi. hakemleri yanlış eğitiyorlar. onlardan adalet bekliyorlar. hakemler adalet dağıtamaz. hakemler hakim değildir. yanlış tercüme var. arapçada da hakem ve hakim ayrıdır. arbiter’dır. arbiter latince köklüdür. tahkim demektir, gözleyen demektir. referee referanstan gelir. referans veren kişi demektir. kendinizi sahada hakim olarak görürseniz ‘bu takıma sarı kart, bu takıma da sarı kart gösteriyim’, ‘bu takıma yanlış yaptım, bu takıma da yanlış yapayım’ diye bir duyguya kapılırsınız. hakemler hakim değil. hakem gördüğünü çalan, kuralları uygulayan, egemendir. türkçesi yok. yargıcı diye bir kelime bulundu, tutmadı. lütfen hakem seminerlerinde bu doğru olarak eğitilsin, hakemlere kendilerini hakim zannetmesin ve bizim haklarımızı çiğnemesin. kimse uzun vadeli fatura kesmesin. her şey bu dünyada bu sırada olur. galatasaray'ın lütfen önünü kesmeyin. herkese adil olun. kimse mutlu değil hakemlerden. bu futbolun yapısında beltki. ama biz şunu söylüyoruz: lütfen tartışmalı pozisyonlarda kolaylıkla galatasaray’ın aleyhine çalmayın. lütfen iki taraf için de düşünün bu bağlamda adil olun istiyoruz. galatasaray asla pes etmeyecektir!”

    “seçim dönemine kimse hazırlıklı değildi. dursun başkanım da hazırlıklı değildi. bizim gibi gelişmekte olan dinamik ülkelerinde, herhangi bir kuruluşta yüzde yüz hazırlıklı olmanız mümkün değil. yapı çok dinamik. enkaz edebiyatı sevmiyorum. on binlerce sorun var. bize zaman gerek. biz galatasaray’ın kılcal damarlarına kadar gireceğiz. bunu ben tehdit veya kötülük anlamında söylemiyorum. duruma egemen olmak, sistem kurmak için. biz çekildiğimizde daha rahat, daha mutlu, daha gelişkin galatasaray bırakmak sevdasıyla buradayız. her gün her saat doluyuz. neredeyse her gün bir yere gidiyoruz. hiçbir zaman kapadokya’da turistik gezi yapmıyoruz. nezaket ziyaretlerimizin tamamı galatasaray’ın çıkarlarınadır. biz 24 saat bütün arkadaşlarım gece gündüz çalışıyoruz. galatasaray'a gönül vermiş insanlar inan edin 24 saat çalışıyor. saat kaçta çıktığımızı bilmiyoruz. ‘bizi takdir edin’ anlamında söylemiyorum. böyle bir şeye ihtiyacımız da yok. top çizgiye geçmediğinde en az yüzde 30’un bize nasıl hamamböceği gibi küfür edeceğini de çok iyi biliyoruz. biz galatasaray’ız tek galibiyetle ölmeyiz, tek galibiyetle övünmeyiz. galatasaray için sürekli sorunlarla mücadele edeceğiz."

    “pandora’nın kutusuna gelince… sevgili dursun başkanım değerli bir galatasaraylı. samimi söylüyorum. bizim kimseye özel bir kastımız, düşmanlığımız yok. o da kendi anlamında, kendi perspektifi içinde galatasaray’a hizmet etmiş, maddi yardımda bulunmuş kardeşimiz. biz diyoruz ki bu maddi yardımda temlik ve tedbiri kaldıralım. galatasaray’ın üstündeki pranga gibi. olay bu. onu da en nihayetinde kaldıracağını, reel rakamlarda anlaşacağımıza inanıyorum. biz bir taşı bir metre öteye götürene kim olursa olsun kim olursa olsun medyunu şükran oluruz.”

    “biz açık ve şeffaf olma sözü verdik. benim biraz da uzmanlık konum. geçen yönetim döneminde dursun bey ile görüşmelerim olmuştu geçmişte. elimden geleni yapmaya çalıştım fakat yankı bulmadı. biz uefa konusunda maalesef mali açıdan iyi durumda değiliz. uymadık, açık konuşalım. geldiğimizden bu yana ffp ile ilgili çalışıyoruz. geldiğimizin ertesi günü teftiş kurulunun iki üyesiyle görüştük. sağlıklı bir görüşme oldu. biz son günlerde mesaimizin en az yarısını bu konuya veriyoruz. bununla ilgili bir çalışma grubu kurduk. federasyonumuz da bu konuda özellikle servet yardımcı başkan bize yardımcı olacak. önemli olan kendimizi ifade etmemiz. ffp’de biz türk takımların içinde bulunduğu genel durumun uefa tarafından anlayışla karşılanmasını istiyoruz.”

    “yellowfreiday kampanyasını taraftar başlattı. değerli arkadaşımız kendi çalıştığı jeunesse firmasını buraya getiriyor. loca ve kombine satışlarımız. istediğiniz gibi eleştirin. fakat lütfen destek olun galatasaray’a... sadece eleştirmeyin. eleştirirken lütfen desteğinizi esirgemeyin. loca ve kombine satışları için diyorum. burası benim şirketim değil. bizim arkadaşlarımızın şirketi değil. burada elde ettiğimiz gelir tekrar size dönecek. geleceğin galatasaray’ını yaratmak istiyorsanız, çocuklarınızın mutlu bir sosyal ortamda büyümesini istiyorsanız siz şimdiden galatasaray’a destek olmalısınız. bu nedenle lütfen loca alın… 3 haftada 8.5 milyon tl sadece stat geliri elde ettik. düşüncemiz türk oyuncularla tl bazında anlaşma yapmak. permleri sadece galibiyete yani 3 puana vermek. yabancılarla da yine türk liralı anlaşmalar yapmak. bizi en çok yaralayan gelirin tl, giderin yabancı para cinsinden olması. galatasaray bir spor kulübü. yılda 70-80 milyon tl’ye yakın amatör branşalar giderimiz var. bu mali açmazı açıklar. devletimiz bu konuda yardımcı olacak. torba yasa çıkıyor. amatörlerle ilgili bir düzenleme var. bu da galatasaray gelirlerini olumlu etkileyecek, diğer kulüplerin de öyle. diğer 3 büyük kulüp türkiye’de toplumun çimentosu. inşallah ffp’de uefa’nın türk takımlarına tekrar bir fırsat vereceğine inanıyoruz.”

    “inan edin sadece kendimize güveniyoruz. isterse mhk başkanı fanatik fenerbahçeli olsun. bu onun futbolla ilgilendiğini gösterir. haksızlık yapmasın. objektif olsun diyoruz… bizi mhk’nın yapısı kendi içindeki mesajlaşmalar doğrudan ilgilendirmiyor. biz sahada yenilgiyi asla kabul etmeyen, ölümüne savaşan bir futbol takımı, bir spor takımı, voleybolda da basketbolda da. öyle bir takım istiyoruz. bizi başkalarının ne düşündüğü ilgilendirmiyor. toplumsal kanaat ve toplumsal vicdan... bakın voltair’e. toplumsal vicdan… toplumdaki vicdan eğer bir kişiye, bir takıma, bir gruba, bir aileye, bir insana haksızlık yapıldığına inanıyorsa o vicdan sel olur ezer o haksızlık yapanları. bunu da unutmayın.”

    http://www.galatasaray.org/...la-pes-etmeyiz/38903

    --- alıntı ---

    mustafa cengiz
App Store'dan indirin Google Play'den alın