• 27855
    turgay demir: taşşakşehir maçındaki farkı görsünler!

    gökmen özdenak: kessinlikle... hocayı... şimdi... (mavi ekran)...

    https://www.youtube.com/...=youtu.be&t=4375

    1.12.58'e dikkatli bakın. gökmen özdenak'ın lafı duyduktan sonraki mimikleri kafa hareketleri napacağını bilememesi efsane. sonrasında da 3 ayrı konuya başlamaya çalışıp başlayamadan bitiriyor.
  • 27856
    "böyle bir maçtan ve performanstan sonra kaybettiğimize inanamıyorum. soyunma odasına girdim ve oyuncularımı kutladım. çok şans yakaladık ama bunlar kazanmaya yetmedi. şans faktörü ne yazık ki yanımızda değildi."

    "önümüzde birçok maçımız var. yeter ki bu ruhu ortaya koyalım. böyle mücadele etmeye devam edeceğiz ve daha çok puan alacağız. bazı maçlarda iyi performans gösteremediğimiz doğru ama oynadığımız derbilere bakınca kesinlikle kaybetmeyi hak etmiyoruz."

    igor tudor.

    bende diyorum ki, senin şansını seveyim!
  • 27857
    imkaniniz varsa 10’uncu dakikayı bir daha izleyin: aatif sıkışık bölgeye gidiyor, tudor kenardan kendini hırpalıyor, “faul yapma” diye çıldırıyor çizgide. ve sabri gidip ne yapıyor, tahmin edin!

    (bkz: uğur meleke)

    suç oyuncularda mı, yoksa tudor'da mı bence bu yalın tespit her şeyi açıklamaya yetiyor.
    ee oynatmasın diyeceksiniz. işte orada yönetim başarısı ortaya çıkıyor. hala sabriyi gönder(e)meyenler, yerine daha iyisini almayanlar, daha iyisi takımda olsa da* sabri'nin oynamasını diretenler suçlu.
  • 27858
    --- alıntı ---

    galatasaray yönetiminden istifa açıklaması

    galatasaray başkan yardımcısı nasuhi sezgin, istifa etmek gibi bir düşünceleri olmadığını ifade ederek, “yönetim olarak dik duracağız ve galatasaray’ı iyi yerlere getireceğiz” dedi.

    süper lig'de şampiyonlar ligi umudu tükenen galatasaray'da oklar yönetime çevrilmiş durumda. sarı-kırmızılı taraftarlar, başkan dursun özbek ve yönetimin istifasını isterken, başkan yardımcısı nasuhi sezgin ise böyle bir düşünceleri olmadığını sadece amk'ya açıkladı:
    “bu işler görüldüğü kadar kolay değil. yönetim olarak dik duracağız ve galatasaray'ı yeniden iyi yerlere getireceğiz. bazı şeyler sadece yazmak, konuşmak veya anlamsız tenkitlerle olmuyor. galatasaray önündeki önemli projelerini hayata geçirmelidir. üstlenmiş olduğumuz görev zor ama yapılmayacak bir iş değil. bu işi bitirip, galatasaray'ı her zaman olduğu gibi yeniden iyi yerlere getireceğiz. yönetim olarak istifa etmek gibi bir düşüncemiz bulunmuyor.”

    --- alıntı ---

    nasuhi sezgin. kaynak: amk http://amkspor.sozcu.com.tr/...a-aciklamasi-617556/
  • 27860
    “galatasaray yönetimi ve yan kolları, tek cümleyle kontrolden çıkmıştır. bir kargaşa var. taraftar memnun değil ve kulüp iyi yönetilemiyor. loca sahipleri maç günleri localarına dahi gidemiyorlar.

    yönetim bu işi bilmiyor. bilmemek ayıp değil. fedakârca ve iyi niyetle çalıştıklarından şüphemiz yok. ancak yetersizler. kimseye danışmadan yanlış işler yapıyorlar...”

    “florya ve riva’yı devrettik. karşılığında ise 508 milyon lira aldık. bunu da iki sene vadeli 350 milyon lira net olarak kasamıza koyabildik. öncelikle pahalı borçlarımızı ve başkanınki de dahil olmak üzere kefaletleri hallettik. ama borç hanemizde bir oynama olmadı.

    ancak iki sene sonra borçlar düşmeye başlayacak ve bu da her şey yolunda giderse gerçekleşecek. yeni kabul edilen 2017 bütçesine baktığımda dönem içinde en aşağı 125 milyon lira daha borçlanmamız gerek. riva ve florya elden gitti. yönetimin bize söylediği bir peri masalı. bunları tenkit etmek için değil bir tespit olarak söylüyorum.”

    “yönetimin nerede hata yaptık diye düşünmesi gerek. galatasaray’ı bu olumsuz durumdan çıkarmak için bir vizyon çizmek lazım. böyle giderse galatasaray küme düşer. bu olmaz diye düşünmemek lazım. galataaray, küme düştüğü zaman göbek atacaklar var. hataları anlatmak için çok fazla düşünmeye gerek yok. galatasaray, karabük’ten antrenör çalamaz. alınan hoca mourinho olsa dahi galatasaray’a bu ayıp yeter. çıkış yolu florya ve riva’yı satmak değil markayı pazarlamakta. şu an bile galatasaray’ın marka değeri 1 milyar dolar civarında.”

    faruk süren
  • 27862
    başakşehirli futbolcuların a spor muhabirine saldırması ve sonrasında futbolcuların ilgili muhabirle buluşup çiçek vermesi hakkında,

    görüntü şu, http://gss.gs/ydV

    “sevgili meslektaşımız kalkıyor rize’den buraya geliyor. onlar sana gelsin, sen niye geliyorsun? genel tavrı gördünüz mü? ben volkan’ı gayet efendi bir çocuk olarak bilirim. böyle bir havalar, bir kibir… emre, bu yaptığımız da örnek olsun’ falan diyor. ya kibre bak. adama saldırmışsın, 5 kişi yerde tekmeliyorsun sonra da televizyonun karşısında geçip ‘bunu da kimse yapmaz ha’ diye bir kibir gösterisi. bun nasıl tiksinç bir tavır. insan nasıl bu kadar kibrin içine düşebilir. kimsin kardeşim sen bu kadar kibirli olabilecek! adam da üstelik yanında oturuyor o sırada. insan bu kibre kendini nasıl kaptırır? bunlara sorsan hepsi de çok inançlı çocuklar falan. ya kibirden büyük günah var mı dünyada… biraz normal bir insan olduğunuzu türkiye cumhuriyeti vatandaşı olduğunuzu, sizin de sorumluluklarınız olduğunuzu hatırlayın. ‘bu yaptığımızı da kimse yapmaz’ diyor. tabii yapmaz 5 kişi bir adama saldırır mı? allah ıslah etsin.”

    mehmet demirkol

    her zaman sallıyorum, simdi hakkını vereyim. bu konu hakkinda cesaretle konustugu icin tebrik ediyorum ama bu kendisinin sinsi oldugu gercegini degistirmiyor.
  • 27865
    galatasaray’ın kuruluşundan gelen bir anlayışı var, özgür olmak özgürce ifade etmek zorundadır. disiplin kuruluna verilen bu muhalif üyeler başkan tarafından görüşmeye çağrılmalıydı, bir de genel kurulun üzerinden 1 ay geçti neden şimdi disipline veriliyor?

    başkan disiplin kuruluna verebilir, böyle bir hakkı var. disiplin kurulu bir karar verir, bu yönetim kuruluna gelir, en sonunda da genel kurulda görüşülür ondan sonra nihai karar verilir. ayrıca genel kurulda yapılan eleştirilerde bir hakaret yok, bu eleştirilerden rahatsız oluyorsa bu üyeleri başkan çağırıp görüşmesi lazım. bu arkadaşları ikna etmesi gerekiyorken, 1 ay sonra disiplin kuruluna bu üyeleri veriyor. bu davranış galatasaray’a zarar verir, sevgiyi uzlaşmayı bitirir. bu davranış galatasaray’ı çürütür.

    galatasaray, genel kurulu özgürce fikirlerin söylenme yeridir. hakaret olmadığı sürece sorun olmaz, nepotizm bir hakaret değil. galatasaray’da sorun başka yerde, futbol aklı olarak mehmet özbek var, bu insan galatasaray için yetersizdir. mehmet özbek, galatasaray dışında hangi kulüpte görev alabilir? bunu eleştirmek son derece doğrudur, sen 2 yıldır başarısız oluyorsun ve eleştiriliyorsun, bunda alınacak bir şey yok.

    genel kurul’da, üyelere eleştirdikleri için teşekkür ediyorsun ama 1 ay sonra bu üyeleri disipline veriyorsun! peki ne değişti de bunu yapıyorsun?

    önümüzdeki günlerde galatasaray’da sıcak gelişmeler olacak, başkan adayları ortaya çıkacaklar bunu göreceksiniz. ben adaylığım hakkında bir şey söylemiyorum, çok kısa bir süre içinde değişikliklerin olduğu özgür bir topluluk olarak yerini alacaktır.

    önümüzdeki günlerde başkan adayları ortaya çıkacak ve dursun özbek kulübü seçime götürmek istemeyecek.

    eski baskan adaylarımızdan sn prof. dr. ahmet özdoğan

    cok sey istemedik söyle galatasaray degerlerini bilen bir baskan istedik, fazlası degil...
  • 27868
    emre belözoğlu kariyeri boyunca beni hiç yanıltmadı. 10 sene önce de bugün de...
    dün ‘sözde’ özür dilemeye gittiği yerde ‘bu yaptığımızı herkes yapmaz’ kibriyle kasıldığı için eleştirdim. ve biliyordum ki daha da ileri gidecek.
    yanılmadım. şimdi bu eleştiri yüzünden beni tehdit ediyor: ‘mehmet demirkol çıkmış benim hakkımda konuşuyor. allah’ın da bir adaleti var. bir gün onunla hesaplacacağız. allah huzurunda da olsa bu olacak.’
    işte tam da bundan bahsediyordum! bu kibirden, bu mafya ağzından.
    bak emre!
    ben senin hakkında konuşmuyorum. davranışların hakkında konuşuyorum. bu sokak mafyası ağzıyla savurduğun tehditlerle ilgili... korkunç kibirinle ilgili. ve beni hiç yanıltmıyorsun.
    merak ediyorum söylediğin gibi eğer allah’ın huzuruna kalmazsa bu hesaplaşma nasıl olacak? söylesene nasıl?
    tehdit edebiyatı!
    gazeteciyle nasıl hesaplaşılır?
    mahkemeye vererek. eğer bir yalan, iftira veya hakaret varsa verirsin mahkemeye. mahkum ettirirsin.
    peki bugüne kadar beni neden hiç mahkemeye veremedin?
    bugün belli ki aklında yine bu yok!
    tribünlerde açtırdığınız pankarttaki 3. sınıf tehdit edebiyatında ipuçları var bu hesaplaşma uyarısının.
    ‘demir kolay erir bizde’ vay vay vay.
    sonra ne olacak? beş kişi saldırıp sonra da özüre mi geleceksiniz?
    ‘bak bu yaptığımızı herkes yapmaz ha!’
    mobese görüntüsü sızmasa...
    bak kardeşim eğer sana galiz küfürler eden birisi varsa ve ona ağır tahrik altında dersini kendin vermek istiyorsan bu senin bileceğin iş. ben karışmam. dersini verir cezasını çekersin.
    ama birisine dalıyorsan bunu çeken muhabirlere saldırmazsın. aksine ‘çek de bana küfür edenlerin cezası nedir tüm dünya görsün’ dersin.
    siz tabii ki öyle yapmıyorsunuz. siz hem saldırmak istiyorsunuz hem de bunu saklamak...
    yani ceza almamak peşindesiniz. zaten mobese görüntüsü sızmasa muhtemelen kimse de ceza almayacaktı. işte eleştirdiğim bu...
    bu sokak mafyası usulü.
    senin hakkında konuşmuyorum. davranışların hakkında konuşuyorum.
    senelerce pompalanan ‘emre sahada farklı dışarıda farklıdır’ balonunun artık patladığı gerçeği üzerine konuşuyorum.
    yanındakiler bile!
    ve her defasında sen bir adım öteye gidiyorsun. önce hareket çekiyorsun. patronlara şikayet ediyorsun. şimdi de tehdit ediyorsun.
    bu kibir, bu tavır iyi değil
    daha önce beni işimden etmek isteyen, bunda belli oranda başarılı olan senden daha az kibirli abilerin oldu. ama ulaştıkları büyük güç ve kibrin kölesi oldular. bügün ülkeye giremiyorlar. kibir kaybettirir bunu bil.
    sen hâlâ gençsin. gel bu yoldan dön.
    o 16 yaşında dortmund’da sahaya çıkan alyanaklı çocuğu hatırlamaya çalış.
    onu hepimiz çok seviyorduk.
    bugünse durum çok farklı. inan sana gaz veren en yakınındakiler bile davranışlarına dayanamıyor.
    gel yol yakınken şu kibrinden
    kurtul!
    gel bir kez olsun şaşırt beni...

    mehmet demirkol

    mehmet demirkol, emre belözoğlu'na duyulan antipatiyi de arkasına alarak cesurca cevap vermeye devam etmiş. ara da yan çizmiş falan ama devir bunların devri. yarın ntvspor'dan da, fanatik'ten de kovulursa şaşırmam. bunu da bildiğinden aralara başka kişileri de işaret ederek o konularla prim yapmaya çalışmış.

    bu iki fenerlinin birbirine karşı böyle oluşu içten içe de hoşuma gitmiyor değil. mehmet demirkol'un bu konudaki genel tavrını zaten destekliyor ve tebrik ediyorum ama yiyin birbirinizi demekten de kendimi alamıyorum.
  • 27870
    "sevgilerle, dualarla beşiktaş bir yere geldi. şampiyonluk ramazana denk gelirse kutlama yapmayı düşünmüyorum."

    son cumhurbaşkanı yalayıcı nam-ı diğer 101 dil darbesi fikret orman.

    yönetim anlamında değil ama yalakalık anlamında dursun'un çok aşağısında bu adam. türk futbolunun kaldığı isimlere bak. çıldırırsın amk.
  • 27872
    "17 mayıs, g.saray’ın uefa kupası’nı kazandığı tarihin yıldönümü. takvim öyle bir denk geldi ki; 17 mayıs 2017 ve 17. senesi..."

    bir başkan müsveddesi

    https://www.youtube.com/watch?v=RMbThBxNwTE

    edit: müsvedde kelimesinin tanımı için;

    1. isim yazı taslağı, karalama
    "sende başka âşıkane müsvedde varsa bana ver." - h. r. gürpınar
    2. bir şeyin kötü benzeri
    "anne değil ki anne müsveddesi.

    kaynak: tdk, velhasıl hakaret falan içermiyor bu entry.
  • 27874
    "mehmet özbek 16 senedir bu kulübün bir üyesi... ‘bir iş adamı’, ‘başkanın kardeşi’ diyerek yapılan yorumlara da katılmam mümkün değil. mehmet özbek, florya'da parayı yönetiyor. 'transferleri mehmet özbek yapıyor' algısı doğru değil. bizde transfer süreci şöyle işliyor. scout ekibi hocamızın ihtiyaç gördüğü mevkilerde bir liste oluşturuyor. futbol direktörümüz cenk ergün oluşturulan transfer listesindeki futbolcular için görüşmeleri yapıyor. mehmet özbek sadece para konusu devreye girdiğinde sürece katılıyor ve mali açıdan sözleşmeleri denetliyor. en son sözü ise başkan olarak ben söylüyorum".

    dursun özbek
App Store'dan indirin Google Play'den alın