• 311
    önümüzdeki günlerde 14-15 sezonu playofflarına kapılarını açıcak organizasyon, ayrıca mvp konusu da var. mvp için bence 2 tane aday: biri harden diğeri de curry. westbrook'u almadım çünkü hem diğerlerine göre az maç oynadı hem de takım başarısı diğer 2 adayın takımları gibi değil.

    şimdi takım bazına bakarsak curry harden'dan önde, batının en iyi takımı gsw, garantilediler yerlerini de. şu anda oylama yapılsa curry tüm nba'de izlemesi en keyifli oyuncu olarak seçilecektir. takımına liderliği, şut tehditi, pasları, chris paul'u madara etmesi, rakibi olan harden'ın takımı rockets'a sezonda maç kaybetmemeleri falan curry'nin avantajları.

    harden'a gelirsek mental olarak sorunlu bir oyuncu(ydu). sezon performansına bakarsak takımı resmen taşıdı, yanında güvenebileceği sadece ariza vardı, takım arkadaşlarına sırtını dayayamadı, sene başında planlanan rockets ilk 5'i çok az sayıda maçta birlikte oynayabildi, belki oynayamadı da*. geçen sene playoff serisinde kaybolan harden, 82 maç vahşi batı'da rockets'ı ikincilik koltuğuna oturtmaya çalışıyor. savunması geçen seneye göre iyi tabi ama yine de çok üst düzey değil. ancak rockets'ın yaratıcı gücü sadece harden'ın omuzlarında, o nedenle bu seneki savunması 3.5 tan 4'e yuvarlanabilir. sayı kralı kendisi, nba tarihinde farklı bir skorer olarak anılacak bir oyuncu harden, onun tarzında pek oyuncu yok.

    sadede gelirsek harden'ın yaptığı işin curry'den daha büyük ve önemli olduğunu düşünüyorum, curry'nin mükemmel bir koçu ve o koçun uygulattığı mükemmel bir sistem var. harden ise bu avantajlara sahip değil ve kendi defolarına rağmen takımını tepede tutmayı başardı. benim bir oy hakkım olsa oyumu harden'a veririm ama curry kazanırsa da neden curry kazandı moduna da girmem. tatlı, güzel bir yarış olucak, ödülü kaybedene de yazık olacak ancak spor böyle bir şey. iki oyuncuya da 14-15 sezonunu güzelleştirdikleri için teşekkürler.
  • 175
    geçen yıl neden sezonun yarısını heba ettiniz o zaman diye sordurtan oluşum..

    ya arkadaş bu ligin takımlarının sahipleri bir araya gelip oyunculara karşı durup lokavta sürüklemediler mi? en sonunda da büyük oranda takım sahiplerinin istediği bir anlaşma yapılmadı mı?

    hatırlayalım neydi bu anlaşma şartları.. 58 milyon salary cap, 70 milyon üzeri lüks vergisi ve 74 milyon hard cap. amaç yıldızların bir arada bulunamaması, rekabetin ve güç dengelerinin korunması.

    şimdi bakıyorum da dwight howard takası için yardım eden edene..

    uzun vadede yeniden oluşuma girip gelecekte başarılı olmayo hedefleyen bu takımlar acaba ne yaparlarsa yapsınlar yine de yenemeyecekleri güçleri oluşturmaya yardım ettiklerinin ne zaman farkına varacaklar?

    ya da hemen akla şu sorular tekrar geliyor...

    yeni cba'yi neden yaptınız? kendi düşeceğiniz kuyuyu kazmak için bu kadar çaba neden?
  • 392
    curry yüzünden bitmiş organizasyon. adam vicdansız, savunulmuyor, sahura kalkınca cleveland maçını izledim biraz, cleveland lebron üzerinden sayı bulmaya çalışıyor, hayvan gibi savunuluyor, koskoca lebron ne kadar aciz durumlara düşüyor ama bu hıyarağası topu alıyor, yakın savunma yapılırken bile 3 lük çizgisinin 3 metre gerisinden topu sokuyor. 1-2 derken cleveland'ın direncini iyice kırdı hıyar, iyi maç izleyim bari derken 5 dakikasını izleyip kapatıp yattım. (bkz: gerçek nba bu değil)
  • 307
    yaşı 25 civarı olan kişilerin bu lige ilgilerini kaybettiren şeyin d-smart olduğunu düşünüyorum. yayınlar ntvspor'da iken gerek spikerler gerekse yapılan yayınlar sayesinde hep popüler kalmayı başarmıştı.

    yine de bu sporu sevenler için vazgeçmek çok kolay olmuyor. ben bir mavericks taraftarı olarak 15 yıldır takip ediyorum. şu an önemli gördüğüm maçlar dışında nerdeyse hiç maç izlemiyorum ama her sabah uyandığımda ellerim bir şekilde espn sportscenter uygulamasına gidiyor. hemen her maçın detaylarına bakıyorum. takımlar hakkında yazılar yorumlar okumaya devam ediyorum.

    bu spor güzelliğiyle bir şekilde yaptırıyor bunu. çünkü playoffları basketbolun doruk noktası ve izleyenler o zamanlar geldiği zaman o heyecan ve zevkin bu takibe değeceğini biliyor.
  • 84
    sakatlık ve ceza yüzünden oynamayıp benchte oturan basketbolcular için bulabildiğiniz en iğrenç takım elbiseleri giyin talimatı var sanırım. biri kahverengi, diğeri mavi takım elbise falan giyiyor. biri de siyah ne bileyim lacivert takım giysin anasını satayım. takım elbise giyme zorunluluğu olmasa neler giyecekler allah bilir. hayır türkiye'de olsa ortalık pezevenk esprisinden geçilmez.
  • 539
    turkiye'de bizim vatandasimizin irkcilik anlayisliyla gercekten bunu gunluk yasantisinda tecrube eden amerika'linin irkcilik tanimi ayni degil.

    bizde beyazin siyaha nigger demesi ile siyahin beyaza bitch ass white boy demesi ayni kefede degerlendiriliyor.

    amerika'da ise isin sistematik kismina bakiyorlar. irkciligi, elinde guc bulunduran bir zumrenin, ayni kaynaklara erisimi olmayan baska bir zumreye uyguladigi baski penceresinden degerlendiriyorlar. bu sekilde degerlendirince de, beyazin siyaha nigger demesi ile siyahin beyaza white boy demesi arasinda ciddi bir fark doguyor. birinde nigger sozcugu o sistematik ayrimi ve gercekten derin olarak empoze edilmis sosyal esitsizligi simgelerken, bir zencinin bir beyaza bitch ass white boy demesi ancak karsisindakinin kalbini kiracak bir soylemden ibaret kaliyor.

    unutulmasin ki bu insanlarin buyuk cogunlugu fakir ailelerden gelen, yani irkciligi, polis siddetini, beyaz irkin kendilerine dayattigi sistematik ustunlugu iliklerine kadar hissederek buyumusler. yani o batakligin icinden geliyorlar ve zaten bu konuya karsi hem son derece hassas hem de son derece farkindalik sahibi kisiler. ne kadar milyonlarca dolar para kazanirlarsa kazansinlar, bu insanlarin kimliklerini, gecmislerini degistirmiyor.

    bunun yaninda nba'de oynayan basketbolcularin %75'i siyah. bu sporun en onemli sporculari da siyah hatta jordan, lebron, kobe gibi isimler irk, din, dil farketmeksizin dunyada bir cok insanin kahramani. boyle bir platform siyahlar icin dunyaya mesaj vermek acisindan cok cok degerli. onlar da dogal olarak bu platform uzerinden seslerini duyurmaya calisiyorlar.

    nba yonetimi ise bu durum karsisinda uc sebepten dolayi ilimli davraniyor. birincisi yukaridaki istatistik. yani en onemli sporcularin buyuk cogunlugunun siyah olmasi. ikinci takim sahipleri. 30 takim sahibinin 20'den fazlasi demokrat parti mensubu. ucuncusu de seyirciler. nba izleyicisinin yuzde ellisinden fazlasi siyah, yuzde otuz kadari asyali. sadece yuzde on gibi bir kesim beyaz ve bunlarin cogu da yine demokrat parti sempatizani.

    bu sartlar altinda nba dogal olarak sosyal esitsizlige karsi en sert ve ses getiren protestolarin yapildigi spor organizasyonu halini aliyor.

    bu baslik, montrezl harrell, luka doncic, cesitli nba maclari gibi basliklar altinda bazi arkadaslarimizin yazilarini gordukce bu yaziyi yazma ihtiyaci hissettim. bizim gercekligimizle abd'de yasayanlarinki ayni degil. bizim irkcilik deyince anladigimizla onlarin anladigi da ayni degil. o yuzden buradan yargi dagitirken aradaki farkliliklari once bir dusunmek lazim derim sahsen.

    edit: white boy olayina kevin love ve jj reddick'in bakisi: https://www.youtube.com/watch?v=FWEl9hZGBQU
  • 610
    normal sezonu bir türlü ciddiye alamayan potansiyelli takımların form tutamaması sonucu iyice vasatlaşan organizasyon. kesinlikle keyif vermiyor. euroleague organizasyon olarak bunlardan bin kat daha çekişmeli ve heyecanlı. üstelik arada basketbolcu açısından büyük bir kalite farkı olmasına rağmen. bilmiyorum nba yönetimi artık ne yapar ne eder ama ben bu vasatlığa artık tahammül edemiyorum.

    ufukta görünen 2024 boston-dallas final serisi beklentileri karşılar umarım.
  • 393
    2016 finallerindeki ilk iki maç özelinde bakacak olursak, curry'nin değil, ancak gsw'nin ligdeki inanılmaz ağırlığını gördük. barbosa, livingston gibi adamlarla birlikte parçalıyor cavs'i gsw. curry'nin sırasıyla sadece 11 ve 18 attığı maçlarda cavs'a inanılmaz üstünlük kurdular. şampiyon gsw-okc serisinde belli olmuş gibi. bakalım cavs bu gece ne yapacak.
  • 436
    avrupa basketboluyla senkronize olduktan sonra özgünlüğünü kaybeden organizasyon? aynı zamanda draft seçimleri ve takas hamleleri neticesinde kendi içinde müthiş bir sirkülasyon yaşayan yapı.

    yunan filozof heraklitos'un çoğumuzca bilinen bir sözü var, "değişmeyen tek şey, değişimdir" diye. adam o kadar haklıymış ki, vefatından 1300 küsür yıl sonra bu sefer bir başka filozof, arthur schopenhauer*, "değişim, değişmeyen tek şeydir" diyerek bilmem kaç kuşak önceki hocasını tasdiklemiş... sosyal yapının sürekli değişimi doğal olarak sporun da daimi değişimini beraberinde getiriyor. işin içine daha çok bilim giriyor, daha fazla teknoloji dahil oluyor. nba için de durum bu. hep bir başkalaşım, hep bir göç alma/verme hali.

    birçok spor organizasyonu gibi nba de değişti. şehirle, takımla özdeşleşen oyuncu sayısı oldukça az. bunun yanında, avrupa basketbol pazarıyla kurulan ortaklığın nba'in hücrelerine kadar işlemesi söz konusu yapıyı başkalaştırdı. keza teknolojinin en az oyunun kendisi kadar önem arz etmesi, ne bileyim, basketbolu basketbolun kendisinden saptırdı.

    değişime karşı gelinemez. aksi, hayatın aritmetiğine ters bir durum olur. lakin insan bazen "özgünlüğü" özlüyor.

    los angeles evinde, the forum'da, san antonio'yu ağırlıyor! ne diyor biz türkler, "oldies but goldies"* :(

    günler sonra gelen edit: imla
  • 360
    son 3-4 yıldır müptelası olduğum organizasyon. ondan önce de takip ediyordum ama işin içine bu kadar giremiyordum. lebron'un miami'ye gelmesi, buna karşılık lakers'ın nash-kobe-artest-gasol-howard gibi bir kadro kurması ilgimi çekmişti, o sezon düzenli takip etmeye başladım bir daha da kopamadım. iş öyle bir manyaklığa dönüştü ki, eğer o gece nba maçlarını izleyemediysem sabah uyanıp ilk işim nba.com'a girip kim kaç sayı atmışa bakmaya kadar döndü. içine girdikçe adamların sadece basketbol oynamadığını, maç önü-maç sonu her şeyiyle bir şov olduğunu anlıyorsunuz zaten.

    daha önceleri hiçbir şey yazmıyordum nba ile ilgili sözlükte kimsenin ilgisini çekmiyor diye ama son günlerde golden state'in çılgın performansıyla ilgiyi biraz üstüne toplamış gibi gözüküyor. çok da güzel oldu ilgi çekmesi, gece o vakitlerde nba ile ilgili bir şeyler yazan insanların olması güzel. keşke daha çok olsa. geçen gün x takımı sempatizanları diye herkes nba'de desteklediği takımın başlığına bir şeyler yazdı çok keyif aldım okurken. ilgi zamanla artacaktır diye düşünüyorum çünkü git gide daha iyi basketbol oynanıyor, daha eğlenceli işler oluyor nba'de. yıllardır süren nba'in eski tadı yok geyiği kalmadı neredeyse. bence en güzel dönemlerinden birini yaşıyor nba. tadını çıkarmakta fayda var bu dönemlerin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın